Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
FARKLI KARKAS BÖLÜMLERİNDEN FARKLI
RANDIMANLARDA ÜRETİLMİŞ MEKANİK AYRILMIŞ TAVUK ETLERİNİN BAZI ÖZELLİKLERİ
Çağrı ALTUN
GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ANKARA 2008
Her hakkı saklıdır
1
1. GİRİŞ
Et; gerek besin değeri, gerekse kendine has tat ve kokusu ile insan beslenmesinde
önemli bir gıda maddesidir. Hayvansal kaynaklı proteinler ve bunlar içerisinde et
proteinleri insan için gerekli olan esansiyel amino asitleri yeterli ve dengeli bir şekilde
içerdikleri gibi bu proteinlerin insan tarafından hazmı ve bünyede kullanılabilirlikleri de
bitkisel proteinlerden daha üstün ve yüksek biyolojik değerdedir (Öztan 2003).
Kırmızı et üretiminin giderek azalmasıyla ortaya çıkan hayvansal protein açığı, kanatlı
eti üretimindeki artışlarla dengelenebilmiştir. Tavuk etinin diğer etlere göre maliyetinin
ve kolesterol düzeyinin düşük olması tüketimini hızla arttırmıştır. Ülkemizde yıllık
tavuk eti tüketimi, 2006 yılında kişi başına 14 kg’a ulaşmıştır (Anonim 2006).
Tavuk karkasının göğüs, but ve kanat gibi temel parçalarının ayrılmasından sonra geriye
göğüs kafesi, sırt ve boyunu içeren ve tüm karkasın yaklaşık %40’ını oluşturan kısım
kalır. Karkas üzerinde kalan, tüm etin azımsanmayacak bir kısmını oluşturan bu etler,
mekanik yollarla ayrılarak teknolojiye kazandırılabilir (Dawson and Gartner 1983,
Shahidi et al. 1992, Trziska et al. 1993, Kolsarıcı ve Candoğan 2002).
Mekanik ayırma işlemi, et ve kemiğin birlikte öğütülmesi veya ezilmesi ve bu karışımın
ince bir elek ya da delikli bir yüzeyden geçmeye zorlanarak, kemik parçacıklarının
ayrılmasını içermektedir (Froning 1981).
Mekanik ayrılmış et (MAE); elle büyük parça etler ayrıldıktan sonra kemiklerden
mekanik yolla ayrılan ettir. Ayrıca kasaplık hayvan kemiklerinin parçalanıp, et ve
kemik unu olarak ayrılması ile üretilen ve et ürünlerinin formülasyonunda kullanılan bir
hammadde olarak tarif edilmiştir (Daros et al. 2005). MAE, hamur kıvamlıdır ve
depolama sırasında meydana gelen bozulmalara karşı hassasiyeti yüksektir (Dawson
and Gartner 1983).
2
Hayvanın yaşı, kemik/et oranı, kesim metodu, deri içeriği, mekanik ayırıcının ayarları (bazı
makinelerde yüksek randıman, ayrılan dokudaki kemik ve yağ içeriğini arttırır ve yüksek
sıcaklığa sebep olur) ve olası protein denatürasyonu sebebiyle, mekanik olarak ayrılmış etin
kimyasal kompozisyonu çok büyük oranda değişiklik gösterir (Ockerman and Hansen
1999). Ayrıca MAE’nin elde edildiği hammadde de önem taşır. Ekonomik olarak çok
değer taşımayan boyun etleri ile üzerindeki et tabakası elle uzaklaştırılmış sırt ve göğüs
kafesi gibi parçalarda kalan etlerden, mekanik ayırma işlemi ile elde edilen MAE’lerin
kimyasal kompozisyonları birbirinden farklıdır (Kolsarıcı vd. 2004).
Mekanik olarak kemiklerinden ayırma işlemi sonucu elde edilmiş piliç etlerinin, normal
piliç etlerine göre lipit, protein ve mineral madde kompozisyonunda önemli
değişiklikler oluştuğu belirlenmiştir. Mekanik ayırma işlemi esnasında kullanılan
makine tipinden, ortama uygulanan basınca kadar pek çok faktör ürünün yapı, renk, tat
ve aromasını önemli ölçüde etkilemektedir (Kolsarıcı vd. 2004).
Mekanik ayrılmış etin verimi, mekanik ayırıcının ayarları ve ürünün hayvanın hangi
bölgesinden elde edildiğine bağlı olarak genellikle % 55’ten % 80’e kadar değişiklik
gösterebilir (Mielnik et al. 2002, Perlo et al. 2006).
Son yıllarda ülkemizde, mekanik ayrılmış kanatlı etlerinin özellikle salam, sosis gibi
emülsifiye et ürünlerinde kullanımının oldukça yaygınlaşması sebebiyle bu ürünlerle
ilgili çeşitli araştırmalar yapılması önem taşımaktadır.
Bu araştırmada, mekanik ayırıcının basınç ayarı değiştirilerek, farklı randımanlarda
üretilmiş olan mekanik ayrılmış tavuk boyun eti (MATBE), mekanik ayrılmış tavuk sırt
eti (MATSE) ve mekanik ayrılmış tavuk göğüs etinin (MATGE) kimyasal bileşiminin
ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
3
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Etin tamamının, kemikten elle ayrılması oldukça masraflı ve zor bir iştir. Özellikle
kapasitesi yüksek olan büyük işletmelerde bunun yapılması, hem iş gücü hem de zaman
açısından imkansızdır.
Eti kemikten ayırmak için çeşitli metotlar geliştirilmiştir ve bu metotlardan sadece
mekanik olarak eti kemikten ayırma, birçok et üreticisi ülkede yaygın olarak
kullanılmaktadır. Eti kemikten ayırmak için;
- mekanik olarak ayırma,
- kemikten eti presleme,
- su ile ekstraksiyon,
- seyreltik asit veya alkali ile ekstraksiyon,
- proteolitik enzimlerle işleme tabi tutma
metotları kullanılmaktadır (Stadelman et al. 1988).
Kanatlı göğüs, boyun ve sırt etlerinin elle ya da otomatik kanatlı kesicilerinde
ayrılmasından sonra geriye kalan et, genellikle mekanik ayırma ekipmanlarında ayrılır.
Bu makineler, yumurta verimini tamamlamış anaç tavukların ya da elle ayırmanın
maliyetinin gözardı edilemeyeceği, ekonomik olarak fazla değerli olmayan parçaların
kemiklerinden ayrılmasında kullanılabilir (Barbut 2001).
Kemiklerinden ayrılmış kanatlı etine olan talebin artması ve göğüs kafesinden geriye kalan
miktarın çok fazla olmasının yanında, frankfurterler gibi ürünlere olan ilgi de mekanik
ayrılmış kanatlı etinin piyasasının gelişmesine yardımcı olmuştur (Barbut 2001). İleri
işlenmiş kanatlı ürünleri üretiminin hızlı gelişimi ve hayvansal protein kaynaklarına
olan talebin sürekli artması, mekanik ayrılmış kanatlı etine (MAKE) olan ilgiyi ve talebi
yükseltmiştir (Stadelman et al. 1988, Özkeçeci 2006).
4
Çizelge 2.1 Mekanik ayırıcı ekipman tipleri (Barbut 2001)
Ekipman Tipi
Kullanım Alanı İşlem
Kayış Tambur Sistemleri
Çoğunlukla balık, bazı kanatlılar ve çok az durumda kırmızı et
Dokular, kauçuk bir kayışla mikro oluklu çelik bir tambur arasından geçirilir.
Dönen Burgu Sistemler
Balık, kanatlı ve kırmızı et
Kabaca öğütülen yumuşak doku, dönme kuvvetinden kaynaklanan basınçla, yaklaşık 0.5 mm çaplı deliklerin içinden geçirilir.
Hidrolik Pres Sistemler
Balık, kanatlı ve kırmızı et
Kemikler parçalı bir odacık içinde sabit delikli bir yüzeye doğru itilir.
Şu anda piyasada 3 temel tipte mekanik ayırıcı mevcuttur (Çizelge 2.1) (Barbut 2001):
- Kayış Tambur Sistemleri; başlangıçta balıklar için geliştirilmesine rağmen
sonraları kanatlılarda da kullanılmıştır. Bu sistemde, doku kauçuk bir kayışla,
mikro oluklu çelik bir tambur arasından geçirilir. Kemik partikülleri ve bağ doku
dış yüzeyde kalırken, et delikli çelik tambura doğru sıkıştırılır. Kayışların basıncı
ayarlanabilir ve bazen basınç silindirleri, kayış üzerindeki dokunun düzgün
yayılımının sağlanabilmesi için kullanılır.
- Dönen Burgu Sistemler; balık, kanatlı eti ve kırmızı et için kullanılır. Bu
sistemde, kemikler ve göğüs kafesi, boyutlarının küçültülmesi için bir kemik
öğütücüsüne doğru giderler. Öğütülmüş karışım burgu şeklindeki başlığa itilir.
Daha sonra artan basınçla birlikte preslenen et, burgunun etrafını tamamen
kaplayan delikli çelik silindire doğru sıkıştırılır ve ince bir sızıntı halinde elek
5
üstüne geçip ayrılır. Kemik ve bağ doku partikülleri delikli silindirden geçemez,
ileri doğru itilir, başlıktan atılır ve yem yapılmak üzere rendering ünitesine
gönderilir (Şekil 2.1). Deliklerin boyutu ayarlanabilir ve genellikle 0.5 mm civarı
kullanılır.
- Hidrolik Pres Sistemler; balık ve kanatlılar için de uygundur fakat çoğunlukla
kırmızı et için kullanılır. Kemikler parçalı tip bir bölmeye girmeden önce
herhangi bir ön parçalama işleminden geçmez. İçerde et, yüksek basınçlı hidrolik
pistonlarla, sabit delikli bir yüzeye doğru itilir. Yüksek güç etkisiyle, yumuşak et
dokusu, genellikle 1.3x1 mm boyutundaki silindir açıklıklarından sıkıştırılıp,
sızdırılır.
Şekil 2.1 Elek üstüne geçen MAE ile elek altında toplanan bağ doku ve kemik kalıntıları (http://www.tats-deboner-mdm.jp, 2008)
6
Şekil 2.2 Döner burgu sistemli mekanik ayırıcı (Beehive Deboner – RSTD 06) ve başlıkları (http://www.fairleighent.co.nz/beehive.htm, 2008, http://www.tats-deboner-mdm.jp, 2008)
Pres tipi makinelerle üretimde sıcaklık fazla yükselmez. Bununla birlikte, bu makinelerle
elde edilen mekanik ayrılmış etin verimi, burgu tipi makinelere kıyasla daha düşüktür (Şekil
2.2). Pres tipi sistemde elde edilen mekanik ayrılmış etlerin fibröz yapısı zayıf olduğundan
tekstür özellikleri de iyi değildir. Genel olarak, pres tipi makinelerle elde edilen mekanik
ayrılmış kanatlı etleri, burgu tipi makinelerle elde edilene göre daha fazla bağ doku ve daha
az oranda kemik içerir. Ayrıca, pres tipi makinelerle elde edilen etlerde rastlanan kemik
partiküllerinin boyutları daha büyüktür (Mast et al. 1982, Parry 1995, Kolsarıcı ve
Candoğan 2002).
İlk mekanik ayırıcı, 1940’ların başında Japonya’da balık etlerinin ayrılması için
kullanılmıştır. Elle parçalamadan sonra geriye kalan etin geri kazandırılması, ekonomik
olarak çok önem taşır ve sonuçta elde edilen parçalanmış et, diğer ürünlerin üretiminde
kullanılabilir. Bu ekipmanların kanatlı endüstrisinde kullanımı 15-20 yıl sonra olmuştur
(Barbut 2001, Trindade et al. 2004).
7
Gerek kırmızı etler, gerekse kanatlı etlerinde ana parçalar ayrıldıktan sonra karkas
üzerinde kalan etin değerlendirilmesi düşüncesinden yola çıkarak, kemik üzerinde kalan
et mekanik olarak ayrılarak teknolojiye kazandırılabilir. Bu şekilde elde edilen ürün, etin
elde edildiği türe göre mekanik ayrılmış tavuk eti, mekanik ayrılmış hindi eti, mekanik
ayrılmış balık eti, mekanik ayrılmış dana eti vb. şeklinde adlandırılır ve etin bütün besin
ögelerini içerir. Günümüzde dünyada mekanik ayrılmış kanatlı ve balık etleri hayvansal
protein kaynağı olarak et teknolojisinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır (Stadelman et
al. 1988, Parry 1995, Kolsarıcı ve Candoğan 2002).
Amerika Birleşik Devletleri’nde mekanik olarak ayrılmış kanatlı etlerinin hazırlanmasında
aşağıdaki kurallara uyulması gereklidir (Özkeçeci 2006).
1- Farklı tür kanatlı etleri ayrı ayrı işlenmelidir.
2- Son ürün hazırlamaya kadar uzanacak olan ekipman kullanımı,
uzaklaştırılacak kollagen materyal (tendon, ligament vs) miktarı ve
proses esnasında azalacak olan besin ögelerinin miktarları dikkate
alınmalıdır. Çiğ piliç etinin minimum protein miktarı %15, pişirilmiş piliç
etinin minimum protein miktarı ise %21 oranındadır. Yağ oranlarına
bakıldığında ise çiğ ve pişirilmiş piliç etlerinin %30 yağ içerdiği görülür.
Kullanılacak hammadde; soğutulmuş, çözündürülmüş veya ısıtılmış şekilde
veya tüm halde olabilir.
3- Soğutulmuş karkaslardaki kemiklere bağlı etler, 4.4°C den daha yüksek
olmayan sıcaklıklarda muhafaza edilmeli ve el ile eti uzaklaştırılmış
kemikler, mekanik ayırmadan sonra 72 saat içerisinde işlenmeli veya
dondurularak muhafaza edilmelidir.
4- Taze olarak kesilmiş kanatlının sıcak gövdelerine bağlı et ve kemikler
üzerindeki et; ya 4 saat içinde mekanik olarak işlenmeli ya da 4.4°C'deki
depolarda veya 72 saat içerisinde işlenmeyecek ise -17.7°C ya da daha
düşük sıcaklıkta depolarda muhafaza edilmelidir.
5- Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış kanatlı eti en kısa sürede diğer et veya
kanatlı gıda ürünleri formülasyonunda kullanılmalı veya 1 saat içinde 4.4°C'ye
soğutulmalıdır.
8
Çizelge 2.2 Birleşik Devletler mevzuatı (Barbut 2001)
Mekanik Ayrılmış Et
1. 0.5 mm’den küçük kemik partikülü miktarı %98 0.85 mm’den büyük partikül bulunmamalı
2. Maksimum kalsiyum %0.75 (%3 kemik partikülü) 3. On örneğin ortalaması
Minimum protein %14 Maksimum yağ %30 Tek Örnek analizi Minimum protein %13 Maksimum yağ %33 Maksimum yağ içeriği ile üründe kullanılıyorsa limit yok
4. Protein yararlılık oranı minimum 2.5 Esansiyel aminoasit oranı toplam amino asitlerde minimum %33
5. Üründe maksimum kullanım oranı %20 Bebek mamaları, sığır kıyması, hamburger, fabrikasyon biftekler, bazı kürlenmiş domuz ürünleri ve parça etlerde kullanılamaz.
Mekanik Ayrılmış Kanatlı Eti
1. Maksimum %1 kemik içerebilir. 2. İçindekiler kısmında tavuk ya da hindi olarak belirtilmelidir. 3. Bologna ve frankfurterlerde %100 oranında kullanılabilir. 4. Kırmızı et ürünlerine en fazla %15 oranında katılabilir.
ABD’de MAE iki gruba ayrılarak kullanılır (Çizelge 2.2). Bunlardan biri on analiz
ortalamasında %14, tek bir analizde %13 minimum protein ve on analiz ortalamasında
maksimum %30, tek bir analizde ise maksimum %33 yağa izin verilen grup, diğeri ise
protein ve yağa bu şekilde sınırlama getirilmeyen, sadece yağ içeriği düşük olan ürünlerde
kullanılmasına izin verilmeyen MAE’lerdir. ABD’de mekanik ayrılmış etlerin bebek
besinlerinde, preslenmiş jambonda, hamburgerde, kürlenmiş domuz etinde kullanılması
istenmez. Sığır eti köftelerinde, tütsülenmiş ve pişirilmiş sosislerde, haşlamalık olarak
hazırlanmış etlerde, soslar ve benzeri ürünlerde sınırlı oranlarda kullanılabilir. Eğer
mekanik ayrılmış et, 20 mg veya daha fazla kalsiyum içeriyorsa etikette mutlaka kalsiyum
düzeyinin belirtilmesi gerekir. Danimarka’da ise, et ürünlerinde bileşen olarak kullanılan
MAE, ürün formülasyonuna %2’nin üzerindeki oranlarda katılıyorsa etikette belirtilmesi
gerekmektedir. Yine, Avusturalya’da ürün üzerindeki etikette “yenilebilir mekanik ayrılmış
9
et” diye belirtilmekte ve maksimum kalsiyum, nem ve minimum protein içeriği
bildirilmektedir (Ockerman and Hansen 1988, Baker and Bruce 1995, Kolsarıcı ve
Candoğan 2002).
Bazı ülkelerde etin içerisindeki kemik partiküllerinin belirlenmesi için kalsiyum içeriğine
bakılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri mevzuatına göre; MAE içerisinde %1’den fazla
kemik partikülü bulunmaması gerekmektedir. Bu nedenle bir mekanik ayırıcı, %1’den fazla
kalsiyum içeren bir üretim yapacak şekilde ayarlanmamalıdır. Ayrıca, kemiğin yüzdesi ve
partiküllerin boyutu çok önem taşır. Çünkü büyük partiküller, kumlu tekstür ya da olası diş
problemlerine neden olabilir. Bu nedenle kemik boyutu Amerika Birleşik Devletleri gibi
ülkelerde mevzuatla sınırlandırılmıştır. Kemik partiküllerinin %90’ı 0.5 mm’yi geçemez ve
0.85 mm’den daha büyük kemik partikülü bulunamaz (Çizelge 2.2). Bu mevzuat, dişi
kırabilecek boyuttaki, büyük kemik partiküllerinin ette bulunmasını engeller ancak
bahsedilen bu büyük kemik parçaları (<1mm) bazen elle ayrılmış etlerde bulunur. Mekanik
ayrılmış etin sınırlandırıldığı bir diğer ürün grubu, çocuk gıdalarıdır. Gıdalardaki fluorid
seviyesinin kabul edilenin çok üzerinde olabileceği kaygısıyla, ürünlerde en fazla %20
oranında kullanımına izin verilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde mekanik ayrılmış
etin bebek mamalarında kullanımına izin verilmemektedir (Ockerman and Hansen 1999).
Ülkemiz mevzuatına göre ise, Mekanik Olarak Ayrılmış Kanatlı Eti Tebliği ve Mekanik
Olarak Ayrılmış Kırmızı Et Tebliği’ne göre üretim yapılmaktadır (Anonim 2008a, Anonim
2008b). Buna göre; mekanik ayrılmış tavuk eti üretiminde uyulması gereken kurallar
aşağıdaki şekildedir (Anonim 2008a).
1. MAE üretiminde kanatlı hayvanların boyun derisi, ayakları ve başı
kullanılamaz.
2. MAE üretiminde kullanılan hammadde kesimden itibaren en fazla üç günlük
olmalıdır.
3. Mekanik ayırma işlemi, kemiklerden kanatlı etinin ayrılması işleminden
hemen sonra yapılmayacaksa, hammadde +2ºC veya daha düşük sıcaklıklara
soğutulmalı veya -18ºC veya daha düşük sıcaklıklara dondurulmalıdır.
4. Dondurulmuş karkaslardan elde edilen etli kemikler tekrar dondurulamaz.
10
5. MAE bir saat içerisinde ısıl işlem görmüş et ürünlerinin üretiminde
kullanılmayacaksa +2ºC veya daha düşük sıcaklıklara soğutulmalıdır.
6. MAE yirmi dört saat içerisinde işlenmeyecekse, elde edilmesinden itibaren
oniki saat içerisinde dondurulmalı ve altı saat içerisinde merkez sıcaklığı -8ºC
veya daha düşük sıcaklıklara getirilmelidir.
7. Dondurulmuş MAE ön ambalajlı veya ambalajlı olarak depolanmalı ve
taşınmalıdır. MAE üç aydan fazla depolanamaz. Taşıma ve depolama
süresince -18ºC veya daha düşük sıcaklıklarda olması sağlanmalıdır.
8. Dondurulmuş MAE çözündürüldükten sonra tekrar dondurulamaz.
9. MAE’de kalsiyum içeriği en fazla %0.5 oranında olmalıdır.
Kaliteli bir MAE elde edilebilmesi, kemiklerinden ayrılacak etin düşük sıcaklıkta
saklanması ve hijyenik koşullarda işlem görmesine bağlıdır. Mekanik olarak
kemiklerden ayırma işlemi kullanılan makinanın tipine bağlı olarak üretim esnasında
oluşan sıcaklık artışı (1-8°C), yoğun mikrobiyolojik bulaşma ve dış dokunun temiz iç
dokuyla karışması, mikrobiyal gelişmeyi teşvik etmektedir (Bijker et al. 1987,
Ockerman and Hansen 1999). Bu nedenle MAE, kemik ayrıldıktan sonra 4°C’nin
altına soğutulmalı ve 24 saat içinde kullanılmalı veya -18°C’de veya altındaki
sıcaklıklarda donduralarak saklanmalıdır. Sıcaklık hızla düşürülür ve 4°C’de
tutulursa, 24 saatlik depolama esnasında mikrobiyal yükte artış çok az olur (Mravcova et
al. 1984, Ockerman and Hansen 1999).
Farklı tür kanatlılardan elde edilen MAKE'lerin kimyasal kompozisyonları,
oldukça değişiklik göstermektedir. Kimyasal kompozisyona et-kemik oranı, kanatlının
yaşı, deri içeriği, parçalama metotları, mekanik ayırıcı ekipmanın tipi ve ayarları, olası
protein denatürasyonu, mekanik ayrılmış etin hayvanın hangi bölgesinden elde edildiği
ve kanatlı türleri etkili olmaktadır (Satterlee et al. 1971, Shahidi et al. 1992). Mekanik
olarak kemiklerinden ayırma işleminin, etin lipit ve protein kompozisyonunu
değiştirdiği, aromanın kararlı olmadığı ve etin istenmeyen bazı fonksiyonel özellikler
içeren bir yapıya sahip olduğu da belirlenmiştir (Dawson and Gartner 1983, Lai et al.
1991).
11
MAE, elle ayrılmış etle kıyaslandığında, daha fazla kemik iliği, kemik partikülü ve daha
az bağ doku içerir. Barbut et al. (1989), mekanik ayırmanın, elle ayırmaya kıyasla; yağ,
kül ve kalsiyum seviyelerini arttırdığını, nem ve dokuların protein içeriğini ise
düşürdüğünü bildirmişlerdir. Deri içeriği arttıkça nem ve protein içeriği azalır, kollagen
sabit kalır. Deri proteini olarak kollagenin büyük çoğunluğu kemik kalıntısı ile
uzaklaşırken, kemik ayırma işlemi sırasında yağın, deriden ete geçtiği belirlenmiştir
(Ockerman and Hansen 1999, Kolsarıcı ve Candoğan 2002). Bazı tür dokularda kemik
ayırma işlemi öncesinde suyun açığa çıkması ve bazı durumlarda daha çok deri
içeriğinin dahil olmasıyla kompozisyon değişir (Ockerman and Hansen 1999). Yağlar,
proteinler ve pigmentlerde görülen oksidatif değişimler MAE’deki vitamin içeriğini de
değiştirebilmektedir (Ang 1986).
Kanatlılar, göğüs ve but gibi değerli et parçalarına sahiptir. Tavuk ve hindi etinin (deri
dahil) yenebilir kısmında, yaklaşık %20 protein mevcuttur. Ördek ve kaz gibi diğer
kanatlı etlerinde ise bu oran daha düşüktür. Aynı zamanda tavuk ve hindi etleri, diğer
kanatlılara göre daha az yağ içeriğine sahip olup, daha düşük kalori verirler. Tavuk eti,
diğer kanatlı, sığır ve domuz etlerine göre daha az doymuş yağ asidine sahiptir.
Özellikle tavuk göğüs eti bölgesinde protein yoğunluğu daha fazladır (Posati 1979,
Stadelman et al. 1988). Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış tavuk eti protein içeriği
bakımından, özellikle miyofibriler protein bakımından da zengindir (Lin and Chen
1989). Elle ayrılmış tavuk eti (EATE) ve MATE'nin içerdiği miyofibriler proteinlerin
miktarında önemli farklılıklar bulunmazken, MATE, EATE'ne göre daha yüksek
miktarlarda sarkoplazmik protein ve protein yapısında olmayan nitrojenli bileşiklere
sahiptir (Daros et al. 2005).
Kanatlı eti mekanik olarak ayrıldığında, maruz kaldığı parçalama işlemi, belirgin
hücresel bozulmaya yol açar. Hücresel hasarın boyutu, kullanılan elek çapından büyük
oranda etkilenir (Sams 2001). Schnell et al. (1971) mekanik ayırıcıda elek çapı küçük
tambur kullanımının, miyofibrillerin boyutunu indirgeyeceğini ileri sürmüşlerdir.
12
Mekanik ayrılmış kanatlı etinin protein kalitesi, oldukça önemli kabul edilmektedir.
Bazı araştırmacılar, elle ayrılmış kaynaklarda bulunanlara kıyasla mekanik ayrılmış
kanatlı etinin protein kalitesinin daha iyi olduğunu ileri sürmüşlerdir (Babji et al. 1980,
Sams 2001).
Satterlee et al. (1971), MATE ve EATE’nin deri içeriği arttığında üründe protein
içeriğinin azaldığını belirlemişlerdir. Ang and Hamm (1982) ise MATE ve EATE’nin
benzer protein içeriklerine sahip olduklarını bildirmişlerdir.
MATE’nin bileşimini etkileyen diğer bir etken, kemik iliğidir. Mekanik olarak kemik
ayırma işlemi, kemik iliğinden hem ve lipit bileşenlerini de ete dahil eder. Kemik
iliğindeki lipit bileşenleri mekanik olarak kemiğinden ayrılmış kanatlı hayvan etindeki
yağ içeriğini arttırır ve bu da daha sonra protein içeriğini farkedilebilir şekilde azaltır.
Hem-lipit etkileşimi de mekanik olarak kemiğinden ayrılmış tavuk etinin stabilitesini
etkileyen önemli bir faktördür (Moerck and Ball 1973).
Kırmızı kemik iliğinin yağ içeriği, hangi kemiğin kullanıldığına ve hayvanın yaşına
göre değişir ve türler arasında da farklılıklar gösterir. Bu durum, mekanik ayrılmış ette,
elle ayrılmış ete kıyasla, yağ içeriğinin oldukça yüksek olmasına ve protein içeriğinin
ise azımsanmayacak miktarda azalmasına sebep olur. En düşük randımanla
kemiklerinden mekanik olarak ayrılmış et, en yüksek protein içeriğine, en yüksek
randımanla kemiklerinden mekanik olarak ayrılmış et ise en düşük protein ve en yüksek
yağ içeriğine sahiptir. Mekanik olarak ayrılmış ette, elle ayrılmış ete göre daha fazla
miktarda sarkoplazmik protein ve protein olmayan nitrojen varken, neredeyse aynı
miktarda miyofibriler protein ve daha az bağ doku proteini vardır (Ockerman and
Hansen 1999).
Mekanik ayırma işlemi, son ürünün kompozisyonunu etkilemektedir. Ham
materyaldeki mevcut lipitlerin önemli bir miktarı, MAE kompozisyonu ile ilişkilidir.
Kemiksizleştirilen dokuların lipit içerikleri artarken, protein miktarları azalmaktadır. Bu
lipitlere, kemik iliğindeki mevcut lipitler, deri ve karın bölgesi yağları ile iç organ
13
yağları dahil olmaktadır. Ayrıca, MAE’nin kimyasal kompozisyonunu mekanik
ayırma için kullanılan makinanın tipi ve calışma sistemi de değiştirebilmektedir
(Froning 1981). Genel olarak MAE, hammaddenin sağlandığı ete göre daha fazla yağ,
daha fazla nem ve daha fazla mineral madde içeriğine sahiptir. Buna karşılık protein içeriği
daha düşüktür (Trindade et al. 2004).
Satterlee et al. (1971), kemiksizleştirilmiş ete, deri ve diğer parçaların dahil
edilmesinin, kemikleri ayrılmış üründe yağ oranını önemli derecede arttıracağını
bildirmişlerdir. Aynı çalışmada, %40 deri içeren kemiksizleştirilmiş üründe, %35 yağ
bulunmuştur.
Endüstrideki düşünceye göre, düşük ve yüksek kalitedeki tavuk sosisleri arasındaki
fark, büyük oranda piliç sırt ve boyunlarının, kemik ayırmadan önce deri içerip
içermemesine bağlıdır. Mekanik olarak kemiğinden ayrılmış piliç sırtlarına karıştırılan
deri içeriği arttıkça kemikten ayrılmış ürünün yağ içeriğinin de arttığı görülmüştür
(Baker and Kline 1984).
MAE, elle ayrılmış ete göre daha fazla kül miktarına sahiptir. Mekanik ayrılmış tavuk
etleri (MATE) elekten geçirilmeden önce kemik ve kemik iliği komponentlerinin et ile
karışmasından dolayı kül içeriğinin işlenmemiş etten daha fazla olması söz konusudur.
MATE’nin kül içeriği %0.6 ile 1.2 arasındadır. Bu miktar, hayvanın yaşına, türüne, eti
kemikten ayırma sıcaklığına ve ayırma tipine göre değişir (Ockerman and Hansen 1988,
Stadelman et al. 1988, Dawson et al. 1989). Yaşlı hayvanların kemikleri daha fazla
kemikleşme oluştuğu için daha sert olup, makinede daha kolay parçalandıklarından
dolayı bu hayvanlardan elde edilen MAE’ler daha fazla kül içerirler. Ayrıca
soğutulduktan sonra kemiklerinden ayrılmış et, rigor öncesi sıcak olarak kemiklerinden
ayrılmış ete göre mineral madde bakımından zengindir. Dolayısıyla kül miktarı da bu
etlerde daha yüksektir. Kül miktarı makine verimi ile de doğru orantılı olarak artış
gösterir (Stadelman et al. 1988, Baker and Bruce 1995, Ockerman and Hansen 1999,
Kolsarıcı ve Candoğan 2002).
14
Kemikteki kül miktarının yaklaşık %37’sini kalsiyum oluşturur ve etlerinden ayrılmış
kemikler %24-66 kadar kemik iliği içerir. Bunların bir kısmı, mekanik ayırma işlemiyle
öğütülerek ürüne karışır. Bu durum, mekanik ayırmanın veriminin, elle ayırmaya oranla
yüksek olmasının en önemli sebebidir (Ockerman and Hansen 1999).
Genelde MAE’nin pH’sı da elle ayrılmış ete göre daha yüksektir (Stadelman et al. 1988,
Ockerman and Hansen 1999). MAE’nin pH’sındaki bu yükseklik kemik iliğinin ve
kemikteki kalsiyum fosfatın ete karışması sonucudur ve MAE’nin pH’sının 6.8-7.4
arasında olduğu rapor edilmiştir (Field 1988). MATE’nin bu yüksek pH değerleri, su
tutma kapasitesi üzerine olumlu yönde etki sağlarken, diğer taraftan ürünün işlenmesi
aşamasına kadar ürünün bakteriyel yükünün artmasına da neden olmaktadır (Thomsen
and Zeuthen 1988).
Genellikle mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış tavuk etinin toplam hem pigment
içeriği (hemoglobin + miyoglobin), el ile ayrılan etlere göre daha fazladır. Mekanik
olarak kemiklerinden ayrılan etlerde el ile ayrılan etlere göre hemoglobin miktarı
fazla, miyoglobin miktarı aynı, demir miktarı ise 2-3 kat daha fazladır.
Miyoglobin konsantrasyonunda hiçbir değişiklik olmaması hemoglobinin başlıca hem
komponenti olduğunu göstermektedir (Froning 1976, Pikul and Niewiarowicz 1988).
Hem pigmenti içeriğinde meydana gelen artışın birincil nedeni, kemik iliğinden gelen
hemoglobindir. Hemoglobin, işleme ve depolama esnasında, çok kolay okside
olabildiğinden ve ısı denatürasyonuna karşı çok hassas olduğundan, normal olmayan renk
problemlerinin ana sebebidir. Mekanik ayrılmış et içeren ileri işlenmiş kanatlı
ürünlerinde, normal olmayan kahverengi, yeşil ve gri renk kusurları bildirilmiştir (Sams
2001).
Moerck and Ball (1973), kemik iliğinin %46.5’ini lipitlerin oluşturduğunu
bildirmişlerdir. Kemikler ortalama %24-40 arasında kemik iliği içerir. Kemik iliği,
birçok gıdada sınırlı miktarda bulunan elzem aminoasitlerden lisin, lösin ve histidin
açısından iyi bir kaynaktır. Mekanik olarak kemik ayırma işlemi kemik iliğindeki bu
amino asitlerle birlikte, hem pigmenti ve lipit bileşiklerini de serbest bırakarak, etteki
15
oranlarının artışına neden olur. Yüksek orandaki hem pigmenti, mekanik olarak
kemiklerinden ayrılan etin rengini etkiler. Eti daha koyu renkli yapıp ve bu etlerin
üretimde kullanım oranını sınırlandırır (Froning 1976, Shahidi et al. 1992, Ockerman
and Hansen 1999).
Mekanik ayrılmış kanatlı etinde göz önünde bulundurulan bir diğer nokta da yağ asidi
ve kolesterol içeriğidir. Kolesterol hayvansal ürünlerde bulunan bir lipit bileşenidir.
Günümüzde, gıdaların kolesterol gibi sabunlaşamayan lipit yapısındaki bileşenlerinin
miktarlarının belirlenmesi, özellikle tüketiciler açısından önemlidir (Kovacs et al. 1979).
Kemik iliğinin mekanik ayırma sonucu etin içeriğine dahil olmasının bir sonucu olarak,
mekanik ayrılmış ette fosfolipit ve kolesterol içeriği yüksektir (Al-Najdawi and
Abdullah 2002, Püssa et al. 2008). Moerck and Ball (1973) tavuktaki kemik iliğinin,
piliçtekine oranla daha fazla fosfolipit ve kolesterol içerdiğini öne sürmüşlerdir.
Etin kolesterol içeriği, elde edildiği hayvanın beslenme durumuna, yaşına ve
cinsiyetine; bunlardan ayrı olarak da, kullanılan ayırma yöntemine göre
değişebilmektedir (Kunsman et al. 1981). Ayrıca kemik iliği, vücut yağı ve deri içeriği
de kolesterol düzeyine etki eder.
Kemik iliği lipitleri; deri altı ve kas içi yağlarına göre daha çok doymamış yağ asitleri,
daha fazla fosfolipit ve kolesterol içerir. Dolayısıyla, MAE’lerin artan yağ içeriği ile
birlikte, bütün bu bileşenlerde de artış gözlenir. MAKE fosfolipitleri; deri
fosfolipitlerinden ziyade kemik iliği ve et fosfolipitlerine benzerlik gösterir.
Bununla birlikte, kolesterol içeriği kas dokusu kolesterolünden yüksek, deri
kolesterolüne ise yakın düzeydedir (Stadelman et al. 1988, Ockerman and Hansen
1999).
Yapılan bir çalışmada mekanik ayrılmış kırmızı etteki kolesterol düzeyinin, elle ayrılmış
olana çok yakın olduğu fakat kanatlı etlerinde omurilik nedeniyle kolesterol seviyesinin
ikiye katlandığı belirtilmiştir. Mekanik ayrılmış tavuk etinde, elle ayrılmış ete göre
yüksek düzeyde kolesterol olduğu açıklanmıştır. Bu araştırmacılar, mekanik ayrılmış
16
tavuk etindeki kolesterol seviyesinin, elle ayrılmış etlerin kolesterol seviyesinden
daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Aynı çalışmada benzer parçalardan oluşan derili
ve derisiz tüm sırt ve boyun etlerini elle ve mekanik olarak ayırarak kolesterol
içeriklerini birbirleriyle karşılaştırmışlardır. Elle ayrılmış benzer tavuk eti
parçalarının (derisiz boyun, derili boyun ve tüm sırt etlerinde kolesterol içerikleri
sırasıyla 75, 94 ve 81 mg/100 g), mekanik olarak ayrılmış benzer parçalarına
(derisiz boyun, derili boyun ve tüm sırt etlerinde kolesterol içerikleri sırasıyla 94, 109
ve 95 mg/100 g) göre daha düşük kolesterol seviyelerine sahip olduğunu bulmuşlardır
(Ang and Hamm 1982). Jantawat and Dawson (1980), elle ve mekanik olarak ayrılmış
tavuk but ve göğüs etlerindeki kolesterol içeriklerini analiz etmişlerdir. Araştırmacılar,
elle ayrılmış but ve göğüs etlerinde kolesterol içeriğinin (sırasıyla 70 ve 43 mg/100
g), mekanik olarak ayrılmış but ve göğüs etlerinin kolesterol içeriğinden (sırasıyla
110 ve 73 mg/l00 g) daha düşük olduğunu tespit etmişlerdir. Kolesterol
içeriğindeki bu farklılık, mekanik ayrılmış tavuk etine kemik iliği ve yağının
karışmasından kaynaklanmaktadır.
MAE’ler bazı dezavantajlara da sahiptir. Örneğin, ağır metal içeriğine paralel olarak
etin lipit ve pigment oksidasyonunda da artış görülmekte, bu da arzu edilmeyen
flavor ve renk oluşumlarına neden olmaktadır. Yine bu tür etlerin mikroorganizma
yükü, elle ayrılmış etlere göre daha fazladır. Dolayısıyla etin depolama ömrü daha
da kısalmaktadır (Winter 1978, Field 1981, Alvarez and Smith 1990, Ockerman and
Hansen 1999).
MATE ile üretilen ürünlerde temel problem; hızla acılaşma ve kötü koku ile sonuçlanan
oksidatif değişimlerin başlamasıdır (Lee et al. 1997). Etlerdeki çoklu doymamış yağ
asitleri örneğin linolenik ve araşidonik asit dondurarak depolamada büyük değişmelere
maruz kalır. Sonuç olarak yağ oksidasyonunun ikincil ürünleri örneğin aldehitler,
ketonlar, hidrokarbonlar, esterler, furanlar ve laktonlar başlıca acı tat ve duyusal
bozukluklardan sorumludur (Mielnik et al. 2002).
Etteki acılaşma genel olarak, lipitlerin özellikle oksidasyona karşı hassas olan çoklu
doymamış yağ asitlerine bağlıdır. Çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonu
17
sonucunda çeşitli oksidasyon ürünleri artar. Bu ürünlerden biri olan malonaldehit,
insanda kanser ve ateşli hastalıkların ortaya çıkmasına yardımcı olan bir bileşendir
(Abdel-Kader 1996). Özellikle üç veya daha fazla çift bağlı yağ asitleri
otooksidasyonunun, malonaldehit oluşumundan sorumlu olduğu bilinmektedir (Pikul et
al. 1984). Tavuk etinin mekanik olarak kemikten ayrılması sırasında, kemik-et
karışımının mekanik ayırıcının metal kısımları ve ortamdaki oksijen ile teması ve
içerdiği hem pigmentleri, kemik iliği ve prooksidanlar lipit oksidasyonunu hızlandırır
(Dawson et al. 1990a). Ayrıca sıcaklık, ışık, lipoksigenaz ve sikloksigenaz gibi
enzimler, yağ içeriği gibi faktörler de lipit oksidasyonunda etkilidir (Dawson and
Gartner 1983, Ahn et al. 1992, Kanner 1994).
Gıdada veya lipit sisteminde bulunan yağ asitlerinin doğası, oranı ve doymamışlık
derecesi ürünün oksidatif bozulmaya ne kadar elverişli olduğunu gösterir. Doymamış yağ
asitlerinin oranı ve doymamışlık derecesi ne kadar yüksek olursa lipit sistemi oksidasyona
o kadar açıktır (Froning 1976).
Trigliseritler ve fosfolipitler oksidasyona katılmaktadır ancak fosfolipit kısmının ette
lipit oksidasyonu ve istenmeyen flavor gelişimine trigliseritlerden daha fazla neden
olduğu bulunmuştur. Fosfolipit ilave edilmiş tavuk etinde, trigliserit ilave edilmiş yağsız
etten daha yüksek TBA değerleri ve daha belirgin flavor olduğu bulunmuştur (Dawson
et al. 1990b). Barbut et al. (1985), Johns et al. (1989), Rhee et al. (1996) ve Fernandez
et al. (1997) MATE’deki oksidatif gelişmenin, mekanik ayırma işlemi esnasında,
kanatlı dokusunda bulunan fosfolipitteki çoklu doymamış yağ asitlerinin
otooksidasyonunu teşvik ederek, ürün içerisinde hemin ve oksidatif enzimlerin serbest
bırakılmasını ve oksijenin birleşmesini sağladığını belirtmişlerdir. Pikul et al. (1984),
tavuk etinden elde edilen toplam yağda ölçülen malonaldehitin yaklaşık %90’ına bu ette
bulunan fosfolipit kısmının etkili olduğunu açıklamışlardır.
MAE’de bulunan okside olmuş lipitler, protein polimerizasyonuna ve çözünürlüğün
azalmasına, polipeptit zincirlerin kırılmasına, amino asit yıkımına ve dışarıdan
protein ilave edilmiş ürünlerin üretimine neden olmaktadır. Birbirini etkileyen bu
18
durumlar, etin fonksiyonel özelliklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Lipit
oksidasyonunun yan ürünü olan malonaldehitlerin ve proteinlerin serbest amino asitleri
arasındaki bu reaksiyonlar, proteinlerin çözünebilirliğinin kaybolması sonucu geri
dönüşümsüz kovalent bağlarının oluşmasına yol açmaktadır (Trindade et al. 2004).
Lipit oksidasyonunun hızı, etin mekanik olarak ayrılması esnasında, uygulanan
basınçtan etkilenir. Yüksek basınç, yüksek verime sebep olur, bu durum da üründeki
bazı doymamış yağ asitlerinin oranı gibi, demir miktarının da artmasını sağlar (Barbut
et al. 1989). Yüksek miktarda hem pigmentleri ve demir içeren MATE örneklerinde
oksidatif değişikliklerin daha yoğun olduğu bulunmuştur (Pikul and Niewiarowicz
1988). Elle ayırmaya nazaran mekanik olarak kemikleri ayırma işleminin, MATE’nin
hem pigment içeriğini üç kat arttırdığı gösterilmiştir. Mekanik ayırma, kemik iliğindeki
hem pigmenti ve lipit komponentlerini serbest bırakır ve hem komponentleri, et lipitleri
otooksidasyonunda katalist olarak davranır (Froning 1976). Lee et al. (1975) da hem
pigmentlerinin mekanik ayrılmış tavuk etinde lipit oksidasyonunun hakim katalistleri
olduklarını belirlemişlerdir. Çiğ etteki miyoglobin pigmentleri oksijen varlığında ısı
etkisi altında kaldığı zaman denatüre olabilmekte ve hematin bileşiklerine
dönüşebilmektedir. Ferrik hem pigmentleri oluştuktan sonra bunlar normal pişirme
sonrasında ve ileriki depolama süresince lipitlerin oksidasyonunu başlatabilen aktif
katalistler olarak görev yapmaktadırlar. Çiğ ette bu sonuçlara yardım eden diğer bir
faktör, lipitin proteine lipoprotein kompleksi yapısında bağlı olmasıdır. Pişirme
sırasındaki gibi yüksek sıcaklıklar ile bu kompleks bozulabilir. Sonuçta lipit fraksiyonu
serbest kalabilir ve oksidatif reaksiyonlara daha hassas hale gelir (Dawson and Gartner
1983).
Hem pigmenti içeriği, kemik/et oranı, mekanik ayırıcının ayarları, deri içeriği ve
hayvanın yaşına bağlı olarak büyük ölçüde değişmektedir. Mekanik ayırıcılar, değişik
partikül iriliğinde ürünler üretebilirler. Mekanik olarak çok küçük partiküllere ayrılmış
tavuk etlerinin TBA değerlerinin, daha sonraki işlemlerde çok hızlı arttığı ve bu artışın,
küçük partiküllere ayırmada daha fazla hücrenin parçalanması ve lipit oksidasyonunu
etkilediği bilinen hem pigmentlerinin ortama salınmasıyla ilgili olduğu belirlenmiştir
(Schnell et al. 1971). Froning (1976) de, mekanik ayrılmış tavuk etinin partikül
19
büyüklüğünün TBA değerlerini etkilediğini, küçük partikül boyutlarının, daha büyük
TBA değerlerine neden olduğunu belirtmiştir.
İşlem esnasında etin havayla temas etmesi sonucunda, miyoglobinin büyük kısmı
oksimiyoglobine dönüşür. Yüzeydeki oksimiyoglobin çoğunlukla metmiyoglobine
oksitlenir, böylece ürün kahverengi bir renk alır. Düşük sıcaklıklar hem oksidasyonunun
indirgenmesine yardımcı olabilir (Froning 1981). Sıcaklık lipit oksidasyonunu veya yağ
stabilitesini birçok yönden etkileyebilir. Kimyasal reaksiyon oranı, sıcaklıkla doğrudan
ilişkilidir. Oksidatif tepkimelerin hızı her 10°C artışla ikiye katlanır. Mekanik ayrılmış
tavuk etlerinin soğuk depolanması oksidasyon oranını geciktirir veya yavaşlatır.
Dondurarak depolama ise bu reaksiyonu inhibe eder, ancak tamamen durdurmaz. Bu
yüzden mekanik ayrılmış tavuk eti içeren birçok ürün, donmuş halde uzun süre
saklandığı zaman acılaşabilir ve arzu edilmeyen tat oluşabilir (Dawson and Gartner
1983).
Barbut’a (2001) göre oksidatif acılaşmayı minimize etmenin yolları; vakum
paketlemeyle mevcut oksijenin kısmi olarak uzaklaştırılması, kanatlıların günlük
beslenmelerine E vitamininin dahil edilmesi ve ileri işlenmiş et ürünlerinde doğal yada
yapay antioksidanların kullanılmasıdır. Düşük TBA değerlerinin, ürünlerin azot gazı
altında karıştırılması ve vakum paketlenmesi sırasında alınan önlemlerle ilişkili olduğu
bilinmektedir. Buna göre mekanik ayrılmış kanatlı eti azot gazı altında karıştırıldığında
ve vakum paketlendiğinde nispeten yavaş oksidatif değişiklikler göstermektedir
(Uebersax et al. 1978). Mekanik ayrılmış tavuk etinin hızla soğutulmasında CO2 karı
kullanılmasının, ürünlerin TBA değerlerini düşürdüğü bulunmuştur (Uebersax 1977).
Mekanik ayırma işlemi boyunca etin düşük sıcaklığının devam ettirilmesi, ilk yüksek
kalite için (düşük TBA değerleri) gereklidir. Ürün azot atmosferinde karıştırıldığında
oksidatif değişikliklerin düzeyi minimum olmaktadır. Yüksek kaliteli MAKE’nin etkili
vakum paketlenmesi, hızlı dondurma ile birlikte düşük depolama sıcaklığı, en az 6 ay
boyunca yüksek kalitenin sürdürülmesinde etkili olmaktadır (Hernandez et al. 1986).
Jantawat and Dawson (1980), vakum paketleme uygulandığında mekanik ayrılmış
20
tavuklardaki çoklu doymamış yağ asitlerindeki kayıpların -18°C’de 3 aylık depolama
sonunda açık havada paketlenenden daha az olduğunu ve TBA değerinin önemli oranda
azaldığını belirtmişlerdir.
Kümes hayvanları etinde türe ve diyete bağlı olarak değişik konsantrasyonlarda
tokoferol bulunmaktadır. Mekanik ayrılmış tavuklarda hücre içindeki tokoferolün
potansiyel antioksidan etkisi araştırıldığında, tokoferol içermeyen mekanik ayrılmış
tavuk etlerinde TBA değerleri daha yüksek bulunmuştur. Lipit oksidasyonunun kontrolü
için genellikle antioksidanların kombinasyonu kullanılmaktadır (Dawson and Gartner
1983). Tavuk eti, belirli oranlarda MATE (en fazla %20) ve antioksidanlar veya
antioksidan özellikli katkılarla üretilen tavuk nuggetlarında, TBA değerlerinin kontrol
altında olduğu, bir başka deyişle, belli değerlerin üzerine çıkılmadığı görülmüştür (Lee
et al. 1997).
Santifüjleme yoluyla bazı hem ve lipit bileşenlerinin uzaklaştırılması sayesinde mekanik
ayrılmış tavuk etinin depolama stabilitesi arttırılabilir. Santrifüjleme işlemi sonucunda 3
faz oluşur. Bunlar sırasıyla et, sulu faz ve yağ tabakasıdır. Sulu fazı meydana getiren
unsurların önemli oranda hem pigmentleri içerdiği, koyu kırmızı renk ile
belirlenebilmektedir. Sulu fazda bu hem pigmentlerinin kaybı, geriye kalan mekanik
ayrılmış ette artan oksidatif stabilitenin sebebini açıklamaktadır. Santrifüjleme, normal
büyüklükteki tavuktan elde edilen mekanik ayrılmış etteki TBA değerlerini önemli
oranda düşürmüştür. Ayrıca depolama süresi arttıkça santrifüjlenmiş MATE’nin TBA
değerlerindeki artış azalmıştır (Froning and Johnson 1973). Aynı araştırmacılar
yaptıkları çalışmada, kemik iliğinden gelen hem pigmentlerinin, mekanik ayrılmış etteki
kararsızlığı gözle görülür oranda arttırdığını, oksidatif acılaşmanın ilerlemesinde hem
proteinlerinin biyokatalist olarak davranabileceklerini gözlemlemişlerdir.
MAKE’nin kollagen içeriği elle ayrılmış kanatlı etinden çok az yüksek olurken, protein
kalitesi büyük oranda etkilenmemektedir (Ockerman and Hansen 1999). Al-Najdawi
and Abdullah (2002) ve Daros et al. (2005)’a göre de, mekanik ayrılmış et, elle ayrılmış ete
göre daha fazla kollagen yapıda protein içermektedir.
21
Deriden gelen kollagen, büyük ölçüde kemik kalıntısında kalırken, deri içeriği
kemiklerinden ayrılan etin yağ içeriğini çok büyük oranda arttırabilir (Hsu et al. 1978).
Bununla birlikte, eğer pişirilmiş karkas ya da parçaları mekanik ayırma işleminde
kullanılırsa, kollagen jelatinize olur, böylece MAE’nin kollagen içeriği artar (Sams
2001).
MAE’nin kemik içeriği ve bu kemikteki kalsiyum miktarı, kül içeriği ile yakından
ilişkilidir. Kalsiyum tüm türlerde, her yaşta ve tüm anatomik bölgelerden meydana
gelen kemiklerdeki kemik külünün, yaklaşık %37’sini oluşturur (Field et al. 1976).
Kemiğin kül ve kalsiyum içeriği, kalsifikasyona bağlı olarak yaşlanmayla artar (Doyle
1979).
Yağsız et ve yağ karışımlarında, kalsiyum içeriği de değişir. Kemikten ayrılarak
serbest kalan yağsız etin her 100 g’ı 12 mg kalsiyum ve %1.2 kül içerir. Oysaki
normal etin her 100 g’ı 3 mg kalsiyum ve %0.2 kül içerir (Sarıçoban 2004). Ang and
Hamm (1982) mekanik ayrılmış tavuk (MATE) derili ve derisiz boyun ile sırt
kısımlarının kalsiyum içeriklerinin (53-91 mg/100 g), elle ayrılmış tavuk (EATE) derili
ve derisiz boyun ve sırt kısımlarının kalsiyum içeriklerinden (17-35 mg/100 g),
daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Grunden et al. (1972), mekanik olarak ayrılmış
anaç tavuk boyun ve sırt etlerinin kalsiyum içeriğinin, mekanik olarak ayrılmış piliç
boyun ve sırt etlerindeki kalsiyum içeriğinden daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir.
Al-Najdawi and Abdullah (2002), elle ve mekanik ayrılmış tüm ve derili tavuk
etlerinin kalsiyum içeriklerini değerlendirmişlerdir. MATE’lerinin kalsiyum
içeriklerinin (derili ve derisiz karkasta sırasıyla; 162.5-230.0 mg Ca/l00 g),
EATE’lerinin kalsiyum içeriklerinden (derili ve derisiz karkasta sırasıyla; 16.75-13.50
mg Ca/100 g) daha yüksek olduğunu saptamışlardır.
Tekstür açısından, %30’un üzerinde MAE ilave edilen ürünler, kemik partikülleri
nedeniyle kumsu bir his vermiştir (Field 1988). Tüm tavuk karkası tamamen
MATE’ye işlendiğinde, mekanik ayırıcıda öğütme esnasında butta yüksek miktarlarda
bulunan kalsiyum ve kemik partikülleri ete geçerek etin kalsiyum ve kemik partikülü
miktarını attırmaktadır (Grunden and MacNeil 1973).
22
Mekanik olarak kemiksizleştirilmiş kanatlı etlerinde, kemik partiküllerinin oranı (KPO)
%1’in altında olmalıdır (Barbut 2001). Bu oran, etteki mevcut kalsiyum miktarının
ölçülmesiyle belirlenir ve arkasından bu değer, KPO’ya dönüştürülür. Grunden and
MacNeil (1973), yaşlı hindilerin boyun ve sırt etleri veya yaşlı yumurta tavuğu
gövdeleri gibi, kanatlıların daha yaşlı tiplerinden elde edilen mekanik ayrılmış etin,
daha genç olanlarına (örneğin, genç erkek hindi boyun ve sırt etlerinde ve kızartmalık
kısımlarında) nazaran daha yüksek oranda kemik partiküllerine sahip olduğunu
bildirmişlerdir. Bu durum daha yaşlı kanatlıların kemiklerinde, kalsifikasyon
derecesinin daha yüksek olduğunu gösterir ve kemiklerin, kemik ayırıcıdan baştan sona
geçerek daha çok parçalanmasına yol açar ve bu şekilde son üründe kemik
partiküllerinin oransal olarak artışıyla sonuçlanır.
Field (1988), MATE’nin kemik miktarının kalsiyum içeriğinin belirlenmesiyle tahmin
edilebileceğini ileri sürmüştür. Buna göre kalsiyum, kanatlı kemik külünün %37’sini
oluşturmaktadır. Field and Riley (1974) ile Demos and Mandigo (1995), EATE ile
MATE’nin kemik içeriğini karşılaştırmışlar ve MATE’nin EATE’ne nazaran daha
yüksek kül ve kalsiyum içeriğine sahip olduğunu ve buna bağlı olarak da daha
yüksek miktarlarda kemik partiküllerinin MATE içerisinde bulanabileceğini
bildirmişlerdir.
MAE’de bulunan başlıca mineral madde, kalsiyumdur. Kalsiyum oranının yüksek
olması, özellikle laktaz eksikliği bulunan ve sütü sindiremeyen bireyler açısından
önemlidir. MAE’de bulunan kalsiyum ve demir, insanların sindirim sisteminde kolayca
absorbe olabilmesi ve MAE’lerde bu iki mineral maddenin EAE’lere göre daha yüksek
oranlarda bulunması beslenme açısından büyük önem taşımaktadır. Fosfor düzeyi, MAE
ve EAE arasında önemli bir değişiklik göstermezken, diğer minerallerden kurşun, flor
ve stronsiyum 90’da ortamda kalsiyum arttıkça artar. Flor fazlalığı, yetişkinlerde diş
çürümesini önlerken, küçük çocukların dişlerinde lekelenmelere yol açar (Stadelman et
al. 1988, Baker and Bruce 1995, Ockerman and Hansen 1999, Kolsarıcı ve Candoğan
2002). Bu etin yüksek fluorid içeriği yüzünden konserve bebek mamaları ve hazır
gıdalarda kullanımına izin verilmez. Mekanik ayrılmış tavuk etiyle, el ile ayrılan tavuk
eti arasında fosfor içeriği açısından önemli bir değişiklik görülmezken, diğer
23
minerallerden kurşun, flor ve stronsiyum 90 miktarı, ortamda kalsiyum arttıkça artar.
Kemiğin, demir içeriği düşüktür (% 0.01). Fakat kırmızı kemik iliği %0.09 demir içerir.
Bu yüzden, mekanik ayrılmış etlerdeki demir içeriği elle ayrılan ete göre 2-3 kat daha
fazladır (Ockerman and Hansen 1988).
Bebeklerde, gelişme çağındaki çocuklarda, kadınlarda (menstural kayıplar sebebiyle) ve
hamilelerde demir eksikliği oluşabilir. Tavsiye edilen günlük alım miktarı 10-18 mg
Fe/gün’dür. Kemiğin demir içeriği düşüktür ancak kırmızı kemik iliği 9-23 mg/100 g
demir içerir. Bu durum mekanik ayrılmış ete 4-6.5 mg Fe/100 g olarak yansır. Demirin
büyük bir kısmı, insan vücudu tarafından çok çabuk absorbe edilen hem formunda
bulunur. Kemik iliğindeki askorbik asit (C vitamini) (kemik iliğinde 24 mg/100 g ve
mekanik ayrılmış ette 2.5 mg askorbik asit/100 g) günlük beslenmede alınan demirin
emilimine yardımcı olur (Ockerman and Hansen 1999).
Sağlıklı bir insanin vücuduna günlük 400-500 mg kalsiyum alması tavsiye
edilmektedir. %0.25 kalsiyum içeren 200 g/gün MATE tüketen bir insan yaklaşık
olarak vücudunun ihtiyaç duyduğu tüm kalsiyum miktarını almış olur. Hiper
kalsiyum birikimi olan insanlar hariç, MATE’den alınan kalsiyum beslenme
açısından önemli fayda sağlamaktadır (Trindade et al. 2004).
Mekanik ayrılmış kanatlı etindeki çeşitli mineraller, sağlığı ve gıda güvenliğini
etkileyebileceği için incelenmişlerdir. Murphy et al. (1979) arsenik, fluorid, kadmiyum,
stronsiyum 90, selenyum, demir, nikel, bakır, kurşun ve çinko gibi çeşitli mineralleri analiz
etmişlerdir. Mekanik ayrılmış kanatlı etinde bu minerallerin hiçbiri, sağlık tehlikesi
göstermemiştir. Tüketici hakları savunucuları, sağlıklı beslenme açısından, MATE’ye
kemik partiküllerinin karışmasından endişe duymaktadırlar (Froning 1981).
MATE’nin kemik partiküllerinin mide özsuyunun asit karakterli pH’sına benzer
konsantrasyonda olan HC1 çözeltisinde, tamamen çözünebildiği bildirilmiştir. Çeşitli
çalışmaların sonuçlanmasından sonra mekanik olarak ayrılmış kırmızı et, kanatlı ve
balık etlerinde bulunan kemik partiküllerinin tüketicilere herhangi bir zararı olmadığı
bulunmuştur (Field 1988). Ayrıca, bu çeşit etlerin daha fazla doymamış yağ asidi ve
24
fosfolipit içermeleri yanında A ve C vitaminlerinin miktarlarının nispeten yüksek
oluşu da, beslenme ve sağlık açısından daha iyi olduğunun bir göstergesi kabul
edilmektedir (Mountney 1989, Ockerman and Hansen 1999, Yetim ve Kesmen 2000).
Kanatlı etinin kemiklerden mekanik ayrımı, son ürün rengini etkiler. Mekanik ayırma
işlemi, kemik içerisindeki iliğin dışarıya çıkmasını sağlar ve ilik içerisindeki hem
pigmentlerinin ilikten uzaklaşmasına katkı sağlar. Bu bileşikler mekanik ayrılmış etin
daha koyu kırmızı renkte olmasına neden olur (Moerck and Ball 1974, Shahidi et al.
1992, Ockerman and Hansen 1999).
Dhillon and Maurer (1975), elle kemiğinden ayrılan tavuk etinin, renk açısından uygun
olmadığını fakat formülasyonda mekanik ayrılmış tavuk eti ile birleştirmenin, büyük
oranda renk gelişimini artırdığını göstermişlerdir.
MATE’de “L*” (açıklık-koyuluk) değerlerinin, depolama zamanı ile çok az değişim
gösterdiği, kırmızılık yoğunluğunun indikatörü olan “a*” (kırmızılık) değerlerinin 6
aylık donmuş depolama sonucunda önemli değişiklikler göstermediği, elle ayrılmış
tavuk etlerindeki “a*” değerlerinin MATE’dekinden daha düşük olduğu, “b*” (sarılık)
değerlerine depolama süresinin çok az etkisinin olduğu ve elle ayrılmış tavuk etlerinde
mekanik olarak ayrılmışlara kıyasla “b*” (sarılık) değerlerinin daha yüksek olduğu
bulunmuştur. Bunun nedeni elle ayrılan tavuk etlerinde görülür yağın büyük
partiküllerine ve kemikten gelen hemin olmamasına bağlıdır (Dhillon and Maurer
1975).
Yüksek deri oranları renk değerlerini ve hem pigmentlerini önemli oranda
etkilemektedir. Yüksek oranda deri içeren mekanik ayrılmış ette yüksek “L*”, düşük
“a*”, yüksek “b*” değerleri ve düşük “a*/b*” oranları gözlemlenmiştir. Yüksek deri
oranlarında hem pigmentleri (toplam pigmentler ve miyoglobin) azalmıştır. Artan deri
miktarları ile yükselen “L*” değerleri, derinin kas pigment konsantrasyonunu azalttığını
ve daha açık renk oluşturduğunu göstermiştir. Yüksek deri içerikleri, “a*” değerlerini
önemli oranda azaltmakta ve “b*” değerlerini önemli oranda arttırmaktadır. Bu da
yüksek deri miktarının, et kırmızılığını azalttığını ve et sarılığını arttırdığını
25
göstermektedir. Toplam hem pigmentleri ve miyoglobin konsantrasyonu yüksek deri
seviyelerinde önemli oranda azalır. USDA (Birleşik Devletler Tarım Bakanlığı)
yönetmeliği ileri işlenmiş kanatlı hayvanları ürünlerinin doğal oranlarda et, deri ve yağ
içermeleri gerektiğini veya aksi halde etikette gösterilmesini zorunlu kılmaktadır
(Froning et al. 1973).
Tavuk göğüs eti fosfolipitleri, but etindeki fosfolipitlerden daha çok palmitik (16:0) ve
oleik (18:1), daha az stearik (18:0) ve linoleik (18:2) asit içermektedir. Buna karşın 3
veya daha fazla çift bağ uzun zincirli yağ asitlerinin yüzdesi, göğüs ve but etindeki
fosfolipitlerde aynıdır. Tavuk etindeki kolesterol esteri kısmının önemli düzeyde 3 veya
daha fazla çift bağlı yağ asitleri içerdiği fakat bunların yüzdelerinin fosfolipitlerde
bulunanlardan daha az olduğu bulunmuştur. TBA değerinin artmasında kolesterol esteri
çok önemli değildir. Çünkü toplam yağ içeriğinin sadece %1’ini kapsamaktadır (Pikul
et al. 1984).
Çeşitli kaynaklardan elde edilmiş mekanik ayrılmış etlerin kimyasal kompozisyonları
birbirinden farklıdır. Mekanik ayrılmış tavuk derili, derisiz boyun ve sırtlarının kuru
madde, yağ, protein, kül ve kalsiyum miktarları Çizelge 2.3’de görülmektedir.
26
Çizelge 2.3 Çeşitli kaynaklardan elde edilmiş mekanik ayrılmış etlerin kimyasal kompozisyonları (Ockerman and Hansen 1999)
Kemik Kaynağı Kuru Madde (%) Yağ (%) Protein (%) Kül (%) Kalsiyum (%)
34.00 21.80 11.50 0.70 0.03
Broiler, boyun
Derili
Derisiz 28.30 7.90 15.30 - -
34.50 20.20 13.70 0.60 0.04
Broiler, sırt
Derili
Derisiz 37.60 21.20 13.20 - -
23 17 17
35 – 40 18 – 26 13 – 15 1.2 0.2
27.6 11.70 14.80 1.10 0.06
Kanatlı Karkası
Anaç Tavuk
Hindi, sırt
Göğüs Kafesi 27 – 30 12 – 14 12 – 16 - -
17 – 23 2 – 8 11 – 15 1.3 – 2.1 -
16 – 23 2 – 8 12 – 14 1.3 – 21 -
23 – 27 7.5 – 8 14.5 1.6 – 2.0 -
Balık
Dil Balığı
Kaya balığı
Morina Balığı 17 – 20 24 14 – 15 1.3 – 1.5 -
27
Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış piliç boyun ve sırt etlerinin ortalama
protein içeriği %9.3, nem %63.3 ve yağ içeriği %27.2’dir (Grunden et al. 1972).
Hindi (tüm karkas) etinin protein içeriği %16.2, nem %61.5 ve yağ içeriği
%19.5’dir (Johnson et al. 1974). Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış piliç sırt
etinin protein içeriği %12.5, nem %65.5 ve yağ içeriği ise %11.2 olarak belirlenmiştir
(Pauly 1967). Kolsarıcı vd. (2004) ise mekanik ayrılmış tavuk sırt etinin protein, nem,
yağ ve kül içeriklerini sırasıyla; %12.7, %59.0, %26.9 ve %0.9 olarak, mekanik
ayrılmış tavuk göğüs etinin protein, nem, yağ ve kül içeriklerini sırasıyla; %16.9,
%68.8, %12.3 ve %1.4 olarak, mekanik ayrılmış tavuk boyun etinin protein, nem, yağ
ve kül içeriklerini ise sırasıyla; %12.2, %74.9, %11.5 ve %0.8 olarak belirlemişlerdir.
Mekanik ayırıcının ayarları, MAE’nin randıman ve kompozisyonunu çok büyük oranda
etkiler. Eğer ayarlar; randıman yüksek olacak şekilde ayarlanırsa, mekanik ayrılmış
etteki yağ ve kül içeriği çok büyük ölçüde artar. Ayarın yükseltilmesi, proteinin son
üründeki yararlılığını etkileyen protein denatürasyonuna sebep olabilecek sıcaklığı
arttırabilir (Sams 2001).
Açıklığı 1 mm’ye ayarlanmış, 10 cm’lik başlık takılmış, burgu tipi mekanik ayırıcı
kullanılan çalışmanın sonuçları Çizelge 2.4’de belirtilmiştir. 150 lb/in2 (10,546
kg/cm2)’ye varan yüksek basınç, verimi neredeyse iki katına çıkarırken, demir içeriğini
%70 civarında arttırmıştır. Kalsiyum seviyesi de, mekanik ayırıcının basıncının
artmasıyla, önemli ölçüde artmıştır (Barbut 2001). Demir içeriğindeki artışın en büyük
nedeninin hemoglobin olduğu belirtilmiştir (Froning 1981).
28
Çizelge 2.4 Mekanik ayrılmış tavuk göğüs etlerinin kimyasal kompozisyonu (Barbut et al. 1989, Barbut 2001))
a Toplam yağ asitlerinin yüzdesi b-d Aynı sütunda farklı harfle işaretlenmiş olanlar, istatistiki olarak birbirinden farklıdır (p<0.05)
Basınç (lb/in2)
Nem (%)
Protein (%)
Yağ (%)
Kül (%)
Kalsiyum (ppm)
Demir (ppm)
TYAa (%)
Randıman (%)
Mekanik Ayrılmış
40 69.82b 20.65b 8.13b 1.05cd 582c 10.00c 23.0bc 45 75 70.37b 20.76b 7.88b 1.04cd 534c 11.70c 22.8bc 44 120 70.28b 20.10b 8.47b 1.12bc 568c 10.60c 24.7bc 42 140 71.05b 20.68b 6.78c 1.23b 764b 17.85b 27.3b 82
Elle Ayrılmış
73.20c 23.67c 3.10d 0.94d 164d 6.25d 20.1c –
29
MATE’nin yüksek yağ ve pigment içeriği, düşük yağ ve rengi açık et kaynağına ihtiyaç
duyulan ileri işlenmiş et ürünlerinde MATE’nin kullanımını kısıtlamaktadır (Dawson et
al. 1989).
Çok iyi parçalanmış bir ürün olan mekanik ayrılmış etin tekstürü, miyofibrillerin aşırı
derecede parçalanmasından dolayı, macun benzeri bir kıvamdadır. Mekanik ayırıcının
içindeki mekanik stresin sonucu olarak, mikroskop altında, Z bandındaki kırılma ve
sarkomerlerdeki bozulma gözle görülebilir. Macun benzeri tekstür, Bologna ve
Frankfurter gibi emülsifiye et ürünleri için çok uygundur (Barbut 2001).
Normal olarak elle ayrılmış ete, MAE yüksek oranda karıştırılırsa tat ve genel kabul
edilebilirlik puanları azalırken, renk koyulaşır. Bazı ürünlerde kıvam genellikle
sınırlandırılmıştır. MAE uygun oranlarda et karışımına eklendiğinde, kemik iliği ve
kemik miktarına bağlı olarak, son ürünün lezzetinde, tekstüründe ve sululuğunda kemik
iliğinin kimyasal özelliklerinden kaynaklanan artışlar görülür. Önerilen oran %5-20
(genellikle %10) civarındadır. Et ürünlerine belirli oranlarda katılarak kullanıldığında,
MAE’lerin koyu rengi ve sulu kıvamı, genellikle soya proteinleriyle karıştırılarak, soya
ürününün daha açık rengi ve elastiki yapısıyla dengelenebilmektedir (Megard et al.
1985, Stadelman et al. 1988, Scott and Baker 1989, Ockerman and Hansen 1999).
Genel bileşim dışında, flavor ve beslenme değeri açısından MAE herhangi bir
dezavantaja sahip olmadığı gibi, bazı ürünlere %10-20 oranında katıldığında daha
aromatik ve tekstürel açıdan da daha beğenilir ürünlerin üretilebileceği bildirilmiştir
(Bakker 1978, Field 1981, Ockerman and Hansen 1999).
MAE çorba ve köfte yapımında kullanılmakla birlikte, yüksek oranda
parçalanabilme özelliğinden dolayı emülsifiye ürünlerde kullanıma çok uygundur.
Yüksek oranda su içeriğine sahip olan MAE’lerden üretilen Frankfurter
formülasyonlarına daha az su eklenir ve MAE ile hazırlanan ürünlerde nem miktarı
fazla olduğu için, ürün yüzeyinde kabuk oluşmaz. MAE’lerin ileri işlenmiş et
ürünlerinde belirli oranda kullanımı ile üretilen ürünlerde, fiyat önemli ölçüde düşük
olduğundan, bugün et ürünleri üretiminde kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır
30
(Ockerman and Hansen 1999). Moerck and Ball (1973), mekanik olarak
kemiklerinden ayrılmış tavuk etlerinin yarı akışkan formda olmaları sebebiyle,
emülsifiye edilmiş ürünlerde geniş bir kullanımı olduğunu bildirmişlerdir. Tavuk ve
hindi boyunlarından mekanik ayrılmış olan et, düşük oranda emülsifiye olmayan et
ürünlerinde de kullanılır. Mekanik ayrılmış etin frankfurterlerde, fermente ürünlerde ve
yeniden yapılandırılmış tavuk ürünlerinde kullanıldığı belgelenmiştir (Mielnik et al.
2002). Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış tavuk etinin, yüksek protein
içeriği ve normal tavuk etinden daha ucuz olmasından dolayı salam, sosis gibi
emülsifiye et ürünlerinin üretimi yanında köfte, burger tipi ürünlerin üretiminde
kullanımı hızla artmıştır (Kolsarıcı ve Candoğan 2002). Ülkemizde ise mekanik ayrılmış
etin sadece ısıl işlem görmüş emülsifiye et ürünlerinde hammadde olarak kullanımına
izin verilmektedir (Anonim 2008a, Anonim 2008b).
ABD’de her yıl 454 bin ton kanatlı etinin kemiklerinden ayrılması ile yaklaşık 320
bin ton MAKE elde edilmektedir. Bu elde edilen MAKE’nin yaklaşık 181 bin tonu
sosis (Bologna, salam ve frankfurterler) ve geriye kalan 139 bin tonu ise köfte
formülasyonlarında kullanılmaktadır (Anonymous 1994). Bir miktar MAKE ise
diğer tür etleri ile (sığır, domuz vs.), çeşitli et ürünleri formülasyonlarında
kullanılmaktadır (Ockerman and Hansen 1999). Ülkemizde ise mekanik ayrılmış etin
üretimi ve ürünlerde kullanımı hakkında herhangi bir istatistik bilgi bulunmamaktadır.
31
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Materyal
Araştırmada materyal olarak Dönen Burgu Sistem mekanik ayırıcıda (Beehive RSTD
06 Seperator, USA), %40, %50, %60 ve %70 randımanlarda; tavuk boyun, sırt ve göğüs
kafesinden hazırlanmış mekanik ayrılmış tavuk boyun eti (MATBE), mekanik ayrılmış
tavuk sırt eti (MATSE) ve mekanik ayrılmış tavuk göğüs eti (MATGE) kullanılmıştır.
100 kg kemikli etin mekanik ayırıcıda parçalanarak, 40 kg mekanik ayrılmış et elde
edilmesi %40 randımanı ifade etmektedir. Ticari olarak tavuk eti işleyen Banvit
Vitaminli Yem San. A.Ş. (Balıkesir)'den temin edilen MATBE, MATSE ve MATGE
örnekleri, üretimden hemen sonra her bir randıman için 5 kg olacak şekilde
ambalajlanarak, -18oC’de dondurulmuş ve Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Gıda Mühendisliği Bölümü laboratuvarına getirilerek analize alınmıştır.
Şekil 3.1 Mekanik ayırıcı ekipman (Beehive RSTD 06) (Banvit Vit. Yem San. A.Ş. – Balıkesir)
32
3.2 Deneme planı
Tüm örneklere besin ögeleri içeriğinin belirlenmesi amacıyla; nem, protein, kül, yağ,
kolesterol, kollagen, mineral madde, pH, renk, toplam pigment, tiyobarbitürik asit
(TBA), serbest yağ asitliği (SYA) ve yağ asidi dağılımı analizleri yapılmıştır. Deneme
iki tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Sonuçlar istatistik açıdan kontrol edilmiştir.
3.3 Analiz Yöntemleri
3.3.1 Nem miktarının belirlenmesi
102oC’de kurutulduktan sonra darası alınmış kuru madde kaplarına 5 g civarında örnek
tartılarak 102°C’deki kurutma dolabında sabit ağırlığa kadar kurutulmuş ve tartım
farkından örnekteki % nem miktarı saptanmıştır (AOAC 1990).
3.3.2 Protein miktarının belirlenmesi
Kjeldahl yöntemine göre örneklerin % azot miktarları belirlenmiş ve bu değer 6.25
faktörüyle çarpılarak protein miktarı % olarak hesaplanmıştır (AOAC 1990).
3.3.3 Kül miktarının belirlenmesi
102°C’deki kurutma dolabında kurutularak darası alınmış kül krozelerine 3-4 g
civarında örnek tartılarak kül fırınına koyulmuş, sıcaklık kademeli olarak arttırılarak
550-570°C’ye getirilmiş ve kül krozelerindeki örnek gri-beyaz bir renk alıncaya kadar
yakma işlemine devam edilmiştir. Kül krozelerinin tartımları arasındaki fark alınarak
örnekteki % kül miktarı hesaplanmıştır (AOAC 1990).
33
3.3.4 Yağ miktarının belirlenmesi
100 g örnek alınıp, 50 g susuz sodyum sülfat ile karıştırılmış ve daha sonra üzerine 200
mL kloroform/metanol (2/1) çözeltisi eklenmiştir. Ultra Turrax T 25 Basic model
homojenizatörde 2 dakika karıştırdıktan sonra Whatman no: 1 filtre kağıdı kullanılarak
vakum altında Buhner hunisinden filtre edilmiştir. Kalıntı örneğe tekrar 100 mL 2/1
oranında karıştırılmış kloroform/metanol çözeltisi eklenerek ekstraksiyona devam
edilmiş ve sonrasında filtre edilmiştir. Ayırma hunisinde metanol fazı, Buchi R-3000
Rotavapor’da ise 40oC’de kloroform fazı ayrılmıştır. Balonda kalan az miktardaki
çözücü azot gazı altında uçurulmuştur. Tartım farkından ömekteki yağ miktarı
belirlenmiştir (Bligh and Dyer 1959).
3.3.5 Kolesterol miktarının belirlenmesi
Soğuk ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen yağdan yaklaşık olarak 0.5-1.0 g ağzı
kapaklı cam tüplere alınarak üzerine 0.3 mL % 33’lük KOH ve 3 mL % 95’lik etil alkol
çözeltisi ilave edildikten sonra iyice karıştırılarak 60°C’deki su banyosunda 15 dakika
süreyle sabunlaştırılmıştır. Süre sonunda tüpler soğutularak üzerine 10 mL hekzan, 3
mL destile su ilave edilmiştir. İyice karıştırılan tüpler faz ayrımının oluşması için en az
10 dakika süreyle bekletilmiştir. Kolesterol miktarının belirlenmesi için hekzan
tabakasından 1 mL alınarak test tüpüne aktarılmıştır. Hekzan, azot gazı altında
uçurulmuştur. 840 mg FeCl3 ve 10 mL konsantre glasiyel asetik asit ile hazırlanan stok
FeCl3 çalışma çözeltisinden 1 mL alınarak konsantre glasiyel asetik asit ile 100 mL’ye
tamamlanmıştır ve FeCl3 çalışma çözeltisi hazırlanmıştır. Daha sonra test tüpüne 1.5
mL FeCl3 çalışma çözeltisinden ilave edilerek karıştırılmıştır. 15 dakika beklenerek
tüplere 1 mL konsantre H2SO4 eklenerek tüp karıştırıcıda 1 dakika süreyle
karıştırılmıştır. Tüpler karanlık ortamda 45 dakika tutulduktan sonra oluşan pembe
rengin absorbans değeri 560 nm dalga boyunda spektrofotometrede (UNICAM UV\Vis)
okunmuştur. 25 mg/25 mL olarak hazırlanan kolesterol standartından belirli miktarlarda
alınarak aynı yöntem uygulanmış ve kolesterol standart kurvesi çizilmiştir. Kolesterol
standart kurvesinden yararlanılarak örnekteki kolesterol miktarı mg kolesterol/100 g
örnek olarak belirlenmiştir (Rudel and Morris 1973).
34
3.3.6 Kollagen miktarının belirlenmesi
10 g örnek 1.8 g SnCl2 ve 36 ml 6 N H2SO4 ile 110°C’ deki etüvde 16 saat hidrolize
edilmiş %33’lük NaOH ve doymuş NaHCO3 çözeltileri ile hidrolizatın pH’sı 8,0’e
ayarlanmıştır. Hidroliz edilen örnek ölçü balonuna alınarak destile su ile 250 ml’ye
tamamlandıktan sonra en az 30 dakika en fazla 3 gün buzdolabı koşullarında
bekletilerek çökme işlemi sağlanmıştır. Filtre kağıdından süzülerek berraklaştırılan
örneklerden 1/10’luk seyreltmeler yapılmıştır. Bu seyreltilerden 25 ml’lik ölçü
balonuna 2.5 ml aktarılarak 0.05 M CuSO45H2O, 2.5 ml 3 N NaOH ve 2.5 ml %6’lık
H2O2 çözeltisi ilave edildikten sonra 75°C’deki su banyosunda 10 dakika bekletilmiştir.
Süre sonunda 10 ml 3N H2SO4 ve 5ml %5’lik p-dimetilaminobenzaldehit
çözeltilerinden ilave edilerek 75°C’deki su banyosunda 20 dakika bekletilmiştir. Süre
sonunda soğutulan örneklerde oluşan pembe rengin absorbans değeri 560 nm dalga
boyunda spektrofotometrede (UNICAM UV\Vis) okunmuştur. 25 mg/100ml olarak
hazırlanan hidroksiprolin standardından belirli miktarlarda alınarak seyreltmeler
yapılmış ve aynı işlem basamakları uygulanarak hidroksiprolin standart kurvesi
çizilmiştir. Standart kurveye göre örnekteki hidroksiprolin değeri (µg/mL)
belirlenmiştir. Belirlenen hidroksiprolin (HP) miktarından kollagen miktarı
hesaplanmıştır (Yang and Froning 1992).
HP (mg/100g) = 250 x [Standart kurveden bulunan HP miktarı (µg/mL)]
% HP (g/100g) = HP (mg/100g) / 1000
Ham proteindeki HP %’si = %HP x 100 / % Ham protein
Ham proteindeki kollagen bağ doku % = Ham proteindeki HP % x 8
3.3.7 Mineral madde miktarı ve kemik partikülü oranının belirlenmesi
Yaklaşık 0.5-1.0 gr örnek bir balona (100 mL) tartılmış ve üzerine 5 mL derişik H2SO4
ilave edilerek, çeker ocak altında H2O2 yardımıyla yaş yakma işlemine tabi tutulmuştur.
Berrak bir görüntü oluşana kadar yakma işlemine devam edilmiştir. Balon soğutularak
çizgisine kadar saf su ile tamamlanmıştır. Her örneğin mineral madde içeriği ICP-AES
(Inductively Coupled Plasma Atomic Emission Spectrometer, Varian Vista Model,
35
Avustralya) cihazı kullanılarak yapılmıştır. Örneklerin mineral madde konsantrasyonları
mg/100 g örnek olarak tespit edilmiştir (Skujins 1998).
ICP-AES’in çalışma şartları:
Alet : ICP-AES (Varian-Vista)
RF Güç : 0.7-1.5 kw (1.2-1.3 kw Axial)
Plazlama gaz akış oranı (Ar) : 10.5-15 L/d (radyal)
: 15 L/d (Axial)
Auxiliary gaz akış oranı (Ar) : 1.5L/d
Algılama yüksekliği : 5-12mm
Kopya etme ve okuma süresi : 1-5 s (max 60 s)
Kopya etme : 3 s (max 100 s) Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin kemik partikülü oranı, aşağıdaki eşitlik kullanılarak
hesaplanmıştır (AOAC 1995).
% kemik içeriği = (% Ca – 0.015) x 4.55
0.015: Kanatlı kas dokusunda doğal kalsiyum düzeltme faktörü
4.55: Tavuk için kalsiyumu kemiğe dönüştürme faktörü
3.3.8 pH değerinin belirlenmesi
10 g örnek, destile su ile 1/10 oranında seyreltilmiş ve okumalardan önce pH 4 ve pH 7
tampon çözeltileriyle kalibre edilmiş Orion 420 A model pH metrede pH değerleri
ölçülmüştür (AOAC 1990).
3.3.9 Renk değerlerinin belirlenmesi
MAE örneklerinin yüzey rengi, Minolta Chroma Meter CR 300 model renk ölçüm
cihazı kullanılarak belirlenmiştir. CIE “L*” açıklık-koyuluk, “a*” kırmızılık ve “b*”
sarılık değerleri, her bir örneğin yüzeyinde rastgele seçilen 5 farklı noktadan elde
edilmiştir (Kolsarıcı ve Candoğan 2002).
36
3.3.10 Toplam pigment miktarının belirlenmesi
5 g örnek 100 mL’lik behere alınıp, üzerine 20 mL aseton, 1 mL saf su, 0.5 mL
konsantre HCl eklenmiş ve iyice karıştırılmıştır. Beher parafilm ile kaplandıktan sonra
karanlıkta 1 saat bekletilmiştir. Örnekler Whatman No:1 filtre kağıdından süzülüp, 640
nm dalga boyunda, köre karşı sıfırlanan spekrofotometrede (UNICAM UV\Vis)
okunmuştur. µg/g örnek cinsinden toplam pigment miktarı absorbansın 680 ile
çarpılmasıyla hesaplanır (Ockerman 1985).
Toplam pigment (µg/g)= A x 680
A: 640 nm dalga boyunda ölçülen absorbans
3.3.11 Tiyobarbitürik asit (TBA) değerinin belirlenmesi
10 g örnek, 50 mL destile su ile blendırda 2 dakika karıştırılıp homojen hale
getirilmiştir. Bu karışım daha sonra 47.5 mL destile su ile Kjeldahl balonuna aktarılmış
ve 2.5 mL 4 N HC1 solüsyonu ilave edilerek pH 1.5’a düşürülmüştür. Kjeldahl balonu
destilasyon ünitesine yerleştirilmiş ve 10 dakikada 50 mL destilat toplanıncaya kadar
destilasyona devam edilmiştir. İyice karıştırılan destilattan ağzı kapaklı cam tüplere 5
mL alınmış ve üzerine %90’lık glasiyel asetik asit ile hazırlanmış 0.02 M’lık TBA
ayıracından 5 mL ilave edilerek 35 dakika süreyle kaynar su banyosunda tutulmuştur.
Ayrıca destile su ve TBA ayıracı ile ayrı şekilde hazırlanan kör, örnekle aynı işleme tabi
tutulmuştur. Daha sonra su banyosundan alınan tüpler musluk suyu altında soğutulmuş
ve örneğin optik densitesi, 538 nm dalga boyunda, köre karşı sıfırlanan
spekrofotometrede (UNICAM UV\Vis) okunmuştur. Okunan değerler 7.8 faktörü ile
çarpılarak TBA değeri belirlenmiştir (mg MA/kg örnek) (Tarladgis et al. 1960).
TBA Değeri (mg MA/kg örnek) = A x 7.8
A: 538 nm dalga boyunda ölçülen absorbans
37
3.3.12 Serbest yağ asitliği (SYA) miktarının belirlenmesi
Soğuk ekstraksiyon ile elde edilen yağdan 5 g civarında örnek alınmış, 1/1 etil
alkol/dietil eter karışımı içerisinde çözülmüştür. Fenol ftalein indikatorü eklendikten
sonra 0.1 N etanollü KOH ile pembe renge kadar titre edilmiştir. Sonuçlar % oleik asit
cinsinden hesaplanmıştır (AOAC 1990).
Serbest yağ asitliği miktarı (% oleik asit) =
V: Harcanan KOH (mL)
M: Oleik asitin molekül ağırlığı (282)
N: Etanollü KOH ’un normalitesi (0.1 N)
P: Alınan örnek miktarı (g)
3.3.13 Yağ asidi dağılımının belirlenmesi
Bligh and Dyer (1959) yöntemiyle elde edilen yağdan 0.3 g civarında cam tüplere
tartılmış, üzerine 10 ml kromotografik saflıktaki hegzan eklenmiş ve çalkalanmıştır.
Üzerine 2N metanollü KOH çözeltisinden 0.5 ml ilave edilmiş ve solüsyon berraklaşana
kadar çalkalanmıştır. Gliserol fazının ayrılmasından sonra üstteki berrak faz viyallere
alınmış ve analiz edilmiştir (Anonim 2002).
Standartlardaki ve örneklerdeki yağ asidi metil esterlerinin ayrımı için özellikler aşağıda
verilen gaz kromotografisine 1 µl lik enjeksiyonlar yapılmıştır. Örneklerden elde edilen
pikler, standart pikleri ile karşılaştırılarak tanımlanmış ve yağ asitleri, tanımlanan
piklerin konsantrasyonları toplamından % olarak hesaplanmıştır (Anonim 1999).
Gaz kromatografi cihazı : Shimadzu GC-2010
Detektör : FID (Flame Ionization Detector)
Kolon : TR-CN100, kapiler (60 m, 0.25 mm iç çap, 0.2 µm
film kalınlığı)
Taşıyıcı gaz : He, (1mL/dakika)
V x M x N 10 x P
38
Split oranı : 1:50
Enjeksiyon bloğu sıcaklığı: 230oC
Kolon sıcaklığı : sıcaklık programlamalı, 185oC
Detektör bloğu sıcaklığı : 240oC
Enjeksiyon miktarı : 1 µL
3.3.14 İstatistik değerlendirme
Tesadüf parsellerinde iki faktörlü olarak yürütülen denemeden elde edilen veriler,
Varyans Analizi Tekniği (ANOVA) kullanılarak analiz edilmiştir. Gerektiği zaman,
Duncan Çoklu Karşılaştırma Yöntemi kullanılarak, gruplar arasındaki farklılığın, önemi
belirlenmiştir. Analizler, MİNİTAB 15.1 ve MSTAT istatistik paket programları
kullanılarak uygulanmıştır (Winer et al. 1991).
39
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
4.1 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Kimyasal Bileşimi
Mekanik ayırıcı makinenin tipine ve randımana göre mekanik ayrılmış tavuk etinin
besin ögeleri bileşiminin değişmesi beklenen bir sonuçtur. Araştırmada bu değişimin
incelenebilmesi amacıyla, farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk boyun
etine (MATBE), mekanik ayrılmış tavuk sırt etine (MATSE) ve mekanik ayrılmış tavuk
göğüs etine (MATGE); nem, protein, kül, yağ, kolesterol, kollagen ve mineral madde
analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları Çizelge 4.1’de bildirilmiştir.
Elde edilen verilere göre boyun bölgesinden üretilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde
nem miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %75.22, %69.13,
%67.60 ve %65.68 bulunmuştur. Analiz sonuçlarına göre; nem miktarları için, boyun
bölgesi açısından sadece %50 ile %60 randıman arasındaki farkın istatistik olarak
önemli olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Boyun bölgesi için en fazla nem %40
randımanda elde edilirken, en düşük nem miktarına %70 randımanda ulaşılmıştır
(p<0.01). Sırt bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde nem miktarları,
%40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %64.38, %65.30, %64.07 ve %
61.49 bulunmuştur. Analiz sonuçlarına göre; nem miktarları için, sırt bölgesi açısından
%70 randıman ile diğer tüm randımanlar arası farklılıklar istatistik olarak önemlidir
(p<0.01). Göğüs bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde nem
miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %71.07, %70.93, %71.29
ve %70.48 bulunmuştur ve tüm randımanlar arasındaki farlılıkların istatistik olarak
önemli olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Nem analizi için, tüm randımanlarda boyun, sırt
ve göğüs bölgeleri arasındaki farlılıklar istatistik olarak önem taşımaktadır (p<0.01)
(Çizelge 4.1).
40
Çizelge 4.1 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin nem, protein, kül, yağ, kolesterol ve kollagen içerikleri (%)
A – D Aynı sütundaki, a – c aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01) E – H Aynı sütundaki, d – f aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.05)
n=2
Randı-man (%)
MATBE MATSE MATGE Ortalama
40 75.22 ± 0.13A,a 64.38 ± 0.32A,c 71.07 ± 0.48A,b 70.22 ± 2.00
50 69.13± 0.03B,b 65.30 ± 0.29A,c 70.93 ± 0.40A,a 68.45 ± 1.06
60 67.60 ± 0.92B,b 64.07 ± 0.56A,c 71.29 ± 0.34A,a 67.65 ± 1.35
70 65.68 ± 0.23C,b 61.49 ± 0.22B,c 70.48 ± 0.19A,a 65.88 ± 1.65
Nem
Ort. 69.41 ± 1.36 63.81 ± 0.55 70.94 ± 0.18
40 14.24 ± 0.50A,a 12.15 ± 0.19AB,b 15.20 ± 0.06A,a 13.86 ± 0.59
50 12.24 ± 0.05B,b 11.76 ± 0.07B,b 14.08 ± 0.22A,a 12.69 ± 0.45
60 12.18 ± 0.14B,b 13.37 ± 0.16A,ab 14.60 ± 0.17A,a 13.38 ± 0.45
70 11.99 ± 0.75B,b 11.57 ± 0.22B,b 14.51 ± 0.27A,a 12.69 ± 0.62 Protein
Ort. 12.66 ± 0.39 12.21 ± 0.27 14.60 ± 0.17
40 0.77 ± 0.01H,e 0.79 ± 0.01H,e 0.98 ± 0.01G,d 0.85 ± 0.04
50 0.81 ± 0.02G,e 0.84 ± 0.01G,e 0.99 ± 0.01G,d 0.88 ± 0.03
60 0.85 ± 0.02F,f 0.90 ± 0.02F,e 1.05 ± 0.01F,d 0.93 ± 0.04
70 0.98 ± 0.01E,e 0.96 ± 0.01E,e 1.22 ± 0.02E,d 1.05 ± 0.05
Kül
Ort. 0.86 ± 0.03 0.87 ± 0.02 1.06 ± 0.04
40 15.46 ± 0.77 23.79 ± 0.69 11.85 ± 0.60 17.03 ± 2.26B
50 17.16 ± 0.51 24.08 ± 0.93 13.54 ± 1.27 18.26 ± 2.00AB
60 18.01 ± 0.20 24.33 ± 1.27 12.80 ± 0.04 18.38 ± 2.13AB
70 19.30 ± 0.59 26.04 ± 0.15 14.22 ± 0.29 19.30 ± 2.17A
Yağ
Ort. 17.48 ± 0.57b 24.56 ± 0.46a 13.10 ± 0.43c
40 69.17 ± 1.30C,b 90.41 ± 0.88B,a 49.76 ± 2.03A,c 69.78 ± 7.45
50 76.89 ± 0.57B,b 91.09 ± 0.38B,a 52.43 ± 0.63A,c 73.47 ± 7.15
60 84.08 ± 2.03A,b 92.27 ± 0.42B,a 51.53 ± 0.36A,c 75.96 ± 7.89
70 86.65 ± 1.08A,b 101.09 ± 2.03A,a 52.18 ± 0.15A,c 79.97 ± 9.20 Kolesterol
Ort. 79.20 ± 2.62 93.72 ± 1.68 51.47 ± 0.57
40 1.94 ± 0.02 1.91 ± 0.02 2.52 ± 0.09 2.12 ± 0.13C
50 2.00 ± 0.13 2.05 ± 0.15 2.65 ± 0.13 2.23 ± 0.15C
60 2.56 ± 0.16 2.40 ± 0.14 3.28 ± 0.08 2.75 ± 0.18B
70 3.05 ± 0.13 2.91 ± 0.05 3.78 ± 0.16 3.25 ± 0.18A
Kollagen
Ort. 2.39 ± 0.18b 2.32 ± 0.15b 3.06 ± 0.19a
41
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
80,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Nem
(%)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.1 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin nem içeriğine etkisi
Bu sonuçlara göre, randıman arttıkça nem miktarının azaldığı görülmüştür (Şekil 4.1).
Başlangıçtaki deri içeriğinin son ürünün kompozisyonunu etkilediği ve deri miktarı
arttıkça, nem ve protein içeriğinin azaldığı bilinmektedir (Ockerman and Hansen 1999).
%40 randımanda üretilen MATSE’nin nem içeriğinin düşük olmasının sebebi,
hammaddedeki deri içeriğinin yüksek olması olabilir. Aynı yaklaşımla %50 randımanda
üretilen MATGE’nin nem içeriğindeki artışın, hammadenin deri içeriğinin azlığından
kaynaklandığı düşünülebilir.
Kolsarıcı (2004), nem değerini MATBE’de %74.95, elle ayrılmış tavuk boyun etinde
%71.22, MATGE’de %68.82, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde %74.94, MATSE’de
%59.05 ve elle ayrılmış tavuk sırt etinde %67.08 bulmuştur. MATBE için bulunan
sonuçlar yaptığımız çalışma ile benzerlik göstermiştir. Bir başka araştırmada, MATBE,
MATGE ve MATSE için nem içerikleri sırasıyla; %75.18, %70.20 ve %61.51 olarak
belirlenmiştir (Kutlu 2008). Kolsarıcı vd. (2004) MATBE’nin en yüksek nem içeriğine
sahip olduğunu gözlemlemişlerdir. Bu sonuçlar, yaptığımız çalışmada bulunan ortalama
nem oranlarına oldukça yakındır. Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış piliç sırt ve
boyun etlerinin nem miktarının %60.0 ile %72.2 arasında olduğunu rapor etmişlerdir
(Grunden et al. 1972, Essary 1979, Pollonio 1994). Sarıçoban (2004), yaptığı çalışmada
mekanik ayrılmış piliç boyun ve sırt etinde nem miktarını %66.47 olarak saptamıştır.
42
Grunden et al. (1972), Froning (1973), Mott et al. (1982) ve Hamm and Young (1983)
mekanik ayrılmış piliç etlerinin nem miktarını %60.1-65.1 arasında bulmuşlardır.
Akoğlu (2002), yaptığı çalışmada mekanik ayrılmış boyun etinin nem içeriğini %74.95
olarak bildirmiştir. Abdullah and Al-Najdawi (2005) derili ve derisiz MAE’de yaptığı
çalışmasında nem miktarını sırasıyla %69.85 ve %70.95 olarak belirlemişlerdir. Tüm bu
çalışmalar, analiz sonuçlarını destekler niteliktedir.
Örnekler protein içerikleri açısından değerlendirildiklerinde ise, boyun bölgesinden elde
edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde protein miktarları, %40, %50, %60 ve %70
randımanlar için sırasıyla; %14.24, %12.24, %12.18 ve %11.99, sırt bölgesinden elde
edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde aynı sırayla; %12.15, %11.76, %13.37 ve
%11.57 bulunmuştur. Göğüs bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde
ise protein miktarları, %15.20, %14.08, %14.60 ve %14.51 olarak saptanmıştır. Göğüs
bölgesinde tüm randımanlar arasındaki farlılıkların istatistik olarak önem taşımadığı
saptanmışken (p>0.05); boyun bölgesi açısından %40 randımanın diğer tüm
randımanlardan istatistik olarak farklı olduğu belirlenmiştir (p<0.01). Boyun bölgesi
için en fazla protein %40 randımanda elde edilirken, en düşük protein miktarına %70
randımanda ulaşılmıştır (p<0.01). Analiz sonuçlarına göre; protein miktarları için, sırt
bölgesi açısından %60 randıman ile %50 ve %70 randımanlar arasındaki farklılıklar
istatistik olarak önemli bulunmuş (p<0.01) ve sırt bölgesi için en fazla protein %60
randımanda elde edilirken, en düşük protein miktarına %70 randımanda ulaşılmıştır
(p<0.01). Protein açısından, %40 randımanda sırt bölgesi, diğer bölgelerden farklıyken;
%50 ve %70 randımanlarda göğüs bölgesi ile diğer bölgeler arasındaki farklılık
istatistik olarak önemlidir (p<0.01). %60 randımanda ise boyun ile göğüs bölgeleri
arasındaki fark istatistik olarak önem taşımaktadır (p<0.01) (Çizelge 4.1). En yüksek
protein içeriği göğüs bölgesinde bulunmaktadır.
Bu sonuçlara göre, randıman arttıkça protein miktarının azaldığı görülmektedir (Şekil
4.2).
43
0,00
2,00
4,00
6,00
8,00
10,00
12,00
14,00
16,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Protein (%) % 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.2 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin protein içeriğine etkisi Kolsarıcı (2004), protein miktarını MATBE’de %12.27, elle ayrılmış tavuk boyun
etinde %14.90, MATGE’de %16.90, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde %19.88,
MATSE’de %12.77 ve elle ayrılmış tavuk sırt etinde %17.31 olarak tespit etmişlerdir.
Yapılan bir başka araştırmada da MATBE, MATGE ve MATSE için protein içerikleri
sırasıyla %13.82, %17.63 ve %14.12 olarak belirlenmiştir (Kutlu 2008). Her iki
çalışmada da en yüksek protein içeriğinin MATGE’ye ait olduğu saptanmıştır.
Yaptığımız çalışmada da, en yüksek protein içeriği MATGE’ye aittir ancak protein
içeriği bu iki araştırmadan daha düşük bulunmuştur. MATSE ve MATBE’nin ortalama
protein içerikleri ise benzer değerlerdedir. Bu sonuçlara paralel olarak Kolsarıcı vd.
(2004), yaptıkları çalışmada MATGE’nin en yüksek protein içeriğine sahip olduğunu
bulmuşlardır. Abdullah and Al-Najdawi (2005), derili MAE ve derisiz MAE’de yaptığı
çalışmasında protein miktarını sırasıyla %20.45 ve %20.35 olarak belirlemişlerdir ki bu
değerler bizim bulduklarımızdan oldukça yüksektir. Bu farklılık, kullanılan mekanik
ayırıcı ekipmanın farklılığından ya da randımanın daha düşük tutulmasından
kaynaklanabilir. Bazı araştırmacılar mekanik olarak ayrılmış piliç sırt ve boyun etlerinin
protein miktarını %8.5-13.4 arasında bulmuşlardır (Essary 1979, Pollonio 1994).
Akoğlu (2002), MATBE’nin ortalama protein içeriğinin %12.27 olduğunu belirtmiştir.
Başka bir çalışmada ise mekanik ayrılmış tavuk etinde protein oranı %11.7 olarak
saptanmıştır (Dhillon and Maurer 1975). Çalışmamızda bulduğumuz sonuçlar, bu
çalışmalarla paralellik göstermektedir.
44
Mekanik olarak kemiklerinden ayırma işleminin, toplam protein ve nem içeriğini kemik
partikülleri ve ete ilik karışması sonucu azalttığı görülmüştür. Randımandaki artış ile
elde edilen ürün miktarı ve buna bağlı olarak kemik ve kemik iliği miktarı artış
gösterdiğinden; protein ve nem miktarları azalmıştır.
Mekanik ayrılmış tavuk etlerinde belirlenen kül miktarları değerlendirildiğinde,
MATE’lerin içerikleri üzerine bölge ve randıman farklılığının istatistik olarak önemli
düzeyde etkili olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Boyun bölgesinden elde edilen mekanik
ayrılmış tavuk etlerinde kül miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için
sırasıyla; %0.77, %0.81, %0.85 ve %0.98 bulunmuş ve tüm randımanlar arasındaki
farklılığın istatistik olarak önem taşıdığı belirlenmiştir (p<0.05). Boyun bölgesi için en
fazla kül %70 randımanda elde edilirken, en düşük kül miktarına %40 randımanda
ulaşılmıştır (p<0.05). Sırt bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde kül
miktarları sırasıyla; %0.79, %0.84, %0.90 ve %0.96 bulunmuş ve tüm randımanlar
arasındaki farklılıklar istatistik olarak önemli olmuştur (p<0.05). Göğüs bölgesinden
elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde ise kül miktarları, aynı sırayla; %0.98,
%0.99, %1.05 ve %1.22 bulunmuştur. Göğüs bölgesi açısından tüm randımanlar
arasındaki farlılıkların istatistik olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05). Kül analizi
için, %40, %50 ve %70 randımanlarda göğüs bölgesi, diğer bölgelerden farklıyken;
%60 randımanda tüm bölgeler arası fark istatistik olarak önem taşımaktadır (p<0.05)
(Çizelge 4.1). En yüksek kül içeriği göğüs bölgesinde bulunmaktadır. Tüm bölgeler için
en fazla kül %70 randımanda elde edilirken, en düşük kül miktarına %40 randımanda
ulaşılmıştır (p<0.05).
45
0,00
0,20
0,40
0,60
0,80
1,00
1,20
1,40
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Kül (%
)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.3 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kül içeriğine etkisi
Mekanik ayırıcı ayarlarının elde edilen etteki kül miktarını etkilediği bilinmektedir.
Randıman arttıkça MAE’ye geçen kemik partikülü miktarının artması, kül miktarının da
artmasına sebep olmaktadır. Analiz sonuçlarına göre de, randıman arttıkça kül miktarı
artmaktadır (Şekil 4.3).
Kolsarıcı vd. (2004), yaptıkları çalışmada MATGE’nin en yüksek kül içeriğine sahip
olduğunu gözlemlemişlerdir. Bir başka çalışmada da MATBE, MATGE ve MATSE’nin
kül içerikleri sırasıyla %1.00, %1.28 ve %1.00 olarak saptanmış ve en yüksek kül
içeriğinin MATGE’ye ait olduğu bulunmuştur (Kutlu 2008). Kolsarıcı (2004), kül
değerini MATBE’de %0.88, elle ayrılmış tavuk boyun etinde %0.78, MATGE’de
%1.45, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde %1.14, MATSE’de %0.92 ve elle ayrılmış
tavuk sırt etinde %0.65 olarak belirlemişlerdir. Bizim çalışmamızda da, en yüksek kül
içeriği MATGE’de saptanmıştır ve MATBE, MATSE ve MATGE’nin ortalama kül
oranları yapılan araştırmalarla benzerlik göstermektedir. Grunden et al. (1972), Froning
(1973), Mott et al. (1982) ve Hamm and Young (1983) mekanik ayrılmış piliç etinin
kül miktarını %1.2-1.3 arasında bulmuşlardır. Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış
piliç boyun ve sırt etlerinin kül miktarını %0.6-1.0 arasında belirlemişlerdir (Essary
1979, Pollonio 1994). Bir başka çalışmada, derili ve derisiz MATE’lerde kül içeriğini
sırasıyla, %1.25 ve %0.32 bulunmuştur (Al-Najdawi and Abdullah 2002). Sarıçoban
(2004), çalışmasında mekanik ayrılmış piliç etinin kül miktarını %0.82 olarak rapor
46
etmiştir. Başka bir araştırmacı, mekanik ayrılmış tavuk boyun etinde kül içeriğini
incelemiş ve %0.88 olarak belirlemiştir (Akoğlu 2002). Dhillon and Maurer (1975), ise
yaptıkları çalışmada elle ayrılmış tavuk etlerinde kül oranının %0.8, MATE’deki kül
oranının ise %1.1 olduğunu ve mekanik ayırma işlemi sonucu ortaya çıkan bu farkın
istatistik olarak önem taşıdığını ifade etmişlerdir. Yapılan kül analizi sonucunda elde
edilen veriler, yapılan çalışmalarla benzerlik göstermektedir.
Uygulanan varyans analizi, yağ bakımından da bölgeler ve randımanlar arasındaki
farklılığın istatistik olarak önemli olduğunu göstermiştir (p<0.01). MATBE’de yağ
miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %15.46, %17.16, %18.01
ve %19.30, MATSE’de %23.79, %24.08, %24.33 ve %26.04, MATGE’de ise aynı
sırayla %11.85, %13.54, %12.80 ve %14.22 olarak bulunmuştur. Yağ miktarları
bakımından; boyun, sırt ve göğüs bölgelerinin ortalamaları arasındaki farklılık istatistik
olarak önem taşırken; %40 ile %70 randımanlar arasındaki fark istatistik olarak önemli
bulunmuştur (p<0.01). En fazla yağ sırt bölgesinden, %70 randımanda elde edilirken, en
düşük yağ miktarı göğüs bölgesinden, %40 randımanda elde edilmiştir (Çizelge 4.1).
0,00
5,00
10,00
15,00
20,00
25,00
30,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Yağ (%)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.4 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ içeriğine etkisi
MATE içerisine ilik ve kemik partiküllerinin karışması, toplam protein miktarını
düşürürken, MATE’nin yağ içeriğini arttırmaktadır. Randıman arttıkça, elde edilen yağ
47
miktarının da arttığı görülmüştür (Şekil 4.4). Ockerman and Hansen (1988), mekanik
ayrılmış kanatlı etinin yağ içeriğinin başlangıç materyali olarak kullanılan kanatlının
deri içeriği ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Deri içeriği, elde edilen
MAE’nin yağ oranını arttırmaktadır. Buna göre, %50 randımanda üretilen MATGE’nin
yağ içeriğinin, %60 randımanda üretilen MATGE’den daha yüksek olmasının sebebi,
başlangıç deri içeriğinin daha yüksek oluşu olabilir.
Kolsarıcı (2004), yağ miktarını MATBE’de %11.59, elle ayrılmış tavuk boyun etinde
%12.85, MATGE’de %12.34, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde %2.40, MATSE’de
%26.95 ve elle ayrılmış tavuk sırt etinde %14.63 olarak gözlemlemişlerdir. Kutlu
(2008) ise, MATBE, MATGE ve MATSE için yağ oranı sırasıyla %9.53, %9.42 ve
%20.44 olarak tespit edilmiş ve en yüksek yağ içeriğinin MATSE’de olduğu
saptanmıştır (Kutlu 2008). Kolsarıcı vd. (2004) de, çalışmalarında MATSE’nin en
yüksek yağ içeriğine sahip olduğunu belirlemişlerdir. Bizim çalışmamızda da en yüksek
yağ içeriği MATSE’den elde edilmiştir. MATBE ve MATGE’nin ortalama yağ içeriği
yapılan çalışmalardan daha yüksek bulunmuştur. Bunun sebebi başlangıç deri içeriğinin
yüksek oluşu olabilir. Akoğlu (2002) ise, MATBE’nin yağ içeriğini incelemiş ve
%11.59 olarak bildirmiştir. Sarıçoban (2004), sırt ve boyun eti karışımından elde edilen
MATE’nin yağ içeriğini %18.57 olarak saptamıştır. Grunden et al. (1972), Froning
(1973), Mott et al. (1982) ve Hamm and Young (1983) mekanik ayrılmış piliç etinin
yağ miktarını %18.3-26.2 arasında bulmuşlardır. Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış
piliç boyun ve sırt etlerinin yağ miktarının %14.4-30.4 arasında olduğunu
belirlemişlerdir (Essary 1979, Pollonio 1994). Lin and Chen (1989) yaptıkları çalışmada
göğüs ve sırt etinden; derili göğüs, boyun ve sırt etinden ve sadece göğüs kafesinden
elde ettikleri üç ayrı MAE’yi materyal olarak kullanmışlardır. %24.72 oranındaki en
yüksek yağ içeriğini göğüs ve sırt etinden ürettikleri MAE’den elde etmişlerdir ki; bu
durum bizim çalışmamızda da belirlenmiştir.
Daros et al. (2005) mekanik ayrılmış kanatlı etlerinin nem, kül, yağ ve protein
içeriklerini sırasıyla; %64.3, %0.85, %22.65 ve %12.20 olarak bulmuştur. Lin and Chen
(1989), göğüs kafesinden elde ettikleri MATE’nin nem protein, yağ ve kül içeriklerini
sırasıyla %66.95, %13.74, %12.54 ve %1.06 olarak rapor etmişlerdir. Her iki
48
çalışmanın sonuçları da, bizim araştırmamızla benzerlik göstermektedir. Mekanik
ayrılmış ve elle ayrılmış tavuk göğüs etlerinin kimyasal kompozisyonları sırasıyla, kuru
ağırlık temel alınarak; protein içerikleri %90.5 - %82.2, lipit içerikleri %3 - %13.2 ve
kül içerikleri ise %6.1 - %4.2’dir (Negrão et al. 2005). Shahidi et al. (1992) yaptıkları
benzer bir çalışmada tavuk boyun ve sırt kısımlarını karıştırarak MATE elde
etmişlerdir. Ürettikleri MATE’lerin nem, protein, yağ ve kül içeriklerini sırasıyla;
%74.07, %14.55, % 9.81 ve %1.62 olarak belirlemişlerdir. Yaptığımız çalışmada yağ
içeriği, bu araştırmacıların elde ettiğinden çok daha yüksek bulunmuştur. Bunun sebebi
gerek mekanik ayırıcının ayarları gerekse MATE üretiminde kullanılan hammaddenin
deri içeriğidir. Vahedra et al. (1972), kemiksizleştirme için mevcut ekipmanların
çoğunun, ham materyalin %40-60 aralığında ürün verdiğini bildirmişlerdir. Elde edilen
bu ürün ortalama %63 su, %14-16 protein, %12-14 yağ ve % 4-5 kül içermektedir.
Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin kolesterol içerikleri de
belirlenmiştir. Boyundan üretilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde kolesterol miktarları,
69.17 mg/100g ile 86.65 mg/100g, sırttan ve göğüsten elde edilenlerde ise sırasıyla
90.41 mg/100g ile 101.09 mg/100g ve 49.76 mg/100g ile 52.43 mg/100g arasında
değişim göstermiştir. Analiz sonuçlarına göre; kolesterol miktarları için, boyun bölgesi
açısından %40, %50 ve %60 randımanlar arasındaki fark istatistik olarak önem taşırken
(p<0.01); sırt bölgesi açısından sadece %70 randıman diğerlerinden farklıdır (p<0.01).
Göğüs bölgesinde ise, randıman artışına bağlı bir değişim saptanmamıştır (p>0.05).
Bölgeler arası farklılıklar istatistik olarak incelendiğinde, tüm bölgeler arası farklılığın
önem taşıdığı belirlenmiştir (p<0.01) (Çizelge 4.1). En yüksek kolesterol içeriği sırt
bölgesinden, %70 randımanda elde edilirken, en düşük kolesterol içeriği göğüs
bölgesinde, %40 randımanda bulunmuştur (p<0.01).
49
0,00
20,00
40,00
60,00
80,00
100,00
120,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Kolesterol (m
g/100 g örnek)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.5 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kolesterol içeriğine etkisi Mekanik ayrılmış tavuk etine kemik iliği ve yağının karışması sonucu kolesterol içeriği
artmaktadır. Randıman arttıkça, son ürüne geçen kemik iliği miktarı arttığı için,
kolesterol miktarı da artış gösterir. Bu durum Şekil 4.5’de de görülmektedir
Jantawat and Dawson (1980), mekanik olarak ayrılmış tavuk but ve göğüs etlerindeki
kolesterol içeriklerini sırasıyla, 110 mg/100g ve 73 mg/100g olarak rapor etmişlerdir.
Bizim çalışmamızda MATGE’nin kolesterol içeriği çok daha düşük bulunmuştur.
Bunun nedeni kullanılan ekipman ya da başlangıç materyalinin deri içeriğindeki
farklılıklar olabilir. Sarıçoban (2004), sırt ve boyun etlerinden elde edilen MAE’nin
kolesterol içeriğini 76.00 mg/100g olarak saptamıştır. Akoğlu (2002), yaptığı
araştırmada MATBE’nin kolesterol miktarını 82.34 mg/100g olarak saptamıştır. Bu
sonuçlar, MATBE’den elde ettiğimiz kolesterol içeriği ile benzerlik göstermektedir. Bir
başka çalışmada, derili ve derisiz MATE’lerde kolesterol içeriği sırasıyla, 122.55
mg/100g ve 58.75 mg/100g bulunmuştur (Al-Najdawi and Abdullah 2002). Özkeçeci
(2006), mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etlerini materyal olarak kullandığı
çalışmasında, kolesterol içeriklerini sırasıyla 50.56 mg/100g ve 78.95 mg/100g olarak
rapor etmiştir ve bu değer MATBE’den elde ettiğimiz kolesterol düzeyine yakındır.
50
Şekil 4.6 Farklı randıman ve bölgelerde kolesterol – yağ ilişkisi Farklı randımanlarda, farklı bölgelerden üretilmiş MATE’lerin yağ ve kolesterol
değerleri arasındaki ilişki Şekil 4.6’da verilmiştir. Kolesterol ve yağ içeriği arasında
pozitif korelasyon olduğu görülmektedir. Randıman arttıkça, artan yağ miktarına bağlı
olarak, kolesterol içeriğinde de artış olmaktadır. En yüksek kolesterol içeriği, aynı
zamanda en yüksek yağ içeriğine de sahip olan MATSE’den elde edilirken, en düşük
kolesterol miktarı, yağ içeriğinin de en düşük olduğu MATGE’de bulunmuştur.
Kollagen miktarları bakımından bölge x randıman arası interaksiyon incelenmiş, aradaki
farklılığın istatistik olarak önemli olduğu görülmüştür (p<0.01). MATBE, MATSE ve
MATGE’lerde kollagen miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla;
%1.94, %2.00, %2.56, %3.05; %1.91, %2.05, %2.40, %2.91 ve %2.52, %2.65, %3.28,
%3.78 olarak bulunmuştur. Kollagen miktarları bakımından, sırt ve göğüs bölgelerinin
ortalamaları arasındaki farklılık istatistik olarak önem taşırken (p<0.01); randıman
ortalamaları incelendiğinde %50, %60 ve %70 randımanlar arasındaki farklılığın önemli
olduğu görülmüştür (p<0.01). En fazla kollagen %70 randımanda, göğüs bölgesinden
elde edilirken, en düşük kollagen miktarına %40 randımanda üretilen sırt bölgesinde
rastlanmıştır (Çizelge 4.1).
51
0,00
0,50
1,00
1,50
2,00
2,50
3,00
3,50
4,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Kollagen (%) % 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.7 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kollagen içeriğine etkisi
Deri içeriği arttıkça nem ve protein içeriği azalır, kollagen sabit kalır. Randıman ile
kollagen miktarı arasındaki ilişki Şekil 4.7’de görülmektedir.
Al-Najdawi and Abdullah (2002), derili ve derisiz MATE’lerde kollagen içeriğini
sırasıyla; %3.45 ve %3.00 olarak saptamışlardır. Bu sonuçlar, çalışmamızda yüksek
randımanlar için belirlenen değerlerle benzerlik göstermektedir.
MATBE, MATSE ve MATGE’lere yapılan mineral madde analizi sonucunda,
örneklerin Ca, Fe, Cu, K, Na, P ve Zn gibi mineralleri içerdiği saptanmıştır. Bunların
içinde en yüksek oranla, K, P, Na ve Ca bulunurken; Fe, Zn ve Cu içerikleri oransal
olarak daha düşük düzeydedir. Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk
etlerinin mineral madde içerikleri Çizelge 4.2’de görülmektedir.
52
Çizelge 4.2 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin mineral madde içeriği (mg/100g örnek)
A – C Aynı sütundaki, a - c aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01) D – F Aynı sütundaki, d - e aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.05)
n=2
Randı-man(%) MATBE MATSE MATGE Ortalama
40 iz iz iz - 50 iz iz iz - 60 iz iz iz - 70 43.17 ± 2.86a 67.80 ± 7.17b 235.91 ± 7.02c 115.62 ± 1.42
Ca
Ort. - - - 40 1.42 ± 0.16D,d 1.39 ± 0.09E,d 1.05 ± 0.10F,d 1.29 ± 0.09 50 1.37 ± 0.27D,d 1.44 ± 0.06E,d 1.69 ± 0.13E,d 1.50 ± 0.10 60 1.55 ± 0.03D,d 1.67 ± 0.20E,d 2.02 ± 0.08DE,d 1.75 ± 0.11 70 1.62 ± 0.18D,e 2.51 ± 0.09D,d 2.20 ± 0.19D,d 2.11 ± 0.18
Fe
Ort. 1.49 ± 0.08 1.75 ± 0.18 1.74 ± 0.17 40 0.042 ± 0.001A,a 0.038 ± 0.001A,a 0.018 ± 0.001B,b 0.032 ± 0.004 50 0.033 ± 0.001B,a 0.027 ± 0.001B,a 0.020 ± 0.001B,b 0.026 ± 0.002 60 0.039 ± 0.001A,a 0.039 ± 0.001A,a 0.026 ± 0.001A,b 0.035 ± 0.002 70 0.041 ± 0.001A,a 0.033 ± 0.001B,b 0.023 ± 0.001B,c 0.032 ± 0.003
Cu
Ort. 0.038 ± 0.001 0.034 ± 0.001 0.022 ± 0.001 40 227.59 ± 5.19B,ab 201.81 ± 5.36AB,b 239.00 ± 8.07C,a 222.80 ± 7.51 50 196.10 ± 5.21C,c 225.27 ± 5.52A,b 255.27 ± 8.58BC,a 225.50±11.20 60 220.56 ± 0.30BC,b 220.94 ± 5.16AB,b 299.26 ± 7.55A,a 246.90±16.70 70 267.85 ± 5.98A,a 193.73 ± 7.07B,b 280.07 ± 5.72AB,a 247.20±17.30
K
Ort. 228.02 ± 9.91 210.44 ± 5.41 268.40 ± 9.17 40 136.28 ± 7.88 128.60 ± 10.70 103.03 ± 9.96 122.65 ± 7.67
50 116.29 ± 2.68 111.49 ± 0.36 101.40 ± 10.80 109.74 ± 3.99
60 122.70 ± 7.51 118.40 ± 5.43 124.10 ± 10.50 121.74 ± 3.78
70 121.87 ± 3.53 130.03 ± 7.23 136.32 ± 7.05 129.41 ± 3.83
Na
Ort. 124.29 ± 3.56 122.14 ± 3.91 116.23 ± 6.64
40 161.40 ± 11.8A,a 149.88 ± 6.42B,a 148.69 ± 4.49C,a 153.33 ± 4.47 50 169.40 ± 10.00A,a 162.70 ± 14.50B,a 177.50 ± 11.50C,a 169.86 ± 6.07 60 178.80 ± 10.30A,a 185.29 ± 5.98AB,a 219.73 ± 7.35B,a 194.60 ± 8.81 70 193.58 ± 8.84A,b 208.05 ± 8.50A,b 288.26 ± 1.72A,a 230.00 ± 18.90
P
Ort. 175.80 ± 5.96 176.47 ± 9.13 208.50 ± 20.00 40 1.13 ± 0.07 0.77 ± 0.13 0.77 ± 0.14 0.89 ± 0.09B
50 0.93 ± 0.18 0.90 ± 0.06 0.92 ± 0.06 0.92 ± 0.05B
60 1.10 ± 0.13 1.13 ± 0.14 1.14 ± 0.15 1.12±0.06AB
70 1.51 ± 0.03 1.01 ± 0.11 1.32 ± 0.08 1.28 ± 0.10A
Zn
Ort. 1.17 ± 0.09 0.95 ± 0.07 1.04 ± 0.09
53
%40, %50 ve %60 randımanda elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde iz miktarda
belirlenen Ca miktarı, %70 randımana ulaşıldığında, en fazla MATGE’de 235.91
mg/100 g olarak belirlenirken; MATSE’de 67.80 mg/100 g, MATBE’de ise 43.17
mg/100 g olarak saptanmıştır (Çizelge 4.2). MAE’nin randımanı genel olarak %70’in
üzerinde olduğundan, düşük randımanlarda üretilen mekanik ayrılmış etlerdeki Ca
miktarı çok düşük düzeydedir.
Uygulanan varyans analizi, Ca içeriği bakımından %70 randımanda tüm bölgeler
arasındaki farklılığın istatistik olarak önemli olduğunu göstermiştir (p<0.01).
Randıman arttıkça, son ürüne karışan kemik partikülü miktarı artar. Mekanik ayrılmış
etlerin kemik partikülü oranları MATBE, MATSE ve MATGE için sırasıyla; %0.128,
%0.240 ve %1.005 olarak saptanmıştır. Bu kemik partikülleri Ca bakımından zengin
olduğundan, randıman arttıkça MATE’nin Ca içeriği de artar. %70 randımanda, kül ve
Ca içerikleri arasındaki ilişki Şekil 4.8’de görülmektedir. En yüksek Ca içeriği, kül
miktarının da en yüksek olduğu MATGE’den elde edilmiştir.
43,170,98
MATBE
67,80
0,96MATSE 235,91
1,22
MATGE
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
1,4
0,00 50,00 100,00 150,00 200,00 250,00
Ca mg/100 g örnek
Kül (%
)
Şekil 4.8 %70 randımanda, farklı bölgelerden elde edilmiş MAE’lerde kül – Ca ilişkisi
Mekanik Olarak Ayrılmış Kanatlı Eti Tebliği’ne göre, MAE’de bulunabilecek
maksimum Ca miktarı 500 mg/100g’dır (Anonim 2008a). Analiz sonucunda elde
ettiğimiz veriler bu sınıra uymaktadır.
54
Field (1988) mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış tavuk etinin Ca içeriğini 40.87
mg/100g olarak bildirmiştir. Araştırmacının bulduğu bu sonuç, MATBE’den elde
ettiğimiz Ca içeriğine yakındır. Ang and Hamm (1982), mekanik ayrılmış piliç derisiz
boyun ve sırt kısımlarının kalsiyum (53-91 mg/100g) içeriklerinin, elle ayrılmış derisiz
boyun ve sırt kısımlarının kalsiyum (17-35 mg/100g) içeriklerinden daha yüksek
olduğunu bulmuşlardır. Grunden et al. (1972), mekanik olarak ayrılmış anaç tavuk
boyun ve sırt etlerinin kalsiyum içeriğinin, mekanik olarak ayrılmış piliç boyun ve sırt
etlerindeki kalsiyum içeriğinden daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir. Sarıçoban
(2004), sırt ve boyun etlerinden elde edilen MAE’nin kalsiyum içeriğini, 74.43 mg/100g
örnek olarak saptamıştır. Özkeçeci (2006) ise, mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun
etlerini materyal olarak kullandığı çalışmasında Ca içeriklerini sırasıyla, 96.55 mg/100g
ve 64.11 mg/100g olarak bulmuştur. Ockerman and Hansen (1988) ve Stadelman et al.
(1988) mekanik ayrılmış tavuk boyun ve sırt etlerinde Ca içeriğini 138 mg/100g olarak
saptamışlardır. Al-Najdawi and Abdullah (2002), yaptıkları çalışmada derili ve derisiz
MATE’lerde Ca içeriğini sırasıyla, 162.5 mg/100g ve 230.0 mg/100g olarak tespit
etmişlerdir. Bu durum da, deri içeriğindeki artışın Ca oranını düşürdüğünü
göstermektedir. Yapılan bir başka çalışmada da MATBE’nin Ca içeriği 56.8 mg/100 g
olarak hesaplanmıştır (Akoğlu 2002). Bu değer, analiz sonuçları ile paralellik
göstermektedir (Şekil 4.9).
0,00
50,00
100,00
150,00
200,00
250,00
300,00
350,00
MA
TB
E
MA
TS
E
MA
TG
E
MA
TB
E
MA
TS
E
MA
TG
E
MA
TB
E
MA
TS
E
MA
TG
E
MA
TB
E
MA
TS
E
MA
TG
E
K P Na Ca
Bölge
Mineral madde (m
g/100 g örnek)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.9 Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin mineral madde içeriği (K, P, Na, Ca)
55
Farklı randımanlarda mekanik ayrılmış tavuk etleri K içeriği açısından
değerlendirildiğinde, göğüs bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış etlerin, boyun ve
sırt bölgesinden elde edilenlerden daha yüksek düzeyde K içerdiği belirlenmiştir. Farklı
randımanlar için MATGE’de 239.00 mg/100 g ile 299.26 mg/100 g arasında olan K
düzeyi, MATBE’de 196.10 mg/100g ile 267.85 mg/100g, MATSE’de ise 193.73
mg/100g ile 225.27 mg/100g arasında değişim göstermiştir. İstatistik kontrollerde bölge
x randıman interaksiyonunun önemli olduğu bulunmuştur (p<0.01) (Çizelge 4.2).
En düşük ve en yüksek K içerikleri sırasıyla sırt ve göğüs bölgelerinde bulunmaktadır
(Şekil 4.9). Randıman ortalamalarına göre, (%40, %50, %60 ve %70 randımanlar için
sırasıyla; 222.80 mg/100g, 225.50 mg/100g, 246.90 mg/100g ve 247.20 mg/100g)
randıman arttıkça MAE’deki K içeriği artış göstermektedir.
Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış tavuk boyun ve sırt etlerinde K içeriğini 104
mg/100g olarak saptamışlardır (Ockerman and Hansen 1988, Stadelman et al. 1988). Bu
değerin, bizim sonuçlarımızdan bu kadar düşük olmasının nedeni, üretimin düşük
randımanda yapılmış olması olabilir. Sarıçoban (2004), sırt ve boyun etlerinden elde
edilen MAE’nin K içeriğini, 278.25 mg/100g örnek olarak saptamıştır. Bir başka
araştırmacı, mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etlerini materyal olarak kullandığı
araştırmasında K içeriklerini sırasıyla, 218.468 mg/100g ve 233.766 mg/100g olarak
bulmuştur (Özkeçeci 2006). Bu değerler, çalışmamızda elde ettiğimiz verilerle benzerlik
göstermektedir. Al-Najdawi and Abdullah (2002), yaptıkları çalışmada derili ve derisiz
MATE’lerde K içeriğini sırasıyla, 363.0 mg/100g ve 584.5 mg/100g olarak tespit
etmişlerdir ki; bu sonuçlar, bizim verilerimizden oldukça yüksektir. Bu durum,
kullanılan ekipmandan ya da kemik oranı daha yüksek olan gövde etlerinin MAE
üretiminde hammadde olarak kullanılmış olmasından kaynaklanabilir.
MATE’lerin Na içeriğine bölge ve randıman farklılığı etkili olmamıştır (p>0.05). Boyun
bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde Na miktarları, %40, %50,
%60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 136.28 mg/100g, 116.29 mg/100g, 122.70
mg/100g ve 121.70 mg/100g bulunmuşken; sırt bölgesinden elde edilen mekanik
ayrılmış tavuk etlerinde, 128.60 mg/100g, 111.49 mg/100g, 118.40 mg/100g ve 130.03
56
mg/100g olarak belirlenmiştir. Göğüs bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk
etlerinde Na miktarları ise, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 103.03
mg/100g, 101.40 mg/100g, 124.10 mg/100g ve 136.32 mg/100g olarak saptanmıştır
(Çizelge 4.2).
Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış tavuk boyun ve sırt etlerinde Na içeriğini 40
mg/100g olarak saptamışlardır (Ockerman and Hansen 1988, Stadelman et al. 1988).
Sarıçoban (2004), sırt ve boyun etlerinden elde edilen MAE’nin Na içeriğini, 72.21
mg/100g örnek olarak saptamıştır. Bu sonuçlar, çalışmamızda saptanan değerlerden
daha düşük olup; bunun sebebi, kullanılan mekanik ayırıcı veya ayarlarındaki farklılık
olabilir. Al-Najdawi and Abdullah (2002), yaptıkları çalışmada derili ve derisiz
MATE’lerde Na içeriğini sırasıyla, 227.0 mg/100g ve 276.0 mg/100g olarak tespit
etmişlerdir.
MATE’lerin P düzeyleri de bölge ve randımandan etkilenmiş, bölge ve randımanlar
arasındaki interaksiyon istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). Boyun
bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde P miktarları, %40, %50, %60
ve %70 randımanlar için sırasıyla; 161.40 mg/100g, 169.40 mg/100g, 178.80 mg/100g
ve 193.58 mg/100g bulunmuştur. Analiz sonuçlarına göre; P miktarları için, boyun
bölgesi açısından tüm randımanlar arası farklılık istatistik olarak önemsiz bulunurken
(p>0.05); sırt bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde P miktarları ise
randımana bağlı olarak önemli düzeyde artarak sırasıyla; 149.88 mg/100g, 162.70
mg/100g, 185.29 mg/100g ve 208.05 mg/100g olarak saptanmış ve %40 ile %70
randımanlar arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). Göğüs
bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde P miktarları, randımana bağlı
olarak; 148.69 mg/100g ile 288.26 mg/100g arasında değişmiştir. %40 ile %50
randımanda elde edilen MATGE’nin P içerikleri, %60 ve %70 randımanda elde
edilenlerden önemli düzeyde düşük bulunmuştur (p<0.01). P analizi için, %40, %50 ve
%60 randımanlarda tüm bölgeler arası fark istatistik olarak önemsizken (p>0.05); %70
randımanda göğüs bölgesi ile diğer bölgeler arası fark istatistik olarak önemli olmuştur
(p<0.01) (Çizelge 4.2).
57
Randıman arttıkça, son ürüne geçen kemik partikülü arttığından, MAE’nin P içeriği de
yükselmektedir. Bu artış Şekil 4.9’da görülmektedir. En yüksek P içeriği %70
randımanda, göğüs bölgesinden elde edilirken; en düşük P içeriğine %40 randımanda,
yine göğüs bölgesinde rastlanmıştır.
Akoğlu (2002) MATBE’nin P içeriğini 206.79 mg/100g örnek olarak bildirmiştir.
Özkeçeci (2006) ise, mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etlerini materyal olarak
kullandığı çalışmasında P içeriklerini sırasıyla, 178.788 mg/100g ve 169.550 mg/100g
olarak belirlemiştir. Bu sonuçlar, çalışmamızda saptadığımız verilerle paralellik
göstermektedir.
MATE’lerin farklı randımanlarda üretilmesinin Fe içeriğine etkisi incelenmiştir. %40,
%50, %60 ve %70 randımanlarda üretilmiş MATBE, MATSE ve MATGE’ler için Fe
miktarları sırasıyla; 1.42 mg/100g, 1.37 mg/100g, 1.55 mg/100g ve 1.62 mg/100g; 1.39
mg/100g, 1.44 mg/100g, 1.67 mg/100g ve 2.51 mg/100g; 1.05 mg/100g, 1.69 mg/100g,
2.02 mg/100g ve 2.20 mg/100g bulunmuştur. Boyun bölgesinde Fe miktarı randımana
bağlı olarak değişim göstermezken (p>0.05), sırt bölgesinde %70 randıman istatistik
olarak diğerlerinden farklıdır (p<0.05). Göğüs bölgesinde ise, %40, %50 ve %70
randımanlar arası farkların istatistik olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05).
Bölgeler açısından yapılan istatistik kontroller, sadece %70 randımanda boyun bölgesi
ile diğer bölgeler arası farklılığın istatistik olarak önemli olduğunu göstermiştir (p<0.05)
(Çizelge 4.2). En yüksek Fe içeriği sırt bölgesinde bulunmaktadır. Tüm bölgeler için en
fazla Fe %70 randımanda elde edilirken, en düşük Fe miktarına %40 randımanda
ulaşılmıştır (p<0.05).
Randıman arttıkça MAE’ye karışan kemik iliği ve kemik iliğinden ete geçen hem
pigmenti miktarı artar. Hem pigmentine bağlı olarak, Fe içeriği artış gösterir. Randıman
ile Fe miktarı arasındaki ilişki Şekil 4.10’da görülmektedir.
Field (1988), mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış tavuk etinin Fe içeriğini 5.994
mg/100g olarak bildirmiştir. Al-Najdawi and Abdullah (2002), yaptıkları çalışmada
58
derili ve derisiz MATE’lerde Fe içeriğini sırasıyla, 5.5 mg/100g ve 4.2 mg/100g olarak
tespit etmişlerdir. Bu araştırmacıların buldukları Fe içerikleri, bizim sonuçlarımızdan
oldukça yüksektir. Özkeçeci (2006), mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etlerini
materyal olarak kullanmış ve Fe içeriklerini sırasıyla, 2.742 mg/100g ve 2.228 mg/100g
olarak bulmuştur. Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış tavuk boyun ve sırt etlerinde Fe
içeriğini 1.57 mg/100g olarak saptamışlardır (Ockerman and Hansen 1988, Stadelman
et al. 1988). Sarıçoban (2004), sırt ve boyun eti karışımından elde edilen MATE’nin Fe
içeriğini, 2.0 mg/100g örnek, Akoğlu (2002) ise MATBE’nin Fe içeriğini 2.06 mg/100g
örnek olarak saptamışlardır. Bu değerler, analiz sonuçlarımızla uyumludur.
0,000
0,500
1,000
1,500
2,000
2,500
MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE
Fe Zn
Bölge
Mineral madde (mg/100 g örnek)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.10 Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin mineral madde içeriği (Fe, Zn)
Cu miktarları bakımından bölge x randıman arası interaksiyon incelenmiş, aradaki
farklılığın istatistik olarak önemli olduğu görülmüştür (p<0.01). Boyun bölgesinden
üretilen MATE’lerde Cu miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla;
0.042 mg/100g, 0.033 mg/100g, 0.039 mg/100g ve 0.041 mg/100g bulunmuşken; sırt ve
göğüs bölgelerinden elde edilenlerde aynı sırayla, 0.038 mg/100g, 0.027 mg/100g,
0.039 mg/100g ve 0.033 mg/100g; 0.018 mg/100g, 0.020 mg/100g, 0.026 mg/100g ve
0.023 mg/100g olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre; Cu miktarları için, boyun
59
bölgesi açısından sadece %50 randıman ile diğerleri arasındaki fark istatistik olarak
önem taşırken (p<0.01); sırt bölgesi açısından %40 ve %60 randımanlar ile %50 ve %70
randımanlar arasındaki farklılıklar istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). Göğüs
bölgesinde ise sadece %60 randıman ile diğerleri arasındaki fark istatistik olarak
önemlidir (p<0.01). Bölgeler açısından yapılan istatistik kontroller, %40, %50 ve %60
randımanlarda sadece göğüs bölgesi ile diğer bölgeler arası farklılıkların istatistik olarak
önemli olduğunu (p<0.01); %70 randımana ulaşıldığında ise tüm bölgelerin Cu
içeriğinin, randımana bağlı olarak değiştiğini göstermiştir (p<0.01) (Çizelge 4.2). En
düşük ve en yüksek Cu içerikleri sırasıyla boyun ve göğüs bölgelerinde bulunmaktadır
(Şekil 4.10).
Bazı araştırmacılar, mekanik ayrılmış tavuk boyun ve sırt etlerinde Cu içeriğini 0.065
mg/100g olarak saptamışlardır (Ockerman and Hansen 1988, Stadelman et al. 1988). Bu
değer çalışmamızda bulduğumuz sonuçlardan daha yüksektir.
Farklı randımanlarda üretilen MATBE, MATSE ve MATGE’lerin Zn içerikleri
randımana bağlı olarak değişim göstermiştir (p<0.01). %40, %50, %60 ve %70
randımanlarda üretilen MATE’lerin randıman ortalamaları sırasıyla, 0.89 mg/100g, 0.92
mg/100g, 1.12 mg/100g ve 1.28 mg/100g olarak belirlenmiştir. Zn miktarı ortalamaları
bakımından; %40 ile %70 randımanlar arasındaki fark istatistik olarak önem
taşımaktadır (p<0.01) (Çizelge 4.2). Randımanla Zn içeriği arasındaki ilişki Şekil
4.10’da görülmektedir.
Al-Najdawi and Abdullah (2002), yaptıkları çalışmada derili ve derisiz MATE’lerde Zn
içeriğini sırasıyla, 0.65 mg/100g ve 0.09 mg/100g olarak tespit etmişlerdir. Bu değerler,
bizim sonuçlarımızdan daha düşüktür. Özkeçeci (2006) ise mekanik ayrılmış piliç
gövde ve boyun etlerini materyal olarak kullandığı çalışmasında Zn içeriklerini
sırasıyla, 1.022 mg/100g ve 1.544 mg/100g olarak bulmuştur ki; bu sonuçlar
bizimkilerle benzerlik göstermektedir.
60
4.2 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin pH Değerleri
MATBE, MATSE ve MATGE’nin eldesinde randıman farklılığının pH üzerine olan
etkilerini belirlemek üzere, MATE’lerde pH analizi yapılmış, sonuçları Çizelge 4.3’de
verilmiştir.
Çizelge 4.3 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin pH değerleri
A – C Aynı sütundaki, a – c aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01)
n=2
Analiz sonuçlarına göre, MATBE ve MATSE’lerde randıman artışı pH’nın önemli
düzeyde artışına neden olurken (p<0.01); MATGE’de önemli bir etkisi izlenmemiştir.
%40 ve %70 randımanlar için, MATBE’de 6.55 ile 6.66 arasında değişim gösteren pH
değerleri MATSE’de 6.42 ile 6.59, MATGE’de ise 6.42 ile 6.46 arasında değişmiştir.
Elde edilen verilere göre, MATE’lerde pH değerleri bakımından, bölge x randıman
interaksiyonu istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.01) (Çizelge 4.3). Boyun
bölgesinde %70 randıman, diğer randımanlardan istatistik olarak farklı bulunmuşken,
sırt bölgesinde %40, %50 ve %60 randımanlar arası farklılıklar istatistik olarak önem
taşımaktadır. Göğüs bölgesinde ise randımana bağlı bir artış görülmemiştir. %50 ve
%70 randımanlarda tüm bölgeler arası farklılıklar istatistik olarak önemlidir. Randıman
arttıkça pH değerinin arttığı görülmüştür (Şekil 4.11).
Randıman (%) MATBE MATSE MATGE
40 6.55 ± 0.01B,a 6.42 ± 0.19C,b 6.42 ± 0.01A,b
50 6.57 ± 0.02B,a 6.51 ± 0.75B,b 6.44 ± 0.01A,c
60 6.58 ± 0.01B,a 6.57 ± 0.16A,a 6.46 ± 0.01A,b
70 6.66 ± 0.01A,a 6.59 ± 0.22A,b 6.46 ± 0.01A,c
61
6,30
6,35
6,40
6,45
6,50
6,55
6,60
6,65
6,70
% 40 % 50 % 60 % 70
Randıman
pH değeri MATBE
MATSE
MATGE
Şekil 4.11 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin pH değerine etkisi
Abdullah and Al-Najdawi (2005) derili ve derisiz, EAE ile MAE’de yaptıkları
çalışmada pH değerini sırasıyla; 6.33, 6.32, 6.48 ve 6.44 bulmuşlardır. Bu sonuçlar,
bizim verilerimizle benzerlik göstermektedir. Field (1988) MATE’nin pH’sının 6.8 ile
7.4 arasında olduğunu bildirirken; Kolsarıcı (2004) pH değerini MATBE, MATGE ve
MATSE’de sırasıyla; 6.83, 6.47 ve 6.91 olarak tespit etmiştir. Bir başka araştırmada,
MATBE, MATGE ve MATSE için pH değerleri 7.21, 6.84 ve 7.01 bulunmuştur (Kutlu
2008). Akoğlu (2002) ise yaptığı çalışmada mekanik ayrılmış boyun etinin pH değerini
6.83 olarak bildirmiştir. Özkeçeci (2006), mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun
etlerinde pH değerlerini sırasıyla, 6.68 ve 6.95 olarak bulmuştur. Beraquet’e (2000)
göre piliç göğüs etinin pH’sı 5.80-5.90 iken, mekanik ayrılmış piliç etinin pH’sı 6.50-
7.00’dir. MAE’lerin pH değerlerindeki bu değişimin nedeni, üretimden sonra soğutma
ya da dondurma işlemindeki farklılıklar, hammaddenin yüksek mikroorganizma yükü
taşıması ya da üretim esnasında ete geçen kemik iliği miktarının fazla olması olabilir.
4.3 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Renk Değerleri
MATBE, MATSE ve MATGE’de randıman artışının renk değişimine etkilerinin
incelenebilmesi için, Minolta Chroma Meter ile CIE L* (parlaklık), a* (kırmızılık) ve
b* (sarılık) değerleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar Çizelge 4.4’de görülmektedir.
. .
62
Çizelge 4.4 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin CIE L*, a* ve b* değerleri
A – B Aynı sütundaki, a – b aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.05) c – d Aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01)
n=2
Randıman (%) MATBE MATSE MATGE Ortalama
40 55.46 ± 0.64A,a 54.02 ± 0.91AB,ab 52.51 ± 1.52A,b 54.00 ± 0.73
50 54.42 ± 0.89AB,a 53.74 ± 0.11AB,a 50.37 ± 0.26AB,b 52.84 ± 0.83
60 54.65 ± 1.26AB,a 53.11 ± 0.65B,a 49.87 ± 0.68B,b 52.54 ± 0.98
70 52.47 ± 0.50B,b 56.15 ± 0.16A,a 51.86 ± 0.07AB,b 53.50 ± 0.86
L*
Ortalama 54.25 ± 0.53 54.25 ± 0.48 51.15 ± 0.52
40 19.25 ± 0.03 20.96 ± 1.38 20.75 ± 0.11 20.32 ± 0.50
50 19.92 ± 0.72 19.61 ± 1.31 22.02 ± 0.37 20.52 ± 0.62
60 18.38 ± 0.61 21.22 ± 0.50 23.70 ± 1.82 21.10 ± 1.10
70 19.56 ± 0.90 19.46 ± 0.34 21.47 ± 0.21 20.16 ± 0.49
a*
Ortalama 19.28 ± 0.33d 20.31 ± 0.48cd 21.99 ± 0.54c
40 13.82 ± 1.44 16.30 ± 0.27 13.63 ± 0.55 14.58 ± 0.68
50 13.56 ± 1.55 13.89 ± 0.09 13.81 ± 0.63 13.75 ± 0.44
60 14.12 ± 0.29 15.12 ± 0.35 14.68 ± 0.99 14.64 ± 0.33
70 12.46 ± 0.82 12.88 ± 0.77 14.05 ± 0.17 13.13 ± 0.42
b*
Ortalama 13.49 ± 0.49 14.55 ± 0.525 14.04 ± 0.29
63
Boyun bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde L* değerleri, %40,
%50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 55.46, 54.42, 54.65 ve 52.47 bulunmuştur.
L* değerleri için, %40 ile %70 randımanlar arasındaki fark istatistik olarak önemli
olmuştur (p<0.05). MATSE’de ise L* değerleri, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar
için sırasıyla; 54.02, 53.74, 53.11 ve 56.15 olarak belirlenmiş ve %60 ile %70
randımanlar arası farklılık istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Göğüs
bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde, %40, %50, %60 ve %70
randımanlar için L* değerleri sırasıyla; 52.51, 50.37, 49.87 ve 51.86 bulunmuş, %40 ve
%60 randımanlar arası farkın istatistik olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05)
(Çizelge 4.4). Genel olarak tüm randımanlar için MATGE’ler, MATSE ve
MATBE’lerden daha düşük L* değeri vermişlerdir (Şekil 4.12).
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE
L* a* b*
Bölge
Renk değerleri % 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.12 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin CIE L*, a* ve b* değerlerine etkisi
Uygulanan varyans analizi, a* (kırmızılık) değerleri bakımından bölgeler arasındaki
farklılığın istatistik olarak önemli olduğunu göstermiştir (p<0.01). CIE a* (kırmızılık)
değeri, kemik iliğinden kaynaklanan hem pigmentlerinden ve kanatlının kesim
aşamasındaki kan akıtma düzeyinden etkilenir. MAE’ye bulaşan kemik partikülleri ve
başlangıç deri içeriği a* değerinde düşmeye yol açar. MATBE’lerde a* değerleri, %40,
%50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 19.25, 19.92, 18.38 ve 19.56;
64
MATSE’lerde 20.96, 19.61, 21.22 ve 19.46; MATGE’lerde ise 20.75, 22.02, 23.70 ve
21.47 olarak saptanmıştır (Çizelge 4.4). Tüm bölgeler için randımanın a* değerine
önemli bir etkisi olmamıştır (p>0.05) (Şekil 4.12). En yüksek a* değeri ortalaması
MATGE’den elde edilmiştir. Bunun sebebi göğüs bölgesinden elde edilen MATE’de
kemik iliğinden ve gövde iç boşluğundan kaynaklanan hem pigmenti miktarının fazla
olması olabilir.
MATE’lerin, b* (sarılık) değerleri bölgeler ve randımanlar arası farklılıktan
etkilenmemiştir (p>0.05). Yani randıman artışının ve bölge farklılığının b* değerleri
üzerine bir etkisi olmamıştır. b* değerleri %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için
MATBE’lerde sırasıyla; 13.82, 13.56, 14.12 ve 12.46; MATSE’lerde 16.30, 13.89,
15.12 ve 12.88; MATGE’lerde ise 13.63, 13.81, 14.68 ve 14.05 olarak saptanmıştır
(Çizelge 4.4). Randımanla b* değeri arasındaki ilişki Şekil 4.12’de görülmektedir.
Kolsarıcı (2004), L* değerini MATBE’de 52.19, elle ayrılmış tavuk boyun etinde 52.97,
MATGE’de 52.56, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde 40.81, MATSE’de 53.22, elle
ayrılmış tavuk sırt etinde 54.75; a* değerini MATBE’de 16.46, elle ayrılmış tavuk
boyun etinde 10.30, MATGE’de 21.13, elle ayrılmış tavuk göğüs etinde 7.55,
MATSE’de 16.91 ve elle ayrılmış tavuk sırt etinde 6.13 ve b* değerini MATBE’de
6.40, elle ayrılmış tavuk boyun etinde 5.70, MATGE’de 2.75, elle ayrılmış tavuk göğüs
etinde 8.12, MATSE’de 8.60 ve elle ayrılmış tavuk sırt etinde 7.70 olarak
saptamışlardır. Akoğlu (2002), yaptığı araştırmada, MATBE’nin CIE L*, a* ve b*
değerlerini sırasıyla; 52.19, 16.46 ve 6.39 olarak saptamıştır. Her iki çalışmada da
bulunan sonuçlar, bizim tespit ettiğimiz verilerle benzerlik göstermekle birlikte b*
değeri daha yüksek bulunmuştur. Bunun sebebi, başlangıç deri içeriğinin daha yüksek
oluşu olabilir. Bir başka çalışmada MATBE, MATGE ve MATSE’nin L* değerleri
sırasıyla 58.36, 50.15 ve 59.79; a* değerleri sırasıyla 21.32, 23.78 ve 18.68 ve b*
değerleri sırasıyla 12.53, 10.77 ve 12.05 olarak belirlenmiştir (Kutlu 2008) ki: bu veriler
bizim bulduklarımıza yakındır. Tüm bu çalışmalarda en yüksek L* değeri, MATSE’den
elde edilmiştir ve bu durum yaptığımız çalışmanın sonuçları ile paralellik
göstermektedir.
65
4.4 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Toplam Pigment Miktarı
Randıman artışının MATBE, MATSE ve MATGE’nin toplam pigment içeriği üzerine
etkilerinin incelenebilmesi amacıyla örneklere toplam pigment analizi yapılmıştır.
Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin toplam pigment
miktarları Çizelge 4.5’de verilmiştir.
Çizelge 4.5 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin toplam pigment miktarları (µg/100g örnek)
A – D Aynı sütundaki, a – c aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01) n=2
Analizler sonucunda boyun bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde
toplam pigment miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 189.59
µg/100g, 196.17 µg/100g, 191.42 µg/100g ve 207.65 µg/100g olarak belirlenirken, sırt
bölgesinden elde edilen mekanik tavuk etlerinde aynı sırayla 193.78 µg/100g, 201.92
µg/100g, 209.31 µg/100g ve 221.28 µg/100g bulunmuş, göğüs bölgesinden elde edilen
mekanik ayrılmış tavuk etlerinde ise 207.33 µg/100g, 219.28 µg/100g, 234.46 µg/100g
ve 240.57 µg/100g olarak saptanmıştır. İstatistik kontroller toplam pigment açısından
bölge x randıman interaksiyonunun önemli olduğunu göstermiştir (p<0.01). Randıman
artışı, MATE’lerin toplam pigment miktarının önemli düzeyde artmasına neden olurken,
tavuk göğüs, boyun ve sırt bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış etlerin toplam
pigment içeriklerinin de birbirinden önemli düzeyde farklı olduğu belirlenmiştir
(p<0.01) (Çizelge 4.5). MATBE en düşük düzeyde toplam pigment içeriğine sahipken,
MATGE en yüksek toplam pigment içeriğine sahip grup olmuştur (Şekil 4.13).
Randıman (%) MATBE MATSE MATGE
40 189.59 ± 0.95C,b 193.78 ± 1.10D,b 207.33 ± 1.43D,a
50 196.17 ± 1.45B,c 201.92 ± 1.44C,b 219.28 ± 0.92C,a
60 191.42 ± 0.70BC,c 209.31 ± 1.91B,b 234.46 ± 1.74B,a
70 207.65 ± 0.04A,c 221.28 ± 0.08A,b 240.57 ± 0.37A,a
66
0,00
50,00
100,00
150,00
200,00
250,00
300,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
Toplam pigment (µg/100 g örnek)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.13 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin toplam pigment içeriğine etkisi
4.5 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin TBA Değerleri
Randıman artışının MATBE, MATSE ve MATGE’nin lipit oksidasyonu seviyesine
etkisinin belirlenebilmesi için, TBA (Tiyobarbitürik Asit) analizi yapılmıştır. Analiz
sonuçları Çizelge 4.6’da belirtilmiştir.
Çizelge 4.6 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin TBA değerleri (mg MA/kg örnek)
A – C Aynı sütundaki, a – c aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01) n=2
Elde edilen veriler, MATE’nin TBA değerlerinin bölge farklılığı ve randımandan
önemli düzeyde etkilendiğini göstermiş, bölge x randıman interaksiyonu önemli
bulunmuştur (p<0.01). Tüm bölgeler için randıman artışı, TBA değerini önemli düzeyde
arttırmış olup, MATBE’de TBA değerleri 0.156 mg MA/kg örnek’den 0.294 mg MA/kg
Randıman (%) MATBE MATSE MATGE
40 0.156 ± 0.006C,b 0.222 ± 0.012C,a 0.197 ± 0.007A,a
50 0.201 ± 0.010B,b 0.314 ± 0.007B,a 0.163 ± 0.014B,c
60 0.267 ± 0.001A,a 0.302 ± 0.006B,a 0.189 ± 0.007AB,b
70 0.294 ± 0.006A,b 0.347 ± 0.004A,a 0.207 ± 0.001A,c
67
örnek’e yükselirken, MATSE’de 0.222 mg MA/kg örnek’den 0.347 mg MA/kg örnek’e,
MATGE’de ise 0.163 mg MA/kg örnek’den 0.207 mg MA/kg örnek’e yükselmiştir
(p<0.01). Değişimler en az MATGE’de saptanmıştır (Şekil 4.14). Randımana bağlı
olarak en az değişimin olduğu MATGE, %40 dışındaki randımanlarda MATBE ve
MATSE’den de önemli düzeyde düşük malonaldehit oluşan grup olmuştur (p<0.01).
Yağ içeriği en düşük olan MATGE’nin en düşük TBA değeri vermesi doğal bir
sonuçtur.
0,00
0,05
0,10
0,15
0,20
0,25
0,30
0,35
0,40
MATBE MATSE MATGE
Bölge
TBA değeri (m
g M
A/kg örnek)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.14 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin TBA değerine etkisi
Yapılan çalışmalarda, Akoğlu (2002), MATBE’nin TBA değerini 0.12 mg MA/kg
olarak saptarken, Kutlu (2008) araştırmasında materyal olarak kullandığı MATBE,
MATGE ve MATSE’de TBA değerlerini sırasıyla; 0.12 mg MA/kg, 0.13 mg MA/kg ve
0.23 mg MA/kg bulmuştur. Kolsarıcı (2004), en yüksek TBA değerinin MATSE’de
olduğunu belirlemişdir. Analiz sonuçları da, kemik iliğinden kaynaklanan yüksek
doymamış yağ içeriği ve en fazla yağ içeriğine sahip olması nedeniyle en fazla TBA
değerinin MATSE’de olduğunu göstermiştir. Bu araştırma sonuçları ile çalışmamızda
saptanan veriler benzerlik göstermektedir. Dhillon and Maurer (1975), MATE’deki
TBA değerini 0.65 mg MA/kg olarak açıklamışlardır. Sarıçoban (2004), piliç boyun ve
sırt etinden elde edilen MAE’de TBA değerini 1.63 mg malonaldehit/kg bulmuştur.
Özkeçeci (2006) ise, mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etleri için TBA değerlerini
sırasıyla; 1.07 ve 1.13 mg MA/kg olarak belirlemiştir. Bu sonuçlar ise, elde ettiğimiz
68
değerlerden oldukça yüksektir. Bunun sebebi, üretim esnasında sıcaklığın yüksek oluşu,
üretimden sonra soğutma ya da dondurma işlemlerinin süratle yapılamaması veya
MAE’nin uzun süre oksijenle temas etmiş olması olabilir.
4.6 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Serbest Yağ Asitliği (SYA) Miktarı
Farklı randımanlarda elde edilen MATBE, MATSE ve MATGE’de, yağlardaki
değişimin belirlenmesi için serbest yağ asitliği analizi yapılmış ve elde edilen veriler
Çizelge 4.7’de verilmiştir. Belirlenen SYA değerleri bakımından bölge x randıman
interaksiyonu istatistik açıdan önemli bulunmuştur (p<0.01).
Çizelge 4.7 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin serbest yağ asitliği miktarı (% oleik asit)
A – C Aynı sütundaki, a – b aynı satırdaki farklı harf taşıyan gruplar arası farklılık istatistik olarak önemlidir (p<0.01) n=2
Boyun bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış etlerin SYA değerleri % oleik asit
cinsinden, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; 2.40, 2.12, 2.32 ve 3.34
bulunmuş, istatistik kontrollerle %70 randımanla diğer randımanlar arası farkın istatistik
olarak önem taşıdığı saptanmıştır (p<0.01). MATSE’lerde SYA değerleri aynı sırayla;
1.52, 2.12, 1.87 ve 2.50 olarak belirlenmiş, randıman arttıkça ortaya çıkan değişimlerin
istatistik olarak önemli olduğu görülmüştür (p<0.01). MATGE’lerde ise, randımana
bağlı olarak 1.77, 2.25, 2.39 ve 2.46 bulunan SYA değerleri açısından %40 ile %60 ve
%70 randımanlar arasındaki farklılıkların istatistik olarak önemli olduğu saptanmıştır
(p<0.01). Bölgeler açısından yapılan istatistik kontrollerde, %40 ve %70 randımanda
boyun bölgesi ile diğer bölgeler arası farklılığın istatistik olarak önemli olduğu
Randıman (%) MATBE MATSE MATGE
40 2.40 ± 0.34B,a 1.52 ± 0.19C,b 1.77 ± 0.05B,b
50 2.12 ± 0.09B,a 2.12 ± 0.09AB,a 2.25 ± 0.11AB,a
60 2.32 ± 0.14B,a 1.87 ± 0.02BC,a 2.39 ± 0.04A,a
70 3.34 ± 0.06A,a 2.50 ± 0.02A,b 2.46 ± 0.11A,b
69
saptanmıştır (Çizelge 4.7). Randıman arttıkça serbest yağ asitliğinin arttığı
gözlemlenmiştir (Şekil 4.15).
0,00
0,50
1,00
1,50
2,00
2,50
3,00
3,50
4,00
MATBE MATSE MATGE
Bölge
SYA miktarı (%
oleik asit)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.15 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin SYA miktarına etkisi
Akoğlu (2002), çalışmasında MATBE’nin serbest yağ asitliği değerini %1.80
bulmuşken, Özkeçeci (2006) mekanik ayrılmış piliç gövde ve boyun etleri için SYA
değerlerini sırasıyla; %1.29 ve %2.37 olarak belirlemiştir. Bu sonuçlar, çalışmamızda
tespit ettiğimiz verilerle paralellik göstermektedir.
4.7 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Yağ Asidi Dağılımları
MATBE, MATSE ve MATGE’de randıman artışının yağ asidi dağılımına etkisini
belirlemek amacıyla, MATE’lerin yağ asidi dağılımları incelenmiştir. Elde edilen
veriler Çizelge 4.8’de topluca verilmiştir. Analiz sonucunda MATE’lerde; C-12:0 laurik
asit (n-dodekanik asit), C-14:0 miristik asit (n-tetradekanik asit), C-16:0 palmitik asit
(n-hegzadekanik asit), C-16:1 palmitoleik asit, C-18:0 stearik asit (n-oktaekanik asit),
C-18:1 oleik asit, C-18:2 linoleik asit, C-18:3 linolenik asit ve C-20:4 araşidonik asit
bulunmuştur.
70
Çizelge 4.8 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin yağ asidi dağılımları (%)
n=2
Randı-man(%)
MATBE MATSE MATGE Ortalama
40 0.39 ± 0.07 0.42 ± 0.05 0.45 ± 0.05 0.42 ± 0.03
50 0.47 ± 0.03 0.42 ± 0.03 0.41 ± 0.08 0.43 ± 0.03
60 0.45 ± 0.04 0.43 ± 0.03 0.38 ± 0.10 0.42 ± 0.03
70 0.38 ± 0.02 0.36 ± 0.03 0.38 ± 0.01 0.37 ± 0.01 C-12:0
Ort. 0.42 ± 0.02 0.41 ± 0.02 0.40 ± 0.03
40 0.60 ± 0.02 0.62 ± 0.02 0.61 ± 0.07 0.61 ± 0.02
50 0.66 ± 0.01 0.60 ± 0.01 0.62 ± 0.02 0.63 ± 0.01
60 0.64 ± 0.01 0.64 ± 0.06 0.66 ± 0.05 0.65 ± 0.02
70 0.63 ± 0.01 0.61 ± 0.05 0.56 ± 0.01 0.60 ± 0.02 C-14:0
Ort. 0.63 ± 0.01 0.62 ± 0.02 0.61 ± 0.02
40 18.23 ± 0.43 19.27 ± 0.60 18.53 ± 0.11 18.68 ± 0.27
50 19.32 ± 0.32 18.53 ± 0.54 18.92 ± 0.27 18.92 ± 0.23
60 18.77 ± 0.80 18.84 ± 0.40 19.65 ± 0.07 19.09 ± 0.30
70 19.20 ± 0.73 18.98 ± 0.09 18.51 ± 0.58 18.90 ± 0.27 C-16:0
Ort. 18.88 ± 0.28 18.90 ± 0.20 18.90 ± 0.21
40 3.46 ± 0.32 3.79 ± 0.31 3.61 ± 0.42 3.62 ± 0.17
50 3.12 ± 0.24 3.74 ± 0.14 3.67 ± 0.39 3.51 ± 0.17
60 3.21 ± 0.19 3.96 ± 0.08 3.38 ± 0.10 3.51 ± 0.16
70 3.30 ± 0.27 3.47 ± 0.18 3.99 ± 0.24 3.58 ± 0.17 C-16:1
Ort. 3.27 ± 0.11 3.74 ± 0.10 3.66 ± 0.14
40 7.04 ± 1.26 5.94 ± 0.30 5.52 ± 0.15 6.17 ± 0.44
50 6.11 ± 0.15 6.03 ± 0.39 6.72 ± 1.07 6.285 ± 0.33
60 6.29 ± 0.01 5.750 ± 0.01 6.63 ± 0.32 6.22 ± 0.20
70 6.71 ± 0.50 5.79 ± 0.07 6.16 ± 0.28 6.22 ± 0.23 C-18:0
Ort. 6.54 ± 0.29 5.88 ± 0.10 6.26 ± 0.28
40 31.57 ± 0.56 32.53 ± 0.09 33.02 ± 0.12 32.37 ± 0.31
50 32.25 ± 0.15 32.64 ± 0.69 31.74 ± 0.83 32.21 ± 0.33
60 32.46 ± 0.01 32.64 ± 0.24 31.96 ± 0.16 32.35 ± 0.15
70 32.20 ± 0.47 32.70 ± 0.12 32.14 ± 0.11 32.35 ± 0.17 C-18:1
Ort. 32.12 ± 0.19 32.63 ± 0.14 32.21 ± 0.25
71
Çizelge 4.8 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin yağ asidi dağılımları (%) (devam)
n=2 * TDYA: Toplam Doymuş Yağ Asidi TTDmYA: Toplam Tekli Doymamış Yağ Asidi TÇDmYA: Toplam Çoklu Doymamış Yağ Asidi
Randı-man(%)
MATBE MATSE MATGE Ortalama
40 34.22 ± 1.12 34.54 ± 0.52 35.40 ± 0.20 34.72 ± 0.39
50 34.90 ± 0.14 34.93 ± 0.57 34.24 ± 0.81 34.69 ± 0.30
60 34.92 ± 0.46 34.97 ± 0.27 33.79 ± 0.18 34.56 ± 0.28
70 34.27 ± 0.57 35.01 ± 0.04 35.01 ± 0.60 34.77 ± 0.27 C-18:2
Ort. 34.58 ± 0.28 34.86 ± 0.17 34.61 ± 0.31
40 2.33 ± 0.01 2.38 ± 0.09 2.12 ± 0.11 2.28 ± 0.06
50 2.21 ± 0.08 2.21 ± 0.03 2.08 ± 0.01 2.17 ± 0.04
60 2.35 ± 0.04 2.26 ± 0.17 2.20 ± 0.17 2.27 ± 0.07
70 2.19 ± 0.01 2.43 ± 0.09 2.26 ± 0.17 2.29 ± 0.07 C-18:3
Ort. 2.27 ± 0.03 2.32 ± 0.05 2.17 ± 0.06
40 2.16 ± 1.27 0.52 ± 0.05 0.74 ± 0.02 1.14 ± 0.46
50 0.95 ± 0.07 0.92 ± 0.22 1.62 ± 0.80 1.16 ± 0.26
60 0.92 ± 0.25 0.52 ± 0.08 1.36 ± 0.32 0.93 ± 0.19
70 1.11 ± 0.05 0.66 ± 0.01 0.99 ± 0.25 0.92 ± 0.11 C-20:4
Ort. 1.28 ± 0.31 0.65 ± 0.08 1.18 ± 0.21
40 26.26 ± 0.75 26.25 ± 0.96 25.12 ± 0.38 25.88 ± 0.45
50 26.56 ± 0.21 25.57 ± 0.89 26.66 ± 1.25 26.27 ± 0.05
60 26.15 ± 0.86 25.66 ± 0.50 27.31 ± 0.10 26.38 ± 0.49
70 26.92 ± 1.26 25.73 ± 0.23 25.61 ± 0.87 26.09 ± 0.05 TDYA*
Ort. 26.47 ± 0.40 25.81 ± 0.05 26.18 ± 0.41
40 35.03 ± 0.88 36.32 ± 0.40 36.63 ± 0.30 35.99 ± 0.33
50 35.37 ± 0.08 36.38 ± 0.55 35.40 ± 1.22 35.72 ± 0.25
60 35.67 ± 0.19 36.60 ± 0.31 35.34 ± 0.06 35.87 ± 0.19
70 35.50 ± 0.74 36.17 ± 0.17 36.13 ± 0.35 35.93 ± 0.03 TTDmYA*
Ort. 35.39 ± 0.01 36.37 ± 0.04 35.87 ± 0.30
40 38.71 ± 0.13 37.43 ± 0.56 38.26 ± 0.07 38.13 ± 0.12
50 38.07 ± 0.29 38.05 ± 0.33 37.94 ± 0.03 38.02 ± 0.20
60 38.18 ± 0.67 37.74 ± 0.19 37.35 ± 0.04 37.76 ± 0.30
70 37.58 ± 0.52 38.10 ± 0.07 38.26 ± 0.52 37.98 ± 0.02 TÇDmYA*
Ort. 38.13 ± 0.40 37.83 ± 0.01 37.95 ± 0.11
72
MATBE’lerden elde edilen laurik asit miktarları %0.38 ile %0.47 arasında değişim
gösterirken, MATSE ve MATGE’lerde ise sırasıyla %0.36 ile %0.43 ve %0.38 ile
%0.45 arasında bulunmuştur. Miristik asit miktarları boyundan elde edilen MATE’lerde
%0.61 ile %0.66, sırttan elde edilenlerde %0.60 ile %0.64 ve göğüsten elde edilenlerde
ise %0.56 ile %0.66 arasında değişmektedir (Şekil 4.16). Boyun, sırt ve göğüs
bölgesinden elde edilen MATE’lerin palmitik asit miktarları artan randımana bağlı
olarak sırasıyla; %18.23 ile %19.32, %18.53 ile %19.27 ve %18.51 ile %19.65 arasında
belirlenmiştir. MATE örneklerinde tespit edilen stearik asit miktarları ise, MATBE,
MATSE ve MATGE’ler için artan randımana bağlı olarak %6.11 ile %7.04, %5.75 ile
%6.03 ve %5.52 ile %6.72 arasında değişmiştir (Çizelge 4.8).
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
1,4
1,6
1,8
2
2,2
MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE
C-12:0 Laurik asit C-14:0 Miristik asit C-20:4 Araşidonik asit
Bölge
Yağ asidi dağılımı (%
)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.16 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi dağılımına etkisi (C-12:0, C-14:0 ve C-20:4)
Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin doymamış yağ asidi içerikleri de belirlenmiştir.
MATBE’nin tekli doymamış yağ asitleri olan palmitoleik ve oleik asit miktarları %40,
%50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %3.46, %3.12, %3.21, %3.30 ve %31.57,
%32.25, %32.46, %32.20 bulunmuştur. MATSE ve MATGE’lerde ise aynı sırayla;
%3.79, %3.74, %3.96, %3.47 ve %32.53, %32.64, %32.64, %32.70 ile %3.61, %3.67,
%3.38, %3.99 ve %33.02, %31.74, %31.96, %32.14 olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.8).
73
MATBE’de linoleik asit miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla;
%34.22, %34.90, %34.92 ve %34.27, MATSE’de; %34.54, %34.93, %34.97 ve
%35.01, MATGE’de ise; %35.40, %34.24, %33.79 ve %35.01 bulunmuştur (Çizelge
4.8) (Şekil 4.17).
0
5
10
15
20
25
30
35
40
MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE
C-16:0 Palmitik asit C-18:1 Oleik asit C-18:2 Linoleik asit
Bölge
Yağ asidi dağılımı (%)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.17 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi dağılımına etkisi
(C-16:0, C-18:1 ve C-18:2) Boyun bölgesinden elde edilen mekanik ayrılmış tavuk etlerinde linolenik asit
miktarları, artan randımanlar için sırasıyla; %2.33, %2.21, %2.35 ve %2.19
bulunmuştur. MATSE’de linolenik asit miktarları; %40, %50, %60 ve %70 randımanlar
için sırasıyla, %2.38, %2.21, %2.26 ve %2.43 iken, göğüs bölgesinden elde edilen
mekanik ayrılmış tavuk etlerinde linolenik asit miktarları ise; %2.12, %2.10, %2.20 ve
%2.26 olarak hesaplanmıştır (Çizelge 4.8) (Şekil 4.18).
74
0
1
2
3
4
5
6
7
8
MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE MATBE MATSE MATGE
C-18:3 Linolenik asit C-16:1 palmitoleik asit C-18:0 Stearik asit
Bölge
Yağ asidi dağılımı (%
)
% 40
% 50
% 60
% 70
Şekil 4.18 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi dağılımına etkisi
(C-16:1, C-18:0 ve C-18:3)
MATBE’lerde araşidonik asit miktarları, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için
sırasıyla; %2.16, %0.95, %0.92 ve %1.11 olarak saptanmıştır. MATSE’lerde artan
randımanlar için sırasıyla; %0.52, %0.92, %0.52 ve %0.66 olarak belirlenmişken,
MATGE’lerde ise, %40, %50, %60 ve %70 randımanlar için sırasıyla; %0.74, %1.62,
%1.36 ve %0.99 bulunmuştur (Çizelge 4.8).
Mekanik ayrılmış etin, toplam doymamış yağ asidi içeriği, toplam doymuş yağ asidi
içeriğine göre daha yüksek bulunmuştur. Doymamış yağ asitlerinden özellikle, C-18:2
linoleik asit ve C-18:1 oleik asit miktarları fazladır. Ayrıca tekli doymamış yağ
asitlerinin toplamının, çoklu doymamış yağ asitlerinin toplamından daha düşük olduğu
tespit edilmiştir.
Yüksek doymamışlık derecesi lipit oksidasyonu açısından önem taşıdığından, mekanik
ayrılmış tavuk eti örneklerinin yüksek doymamış yağ asidi içeriği dikkat çekmektedir.
Özellikle oranı en yüksek yağ asitleri olan C-18:1 linoleik asit ve C-18:2 linolenik asiti
en fazla içeren MATSE’nin, en yüksek TBA değerine de sahip olması bu durumu
desteklemektedir.
75
Tavuk kemik iliğinin ve mekanik ayrılmış kanatlı etinin yağ asidi kompozisyonu, elle
ayrılmış et kaynaklarıyla tamamen aynıdır (Sams 2001). Mekanik ayırma işleminde
randıman artışının, yağ asidi kompozisyonu üzerine belirgin bir etkisi olmadığı
saptanmıştır (p>0.05). Kolsarıcı (2004), yaptığı çalışmada, MATGE’nin yağ asidi
dağılımını C-16:0 %17.96, C-18:0 %5.94, C-18:1 % 28.94, C-18:2 %33.80, C-18:3
%4.58 ve C-20:4 %1.19 olarak, MATBE’nin yağ asidi dağılımını C16:0 %17.60, C-
18:0 %5.88, C-18:1 %29.42, C-18:2 %33.78, C-18:3 %4.39 ve C-20:4 %1.32 olarak ve
MATSE’nin yağ asidi dağılımını ise C-16:0 %17.73, C-18:0 %5.34, C-18:1 %30.43, C-
18:2 % 34.50, C-18:3 %4.63 ve C-20:4 %0.61 olarak belirlemiştir. Aynı çalışmada
toplam doymuş ve doymamış yağ asitlerinin miktarı sırasıyla; MATGE’de %25.02 ve
%74.31, MATBE’de %24.59 ve %74.19, MATSE’de ise %24.12 ve %75.61 olarak
saptanmıştır.
76
5. SONUÇ
Kanatlı sektöründeki en önemli yan ürünlerden biri de mekanik ayrılmış ettir. Özellikle
emülsifiye et ürünleri için ideal bir hammadde olan mekanik ayrılmış etin
kompozisyonu, pek çok faktörden etkilenir. MAE üretiminde kullanılan hammaddenin,
hayvanın hangi bölgesinden elde edildiği ve mekanik ayırıcının ayarlarında yapılan
değişiklikler, bileşimi etkileyen faktörlerin en önemlilerindendir.
Mekanik ayırıcının ayarları değiştirilerek, randıman arttırıldığında; MATBE, MATSE
ve MATGE’de nem ve protein oranının azaldığı, kül ve yağ içeriğinin ise arttığı
görülmüştür (p<0.01). Protein oranı düşmesine rağmen, kollagen içeriğinin yükseldiği
gözlemlenmiştir (p<0.01). Artan yağ miktarına bağlı olarak, kolesterol, SYA ve TBA
değerleri de yükselmiştir (p<0.01). Randıman arttıkça; ürüne karışan kemik partikülü
miktarı, kül, Ca, Fe ve P içeriklerinde de artış gözlemlenmiştir. Ayrıca randıman artışı,
kemik iliği ve hem pigmentleri miktarındaki yükselmeye bağlı olarak pH ve toplam
pigment içeriğinde de artışa sebep olmuştur. CIE “L*” değerleri randımanla
değişmektedir (p<0.01). CIE “a*” ve CIE “b*” değerlerinde randımana bağlı olarak bir
değişim gözlemlenmemişken (p>0.05); CIE “a*” (kırmızılık) değerinin bölge
ortalamaları arasındaki fark istatistik olarak önem taşımaktadır (p<0.01). Randıman
artışının, yağ asidi dağılımı üzerine belirgin bir etkisine rastlanmamıştır (p>0.05).
Yağ değerinin en fazla olduğu MATSE’de, TBA değerleri de oldukça yüksek
bulunmuştur. Bunun sebeplerinden biri en yüksek tekli ve çoklu doymamış yağ asidi
içeriğine sahip olması iken, bir başka etken de oksidasyonu tetikleyen metal
katalistlerden Fe miktarının MATSE’de en yüksek seviyeye ulaşmasıdır. MATSE
oksidatif bozulma açısından en riskli bölgedir. Bu durum MATSE’nin yüksek
randımanlarda üretimini önemli bir dezavantaja çevirebilir. Ayrıca MATSE’nin yüksek
yağ oranı, hammaddeki deri içeriği ile ilişkilidir. Buna bağlı olarak kolesterol miktarı da
fazladır. Protein içeriğindeki azalma ve MATSE’nin yüksek CIE “b*” (sarılık) değerine
sahip olması, başlangıçtaki deri miktarının fazlalığı ile açıklanabilir. Bu özellikler
yüksek randımanda üretilmiş MATSE’nin, et ürünlerinde kullanımını
sınırlandırmaktadır.
77
MATBE düşük CIE “a*” (kırmızılık) ve toplam pigment içeriği ile açık renkli bir
hammaddedir. Yüksek pH değeri mikrobiyal açıdan, nispeten yüksek yağ içeriği ise lipit
oksidasyonu açısından dezavantaj yaratabileceğinden, mümkün olduğu kadar düşük
randımanla üretilmiş MATBE’nin, et ürünlerinde hammadde olarak kullanımı
önerilmektedir.
Tavuk göğüs kafesi, mineral madde bakımından en zengin olan bölgedir. Ayrıca en
yüksek protein ve kollagen oranına sahip olmasının yanında; yağ, kolesterol ve TBA
değerlerinin düşük olmasıyla, oksidasyona karşı stabilitesi daha fazladır. pH değerinin
de düşük oluşu, mikrobiyal açıdan bir avantajdır. Toplam pigment miktarının ve CIE
“a*” (kırmızılık) değerinin yüksek oluşu, MATGE’nin renginin, MATBE ve
MATSE’ye kıyasla daha kırmızı olmasına neden olmaktadır. Bu sebeple MATGE, daha
kırmızı hammadde ihtiyacının olduğu kanatlı ürünleri için iyi bir alternatiftir. Tüm
bunlar göz önüne alındığında, beslenme değeri açısından MATGE oldukça iyi bir
kaynaktır. Kimyasal kompozisyonu açısından, yüksek randımanda üretime en uygun
bölge, göğüs kafesidir.
Analizler sonucunda elde edilen veriler, yüksek randımanlarda üretilen MATE’ler için
kabul edilebilirlik oranlarının düştüğünü gösterse de, MATE’nin düşük randımanlarda
üretilmesi ekonomik olarak büyük kayıplara yol açar. MATE’nin özellikle üretim ve
depolanması esnasında koşulların iyileştirilerek randımanın yüksek tutulması, ekonomik
bir gerekliliktir. Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin vakum ambalaj ile paketlenmesi ya da
antioksidan kullanımı ile daha yüksek randımanda üretim yapılması mümkün hale
getirilebilir.
78
KAYNAKLAR
Abdel-Kader, Z. M. 1996. Lipid oxidation in chicken as affected by cooking and frozen storage. Nahrung, 40 (1), 21-24.
Abdullah, B. and Al-Najdawi, R. 2005. Functional and sensory properties of chicken meat from spent-hen carcasses deboned manually or mechanically in Jordan. International Journal of Food Science and Technology, 40, 537-543.
Ahn, D. U., Wolfe, F. M., Sim, J. S. and Kim, D. H. 1992. Packaging cooked turkey meat patties while hot reduces lipid oxidation. Journal of Food Science, 57, 1075-1077.
Akoğlu, İ.T. 2002. Mekanik olarak kemikleri ayrılmış tavuk etlerinde depolama koşullarının lipid oksidasyonuna etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Al-Najdawi, R. and Abdullah, B. 2002. Proximate composition, selected minerals, cholesterol content and lipid oxidation of mechanically and hand-deboned chickens from the Jordanian market. Meat Science, 61, 243–247.
Alvarez, V. B. and Smith, D. M. 1990. Restructuring of mechanically chicken and nonmeat binders in a twin-screw extruder. Journal of Food Science, 55, 942-946.
Ang, C. Y. W. 1986. Effects of further processing and storage of mechanically deboned chicken on proximate composition, thiamin, riboflavin and TBA values. Journal of Food Science, 51 (4), 861-864.
Ang, C. Y. W. and Hamm, D. 1982. Proximate analyses, selected vitamins and minerals and cholesterol content of mechanically deboned and hand-deboned broiler parts. Journal of Food Science, 47, 885-888.
Anonim. 1999. TS 4664 EN ISO 5509, 01.04. 1999. Anonim. 2002. TS 4504 EN ISO 5509, 27. 03. 2002. Anonim. 2006. Kanatlı Bilgileri Yıllığı, BESD-BİR Yayın No:7, 210 s., Ankara Anonim. 2008a. Mekanik Olarak Ayrılmış Kanatlı Eti Tebliği. T.C. Resmi Gazete (3
Ağustos 2007), Sayı: 26602. Anonim. 2008b. Mekanik Olarak Ayrılmış Kırmızı Et Tebliği. T.C. Resmi Gazete (3
Ağustos 2007), Sayı: 26602. Anonymous. 1994. Meat produced by advanced meat bone separation machinery and
meat recovery systems. USDA Final Rule. Fed. Reg. 59 (233), 62551. Anonymous. 2008. Web Sitesi. http://www.fairleighent.co.nz/, Erişim Tarihi:
22.07.2008 Anonymous. 2008. Web Sitesi. http://www.tats-deboner-mdm.jp/, Erişim Tarihi:
23.07.2008 AOAC 1990. Official methods of analysis. Association of official analytical chemists.
LAC, Arlington, VA. AOAC 1995. Official methods of analysis (16th ed.). Washington, DC. Babji, A. S., Froning, G. W. and Satterlee, L. D. 1980. The protein nutritional quality of
mechanically deboned poultry meat as predicted by C-PER assay. Journal of Food Science, 45, 441.
Baker, R. C. and Bruce, C. A. 1995. Further processing of poultry. In Progressing of Poultry. Ed. G. C. Mead. Chapman and Hall, 395 s., London.
79
Baker, R.C. and Kline, D.S. 1984. Acceptability of frankfurters made from mechanically deboned poultry meat as affected by carcass part, condition of meat and days of storage. Poultry Science, 63, 274-278.
Bakker, A. F. 1978. Equipment for mechanical separation of meat from bones. Fleischerei, 29 (7), 12.
Barbut, S., Josephon, D. B. and Maurer, A. J. 1985. Antioxidant properties of rosemary oleoresin in turkey sausage. Journal of Food Science, 50, 1356-1360.
Barbut, S., Draper, H. H. and Cole, P. P. 1989. Effect of mechanical deboner head pressure on lipid oxidation in poultry meat. Int. Soc. Milk, Food and Environmental Sanitarians, 52 (1), 21-25.
Barbut, S. 2001. Poultry products processing: an industry guide. CRC Press, 560 s., Washington DC.
Beraquet, N. J. 2000. Came mecanicamente separada de aves. In: Seminario e Curso Teorico-Pratico "Agregando Valor a Came de Aves". Campinas: CTC, ITALY.
Bijker, P. G. H., Van Logtestijn, J. G. and Mossel, D. A. A. 1987. Bacteriological quality assurance (BQA) of mechanically deboned meat (MDM). Meat Science, 20, 237-252.
Bligh, E. D. and Dyer, W. J. 1959. A rapid method of total lipid extraction and purification. Canadian Journal of Biochemistry and Physicology, 37, 911-917.
Daros, F. G., Masson, M. L. and Amico, S. C. 2005. The influence of the addition of mechanically deboned poultry meat on the rheological properties of sausage. Journal of Food Engineering, 68, 185–189.
Dawson, L.E. and Gartner, R. 1983. Lipid oxidation in mechanically deboned poultry. Food Technology, 37 (7), 112-116.
Dawson, P.L., Sheldon, B.W. and Ball, Jr. H.R. 1989. Pilot-plant procedure to remove fat and color components from mechanically deboned chicken meat. Poultry Science, 68, 749-753.
Dawson, P. L., Sheldon, B. W., Ball, Jr. H. R. and Larick, D. K. 1990a. Fatty acid composition of the neutral lipid and phospholipid fraction of mechanically deboned chicken meat. Poultry Science, 69, 1414-1419.
Dawson, P.L., Sheldon, B.W., Larick, D.K. and Ball, H.R., Jr. 1990b. Changes in the phospholipid and neutral-lipid fractions of mechanically deboned chicken meat due to washing, cooking, and storage. Poultry Science, 69, 166-175.
Demos, B. P. and Mandigo, R. W. 1995. Composition and chemistry of mechanically recovered beef neck-bone lean. Journal of Food Science, 60, 576-579.
Dhillon, A. S. and Maurer, A. J. 1975. Storage stability of comminuted poultry meats in frozen storage. Poultry Science, 54, 1407-1414.
Doyle, J. J. 1979. Toxic and essential in bone-A review. Journal of Animal Science, 49, 482-485.
Essary, E. O. 1979. Moisture, fat, protein and mineral content of mechanically deboned poultry meat. Journal of Food Science, 44, 1020-1023.
Fernandez, J., Perez-Alvarez, J. A. and Fernandez Lopez, J. A. 1997. Thiobarbituric acid test for monitoring lipid oxidation in meat. Food Chemistry, 59, 345-353.
Field, R. A. 1981. Mechanically deboned red meat. Adv. Food Res., 27, 23-107.
80
Field, R. A. 1988. Mechanically separated meat, poultry and fish. Chapman and Hall. 326 s., London.
Field, R. A. and Riley, M. L. 1974. Characteristics of meat from mechanically deboned meat lamb breasts. Journal of Food Science, 39, 851-854.
Field, R. A., Kruggel, W. G. and Riley, M. L. 1976. Characteristics of mechanically deboned meat, hand separated meat and bone residue from bones destined for rendering. Journal of Animal Science, 43, 755.
Froning, G. W. 1973. Effect of chilling in the presence of polyphosphates on the characteristics of mechanically deboned fowl meat. Poultry Science, 52, 920-923.
Froning, G. W. 1976. Mechanically deboned poultry meat. Food Technology, 30 (9), 50-63.
Froning, G. W. 1981. Mechanical deboning of poultry and fish. Adv. Food Res. 27, 109-147.
Froning, G. W. and Johnson, F. 1973. Improving the qualityof mechanically deboned fowl meat by centrifugation. Journal of Food Science, 38, 279.
Froning, G. W., Satterlee, L. D. and Johnson, F. 1973. Effect of skin content prior to deboning on emulsifying and color characteristics of mechanically deboned chicken back meat. Poultry Science, 52, 923.
Grunden, L.P., MacNeil, N.H. and Dimick, P.S. 1972. Poultry product quality: Chemical and physical characteristics of mechanically deboned poultry meat. Journal of Food Science, 37, 247-249.
Grunden, L. P. and MacNeil, N. H. 1973. Examination of bone content in mechanically deboned poultry meat by EDTA and atomic absorption spectrophotometric methods. Journal of Food Science, 38, 712-713.
Hamm, D. and Young, L. L. 1983. Further studies on the composition of commercially prepared mechanically deboned poultry meat. Poultry Science, 62, 1810-1815.
Hernandez, A., Baker, R.C. and Hotchkiss, J.H. 1986. Extraction of pigments from mechanically deboned turkey meat. Journal of Food Science, 514, 865-872.
Hsu, H. W., Sutton, N. E., Banjo, M. O., Satterlee, L. D. and Kendrick, J. G. 1978. The C-PER and T-PER assays for protein quality. Food Technology, 32 (12), 69.
Jantawat, P. and Dawson, P.L. 1980. Composition of lipids from mechanically processes poultry meats and their composite tissues. Poultry Science, 59 1043-1052.
Johns, A. M., Birkinshaw, L. H. and Ledward, D. A. 1989. Catalysts of lipid oxidation in meat products. Meat Science, 25, 209-220.
Jonhson, P. G., Cunningham, F. E., and Bowers, J. A. 1974. Quality of mechanically deboned turkey meat: Effect of storage time and temperature. Poultry Science, 53, 732-736.
Kanner, J. 1994. Oxidative processes in meat and meat products: quality implications. Meat Science, 36, 169-189.
Kolsarıcı, N. ve Candoğan, K. 2002. Mekanik ayrılmış etin kalite özellikleri ve kullanım alanları. Gıda, 27 (4), 277-283.
Kolsarıcı, N., Ersoy, Ü., Candoğan, K. ve Üzümcüoğlu, Ü. 2004. Soğuk ve dondurulmuş depolamanın mekanik ayrılmış tavuk etlerinin kimyasal ve
81
mikrobiyolojik kalitesine etkisi. Orlab On-Line Mikrobiyoloji, 2 (8), 2-13. Kolsarıcı, N. 2004. Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin soğuk ve donmuş depolama
stabilitesi. Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi. 2001-07-11-047 nolu proje kesin raporu.
Kovacs, M. I. P., Anderson, W. E. and Ackmar, G. 1979. A simple method for the determination of cholesterol and some plant sterols in fishery based food products. Journal of Food Science, 44, 1299-1301.
Kunsman, J. E., Collins, M. S. and Miller, G. J. 1981. Cholesterol contents of beef bone marrow and mechanically deboned meat. Journal of Food Science, 46, 1785-1788.
Kutlu, H. 2008. Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin fonksiyonel özelliklerine donmuş depolamanın etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Lai, S. M., Gray, J. I., Smith, D. M., Booren, A. M., Crackel, R. L. and Buckley, D. J. 1991. Effect of oleoresin rosemary, tertiary butylhydroquinone and sodium tripolyphosphate on the development of oxidative rancidity in restructured chicken nuggets. Journal of Food Science, 56, 616-620.
Lee, T. G., Williams, S. K., Sloan, D. and Littell, R. 1997. Development and evaluation of a chicken breakfast sausage manufactured with mechanically deboned chicken meat. Poultry Science, 76, 415-421.
Lee, Y. B., Hargus, G. L., Kirkpatrick, J.A., Bemer, D.L. and Forsythe, R.H. 1975. Mechanism of lipid oxidation in mechanically deboned chicken meat. Journal of Food Science, 40, 964-967.
Lin, S. W. and Chen, T. C. 1989. Yields, color and compositions of washed, kneaded and heated mechanically deboned poultry meat. Journal of Food Science, 54, 561-563.
Mast, M.G., Uijttenboogaart, T.G., Gerrits, A.R. and Devries, A.W. 1982. Effect of auger and press-type mechanical deboning machines on selected characteristics of mechanically deboned poultry. Journal of Food Science, 47, 1757-1762.
Megard, D. Kitabatake, N. and Cheftel, J. C. 1985. Continious restructuring of mechanically deboned chicken meat by HTST extrusion-cooking. Journal of Food Science, 50, 1364-1369.
Mielnik, M.B., Aaby, K., Rolfsen, K., Ellekjaer, M.R. and Nilsson, A. 2002. Quality of comminuted sausages formulated from mechanically deboned poultry meat. Meat Science, 61, 73-84.
Moerck, K. E. and Ball, H. R. Jr. 1973. Lipids and fatty acids of chicken bone marrow. Journal of Food Science, 38, 978.
Moerck, K.E. and Ball, H.R. Jr. 1974. Lipid autoxidation in mechanically deboned chicken meat. Journal of Food Science, 39, 876-879.
Mott, E. L., MacNeil, J. H., Mast, M. G. and Leach, R. M. 1982. Protein efficiency ratio and amounts of selected nutrients in mechanically deboned spent layer meat. Journal of Food Science, 47, 655-656, 663.
Mountney, G. J. 1989. Poultry Products Technology. 2nd Ed. Food Prod. Pres., 233 s., New York.
Mravcova, I., Lukacka, J., Strelecka, D. and Rybarova, B. 1984. Technology of technical deboning of poultry meat effect of processing, packaging and transport on meat quality. Hydinarsky Priemysel, 26 (5/6), 197-207.
82
Murphy, E. W., Brewington, C. R., Willus, B. W. and Nelson, M. A. 1979. Health and safety aspects of the use of mechanically deboned poultry. Food Safety and Quality Service, US. Department of Agriculture, Washington, DC.
Negrão, C. C., Mizubuti, I. Y., Morita, M. C., Colli, C., Ida, E. I. and Shimokomaki, M. 2005. Biological evaluation of mechanically deboned chicken meat protein quality. Food Chemistry, 90, 579–583.
Ockerman, H.W. 1985. Quality control of post-mortem muscle tissue. Department of Animal Sciences. The Ohio State University. Colombus, OH.
Ockerman, H.W. and Hansen, C.L. 1988. Edible tissue from bone. In Animal By-Product Processing. Ellis Horwood Ltd., 489 s., Chichester, England.
Ockerman, H. W. and Hansen, C. L. 1999. Animal By-Product Processing &Utilization. CRC Press, 544 s., Washington DC., USA.
Özkeçeci R.B. 2006. Mekanik olarak kemiklerinden ayrılmış piliç etlerinin depolama stabilitelerinin tespiti. Yüksek Lisans Tezi. Konya.
Öztan, A. 2003. Et bilimi ve teknolojisi. Gıda Mühendisleri Odası Yayını, 495 s., Ankara.
Parry, R. T. 1995. Technological developments in pre-slaughter handling and processing. In Processing of Poultry. Ed. G. C. Mead. Chapman and Hall. 452 s. London.
Pauly, M.R., 1967. Machine deboned poultry and what to do with the meat. Process. Poultry Egg Further Process. Conf., Ohio State Univ., OH., Columbus, June 16-17.
Perlo, F., Bonato, P., Teira, G., Fabre, R. and Kueider, S. 2006. Physicochemical and sensory properties of chicken nuggets with washed mechanically deboned chicken meat: Research note. Meat Science, 72, 785–788.
Pikul, J., Leszczynski, D.E. and Kummerow, F.A. 1984. Relative role of phospholipids, triacylglyserols and cholesterol esters on malonaldehyde formation in fat extracted from chicken meat. Journal of Food Science, 49, 704-708.
Pikul, J. and Niewiarowicz, A. 1988. Composition and stability of mechanically deboned chicken meat. Archiv für Gehlügelkunde, 52 (5), 188-192.
Pollonio, M. A. R. 1994. Estudo das propriedades funcionais das proteinas miofibrillares e oxidacao lipidica de carne frango mecanimente desossada. These – Doutorado. España.
Posati, L.P. 1979. Composition of foods. Poultry Products: raw, processed, prepared. USDA Agriculture Handbook 8-5, 330.
Püssa, T., Pällin, R., Raudsepp, P., Soidla, R. and Rei, M. 2008. Inhibition of lipid oxidation and dynamics of polyphenol content in mechanicaly deboned meat supplemented with sea buckthorn (Hippophae rhamnoides) berry residues. Food Chemistry, 107, 714–721.
Rhee, J. L. S., Anderson, L. M. and Sams, A. R. 1996. Lipid oxidation potential of beef, chicken and pork. Journal of Food Science, 61, 8-12.
Rudel, L.L. and Morris, M.D. 1973. Determination of cholesterol using o-phythalaldehyde. Journal of Lipid Research, 14, 364-366.
Sams, A. R. 2001. Poultry Meat Processing. CRC Press, 334 s., Washington DC., USA. Sarıçoban, C. 2004. Piliç sosisi üretiminde mekanik ve elle ayrılmış piliç etlerinin
optimum kullanım düzeylerinin tesbiti. Doktora Tezi. Konya.
83
Satterlee, P.G., Froning, G.W., and Janky, D.M. 1971. Influence of skin content on composition of mechanically deboned poultry meat. Journal of Food Science, 36, 979-981.
Schnell, P.G., Vadehra, D.V. and Baker, R.C. 1971. Physical, chemical and functional properties of mechanically deboned chicken meat. 5. Changes in the chemical composition (abstract). Poultry Science, 50, 1628.
Scott, D. and Baker, R. C. 1989. Frankfurters made from broiler and turkey neck mechanically deboned using two different machines. Poultry Science, 68, 1653-1657.
Shahidi, F., Synowieck, J. and Onodenalore, D.C. 1992. Effects of aqueous washings on colour and nutrient quality of mechanically deboned chicken meat. Meat Science, 32, 289-297.
Skujins, S. 1998. Handbook for ICP-AES (Varian-Vista) Ashort Guide To Vista Series ICP-AES Operation. Varian Int. AG, Zug, Version 1.0, Switzerland.
Stadelman, W. C. J., Olson, V. M. and Pasch, G. A. S. 1988. Egg and poultry-meat processing. Ellis Horwood Ltd., 211 s. Chishester, England.
Tarladgis, B. G., Watts, B. M., Younathan, M. T. and Dugan, L. R. 1960. A distillation method for the quantitative determination of malonaldehyde in rancid foods. J. Am. Oil Chem. Soc., 37, 44.
Thomsen, H. H. and Zeuthen, P. 1988. The influence of mechanically deboned meat and pH on water-holding capacity and texture of emulsion type meat products. Meat Science, 22 (3), 189-201.
Trindade, M. A., de Felicio, P. E. and Contreras, C. J. C. 2004. Mechanically separated meat of broiler breeder and white layer spent hens. Scienta Agricola, 61, 234–239.
Trziska, T. L., Uijtteriboogaart, T.G. and Schreurs, FJ.G. 1993. Myofibrillar protein isolate from mechanically deboned chicken meat characteristics from various procedures. Fleischwirtschaft, 73 (9), 1069-1072.
Uebersax, K.L., Dawson, L.E. and Uebersax, M.A. 1977. Influence of “CO2 snow” chilling on TBA values in mechanically deboned chicken meat. Poultry Science, 56, 707-709.
Uebersax, M.A., Dawson, L.E. and Uebersax, K.L. 1978. Evaluation of various mixing stresses on storage stability (TBA) and color of MDTM Poultry Science, 57 (4), 924-929.
Vahedra, D.V., Bower, R., Rattie, N. and Baker, R.C. 1972. Chemical composition and the nature of proteins in mechanically deboned meat waste. Poultry Science, 51, 1881.
Winter, F. F. 1978. Prdduction and processing of mechanically separated meat. Fleischwirtsch, 29 (7), 9.
Winer, B. J., Brown, D. R. and Michels, K. M. 1991. Statistical principles in experimental design. Mc Graw Hill, 1057 s., USA.
Yang, T. S. and Froning, G. W. 1992. Changes in myofibriller protein and collagen content of mechanically deboned chicken meat due to washing and screening. Poultry Science, 71, 1221-1227.
Yetim, H. ve Kesmen, Z. 2000. Et kemik ayrımında mekanizasyon. Tanmsal Mekanizasyon 19. Ulusal Kongresi, 1-2 Haziran 2000, Erzurum.
84
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Çağrı ALTUN
Doğum Yeri : Ankara
Doğum Tarihi : 04/02/1982
Medeni Hali : Bekar
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise : Alparslan Lisesi (Y.Dil Ağırlıklı) (1995-1999)
Lisans : Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü (2000-2004)
Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği
Anabilim Dalı (Eylül 2005- Kasım 2008)
Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl:
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Çarşamba Tarım İlçe Müdürlüğü (2004 - 2006)
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (2006 -
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
FARKLI KARKAS BÖLÜMLERİNDEN FARKLI RANDIMANLARDA ÜRETİLMİŞ MEKANİK AYRILMIŞ TAVUK ETLERİNİN BAZI ÖZELLİKLERİ
Çağrı ALTUN
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Nuray KOLSARICI
Bu araştırmada, farklı randımanlarda (%40, %50, %60 ve %70) üretilmiş mekanik ayrılmış boyun (MATBE), mekanik ayrılmış sırt (MATSE) ve mekanik ayrılmış göğüs etlerinin (MATGE) kimyasal bileşimleri incelenmiştir. Randıman arttıkça; MATBE, MATSE ve MATGE’lerin nem ve protein içeriklerinin azaldığı görülmüştür. Nem ve protein içerikleri bakımından bölge ve randımanlar arası interaksiyon istatistik olarak önem taşımaktadır (p<0.01). Buna karşılık kül, yağ, kolesterol ve kollagen içerikleri artmıştır. Randımana bağlı olarak, kül içeriğinde oluşan artış istatistik olarak önemliyken (p<0.05); yağ içeriği açısından sadece bölge ve randıman ortalamaları arasındaki farklılıklar istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). TBA, pH, SYA ve toplam pigment miktarları da randımanla beraber artmıştır (p<0.01). Mineral madde içerikleri incelendiğinde; randıman arttıkça Ca, P ve Fe miktarlarının arttığı (p<0.05), K, Na, Cu ve Zn gibi minerallerin ise doğrusal bir artış göstermediği belirlenmiştir. Mekanik ayrılmış tavuk eti örneklerinin, K, Ca, Na ve P gibi mineraller yönünden zengin olduğu saptanmıştır. Mekanik ayrılmış tavuk etlerinin yağ asidi dağılımları incelendiğinde, randımana bağlı bir değişim gözlenmemiştir (p>0.05). Ancak MATE’nin doymamış yağ asidi içeriğinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Randıman artışından, CIE L* (parlaklık) değeri etkilenmiştir (p<0.01). a* (kırmızılık) değeri ise sadece bölge ortalamaları bakımından farklılık gösterirken (p<0.01); b* (sarılık) değerleri arasındaki faklılıklar istatistik olarak önemli bulunmamıştır (p>0.05). Bölgeler açısından, örnekler incelendiğinde MATSE yüksek yağ, kolesterol ve çoklu doymamış yağ asidi içeriği ile oksidasyon açısından riskli bir üründür. Yüksek TBA değerleri de bu durumun bir sonucudur. Ayrıca protein içeriği, diğer örneklere kıyasla daha düşüktür. MATBE de nispeten yüksek yağ, kolesterol ve TBA değerine sahiptir. En yüksek pH değeri MATBE’de tespit edilmiştir. MATGE’de ise yüksek protein ve mineral madde içeriği ile düşük yağ, kolesterol, SYA ve TBA değerleri saptanmıştır. En yüksek toplam pigment miktarı MATGE’den elde edilmiştir. Ekim 2008, 84 sayfa Anahtar Kelimeler: Mekanik ayrılmış tavuk eti, randıman, mekanik ayırıcı, farklı bölge, kalite özellikleri
ii
ABSTRACT
Master Thesis
SOME PROPERTIES OF MECHANICALLY DEBONED CHICKEN MEAT PRODUCED FROM DIFFERENT PARTS OF CARCASS AND YIELDS
Çağrı ALTUN
Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Food Engineering
Supervisor: Prof. Dr. Nuray KOLSARICI
In this study, chemical components of mechanically deboned chicken neck meat (MDCNM), back meat (MDCBM) and frame meat (MDCFM) produced in different yields (%40, %50, %60 ve %70) were analyzed. As yield increased, a decline was observed in the amount of moisture and protein of MDCNM, MDCBM and MDCFM. The interaction between yield and part of carcass were found important on account of moisture and protein contents (p<0.01). On the contrary to this ash, fat, cholesterol and collagen contents increased. Depending on yield, the increase in ash content was different as statiscally (p<0.05). In terms of fat content, just the differences of part of carcass and yield averages were found important as statiscally (p<0.01). TBA, pH, FFA and amount of total pigment also increased with yield (p<0.01). When mineral contents were analyzed as yield increased Ca, P and Fe amounts increased (p<0.05) and it was detected that like K, Na, Cu and Zn mineral didn't have the linear increase. It was observed that Mechanically deboned chicken meat samples are rich in K, Ca, Na and P minerals. When the fatty acid distributions were observed, there was no variation in them with yield (p>0.05). But it was found that the unsaturated fatty acid content of mechanically deboned meat was high. CIE L* value was affected by the raise in yield (p<0.01). While values of a* showed differences only in regard of part of carcass averages (p<0.01), the differences between values of b* was not found statistically important (p>0.05). When the samples were analyzed with respect to part of carcass, MDCBM with high fat, cholesterol and polyunsaturated fatty acid content was found risky. High TBA values also were resulted from this. Furthermore protein content was found lower in comparison with other samples. MDCNM relatively has high fat, cholesterol and TBA value. The highest pH value was found in the MDCNM. High protein and mineral content and low fat, cholesterol, FFA and TBA values were found in MDCFM. The highest pigment content was obtained from MDCFM. October 2008, 84 pages Key Words: Mechanically deboned chicken meat, yield, deboner, different part of carcass, quality charecteristics
iii
TEŞEKKÜR
Tez çalışmam boyunca bilgi, öneri ve yardımlarını esirgemeyen, her türlü kolaylığı ve
hoşgörüyü gösteren danışmanım Sayın Prof. Dr. Nuray KOLSARICI’ya, bilgi ve desteği
ile her zaman yanımda olan Sayın Doç. Dr. Kezban CANDOĞAN, Prof. Dr. Aziz
TEKİN ve Prof. Dr. Zahide KOCABAŞ’a, laboratuar çalışmalarımda yardımlarını
gördüğüm Sayın Yrd. Doç. Dr. Cemalettin SARIÇOBAN ve sevgili babam Yüksel
ALTUN’a, tez çalışmamda kullandığım mekanik ayrılmış tavuk etlerinin temininde
yardımcı olan Sayın Ramazan ÇAKIR’ın şahsında Banvit Vitaminli Yem Sanayi
A.Ş.’ye, çalışmamın her aşamasında yardım ve desteklerini esirgemeyen değerli
meslektaşım Sayın Gıda Y. Müh. Nesrin BULUT’a ve tüm eğitim hayatım boyunca hep
yanımda olan ve beni destekleyen aileme teşekkürü bir borç bilirim.
Çağrı ALTUN
Ankara, Ekim 2008
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET.............................................................................................................................. i ABSTRACT.................................................................................................................... ii TEŞEKKÜR................................................................................................................... iii KISALTMALAR DİZİNİ…………………................................................................. v ŞEKİLLER DİZİNİ....................................................................................................... vi ÇİZELGELER DİZİNİ................................................................................................. viii 1. GİRİŞ.......................................................................................................................... 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ……….................................................................................. 3 3. MATERYALVE YÖNTEM…………………………………………...…………... 31 3.1 Materyal…………………………………………………………………………... 31 3.2 Deneme planı ………………………………….……………………………..….... 32 3.3 Analiz Yöntemleri…………..…………………………………………………….. 32 3.3.1 Nem miktarının belirlenmesi…….…………………………………………….. 32 3.3.2 Protein miktarının belirlenmesi…………..……………………...……………. 32 3.3.3 Kül miktarının belirlenmesi................................................................................ 32 3.3.4 Yağ miktarının belirlenmesi…..………………...…………………………....... 33 3.3.5 Kolesterol miktarının belirlenmesi………..………………………………….... 33 3.3.6 Kollogen miktarının belirlenmesi…..…………......………………………….... 34 3.3.7 Mineral madde miktarı ve kemik partikülü oranının belirlenmesi…….….... 34 3.3.8 pH değerinin belirlenmesi………..……………………..…………………….... 35 3.3.9 Renk değerlerinin belirlenmesi…..…………......……...…………………….... 35 3.3.10 Toplam pigment miktarının belirlenmesi……….…………..……………...... 36 3.3.11 Tiyobarbitürik asit (TBA) değerinin belirlenmesi………..……………….... 36 3.3.12 Serbest yağ asitliği (SYA) miktarının belirlenmesi…..…………………….... 37 3.3.13 Yağ asidi dağılımının belirlenmesi……….….…………..………………….... 37 3.3.14 İstatistik değerlendirme……………...…..………………………………….... 38 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA…………….……………………. 39 4.1 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Kimyasal Bileşimi………………………... 39 4.2 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin pH Değerleri.………………..…………..… 60 4.3 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Renk Değerleri………………………….… 61 4.4.Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Toplam Pigment Miktarı……………….... 65 4.5 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin TBA Değerleri……………………...……... 66 4.6 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Serbest Yağ Asitliği (SYA) Miktarı.…..… 68 4.7 Mekanik Ayrılmış Tavuk Etlerinin Yağ Asidi Dağılımları..…………………... 69 5. SONUÇ………………………………….……………………..…………………… 76 KAYNAKLAR.............................................................................................................. 78 ÖZGEÇMİŞ.................................................................................................................. 84
v
KISALTMALAR DİZİNİ
MAE Mekanik Ayrılmış Et EAE Elle Ayrılmış Et KPO Kemik Partikülü Oranı MATBE Mekanik Ayrılmış Tavuk Boyun Eti MATSE Mekanik Ayrılmış Tavuk Sırt Eti MATGE Mekanik Ayrılmış Tavuk Göğüs Eti MAKE Mekanik Ayrılmış Kanatlı Eti MATE Mekanik Ayrılmış Tavuk Eti EATE Elle Ayrılmış Tavuk Eti TBA Tiyobarbitürik Asit MA Malonaldehit SYA Serbest Yağ Asitliği TDYA Toplam Doymuş Yağ Asidi TTDmYA Toplam Tekli Doymamış Yağ Asidi TÇDmYA Toplam Çoklu Doymamış Yağ Asidi
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1 Elek üstüne geçen MAE ile elek altında toplanan bağ doku ve
kemik kalıntıları ……………………………………………………. 5 Şekil 2.2 Döner burgu sistemli mekanik ayırıcı (Beehive Deboner) ve
başlıkları ..………………………………………………………... 6 Şekil 3.1 Mekanik ayırıcı ekipman (Beehive RSTD 06) (Banvit Vit. Yem
San. A.Ş. – Balıkesir)………………………………………………. 31 Şekil 4.1 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin nem içeriğine
etkisi ……………………………………………………………….. 41 Şekil 4.2 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin protein içeriğine
etkisi ……………………………………………………………….. 43 Şekil 4.3 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kül içeriğine etkisi. 45 Şekil 4.4 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ içeriğine etkisi 46 Şekil 4.5 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kolesterol içeriğine
etkisi……………………………………………………………….... 49 Şekil 4.6 Farklı randıman ve bölgelerde kolesterol–yağ ilişkisi……………… 50 Şekil 4.7 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin kollagen içeriğine
etkisi………………………………………………………………… 51 Şekil 4.8 %70 randımanda, farklı bölgelerden elde edilmiş MAE’lerde kül –
Ca ilişkisi…………………………………………………………… 53 Şekil 4.9 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin mineral madde
içeriğine etkisi (K, P, Na, Ca)………………………………………. 54 Şekil 4.10 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin mineral madde
içeriğine etkisi (Fe, Zn)……………………………………………... 58 Şekil 4.11 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin pH değerlerine
etkisi……………………………………………………………….... 61 Şekil 4.12 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin renk değerlerine
etkisi………………………………………………………………… 63 Şekil 4.13 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin toplam pigment
içeriğine etkisi………………………………………………………. 66 Şekil 4.14 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin TBA değerine
etkisi………………………………………………………………… 67 Şekil 4.15 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin SYA miktarına
etkisi………………………………………………………………… 69 Şekil 4.16 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi
dağılımına etkisi (C-12:0, C-14:0, C-20:4)…………………………. 72 Şekil 4.17 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi
dağılımına etkisi (C-16:0, C-18:1, C-18:2)…………………………. 73 Şekil 4.18 Randımanın MATBE, MATSE ve MATGE’nin yağ asidi
dağılımına etkisi (C-16:1, C-18:0, C-18:3)…………………………. 74
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1 Mekanik ayırıcı ekipman tipleri……………………………………... 4 Çizelge 2.2 Birleşik Devletler mevzuatı……………………………………………. 8 Çizelge 2.3 Çeşitli kaynaklardan elde edilmiş mekanik ayrılmış etlerin kimyasal
kompozisyonları ………………………………………………………. 26 Çizelge 2.4 Mekanik ayrılmış tavuk göğüs etlerinin kimyasal kompozisyonu…... 28 Çizelge 4.1 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin
nem, protein, kül, yağ, kolesterol ve kollagen içerikleri…………….. 40 Çizelge 4.2 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin
mineral madde içerikleri…………………………………………….. 52 Çizelge 4.3 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin pH
içerikleri……………………………………………………………... 60 Çizelge 4.4 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin CIE
L*, a* ve b* değerleri………………………………………………... 62 Çizelge 4.5 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin
toplam pigment miktarları…………………………………………… 65 Çizelge 4.6 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin
TBA miktarları………………………………………………………. 66 Çizelge 4.7 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin
serbest yağ asitliği miktarları………………………………………... 68 Çizelge 4.8 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin yağ
asidi dağılımları……………………………………………………… 70 Çizelge 4.8 Farklı randımanlarda üretilmiş mekanik ayrılmış tavuk etlerinin yağ
asidi dağılımları (devam)……………………………………………. 71