60
7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 637 Doğ al Afetlerin Kentsel Altyapıya Etkileri

Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 637

Doğal Afetlerin Kentsel Altyapıya Etkileri

Page 2: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere
Page 3: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 639

Sellerde Risk Yöne mi ve Kentsel Önlemler

Fa h Saka1, Fa h Gül2, Yasin Oğuz3, Murat Şan4

1Yrd.Doç.Dr., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane, fa [email protected]

2Gümüşhane Ünv., Afet Yöne mi Anabilim Dalı, Gümüşhane, fa [email protected]ç.Dr., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., Elektrik Elektronik Müh. Böl., Gümüşhane,

[email protected]ş.Gör., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane,

[email protected]

ÖZET

Seller Dünya’da en fazla karşılaşılan doğal risk olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha kısa zaman dilimlerinde gö-rülme olasılığı, daha fazla insanı tehlike ih maliyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle aşırı yağışların etkisiyle karşılaş ğımız taşkınların sebep olduğu zararlar sonrasında hem çevre hem de insanlar olumsuz etkilere maruz kalmaktadır. Sellere sebep olan etkenleri, meteorolojik, jeomorfolojik ve insan müdahaleleri şeklinde üçe ayırabi-liriz. Modern afet yöne mi anlayışıyla ar k risklerin önceden belirlenmesi ve zararlarının azal lması çalışmaları-na daha da önem verilmiş r. Bu amaçla azaltma, hazır olma, müdahale ve iyileş rme şeklinde adlandırılan dört evre yaklaşımları ile afetler ele alınmalı ve yerel yöne mlerin afete karşı hazırlıksız olan yapılarının iyileş rilmesi ve sürdürülebilir bir hale gelmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, sellerin muhtemel zararları ve sellere sebep olan muhtemel tehlikeler ele alınmış r. Daha sonra afet yöne mi ve risk yöne minin temel yaklaşımlarından bahse-dilerek özellikle seller sonucunda kayıplara sebep olabilecek insan etkileri üzerinde durulacak r. Bu anlamda, kentsel ölçekte alınabilecek önlemler ele alınacak ve irdelenecek r.

Anahtar Kelimeler: Sel, Afet yöne mi, Sel risk azal lması.

Flood Risk Management and Urban Measures

Abstract

Floods are the most sighted natural risk in the World. Because of the possibility of occurrence in shorter period of me, more people face the possibility of danger. In par cular, people and the environment are exposed to the nega ve eff ects a er the fl oods which are aff ected by heavy rainfall cause the damages. Factors that cause the fl oods can be divided into three groups as meteorological, geomorphological and human interven ons. With modern disaster management approach, it has been more important to determine the risks before happened and to take no ce of reducing the damage. For this purpose, disasters should be considered with the four phases approach referred as mi ga on, preparedness, response and recovery, be improved of local governance struc-ture which is unprepared for disasters, and be provided being sustainable. In this study, the possible damage of fl oods and poten al hazards that can cause fl ooding have been discussed. Then basic approaches of disaster management and risk management have been men oned, and especially human interven ons which cause lost because of fl oods have been emphasized. In this sense, measures to be taken on an urban scale have been discussed.

Keywords: Flood, Disaster management, Flood risk reduc on.

Page 4: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon640

1. GİRİŞ

Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fi ziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal haya ve insan faaliyetlerini durduran veya kesin ye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylara afet denilmektedir (5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009).

Gelişen afet yöne mi anlayışı ile, afet tehlikeleri karşısındaki öncelik, afet sonrasındaki etkinlikler yerine afet öncesi etkinliklerine, yani “risk yöne mi” ile afet etkilerinin azaltma ve hazırlık çalışmalarına verilmekte ve doğal afetlere karşı özellikle sakınım konusu sürdürülebilir kalkınmanın bir önkoşulu olarak gösterilmektedir.

Afetlere sebep olabilecek tehlikeler başlıca, doğal, teknolojik ve kasıtlı olmak üzere üçe ayrılabilir. Farklı şekiller-de sınıfl andırılabilecek olan tehlikelerden doğal tehlikeler, pek çok ülke için, afet yöne cilerinin öncelikli alanla-rındandır. Doğal tehlikeler, tektonik (sismik), kütle hareketleri, hidrolojik, meteorolojik ve biyolojik/sağlıkla ilgili tehlikeler olmak üzere alt sınıfl ara ayrılabilir. Bu ayrımda seller, hidrolojik tehlikelerden sayılmaktadır (Cappola, 2007).

2. SELLER VE TEHLİKE ANALİZİ

Sel, doğal ve beşeri iki veya daha çok özellikten kaynaklanan etkilerle akarsu yatakları çevresi ile kıyıların kısmen sularla kaplanması olayıdır. Karaların sularla kaplanması yağmur, kar erime suları veya kıyılarda r na, gelgit ve tsunamilerle ilişkili olabilmektedir. (Zeybek, 2009)

Oluşma süreçleri bakımından seller, bir ha a veya daha uzun bir sürede oluşabilen yavaş gelişen seller; bir iki gün içinde oluşabilen hızlı gelişen seller ve 6 saat içinde oluşabilen ani gelişen seller olarak üçe ayrılabilir (Se-petçioğlu, 2013).

Seller, çoğu zaman uzun süreli yağışlar, yerel ve şiddetli r nalar veya kıyı rüzgarları gibi diğer meteorolojik olay-lar sonrasında oluşan ikincil bir tehlikedir. Bununla birlikte, heyelanlar, kanmalar, çığlar, buzullar, set kırılmaları ve baraj yıkımı gibi diğer etkiler de hızlı ve geniş çaplı sellere sebep olabilir. Küçük ve uyarısız meydana gelen ani seller, kısa zaman dilimindeki şiddetli sağanakların sonucudur (Cappola, 2007).

Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere beş sını a ele alınabilir (Sepetçioğlu, 2013).

En yaygın karşılaşılan doğal afetlerden olan seller ekonomik zarar açısından da en fazla etkili olandır. (Yüksek vd., 2013).

Tehlikeler başlıca, doğal, teknolojik ve kasıtlı olmak üzere üçe ayrılabilir. Farklı şekillerde sınıfl andırılabilecek olan tehlikelerden doğal tehlikeler, pek çok ülke için, afet yöne cilerinin öncelikli alanlarındandır. Doğal tehlikeler, tektonik (sismik), kütle hareketleri, hidrolojik, meteorolojik ve biyolojik/sağlıkla ilgili tehlikeler olmak üzere alt sı-nıfl ara ayrılabilir. Bu ayrımda seller, hidrolojik tehlikelerden sayılabilmektedir. Tehlike belirlenmesi işlemi pek çok metodla yapılabilir. Tehlike belirlenmesi genellikle yerel ölçekte tehlikenin belirlenmesi anlamında olan tehlike profi li uygulaması olarak bilinmektedir. Bu işlemlerde bir tehlikenin te kliyebileceği diğer tehlikeler de düşünül-meye çalışılmakta ve önceliklerine göre derecelendirilmektedir. Bu amaçla geçmiş afet kayıtları konunun uzman-ları tara ndan incelenmelidir. Uzun incelemeler sonucunda bir kontrol listesi halinde tablolar haline ge rilerek sellerin tehlikesi değerlendirilebilmektedir. Tehlike belirleme metodları perspek f ve yara cı olmak üzere iki ana gruba ayrılabilir. Bu yöntemlerle farklı uygulama biçimleri vardır. Bazıları olay ağaçları oluştururken, bazıları ise başarısızlık ağaçları tasarlamaktadır, bu ağaçlarda, olayların bağlılığına göre kurulabileceği gibi zaman bazlı ve afe n etkisinin süresini gösteren diyagramlar şeklinde de meydana ge rilebilmektedir. Bu tehlike analizlerinin doğruluğu nispe nde yapılacak risk değerlendirmeleri ile hazırlık ve azaltma çalışmaları daha başarılı sonuçlar vermektedir (Cappola, 2007). Bu amaçla geçmişte meydana gelmiş sel kayıtları ve zararları uzman kişilerce dik-katlice incelenmeli ve sonuçları belirlenmelidir. Tehlikeleri daha doğru kavrayabilmek amacıyla sellerin muhte-mel zararları ve ikincil olarak sellere sebep olabilen bazı tehlikeler üzerinde durulacak r.

2.1. SELLERİN MUHTEMEL ZARARLARI

Ülkemizde daha çok karşılaşılan su baskını türü, akarsularda görülen ve ani gelişen doğal afetlerden olan taşkın-lardır. Karadeniz, Akdeniz ve Ba Anadolu coğrafi bölgelerinin sel ve taşkına en çok maruz kalan bölgeler olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar, bölgelerimizin topoğrafyası, bitki örtüsü dağılımı, yerleşim şekli ve yağış rejimi ile

Page 5: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 641

uyumludur (Kadıoğlu, 2011).

Taşkınlar, yaşandığı bölgenin iklim koşullarına, jeoteknik ve topoğrafi k niteliklerine bağlı olarak gelişen bir doğal olaydır. Ancak taşkınlar sonucunda oluşan afetlerin yıkıcı etkilerinin fazla olmasının temel nedenlerinin başında, insan müdahalelerinin olduğu unutulmamalıdır. Taşkın riski bulunan sahalarda önceden tedbir alınmaksızın sü-regelen kontrolsüz kentleşme faaliyetleri dünyanın her köşesinde taşkın afe nin en önemli nedenidir (Salman, 2010).

İnsan yaşamının sonlanmasına sebep olan doğal afetler içerisindeki payı %13’ün üzerinde bir yaygınlığa sahip olan taşkın afe nin, insan sağlığı üzerindeki etkileri özellikle ülkemizde yeterli şekilde değerlendirilmemiş olup, neden olduğu zararlarla ilgili sağlıklı veri eksikliği söz konusudur. Taşkınların insan haya üzerindeki en önemli etkileri ölümler, yaralanmalar, taşkın sonrası meydana gelen hastalıklar, iş gücü kaybı, insan kaynaklarının verim-sizliği vb. şeklinde kendini gösterirken, karayolu, demiryolu, havaalanı, elektrik ve su ile m ve dağı m hatları ile kanalizasyon şebekelerinde bozulma, endüstriyel tesislerinin kullanılamaz hale gelmesi veya kapasite düşümü, tarım alanlarındaki mahsül kayıpları gibi alt yapı zararları ile de ülke ekonomileri üzerinde olumsuzluklar yarat-maktadır (Salman, 2010).

Taşkın zararı, taşkın suyunun kazandığı kine k enerji nedeniyle yap ğı fi ziksel tahribat ile suyun ve taşıdığı rü-suba n yerleşim alanları, tarım alanları, yol, fabrika ve benzeri yerlerde neden olduğu can ve mal kayıplarını tanımlar. Taşkın zararları, yalnız doğa şartlarına bağlanmamalıdır. Akarsu vadilerinde büyüyen yerleşimler, açılan yeni yollar ve kurulan yeni tesisler ile arazi yapısı değişmekte, modern tarım yöntemleri ile topraklar daha yoğun şekilde kullanılmakta, orman ve meralar sorumsuzca yok edilmektedir. Bütün bu uygulamalar sonucu suların normal akışı etkilenmekte ve değişmektedir. Bu durum taşkınların gi kçe daha büyük ve sık görülmesine, can ve mal kayıplarının zamanla daha da ağırlaşmasına, ha a daha önce taşkından koruma gerekli olmayan yörelerde bile önlem alınması zorunlu hale gelmektedir (Salman, 2010).

Belirli bir taşkının oluşturduğu zarar, tüm bölge ekonomisine vereceği zararlar dikkate alınarak belirlenir. Bir taş-kının oluşturduğu toplam zarar taşkın bölgesinin büyüklüğü, ana akarsu yatağından taşan akışın miktarı, arazinin su al nda kalma yüksekliği ve süresi, ortalama akış hızı ve taşkın bölgesinin ekonomik değeri gibi büyüklüklere bağlıdır. Taşkın sonucu üre min durması, verim düşüşü, ulaşımın engellenmesi, ta l bölgelerine turist gelişinin

Şekil 1 - Sellerin sebep olabileceği doğrudan veya dolaylı zararlar

Sellerin Do rudan ve Dolayl Zararlar

Fiziksel

Tar msal

Ekili Arazideki

K rsal Alandaki

Kentsel

Yerle im Alanlar ndaki

Meskenlerdeki

Altyap Tasislerindeki

Üretim Tesislerindeki

Baraj vb. Su Yap lar nda

Yol vb. Ula t rma Yap lar nda

Ekonomik

Arazi ve Mülklerde Olu an Kay plar n

Maliyeti

Tar msal Üretimdeki Zararlar n Maliyeti

Bozulan Kentsel Altyap n n Düz. Maliyeti

Üretim ve Al m Gücünde Azalma

Ekonomik Büyüme ve Geli imdeki Kay p

Önleme Çal malar Maliyeti

Sosyal

Can Kayb ve Yaralanmalar

Salg n Hastal klar

Psikolojik Etkiler

sizlik ve Sosyal Etkilerle Göçün

Artmas

Page 6: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon642

azalması, salgın hastalıkların baş göstermesi gibi para ile ifade edilmesi çok güç veya imkansız olan zararları tah-min etmek veya herhangi bir yan etkisi ile sınıfl andırmak gerekmektedir (Dağdelen, 2005).

Bir selin sebep olabileceği doğrudan ve bazı sosyal dolaylı zararlar aşağıdaki gibi sınıfl andırılabilir.

2.2. SELLERE SEBEP OLAN MUHTEMEL TEHLİKELER

Sel oluşumunda, iklim, jeolojik yapı ve toprak özellikleri, bitki örtüsü, hidroloji ve insan tesirleri etkili olan unsur-lar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde birçok şehrimiz ve orada yaşayan toplum önemli ölçüde, başta deprem ve sel olmak üzere çeşitli tehlikelerin oluşturduğu büyük risklerin tehdidi al nda bulunmakta. Ar k şehirlerimizde doğal, teknolojik ya da insan kaynaklı tehlikeler sonucunda ortaya çıkabilecek kayıp ve zararların, can, mal-mülk ve çevre açısından çok büyük boyutlarda olabileceği bilinmektedir (Kadıoğlu, 2011).

Sellerin sebeplerini aşağıdaki şekilde sınıfl andırabiliriz. (Cappola, 2007).

• Ani seller çoğunlukla yağış yutma kabiliye ni büyük oranda azaltan hızlı ve plansız şehirleşmeler sonucu-dur. Yüzeysel akışın gideceği yer olmadığında yağışın düştüğü yerde hızlıca yığılmalar meydana gelir. Drenaj sistemleri ile bu probleme de çözüm aranmakta ancak fazla miktarda gelen sular gelişmiş ülkelerde bile kapasite aşımlarına sebep olabilmektedir.

• Ormansızlaşma bir diğer taşkına sebep olan etmendir. Bitki örtüsü olan bir zeminin su tutma kapasitesi ormansızlaşmış yerlere göre daha fazla olmakta ve sel riskini azaltmaktadır.

• İkincil bir etki de taşkın sonrasında meydana gelen kıyı ve zemin erozyonudur. Erozyon gelecek su basması olaylarını ar rmakta ve böylelikle tekrar sellerin oluşması ile daha fazla erozyonu sonuç veren bir döngüye sebep olmaktadır.

Sellerin oluşumuna sebep olabilecek doğal ve insan kaynaklı bazı etkenler aşağıda gösterilmektedir.

3. AFET YÖNETİMİ

Gelişen afet yöne mi anlayışı ile, afet tehlikeleri karşısındaki öncelik, afet sonrasındaki etkinlikler yerine afet öncesi etkinliklerine, yani “risk yöne mi” ile afet etkilerinin azaltma ve hazırlık çalışmalarına verilmekte ve doğal

Tehlike

Do al

Kütle Hareketi

Toprak Kaymas

Kaya Dü mesi

Ç

Hidrolojik

Seller

Kurakl k

Çölle me

Meteorolojik

iddetli ve Sürekli Ya an Ya mur

Kar Erimesi

Kas rgalar

Masonlar

Tornadolar

klim De i ikli i

Di er Do al Tehlikeler

nsan Kaynakl

Düzensiz ve Kontrolsüz Kentle me

Akarsu Kesitlerinin Daralt lmas

K y eritlerinin Korunmamas

Erozyon

Terrorizm (Baraj y k lmas vb.)

Nükleer ve Radyoaktiflik

Şekil 2 - Sellerin oluşumuna etki edebilecek bazı olaylar

Page 7: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 643

afetlere karşı özellikle sakınım konusu sürdürülebilir kalkınmanın bir önkoşulu olarak gösterilmektedir.

Afet yöne minin anlaşılması dört temel bileşen üzerine kurulmuştur. Bu bileşenler, azaltma, hazırlık, müdahele ve iyileş rme aşamalarıdır. Geniş bir terminoloji ile tarif edilebilecek bu dört evre, etkili bir afet yöne minde aşağıdaki amaçlarla ifade edilebilir. (Cappola, 2007).

1. AZALTMA. Bir tehlikenin sonuçlarının veya mertebesinin elimine edilmesiyle ve/veya azal lmasıyla ilgilidir. Bu evre toplumu etkileyecek tehlikenin ele alınması ile daha düşük bir dereceye çekilmesini amaçlamaktadır.

2. HAZIRLIK. Bir afe en etkilenebilecek veya etkilenmişlere yardım edebilecek insanların gerekli donanımlarıyla ilgilenen hazırlık evresinde afete maruz kalan insanların haya a kalma imkanlarını ar racak veya fi nansal değer kayıplarını azaltarak minimum yapabilecek aletlerle donanımını amaçlanır.

3. MÜDAHELE. Meydana gelmiş veya gelmek üzere olan afet etkilerinin giderilmesi veya azal lmasıyla ilgilenilir. Afete daha fazla maruz kalmanın, fi nansal kayıpların veya bu iki bileşen kombinasyonlarının azal lması amaçla-nır.

4. İYİLEŞTİRME. Afete maruz kalmış insanların tekrar normal yaşama dönebilmelerini amaçlayan bu evre, müda-hele çalışmalarının ortalarında başlıyarak aylar veya yıllar sürebilen bir dönemdir.

Şekil 3 - Afet yöne minin gelişime etkisi

Şekil 4 - Afet yöne mi çemberi (Alexander, 2002)

Page 8: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon644

Bu dört evrede tarif edilebilecek eylemler birbirleriyle ilişkili ve bazı derecelerde faaliyetleri afet sırasında önce-sinde veya sonrasında yapılabilmektedir.

İnsan, mal ve çevre üzerinde büyük yıkıcı etkileri olan afetlerin maliyetleri oldukça yüksek r. Bu sebeple, afetle-rin verebileceği zararların minimuma indirilmesi için, afet öncesi yapılması gereken çalışmalara daha çok önem verilmeli, afetler konusunda duyarlı olunması amacıyla toplumda afet kültürünün ve afet yöne m sisteminin tüm evreleri ile oluşturulmasına yönelik çalışmalara önem verilmelidir (Tablo 1, Tablo 2) (Kadıoğlu, 2011).

Tablo 1 - Afet öncesinde afet yöne minin belli başlı elemanları, aşamaları ve çalışmaları (IDB, 2000).

AFET ÖNCESİ

Risk Tespi Risk Azaltma Risk Transferi Hazırlık

Tehlike Analizi (sıklık, büyüklük ve dağılım)

Yapısal/Yapısal olmayan zararların azal lması

çalışmaları

Kamu altyapılarının ve özel malların sigortası ve

reasüransı

Erken uyarı sistemleri, 112 ve yerek yöne m ile şim sis emleri ile

entegrasyonu

Hasar Görebilirlik Değerlendirilmesi (maruz

kalan değerler, can ve mal, baş etme)

Arazi kullanım planlaması ve yapı mevzua

Para piyasası araçları (afet bonoları ve hedging

fonları)

Afet acil yardım planlaması (kamu

hizmetleri ve servis şirketleri)

Risk Değerlendirmesi (Tehlike ve hasar

görebilirliğin bir işlevi)

Zararların önceden alınan önlemlerle azal lması için ekonomik teşvikler

Kamu hizmetlerinin güvenlik düzenlemeleri

ile özelleş rilmesi (enerji, ile şim, su ve ulaşım)

Acil müdahele ekiplerinin (yerel ve

ulusal) kapasitelerinin geliş rilmesi

Tehlike İzleme ve Erken Uyarı (CBS Haritalama ve

senaryo oluşturma)

Riskler ve önleme konusunda eği m,

öğre m ve bilinç ar rma

Afet fonları (ulusal ve yerel düzeyde) ve kaynak

geliş rme

Barınma olanakları ve tahliye planlarının tatbikat ve izleme ile

güncellenmesi

Tablo 2 - Afet sonrasında afet yöne minin belli başlı elemanları, aşamaları ve çalışmaları (IDB, 2000).

AFET SONRASI

Müdahele İyileş rme

Hasar ve ih yaçların tespi ile birlikte acil insanı yardım Hasarlı altyapının iyileş rilmesi ve yeniden inşası

Altyapının geçici onarımı, restorasyon ve işler hale ge rilmesi

Makroekonomik ve bütçe yöne mi (sosyal harcamaların dondurulması ve korunması)

Bağış, gönüllü ve enkaz yöne mi Etkilenen sektörlerin yeniden canlandırılması (üre m, hizmet, ihracat ve tarım)

İyileş rme kaynaklarının harekete geçirilmesi (kamu yardımı, sigorta)

Yeniden yapılanma faaliyetlerinin zararların azal lması ile ilişkilendirilmesi

4. RİSK YÖNETİMİ

Belirli bir alandaki tehlike olasılığına göre kaybedilecek değerlerin ölçüsünü gösteren risk, olabilirlik ve sonuç kavramlarıyla ifade edilerek belirlenmektedir. Risk yöne mi ise ülke, bölge, kent ölçeğinde ve yerel ölçekte risk türleri ve düzeylerini tespit etme, azaltma ve paylaşma çalışmaları ile bu alandaki planlama esaslarını ifade et-mekte ve bütün paydaşların ka lımıyla yapılması gereken bir süreç r.

Afet olmadan önceki kısmı içeren gibi görünen risk yöne mi afet sonrasında da kendisini gösteren bir olgudur. Azaltma ve hazırlık evrelerinde etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Sel olayları dikkate alındığında risk yöne mi

Page 9: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 645

aşağıdaki analiz ve dönemleri içine alabilecek şekilde düşünülebilir. (Kadıoğlu, 2008)

• Sel tehlike analizi

• Sel risk analizi

• Sel afetlerini önleme

• Sel afe nden sakınma

• Sel zararlarını azaltma

• Sel riskini transfer etme

• Sel afe ne hazırlık (planlama, tatbikat, eği m)

• Sel tahmin ve erken uyarı

Risk = Olabilirlik × Sonuç (1)

Risk olarak sınıfl andırılan ve derecesini gösteren yukarıdaki eşitlik ele alındığında, olasılık veya frekans olarak ele alınan olabilirlik ile insanlar veya mal varlıkları üzerindeki tehlikenin etkisinin ölçüsünü ifade eden sonuç terimlerinden etkilendiği görülmektedir. Bir tehlikenin olasılığının veya potansiyel sonuçlarının azal lması ile risk etkili bir şekilde düşürülebilir. Aynı şekilde bir tehlikenin sonuçlarını veya olasılığını ar racak bir etki de riski ar racak r (Cappola, 2007).

5. SELLERE KARŞI ALINABİLECEK KENTSEL ÖNLEMLER

Sel afetlerinin depremlerden farkı, nerede ve ne büyüklükte olacaklarını tahmin etmenin olasılık hesapları saye-sinde mümkün olmasıdır. Dolayısıyla tüm dünya literatüründe kabul görmüş uygulamalar da göstermektedir ki bu tahminlerden hareketle belirlenecek yapısal ve yapısal olmayan stratejilerle taşkınlardan sakınma ve dolayı-sıyla riskleri dışlamak, azaltmak ve paylaşmak mümkündür (Balaban, 2008).

Geçmişten beri önemli miktarda maddi ve manevi zarara yol açan taşkınların ana sebebi; şiddetli ve sürekli ya-ğan yağmurun veya ani kar erimesinin zeminin de zaman içerisinde suya doygunluğunun artması sonucu yağışın ve kar erimesinin hemen hemen tamamının yüzeysel akışa geçerek nehir yataklarındaki su seviyesinin hızlı bir şekilde yükselmesi ne cesinde meydana gelir. Bu durum yatak eğiminin fazla olduğu yerlerde daha büyük hız ve kine k enerji ile akmasına ve beraberinde büyük kaya taş, çakıl, ağaç vb. maddeleri sürükleyip yatak civarındaki arazilere, yapılara ve bu bölgelerde yaşayan insanlara zarar verebilir bir akım halini alarak zaman zaman can ve mal kayıplarına neden olabilir (Salman, 2010).

Eği m, afetlerle mücadelenin ve afet zararlarını azaltmanın temel unsurudur. Özellikle ülkemizde hazırlık ve zarar azaltma evresinde eği m ile ilgili faaliyetler denildiğinde, operasyonel unsurlar, özellikle arama kurtarma grupları ile ilgili faaliyetler ve bu grupların ser fi kalı hale ge rilmesine özen gösterilmelidir. Bu anlamda yalnız müdahaleye yönelik ekiplerin eği mi değil, (depremde olduğu gibi) hidro-meteorolojik afetler öncesi, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda da sürekli olarak halkın eği lmesi gerekir. Ayrıca, ilk ve orta öğ-re m ders kitaplarındaki hidro-meteorolojik afetler ile ilgili bilgilerin bu işin uzmanlarınca, doğru ve yeterli bir şekilde verilmesi gerekmektedir (Akman ve Ural, 2001).

Ülkemizde su-bitki-toprak arasındaki doğal dengenin insanların olumsuz etkileri sonucu bozulması ile erozyon ve sonucunda oluşan sediment ciddi boyutlara ulaşmakta bu da taşkın zararlarını ar ran en önemli etkenlerden birisi olmaktadır. Bu nedenle taşkınları ele alırken sediment faktörünün göz ardı edilmemesi gerekir (Salman, 2010).

AB sel direk fi ne göre, 2011 sonu i bariyle sel riski ön değerlendirilmesi tamamlanmış, 2013 sonu i bariyle sel tehlike ve risk haritaları hazırlanmış ve 2015 sonu i bariyle sel riski yöne m planı tamamlanmış olmalıdır (Kadıoğlu, 2008). Ulusal bazda hazırlanması gereken sel riski ön değerlendirilmesi sonuçları ve tehlike ve risk haritaları göz önünde bulundurularak, kentsel olarak sellere karşı alınabilecek önlemler, Salman (2010) ile Çe n ve Tezer (2013) tara ndan yapılan çalışmalar da göz önüne alınarak genişle len aşağıdaki başlıklar ışığında de-ğerlendirilebilir.

Page 10: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon646

• Sel ve taşkın zararlarını önleyici planlama kararları ve yapılaşma koşullarının belirlenmesi

• Arazi iyileş rilmesi ile doğal çevrenin niteliği ve kalitesinin ar rılması

• Etkin arazi kullanım kararları ile sel riski olan alanlarda yeşil alan vb. uygun işlevlerin ar rılması

• Sağlık ve eği m kuruluşları gibi sel anında hizmet aksaması olmaması gereken yerlerin; tarihi ve kültürel değerleri sebebiyle korunması gerekli alanların; altyapı tesisleri ile ulaşım arterlerinin (köprüler, yollar, ha-vaalanları, limanlar vb.) yapısal durumları geliş rilerek sellere karşı daha dayanıklı hale ge rilmeli

• Özellikle sel riski olan alanlarda kanalizasyon ve yağmur suyu drenaj sistemlerinin ayrı olarak inşası

• A k sistemleri ve depolarının belirlenmesi, yürürlükteki işletme standartları ve sorumluluk kurallarının net-leş rilmesi

• Tabii dere yataklarının mevcut halinin muhafaza edilmesi

• Dere yataklarının ve daha önce inşa edilmiş olan taşkın koruma tesislerinin üzerlerinin kapa lmaması

• Akarsu ve dere yataklarının yol olarak kullanılmaması, dere yatakları yakınında yapılaşmaya izin verilmeme-si, yapılaşma sınırının DSİ’nin görüşünün alınarak belirlenmesi

• İmar planlarının hazırlanmasında, dere yataklarının ve inşa edilmiş taşkın koruma tesislerinin bir tara nda yeterli genişlikte yol ayrılması; ıslah, bakım-onarım ve kurtarma çalışmaları açısından gerekli olup, imar planı çalışmaları sırasında, DSİ tara ndan hazırlanan taşkın etüt raporlarında belir len önlem ve önerilere uyulması

• Taşkın koruma tesisleri üzerinde köprü, üst geçit gibi tesisler yapılmamalı

• Taşkın tesislerine pis su ve kanalizasyon bağlanmasından kaçınılmalı

• Özellikle yerleşim birimlerinin içinden veya yakınından geçen dere yatakları ve taşkın koruma tesislerinin içine, kenarına veya üst kesimlerine çöp, moloz, inşaat ar ğı dökülmemeli

• Yerleşim yerinden geçen derelerin yukarı havzalarında yapılmış ve yapılacak olan ağaçlandırma ve erozyon kontrol tesislerinin bakım ve koruması yapılmalı

• Bilgilendirme ve eği m faaliyetleri ile halkın bilinç düzeyine katkıda bulunulmalı

• Uyarı ve acil durum sistemlerinin etkin kullanılması

• Sel sigortası tabirinin geliş rilmesi ve etkin şekilde kullanılması

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Sel risk ön değerlendirmeleri ile tehlike ve risk haritaları sonuçlarına göre alınmış kararlara kesinlikle uyulmalı ve daha önce yapılmış hatalı ve eksik yapılaşmalarda gerekli önlemlerin alınmasına özen gösterilmelidir.

Meydana gelmiş sellerin tüm izleri silinmemeli ve toplumun ha rlaması amacıyla çeşitli yöntemlerle gösteril-melidir.

Meydana gelen sellerin kayıtları daha doğru bir şekilde tutulmalıdır. Oluşan zararın derecesinin ve yerlerinin daha derin bir incelemeden geçirilebilmesi için afet veri tabanının tamamlanması ve eldeki kayıtların dikkatlice işlenmesi gerekmektedir.

Belediyelerde afetler hakkında bilinçlenmiş yeterli personelin bulunduğu idari yapılanmalar kurularak, bahsi geçen önlemler kapsamında kararlar alabilmeli, ilgili kurum veya kurumlarla ile şime geçebilmeli ve yapılaşma durumlarında izinleri alınmalıdır.

7. KAYNAKLAR

5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009, T.C. Resmi Gazete, 27261, 29.05.2009.

Alexander, David. 2002. Principles of Emergency Planning and Management. New York: Oxford University Press. New York.

Page 11: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 647

Akman, N., Ural, D., 2001. Afete Dirençli Toplum Oluşturma Seferberliği, İTÜ Afet Yöne m Merkezi Yayınları, İTÜ Press, İstanbul.

Balaban M,Ş., 2008. Küresel Isınma, Taşkın Afetleri ve Türkiye, 5. Dünya Su Forumu İSTANBUL 2009, Taşkın Kon-feransı Bildiri Kitabı, EDİRNE, 19-20 Haziran, s 58-71.

Cappola, D., P., 2007. Introduc on to Interna onal Disaster Management, Elsevier, USA.

Çe n, N., Ü., Tezer, A., 2013. ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye’de sel risk yöne minin karşılaş rılması, 3.Ulusal Taş-kın Sempozyumu, İstanbul.

Dağdelen, Ş., 2005.Taşkın ve Taşkın Kontrolü Seminer Notları, DSİ 9. Bölge Müd., Elazığ.

Inter-American Development Bank (IDB) 2000: “Facing the Challenge of Natural Disasters in La n America and the Caribbean: An IDB Ac on Plan.” Washington, D.C.: Inter-American Development Bank.

Kadıoğlu, M., 2008. Sel Risk Yöne mi, 5. Dünya Su Forumu İSTANBUL 2009 Taşkın Konferansı Bildiri Kitabı, EDİR-NE, 19-20 Haziran, s 71-97.

Kadıoğlu, M., 2011. Afet Yöne mi Beklenilmeyeni Beklemek En Kötüsünü Yönetmek, T.C. Marmara Belediyeler Birliği, İstanbul.

Salman, C., 2010. Munzur Projesi Kapsamında Yapılacak Barajların Bölgedeki Taşkın Koruma Yapılarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Ens tüsü, Elazığ.

Sepetçioğlu, M., Y., 2013. Şanlıurfa İli Taşkın Sorunları ve Çözüm Önerileri, e-Journal of New World Sciences Academy, ISSN:1306-3111.

Yüksek, Ö., Kankal, M., Üçüncü, O., 2013. Assessment of Big Floods in the Eastern Black Sea Basin of Turkey, Environ Monit Assess, 185:797–814.

Zeybek, İ., 2009. 2-3 Mart 2005 Turhal Sel Afet ve Sonuçları, Doğu Coğrafya Dergisi, Vol.14, No.21.

Page 12: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere
Page 13: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 649

Doğu Karadeniz Havzasındaki Sellerin İncelenmesi

Fa h Saka1, Ömer Yüksek2, Osman Kara3

1Yrd.Doç.Dr., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane, fa [email protected]

2Prof.Dr., KTÜ, Mühendislik Fak., İnşaat Müh. Böl., Trabzon, [email protected]ç.Dr., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane,

[email protected]

ÖZET

Seller Dünya’da en fazla karşılaşılan doğal risk r. Daha sık görülmesi sebebiyle, daha fazla insanı tehlike ih -maliyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle aşırı yağışların etkisiyle karşılaş ğımız taşkınların sebep olduğu zararlar sonrasında hem çevre hem de insanlar olumsuz etkilere maruz kalmaktadır. Sellere sebep olan etken-lerin başında havzanın hidrolojik özellikleri sayılabilir. Bu çalışmada, 1990 yılından günümüze (2015 yılı mayıs ayına kadar) Türkiye’deki sel afetlerinin %6.75’lik kısmının vuku bulduğu Doğu Karadeniz Havzasındaki Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun ve Ordu illerinde AFAD tara ndan kayıt edilmiş veriler incelenmiş r. İllere ve yıllara göre sel afet sayıları ve ölüm vakalarının sayıları irdelenmiş r. Sel afe ne fazla maruz kalmanın daha fazla zarara sebep olmayabileceği gösterilerek risk yöne minin önemi vurgulanmış r.

Anahtar Kelimeler: Sel Afe , Doğu Karadeniz Havzası

Inves ga on of Floods in the Eastern Black Sea Basin

Abstract

Floods are the most sighted natural hazard in the world. More people face the probability of danger because of having more frequency occurrence of fl oods. In par cular, people and the environment are exposed to the nega ve eff ects a er the fl oods which is aff ected by heavy rainfall cause the damages. Maybe it can be the most important factors of the fl oods that hydrolojic characteris cs of the basin. In this study, Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun and Ordu which are the ci es of the Eastern Black Sea Basin have been inves gated with using recorded data by AFAD since 1990 (un l May 2015). 6.75’lik% por on of fl ood disasters of Turkey has been observed in them. The number of fl ood disasters and the number of deaths by provinces and years were exami-ned. The importance of risk management has been emphasized by showing that the more exposure to the fl ood disaster could not cause more damages.

Keywords: Flood disaster, Eastern Black Sea Basin

1. GİRİŞ

Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fi ziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal haya ve insan faaliyetlerini durduran veya kesin ye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylara afet denilmektedir (5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009).

Afet zararlarının ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte azal lması çalışmaları afet yöne minin birincil amacı olarak

Page 14: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon650

karşımıza çıkmaktadır. Modern afet yöne mi diye adlandırabileceğimiz bu yaklaşımlarda, afe etkileyen tehlike-lerin dikkatlice ele alınması ile yapılan risk yöne mlerinin önemi çok büyüktür.

Artan nüfusun paralelinde hayvancılık, orman ve ziraat ürünlerine olan talep de artmakta, ne cede marjinal alanlarda ziraat yapılmakta, meralar bozulmakta ve orman alanları daralmaktadır. Bu vaziyet toprak erozyo-nunun artmasına, toprak kalitesinin bozulmasına ve verimliliğin düşmesine sebep olmaktadır. Ekosistemdeki bozulmalar insanoğlunu kuraklık, açlık, susuzluk, erozyon, sel, taşkın gibi birçok meselelerle karşı karşıya ge r-mektedir.

Şehirleşmedeki ar şlar da mekanlara baskıyı ar rmakta ve afet tehlikesini her geçen gün fazlalaş rmaktadır. Selleri etkileyen etmenler, doğal ve insan müdaheleleri şeklinde ikiye ayırarak da ele alınabilir. İnsan müdahe-lelerinin her geçen gün teknolojik gelişmelerin paralelinde ar ğı düşünüldüğünde, sellerin tehlikelerinin de yükseleceği anlaşılmaktadır.

2. Dünya’da ve Türkiye’de Seller

Sel, doğal ve beşeri iki veya daha çok özellikten kaynaklanan etkilerle akarsu yatakları çevresi ile kıyıların kısmen sularla kaplanması olayıdır. Karaların sularla kaplanması yağmur, kar erime suları veya kıyılarda r na, gelgit ve tsunamilerle ilişkili olabilmektedir. (Zeybek, 2009)

Oluşma süreçleri bakımından seller, bir ha a veya daha uzun bir sürede oluşabilen yavaş gelişen seller; bir iki gün içinde oluşabilen hızlı gelişen seller ve 6 saat içinde oluşabilen ani gelişen seller olarak üçe ayrılabilir (Se-petçioğlu, 2013).

Seller, çoğu zaman uzun süreli yağışlar, yerel ve şiddetli r nalar veya kıyı rüzgarları gibi diğer meteorolojik olay-lar sonrasında oluşan ikincil bir tehlikedir. Bununla birlikte, heyelanlar, kanmalar, çığlar, buzullar, set kırılmaları ve baraj yıkımı gibi diğer etkiler de hızlı ve geniş çaplı sellere sebep olabilir. Küçük ve uyarısız meydana gelen ani seller, kısa zaman dilimindeki şiddetli sağanakların sonucudur (Cappola, 2007).

Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere beş sını a ele alınabilir (Sepetçioğlu, 2013).

En yaygın karşılaşılan doğal afetlerden olan seller ekonomik zarar açısından da en fazla etkili olandır. (Yüksek vd., 2013).

Dünyanın birçok ülkesinde hangi iklim kuşağında olursa olsun sel ve taşkın hadiseleri yaşanmaktadır. Dünyada en sık görülen tabii afet seldir. Bütün “tabii afetlere” bağlı ekonomik kayıpların % 40’ı sel yüzündendir. Dünya’da afetlere bağlı ölümlerin yarısından fazlası sellerle olmaktadır. Dünya genelindeki tabii afetler ele alınınca, 31 çe-şit tabii afe n 28 tanesini meteorolojik afetler oluşturmaktadır. Sel ve taşkınlar, Avrupa’da görülen en yaygın ta-bii felaket türüdür. Türkiye; %57’si dağlık arazi sını na giren yüksek, engebeli bir topoğrafyaya sahip olup, ortala-ma yüksekliği 1132 metredir. Toplam alanın %46’sını %40’tan fazla eğime, %62,5’tan fazlasını da %15’ten büyük eğime sahip alanlar teşkil etmektedir. 1000 metrenin üzerindeki alanlar ülkenin % 56’sını, 0-20 cm derinlikteki toprakların alanı toplam alanın % 40’ını kapsamaktadır. Türkiye; topoğrafi k yapısının yüksek ve engebeli oluşu, jeolojik yapı ve toprakların erozyona karşı hassasiye , yarı kurak iklim şartlarının karakteris k özelliklerine sahip olması, şiddetli sağanak yağışlar sebebiyle, erozyon ve sel felake ne oldukça hassas bir yapıda bulunmaktadır.

Topoğrafyanın dağlık yapıya sahip olması, meylin yüksek olması, yağış olarak düşen suyun hareke ni hızlandır-maktadır. Özellikle çıplak arazilere düşen yağışlar, toprağa infi ltrasyonu sağlanamadığından yüzey akışı olarak kendini göstermektedir. Ayrıca arazilere düşen yağışların yüzey akışı haline geçmesi toprak erozyonunu hızlan-dırmakta, verimli toprakların ve organik maddelerin göl, gölet, baraj, liman ve denizlere taşınmalarına sebep olmaktadır. Taşınan verimli topraklar ve diğer malzemeler kanalları, su yapılarını ve drenaj sistemlerini kayarak; göl, gölet, baraj ve limanlarda birikerek bu yapıların faydalı ekonomik ömrünü azaltmaktadır. Dere ve ırmak kenarlarında taşkınların meydana gelmesiyle ekili-dikili araziler zarar görmekte, verimli araziler uzun süre su al nda kalmakta ve arazi yüzeyleri çamur tabakasıyla kaplanarak uzun süre ziraat yapılamaz hale gelmektedir. Sel baskınlarıyla yolların, köprülerin, enerji ve haberleşme hatlarının, içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekelerinin, ziraat alanlarının ve sanat yapılarının zarar görmesi büyük bir milli gelir kaybına yol açmaktadır.

Türkiye ve yakın civarındaki bölgenin genel coğrafi şartları yönüyle; Fırat, Dicle, Aras ve Çoruh gibi akarsu hav-zalarında menbada yer almanın avantajlarını, Asi ve Trakya bölgesi havzalarında ise akış aşağıda bulunmanın dezavantajlarını taşıdığı görülmektedir. Türkiye’deki coğrafi bölgelerimizde değişik zamanlarda pek çok kişinin

Page 15: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 651

çeşitli şekillerde zarar gördüğü birçok sel ve taşkın hadisesine rastlamak mümkündür. Misal olarak; 1998 Trab-zon-Beşköy selinde 60 kişi haya nı kaybetmiş ve 1000 kişi selden etkilenmiş r. 1995 yılında Ankara, İstanbul ve Senirkent sel ve taşkınlarında 74 kişi haya nı kaybetmiş, 46 kişi yaralanmış, 2000 kişi evsiz kalmış, 10 000 kişi etkilenerek 65 milyon dolar zarar meydana gelmiş r. 2009 yılında İstanbul’da Ayamama deresinde meydana ge-len sel felake nde 31 vatandaşımız, 2012 yılında Samsun’da meydana gelen sel felake nde de 11 vatandaşımız haya nı kaybetmiş r, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Sinop, Balıkesir, Çanakkale illerinde can ve mal kaybına sebep olan sel ve taşkın hadiseleri yaşanmış r. Türkiye’de 2000-2012 yılları arasında gerçekleşen 484 sel ve taşkınlarda 229 kişi haya nı kaybetmiş, toplam 308.894 hektar alan sellerden etkilenmiş r (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

3. HAVZALARDA ALINACAK SEL KONTROLÜ ÖNLEMLERİ

3.1. İdari Önlemler

Tabii dengenin bozulmasına yol açan müdahalelerinin durdurulmasına yönelik tedbirlerdir. Sellerin asıl sebebi, toprak-su ve bitki arasındaki tabii dengenin bozulmasına yol açan yanlış insan müdahaleleri olduğundan, uygula-maya konacak projelerin halk tara ndan benimsenmesi ve desteklenmesine yönelik çalışmalar, bu tür tedbirleri hedefl emektedir (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

3.2. Mekanik Önlemler

Yamaç, oyuntu ve mecra ıslahına yönelik yapısal faaliyetlerdir. Örnek olarak Tablo 2’deki yapılardan bahsedilebi-lir (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

3.3. Kültürel Tedbirler

Bitki örtüsü tesis etmek veya mevcut bitki örtüsünü geliş rmek yoluyla selleri azaltmayı hedefl eyen yapılardır. Havzada yapılan ağaçlandırma, örtü geliş rme, otlandırma, mera ıslahı çalışmaları, taban oyulmasının olmadığı, fazla sediment taşımayan dere yataklarının, yöreye uygun bitki türleriyle ağaçlandırılmasını gaye edinen çalışma-lardır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

Tablo 1 - 2000-2012 yıllarında Türkiye’de Sel ve Taşkın Durumu

Page 16: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon652

Tablo 2 - Mekanik önlemler amacıyla yapısal faaliyetler

Yamaç Islahı Tesisleri Oyuntu Islahı Tesisleri Mecra Islahı Tesisleri

• Çevirme hendekleri (sap rma kanalları)

• Teraslar• Çizgi ot ekimi• Örme çit• Kafes tel ve Geosente k çit• Taş kordon

• Çevirme hendekleri (sap rma kanalları)

• Tahliye kanalları (su yolları)• Sınai tesisler (enine yapılar)

• Britler• Taban Kuşakları• Islah Sekileri• Tersip Bentleri (Birik rme

Barajları)• Geçirgen ve Süzücü Yapılar

3.4. Diğer Tedbirler

Yol Planlamasında ve İnşaasında Alınması Gereken Tedbirler: Orman alanlarında tesis edilecek orman yolu, köy yolu, karayolu, yayla yolu, baraj-HES yolu, maden yolu vb. yol yapımlarında yolların dar vadilerden geçirilmeme-sine özen gösterilmeli, şayet mecbur kalınırsa, hesaplanacak azami su seviyesinin asgari 1 m. üzerinden ve tama-men kazı tara ndan geçirilmelidir. Sanat yapıları ve köprüler maksimum yağış hesabı kullanılarak planlanmalıdır. Bunların menba ve mansap kısmına suyu toplayıp yönlendirecek kanat duvarlarının yapılması şar r. Yan dere ve kuru derelerde sürüntü materyali ile büz ve menfezlerin kanmasını önlemek için içleri zaman zaman temizlen-meli ya da menfez yerine beton kasisler yapılmalıdır. Dere yataklarındaki kurplarda suyun akışını yönlendirecek gerekli mahmuzların yapılması gerekir.

Baraj, HES, Maden Ocakları, ENH ve Diğer Tesislerde Alınacak Tedbirler: Toprak-bitki-su arasında insan eliyle bo-zulan denge sağlanmalı, kazı ve dolgu hususi tahrip edilen araziler bitkilendirilmelidir. Akan yamaçlarda baraj ve HES projeleri için yapılan kazılarda, drenaj işlemleri, fi ziksel yamaç ıslah tedbirleri ve bitkilendirme yapılmalıdır.

Barajlara ve HES’lere ait su kanallarının ve bağlan yollarının geçeceği güzergahın arazi yapısı dikkate alına-rak proje aşamasında; Yol ve kanal çalışmasından çıkan toprakların depolanacağı alanlar, yaşanması muhtemel olumsuzluklar dikkate alınarak en a l alanlar seçilmeli ve güzergah dışına taşınacak şekilde planlanmalıdır.

Kanal ve yol yapımı sırasında çıkan fazla malzemenin dere yataklarına akması önlenmeli, derelerin bu malzeme-ler ile dolmasına veya daralmasına rsat verilmemelidir.

Kanal ve yol yapım sırasında yamaç boyunca oluşan dolgu materyalinin stabilizayonu için gerekli yerlerde, yeterli miktarda topuk güçlendirme maksatlı is nat duvarları yapılmalıdır.

Maden ocakları, rehabilite projeleri mutlaka uygulanmalıdır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

4. YAPILAN ÇALIŞMALAR VE BULGULAR

Bu çalışmada 22.Bölge olan 24077 km2 ile Türkiye’nin %3.1 yağış alanı sahip olan Doğu Karadeniz Havzası ele alınmış r. Bu havzada Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Rize ve Artvin illerine ait araziler bulunmaktadır.

Havza, doğusunda Çoruh, güneyinde ve ba sında yeşilırmak havzaları ile çevrilidir. Foldere, Değirmendere, Ka-radere, Solaklı Deresi, Fır na Deresi, İyidere havzadaki akarsulardan bazılarıdır. 57 km uzunluğunda olan Fır -na Deresi Kaçkar dağlarının Karadenize bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuştur ve Ardeşen ilçesinin yaklaşık 2 km ba sından Karadenize dökülür. Uzunluğu 80 km olan Solaklı deresi, Soğanlı ve Haldızen dağlarındaki buzul göllerinden ve ilkbaharda eriyen buzullardan kaynağını almaktadır ve Trabzon ilinin en uzun akarsularındandır. Çaykara’yı Kuzey - Güney yönünde yararak derin vadiler oluşturur. Solaklı deresinin havzası 700 km2 civarındadır.

Doğu Karadeniz Havzası’nda Uzungöl heyelan se Gölü, Balıklı Göl, Aygır Gölü, Kara Göl, Büyüklü küçüklü buzul gölleri, Sera heyelan se gölü mevcu ur.

Havzada iklim, iç kesimlerden kuzeye doğru nemli iklimden çok nemli iklime doğru geçişlidir. Havzanın Karadeniz’e bakan yamaçlarıyla, dağların arka yamaçlarında nemli ve yarı nemli iklim pi hakimken, iç kesimlerde yarı ku-rak iklim pi hakimdir. Trabzon ilinde ortalama yıllık yağış 821.6 mm, Ordu’da 1037.0 mm, Rize’de 2244.9 mm, Giresun’da 1259.8 mm ve Gümüşhane’de 462.6 mm’dir. Kar miktarı sel oluşumuna tesir eden unsurlardan biri-

Page 17: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 653

sidir. Yukarı havzalarda yoğun kar yağışı yaşanmaktadır. En yüksek kar örtüsü kalınlığı Trabzon 41 cm, Ordu’da 59 cm, Giresun’da 57 cm, Rize’de 88 cm iken Gümüşhane’de 80 cm’dir (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

Doğu Karadeniz Havzası bitki örtüsü ve biyolojik çeşitlilik açısından ülkemizin en zengin bölgesidir. Havzada dere içeride kızılağaç ormanları hakimdir. Diğer yerlerde ladin, sarıçam, karaçam, ıhlamur, kestane, kayın, gürgen, göknar, akçaağaç, karaağaç, meşe ve dişbudak türleri yayılış gösterir. Ayrıca havzada çay ve ndık tarımı yapıl-maktadır. Trabzon İlinde ormanlık alan oranı % 37.4, Ordu’da % 33,4, Giresun’da % 33,8, Artvin’de %54.5, Rize’de % 45,1, Gümüşhane’de % 30,8’ dir (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

Tablo 3 - Havzadaki illerin 10 yıl tekerrürlü maksimum yağış yükseklikleri (mm)

Tablo 4 - Havzadaki arazilerin dağılımı

Şekil 1 - Türkiye nehir havzaları haritası

Page 18: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon654

Havza, Karadeniz bölgesinin doğusunda sularını Karadeniz’e döken Terme çayından Hopa çayına kadar olan ke-simdir. İyidere ve Harşit çayı en önemli kollarıdır. Havzadaki akarsuların ilk kaynakları yüksek yaylalardan ve tepe bölgelerine yakın krater göllerinden başlar. Bu göller aynı zamanda su toplama ve besleme havzası gibi davranıp, aynı zamanda bol yağış da alarak bütün yıl boyunca akarsuların kurumasını da engeller.

Havzanın yıllık ortalama akımı 14,9 hm3 olup, Türkiye toplam potansiyelinin % 8’dir. Havzanın ortalama yıllık verimi 19,5 l/s/km2 dir (T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

AFAD’ın veritabanına göre Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun ve Ordu illerinde 1990 yılından günümüze (2015 yılının Mayıs ayına kadar) 56 adet sel afe gözlenmiş r. Türkiye’de aynı zaman diliminde 830 adet sel afe meydana gelmiş r. Bu haliyle havzamızda ele aldığımız al il, meydana gelen sel afetlerinin %6.75’lik kısmına karşılık gelmektedir.

1990 yılından günümüze kadarki sel afetlerinin illere göre dağılımı aşağıda görülmektedir.

Yine aynı dönemde Rize ve Trabzon illerimizde meydana gelen sel afetlerinin fazlalığı göze çarpmaktadır. Bu iki ilde gözlenen sel afetleri 6 ildeki sel afetlerinin %62.5’ine denk gelmektedir. Aynı dönemde yıllara göre sel afe sayılarının değişimi aşağıda görülmektedir.

Şekil 2 - Türkiye’de yaşanan sel ve taşkın hadiselerinin illere göre dağılımı

5

18 17

63

7

Artvin Rize Trabzon Giresun Gümü hane Ordu

Şekil 3 - 1990-2015(Mayıs ayına kadar) yıllarında illere göre sel afet sayısı (AFAD)

Page 19: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 655

Ele alınan yaklaşık 26 yıllık süreçte sadece 5 yılda sel afe görülmemiş, onun dışında bir yılda 7 kereye kadar görülmüştür. Aynı dönemde sel afe sonucunda görülen ölüm vakalarının yıllara göre değişimi aşağıda görül-mektedir.

Ölüm vakalarının zamanla azaldığı görülmektedir. Ancak yapılan çalışmalar zamanla sel afe nin sebep olduğu zarar maliyetlerinin daha fazla olduğu bilinmektedir. Verilerin yetersiz oluşu sebebiyle sayısal olarak gösterilme-miş r.

İllere göre sel başına ölüm vakası sayısı belirlenerek aşağıdaki şekilde gösterilmiş r.

20 1 1 1

7

12

3

2 21

6

12

4

3 3

0 0

7

3

20 0

2

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Şekil 4 - 1990-2015(Mayıs ayına kadar) yıllarında yıllara göre sel afet sayısı (AFAD)

102

0 0 0 0 13 0 1

44 47

1 028

0 0 7 2 0 0 0 0 4 0 0 0 2

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Şekil 5 - 1990-2015(Mayıs ayına kadar) yıllarında yıllara göre ölü sayısı (AFAD)

0123456789

1011121314

Nisan May s Haziran Temmuz A ustos Eylül Ekim Kas m

Rize Trabzon Ordu Gümü hane Giresun Artvin

Şekil 6 - 1990-2015(Mayıs ayına kadar) yıllarında aylara göre illerde olan sel afe dağılımı (AFAD)

Page 20: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon656

İllere göre sel başına vuku bulan ölü sayılarına bakılırsa, 3 sel afe ne maruz kalmış fakat 60 ölüm vakası bulunan Gümüşhane’de en yüksek olduğu gözlenmektedir.

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

AFAD tara ndan hazırlanan veritabanındaki girdiler kullanılarak hazırlanan bu çalışmada, girdilerin tamamlan-ması halinde daha iyi ilişkilerin çıkarılabileceği gösterilmiş r. Veritabanı girdilerinin güncellenmesi pek çok araş- rma için yararlı olacak r.

Eldeki verilerde Artvin ve Ordu’da oluşan afetlerin maliyetlerinin olmadığı görülmektedir. Seller ne cesinde bazı alanların su al nda kaldığı bilindiğine göre mutlaka bir maliyet kaybı beklenir. Nitekim, Ordu’da çeşitli hasarlı bina sayıları verilmişken maliye n görülmemesi de bu eksikliği göstermektedir.

Havzanın ele alınan şehirleri göz önüne alındığında, en fazla Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sellerin ol-duğu gözlenmiş r. Ağustos ayında %23, Haziran ve Temmuz aylarında illerde oluşan sellerin %22’sinin meydana geldiği belirlenmiş r. Sonuçta havzada görülen sellerin %65’i bu aylarda vuku bulmaktadır.

Ele alınan 52 adet sel afe şiddetli yağışlar sebebiyle meydana gelen ani sellerden oluşmuştur. Diğer 4 tane ise nehir taşkınları şeklinde gözlenmiş r. Bölgenin özellikleri de bu tehlikeyi göstermektedir.

Risk analizinde kullanılan olabilirlik etkeninin belirlenmesinde geçmiş afetlerin etkin bir şekilde araş rılmasının önemi unutulmamalıdır. Havzada en fazla sel afe ne maruz kalan Rize’nin ölüm vakasında en fazla olmadığı görülmektedir. Bu ise risk yöne mlerinin etkinliği ve afete hazır olmanın derecesi nisbe nde zararların azal la-bileceğini göstermektedir.

6. KAYNAKLAR

5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009, T.C. Resmi Gazete, 27261, 29.05.2009.

AFAD, 2015, Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığı, TABB.

Cappola, D., P., 2007. Introduc on to Interna onal Disaster Management, Elsevier, USA.

Sepetçioğlu, M., Y., 2013. Şanlıurfa İli Taşkın Sorunları ve Çözüm Önerileri, e-Journal of New World Sciences Academy, ISSN:1306-3111.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012. 2013-2017 Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı, Ankara.

Yüksek, Ö., Kankal, M., Üçüncü, O., 2013. Assessment of Big Floods in the Eastern Black Sea Basin of Turkey, Environ Monit Assess, 185:797–814.

Zeybek, İ., 2009. 2-3 Mart 2005 Turhal Sel Afet ve Sonuçları, Doğu Coğrafya Dergisi, Vol.14, No.21.

0,65,28

8,53

1

20

0,29

Artvin Rize Trabzon Giresun Gümü hane Ordu

Şekil 7 - 1990-2015(Mayıs ayına kadar) yıllarında illere göre sel afe başına karşılaşılan ölüm vakası (AFAD)

Page 21: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 657

Havza Bazında Taşkın Önlemleri ve Gümüşhane Merkez Taşkın Koruma Projeleri

Fa h Saka1, Ümit Yayla2, Hikmet Kaplan3

1Yrd.Doç.Dr., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane, fa [email protected]

2İnşaat Müh., DSİ 223.Şube Müdürü, Gümüşhane 3Öğr.Gör., Gümüşhane Ünv., Müh. ve Doğa Bil. Fak., İnşaat Müh. Böl., Gümüşhane, [email protected]

ÖZET

Seller Dünya’da en fazla karşılaşılan doğal risk olarak karşımıza çıkmaktadır. Sellerin bu zararlarının etkin bir şekilde azal labilmesi amacıyla ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte tüm paydaşların ka lımıyla planlamalar yapıl-malıdır. Bu planlamalar yapılırken de sürdürülebilir bir afet yöne minin oturtulabilmesi amacıyla tehlike ve risk analizlerine gereken hassasiyet verilmelidir. Havzaların topoğrafi k özelliklerinin sellere olan etkileri göz önüne alınarak ih yaç duyulan haritaların temin edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, havzaların sahip olduğu özel-liklerin sellere olan etkileri incelenmiş r. Sürdürülebilir bir afet yöne mi için gerekli olan etkin risk değerlendir-mesinde olabilirlik ve sonuç öğelerinin önem derecelendirmeleri irdelenmiş ve bazı önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca, Gümüşhane Merkez’den geçen Harşit Çayındaki taşkın koruma planlamarı incelenmiş ve kısaca bilgilen-dirmeler yapılmış r.

Anahtar Kelimeler: Sel, Afet yöne mi, Sel risk azal lması.

Flood Risk Management and Gümüşhane Centre Flood Protec on Measures on Basin Scale

Abstract

Floods are the most faced up natural risk in the World. With the aim of reduc on of fl ood damages eff ec vely, planning ac ons should be done with all par cipants at na onal, regional and local scales. While this planning does, it must be also given the necessary sensi vity to.hazard and risk analysis for a sustainable disaster ma-nagement. It must be provided that needed maps and topographic characteris cs of the basin on the purpose of fl ood eff ects of them. In this study, the eff ects of the fl ooding have been inves gated with regard to charac-teris cs of the basin. Severity ra ngs of likelihood and results items have been discussed and given some sug-ges ons from the point of view eff ec ve risk management for a sustainable disaster management. Also, it has been inves gated fl ood protec on projects of Harşit Stream passing from Gümüşhane Centre and given short informa ons about them.

Keywords: Flood, disaster management, fl ood risk mi ga on

1. GİRİŞ

Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fi ziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal haya ve insan faaliyetlerini durduran veya kesin ye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylara afet; belirli bir kesim veya alanda geliş rilen afet senaryolarına göre, olası risklerin önlenmesi, kabul edilebilir ölçülere indirilmesi ya

Page 22: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon658

da paylaşımı amacıyla alınacak her türlü planlı müdahaleye ise risk azaltma denilmektedir (5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009).

Gelişen afet yöne mi anlayışı ile, afet tehlikeleri karşısındaki öncelik, afet sonrasındaki etkinlikler yerine afet öncesi etkinliklerine, yani “risk yöne mi” ile afet etkilerinin azaltma ve hazırlık çalışmalarına verilmekte ve doğal afetlere karşı özellikle sakınım konusu sürdürülebilir kalkınmanın bir önkoşulu olarak gösterilmektedir.

Doğal afetlerden olan seller ülkemizde ve dünyada en çok karşılaşılan risk türüdür. Afetler arasındaki önemi ise sebep olabileceği zararlara göre ele alınmaktadır. Seller sonrasında direk ve dolaylı olmak üzere pekçok zararlar-la karşılaşılabilir. Can ve mal kayıpları şeklinde de ele alınabilecek zararlardan, karayolu, demiryolu gibi ulaşım altyapılarına ve sebep olabileceği korku sonucunda ruhsal pekçok zararlara sebep olabilmektedir. Sonuçta genel anlamda seller, toplumun gelişimini etkileyerek azaltabilmekte ve/veya geri götürerek maddi pekçok kayıplara sebep olmaktadır.

Seller alınabilecek önlemlerle etkilerinin büyük oranda azal labilecek doğal afetlerdendir. Dünyada sel miktar-larının önceden tahmin edilebilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıyla ilgili yapısal ve yapısal olmayan pekçok önlem ortaya koyulmuştur. Ülkemizde yapısal olan önlemler son yıllarda oldukça etkin olarak uygulanmaktadır. Ancak yapısal olmayan önlemlere de gerekli önem verilmelidir.

Yapısal önlemler, teraslar ve çitler gibi yamaç ıslahı, tahliye kanalları gibi oyuntu ıslahı ve brit, ıslah sekisi ve ter-sip bentleri gibi mecra ıslahı şeklinde sınıfl andırılabilirken yapısal olmayan önlemler ise, halkın bilinçlendirilmesi gibi idari önlemler, ağaçlandırma çalışmaları gibi kültürel önlemler ve doğal çevrenin düzenine bozabilecek yapı-sal çalışmalara karşı alınması gereken özel tedbirleri içeren diğer önlemler şeklinde sınıfl andırılabilir.

Yapısal önlemler arasında bir tercih yapılırken risk yöne mi sonuçlarından da yararlanılmalıdır. Böylece hangi önlem veya önlemlerin daha önce uygulanması gerek ğine daha sistemli bir şekilde karar verilebilir.

Bölgesel ölçekte yapılan havza düzenlemeleri de risk analizleri doğrultusunda değerlendirilmekte ve faydasına yada mani olacağı zararın büyüklüğüne göre yapımına karar verilmektedir. Gümüşhane Merkez’de DSİ tara n-dan yapılan çalışmalarla 10 adet tersip ben , bir brit ve kanal düzenlemeleri ile tedbir alınmasına karar verilmiş- r. Brit inşaası, uygun bir yer belirlenmesinden sonra yapılacak r.

2. SELLERDE TEHLİKE ANALİZİ VE MUHTEMEL ZARARLAR

Sel, doğal ve beşeri iki veya daha çok özellikten kaynaklanan etkilerle akarsu yatakları çevresi ile kıyıların kısmen sularla kaplanması olayıdır. Karaların sularla kaplanması yağmur, kar erime suları veya kıyılarda r na, gelgit ve tsunamilerle ilişkili olabilmektedir. (Zeybek, 2009)

Oluşma süreçleri bakımından seller, bir ha a veya daha uzun bir sürede oluşabilen yavaş gelişen seller; bir iki gün içinde oluşabilen hızlı gelişen seller ve 6 saat içinde oluşabilen ani gelişen seller olarak üçe ayrılabilir (Sepetçioğlu, 2013). Karadeniz, Akdeniz ve Ba Anadolu coğrafi bölgelerinin sel ve taşkına en çok maruz kalan bölgeler olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar, bölgelerimizin topoğrafyası, bitki örtüsü dağılımı, yerleşim şekli ve yağış rejimi ile uyumludur (Kadıoğlu, 2011).

Seller, çoğu zaman uzun süreli yağışlar, yerel ve şiddetli r nalar veya kıyı rüzgarları gibi diğer meteorolojik olay-lar sonrasında oluşan ikincil bir tehlikedir. Bununla birlikte, heyelanlar, kanmalar, çığlar, buzullar, set kırılmaları ve baraj yıkımı gibi diğer etkiler de hızlı ve geniş çaplı sellere sebep olabilir. Küçük ve uyarısız meydana gelen ani seller, kısa zaman dilimindeki şiddetli sağanakların sonucudur (Cappola, 2007).

Afetlere sebep olabilecek tehlikeler başlıca, doğal, teknolojik ve kasıtlı olmak üzere üçe ayrılabilir. Farklı şe-killerde sınıfl andırılabilecek olan tehlikelerden doğal tehlikeler, pek çok ülke için, afet yöne cilerinin öncelikli alanlarındandır. Doğal tehlikeler, tektonik (sismik), kütle hareketleri, hidrolojik, meteorolojik ve biyolojik/sağlıkla ilgili tehlikeler olmak üzere alt sınıfl ara ayrılabilir. Bu ayrımda seller, hidrolojik tehlikelerden sayılabilmektedir.

Sellere maruz kalan en yaygın beş coğrafi kara parçası, oldukça verimli alanların ve nüfus yerleşiminin olduğu akarsu taşkın yatakları; şiddetli r naları toplayıp ani sellere sebep olabilen havza ve vadiler; baraj yıkılması du-rumları gibi su bekletme yapılarının alt kısmındaki alanlar; r na kabarmalarına maruz kalan kıyı şeritlerinin iç kısımları ve düşük yerleşmiş kıyılar; ve önceki hidrolojik ak vitelerin sonucu oluşan ve ani sellerde beklenemiyen sonuçlara sebep olabilecek alüvyon konileri olarak sayılabilir. (Cappola, 2007).

Türkiye’de büyük taşkınlar, bölgesel iklim, topoğrafya ve yağış alanı büyüklüğü faktörlerinin birleşiminden olu-şur. Kuzey, ba ve güney sahillerimizdeki denizlerden iç kısımlara doğru uzaklaş kça atmosferdeki nem azalır.

Page 23: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 659

Karadeniz ve Akdeniz sahillerinde olduğu gibi nemli hava akışına dik yüksek kotlu alanlarda şiddetli yağışlar ve büyük taşkınlar oluşur. Büyük havzaların önemli taşkınlarının temel sebebi mevsimlik kar birikiminin yağmur ile birleşiminden oluşur. Küçük havzalarda taşkınların sebebi ise konvek f r naların oluşturduğu şiddetli yağışlar-dan oluşur.

İnsan yaşamının sonlanmasına sebep olan doğal afetler içerisindeki payı %13‟ün üzerinde bir yaygınlığa sahip olan taşkın afe nin, insan sağlığı üzerindeki etkileri özellikle ülkemizde yeterli şekilde değerlendirilmemiş olup, neden olduğu zararlarla ilgili sağlıklı veri eksikliği söz konusudur. Taşkınların insan haya üzerindeki en önemli etkileri ölümler, yaralanmalar, taşkın sonrası meydana gelen hastalıklar, iş gücü kaybı, insan kaynaklarının verim-sizliği vb. şeklinde kendini gösterirken, karayolu, demiryolu, havaalanı, elektrik ve su ile m ve dağı m hatları ile kanalizasyon şebekelerinde bozulma, endüstriyel tesislerinin kullanılamaz hale gelmesi veya kapasite düşümü, tarım alanlarındaki mahsül kayıpları gibi alt yapı zararları ile de ülke ekonomileri üzerinde olumsuzluklar yarat-maktadır.

Taşkın zararı, taşkın suyunun kazandığı kine k enerji nedeniyle yap ğı fi ziksel tahribat ile suyun ve taşıdığı rü-suba n yerleşim alanları, tarım alanları, yol, fabrika ve benzeri yerlerde neden olduğu can ve mal kayıplarını tanımlar. Taşkın zararları, yalnız doğa şartlarına bağlanmamalıdır. Akarsu vadilerinde büyüyen yerleşimler, açılan yeni yollar ve kurulan yeni tesisler ile arazi yapısı değişmekte, modern tarım yöntemleri ile topraklar daha yoğun şekilde kullanılmakta, orman ve meralar sorumsuzca yok edilmektedir. Bütün bu uygulamalar sonucu suların normal akışı etkilenmekte ve değişmektedir. Bu durum taşkınların gi kçe daha büyük ve sık görülmesine, can ve mal kayıplarının zamanla daha da ağırlaşmasına, ha a daha önce taşkından koruma gerekli olmayan yörelerde bile önlem alınması zorunlu hale gelmektedir (Salman, 2010).

Belirli bir taşkının oluşturduğu zarar, tüm bölge ekonomisine vereceği zararlar dikkate alınarak belirlenir. Bir taş-kının oluşturduğu toplam zarar taşkın bölgesinin büyüklüğü, ana akarsu yatağından taşan akışın miktarı, arazinin su al nda kalma yüksekliği ve süresi, ortalama akış hızı ve taşkın bölgesinin ekonomik değeri gibi büyüklüklere bağlıdır. Taşkın sonucu üre min durması, verim düşüşü, ulaşımın engellenmesi, ta l bölgelerine turist gelişinin azalması, salgın hastalıkların baş göstermesi gibi para ile ifade edilmesi çok güç veya imkansız olan zararları tah-min etmek veya herhangi bir yan etkisi ile sınıfl andırmak gerekmektedir (Dağdelen, 2005).

Bir selin sebep olabileceği doğrudan veya dolaylı zararlar aşağıdaki gibi sınıfl andırılabilir.

Sellerin Do rudan ve Dolayl Zararlar

Fiziksel

Tar msal

Ekili Arazideki

K rsal Alandaki

Kentsel

Yerle im Alanlar ndaki

Meskenlerdeki

Altyap Tasislerindeki

Üretim Tesislerindeki

Baraj vb. Su Yap lar nda

Yol vb. Ula t rma Yap lar nda

Ekonomik

Arazi ve Mülklerde Olu an Kay plar n

Maliyeti

Tar msal Üretimdeki Zararlar n Maliyeti

Bozulan Kentsel Altyap n n Düz. Maliyeti

Üretim ve Al m Gücünde Azalma

Ekonomik Büyüme ve Geli imdeki Kay p

Önleme Çal malar Maliyeti

Sosyal

Can Kayb ve Yaralanmalar

Salg n Hastal klar

Psikolojik Etkiler

sizlik ve Sosyal Etkilerle Göçün

Artmas

Şekil 1 - Sellerin sebep olabileceği doğrudan veya dolaylı zararlar

Page 24: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon660

3. SELLERE SEBEP OLAN MUHTEMEL TEHLİKELER

Sel oluşumunda, iklim, jeolojik yapı ve toprak özellikleri, bitki örtüsü, hidroloji ve insan tesirlerinin etkili olan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde birçok şehrimiz ve orada yaşayan toplum önemli ölçüde, başta deprem ve sel olmak üzere çeşitli tehlikelerin oluşturduğu büyük risklerin tehdidi al nda bulunmakta. Ar k şehirlerimizde doğal, teknolojik ya da insan kaynaklı tehlikeler sonucunda ortaya çıkabilecek kayıp ve zararların, can, mal-mülk ve çevre açısından çok büyük boyutlarda olabileceği bilinmektedir (Kadıoğlu, 2011).

Sellerin sebeplerini aşağıdaki şekilde sınıfl andırabiliriz. (Cappola, 2007).

• Ani seller çoğunlukla yağış yutma kabiliye ni büyük oranda azaltan hızlı ve plansız şehirleşmeler sonucu-dur. Yüzeysel akışın gideceği yer olmadığında yağışın düştüğü yerde hızlıca yığılmalar meydana gelir. Drenaj sistemleri ile bu probleme de çözüm aranmakta ancak fazla miktarda gelen sular gelişmiş ülkelerde bile kapasite aşımlarına sebep olabilmektedir.

• Ormansızlaşma bir diğer taşkına sebep olan etmendir. Bitki örtüsü olan bir zeminin su tutma kapasitesi ormansızlaşmış yerlere göre daha fazla olmakta ve sel riskini azaltmakadır.

• İkincil bir etki de taşkın sonrasında meydana gelen kıyı ve zemin erozyonudur. Erozyon gelecek su basması olaylarını ar rmakta ve böylelikle tekrar sellerin oluşması ile daha fazla erozyonu sonuç veren bir döngüye sebep olmaktadır.

Sellerin oluşumuna sebep olabilecek doğal ve insan kaynaklı bazı etkenler aşağıda gösterilmektedir.

4. SELLERDE RİSK YÖNETİMİ

Belirli bir alandaki tehlike olasılığına göre kaybedilecek değerlerin ölçüsünü gösteren risk, olabilirlik ve sonuç kavramlarıyla ifade edilerek belirlenmektedir. Risk yöne mi ise ülke, bölge, kent ölçeğinde ve yerel ölçekte risk türleri ve düzeylerini tespit etme, azaltma ve paylaşma çalışmaları ile bu alandaki planlama esaslarını ifade et-mekte ve bütün paydaşların ka lımıyla yapılması gereken bir süreç r.

Afet olmadan önceki kısmı içeren gibi görünen risk yöne mi afet sonrasında da kendisini gösteren bir olgudur.

Şekil 2 - Sellerin oluşumuna etki edebilecek bazı olaylar

Tehlike

Do al

Kütle Hareketi

Toprak Kaymas

Kaya Dü mesi

Ç

Hidrolojik

Seller

Kurakl k

Çölle me

Meteorolojik

iddetli ve Sürekli Ya an Ya mur

Kar Erimesi

Kas rgalar

Masonlar

Tornadolar

klim De i ikli i

Di er Do al Tehlikeler

nsan Kaynakl

Düzensiz ve Kontrolsüz Kentle me

Akarsu Kesitlerinin Daralt lmas

K y eritlerinin Korunmamas

Erozyon

Terrorizm (Baraj y k lmas vb.)

Nükleer ve Radyoaktiflik

Page 25: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 661

Azaltma ve hazırlık evrelerinde etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Sel olayları dikkate alındığında risk yöne mi aşağıdaki analiz ve dönemleri içine alabilecek şekilde düşünülebilir. (Kadıoğlu, 2008)

• Sel tehlike analizi• Sel risk analizi• Sel afetlerini önleme• Sel afe nden sakınma• Sel zararlarını azaltma• Sel riskini transfer etme• Sel afe ne hazırlık (planlama, tatbikat, eği m)• Sel tahmin ve erken uyarı

Risk = Olabilirlik × Sonuç (1)

Risk olarak sınıfl andırılan ve derecesini gösteren yukarıdaki eşitlik ele alındığında, olasılık veya frekans olarak ele alınan olabilirlik ile insanlar veya mal varlıkları üzerindeki tehlikenin etkisinin ölçüsünü ifade eden sonuç terimlerinden etkilendiği görülmektedir. Bir tehlikenin olasılığının veya potansiyel sonuçlarının azal lması ile risk etkili bir şekilde düşürülebilir. Aynı şekilde bir tehlikenin sonuçlarını veya olasılığını ar racak bir etki de riski ar racak r (Cappola, 2007). Bu şekilde etkin bir risk değerlendirilmesi yapılabilmesi için tüm paydaşlarla birlikte tehlikeler irdelenmelidir. Bu amaçla değerlendirmeden önce, çalışma alanına ait aşağıdaki bilgilerin bilinmesi ve derlenmesi gerekmektedir.

Coğrafya: Topoğrafyayı, dağları, mevcut suları, kanyonları, kıyı zonlarını, fay hatlarını vb. özellikleri içerir.

Mülkiyet: Arazi kullanımlarını, yapılaşma biçimlerini, gerekli işletmeleri, tehlikeli maddeleri vb. içerir.

Altyapı: Yollar, demiryolları, havaalanları, boru hatlarını, köprüleri, ile şim araçlarını, kütle taşıma sistemlerini vb. içerir.

Demografi k: Nüfus miktarlarını, yoğunluğunu, gelir seviyelerini, özel nüfus verilerini (yaşlı, çocuk, tutuklular vb.) vb. içerir.

Müdahele Kuruluşları: Yangın, polis, acil yöne mi, askeriye, sağlık hizmetleri vb. yerler ve müdahele sistemlerini içerir.

Yukarıdaki verilerle belirlenen haritalar elde edildikten sonra risk beyanı hazırlanmaya geçilebilir. Bu aşama zo-runlu olmamasına rağmen yapılması ile aşağıdaki genel bilgileri barındırarak kolay bir bakış açısı verebilmektedir (Cappola, 2007).

• Tehlikenin Adı• Tehlikenin Genel Tanımı• Tehlikenin Görülme Frekansı• Tehlike Olayın, Acil Durumun veya Afe n Sürekliliği• Tehlikenin Mevsimsel veya diğer zaman birimlerindeki modeli• Tehlike olayı vuku bulurkenki hızı• Tehlike için uyarı sistemlerinin varlığı

Daha önce de bahsedildiği gibi olabilirlik ve sonuçtan etkilenen riskin tamamen ortadan kaldırılması genellikle mümkün değildir. Risklere karşı alınan önlemler ile savunmasızlık durumu azal lmış olmaktadır. (1) numaralı denklemin her tehlike için belirlenerek risk analizinin yapılması gerekmektedir. Buna örnek bir derecelendirme aşağıda görülmektedir.

4.1. Olabilirlik

Frekans veya olasılık olarak ifade edilebilen olabilirlik, olasılık olarak, ele alınan olaya göre belirlenerek aşağıdaki gibi sınıfl andırılabilmektedir (Cappola, 2007).

Page 26: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon662

Tablo 1 - Olabilirlik ölçüsünün derecelendirilmesi

Bir yılda görülme olasılığıKesin >%99Büyük İh mal %50-99Muhtemel %5-49Küçük İh mal %2-5Nadir %1-2Oldukça Nadir <%1

4.2. Sonuç

Bu ifade riskin insanlar, binalar ve çevre üzerindeki etkilerini göstermektedir. Genellikle bir afe n sonuçları be-lirlenirken üç faktör incelenir.

1. Ölüm (İnsan)2. Yaralanmalar (İnsan)3. Zararlar (Maliyet, Para birimleri ile rapor edilir)

Bu üç faktör, parasal miktarlara dönüştürerek ifade edilmeye çalışılmış, fakat ilk iki faktör parasal olarak ifade edilemiyeceğinden bu şekildeki bir ayrım daha uygun olmaktadır.

Sonuçlar ayrıca, direk ve dolaylı kayıplar ile maddi ve maddi olmayan kayıplar olarak da sınıfl andırılabilir. Sonuç-ların gösterimi nicel veya nitel olabilir. Nitel şekilde verilen sonuçlar, sayısal değerlerle (şu kadar insan öldü, şu kadar insan yaralı bunların şu kadarı ciddi ve şu kadar miktar maddi kayıp) ifade edilirken, nicel olarak aşağıdaki şekilde sınıfl andırılabilir (Cappola, 2007).

Tablo 2 - Sonuç öğesinin derecelendirilmesi

AçıklamaÖnemsiz Ölü ve yaralı olmayanKüçük Az sayıda yaralı fakar ölü yok, ilk yardım tedavisi gerekliOrta Derece Tıbbi tedavi gerekli, hastanelerde bazı tedavilere ih yaç duyulur fakat ölü yokBüyük Çok sayıda yaralanma, etkili şekilde hastanelerde tedavi ih yacı ve ölümlerYıkıcı (Felaket) Çok fazla ölü ve ileri derecede yaralılar ile ciddi tedavi gereksinimi

Bu sınıfl andırmalara ek olarak bazı diğer ayrımlar da yapılarak analiz derinleş rilebilir.

5. ETKİN RİSK YÖNETİMİ İLE GELİŞİM

Gelişen afet yöne mi anlayışı ile, afet tehlikeleri karşısındaki öncelik, afet sonrasındaki etkinlikler yerine afet öncesi etkinliklerine, yani “risk yöne mi” ile afet etkilerinin azaltma ve hazırlık çalışmalarına verilmekte ve doğal afetlere karşı özellikle sakınım konusu sürdürülebilir kalkınmanın bir önkoşulu olarak gösterilmektedir (Cappola, 2007).

Şekil 3 - Afet yöne minin gelişime etkisi (Cappola, 2007)

Page 27: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 663

Sürdürülebilir kalkınma, gelişimin afetlerden etkilenmesini (Şekil 3) önleme, azaltma ve hazırlık çalışmalarını gerek rmektedir. Yukarıda bahsedilen risk yöne mi ile oluşturulan risk haritaları yardımıyla öncelikli alınması gereken tedbirler etkinlikle uygulanabilir.

6. HAVZALARDA ALINABİLECEK SEL KONTROLÜ ÖNLEMLERİ

Alınabilecek önlemler, amaçlarına ve uygulama biçimlerine göre ele alınabilir. Amaçlarına göre alınabilecek ön-lemleri, su konrolünü sağlayıcı önlemler, arazi kullanımını düzenleyici önlemler ve sosyal yapıya ilişkin önlemler olmak üzere üç kısımda ele alabiliriz. Uygulama biçimlerine göre önlemleri ise, yapısal ve yapısal olmayan ön-lemler olmak üzere iki kısımda ele alabiliriz (Çe n ve Tezer, 2013).

6.1. Amaçlarına Göre

Su Kontrolü Sağlayıcı Önlemler

Taşkın bekletme havuzları, ıslah sekisi vb. kanal boyunca eğim azal cı yapılar, kanal düzenlemeleri, taşkın duvar-ları ve seddeler, taşkına dayanıklı yapılaşma, yağmur suyu uzaklaş rma sistemleri

Arazi Kullanımı Düzenleyici Önlemler

Sel ve taşkın zararlarını önleyici planlama kararları ve yapılaşma koşullarının belirlenmesi, arazi iyileş rilmesi ile doğal çevrenin niteliği ve kalitesinin ar rılması, etkin arazi kullanım kararları ile sel riski olan alanlarda yeşil alan vb uygun işlevlerin ar rılması

Sosyal Yapıya İlişkin Önlemler

Bilgilendirme ve eği m faaliyetleri, uyarı ve acil durum sistemlerinin etkin kullanımı, etkin sigorta sistemlerinin kullanımı/sel sigortası

6.2. Uygulama Biçimlerine Göre

Uygulama biçimlerine göre ayıracak olursak aşağıdaki şekilde sınıfl andırılabilir.

Yapısal Önlemler

Yamaç, oyuntu ve mecra ıslahına yönelik yapısal faaliyetlerdir.

Tablo 3 - Mekanik önlemler amacıyla yapısal faaliyetler

Yamaç Islahı Tesisleri Oyuntu Islahı Tesisleri Mecra Islahı Tesisleri

• Çevirme hendekleri (sap rma kanalları)

• Teraslar

• Çizgi ot ekimi

• Örme çit

• Kafes tel ve Geosente k çit

• Taş kordon

• Çevirme hendekleri (sap rma kanalları)

• Tahliye kanalları (su yolları)

• Sınai tesisler (enine yapılar)

• Britler

• Taban Kuşakları

• Islah Sekileri

• Tersip Bentleri (Birik rme Barajları)

• Geçirgen ve Süzücü Yapılar

Yapısal Olmayan Önlemler

İdari, kültürel ve diğer önlemler olarak üç kısıma ayrılabilir.

İdari Önlemler: Tabii dengenin bozulmasına yol açan müdahalelerinin durdurulmasına yönelik tedbirlerdir. Selle-rin asıl sebebi, toprak-su ve bitki arasındaki tabii dengenin bozulmasına yol açan yanlış insan müdahaleleri oldu-ğundan, uygulamaya konacak projelerin halk tara ndan benimsenmesi ve desteklenmesine yönelik çalışmalar, bu tür tedbirleri hedefl emektedir.

Page 28: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon664

Kültürel Tedbirler: Bitki örtüsü tesis etmek veya mevcut bitki örtüsünü geliş rmek yoluyla selleri azaltmayı he-defl eyen yapılardır. Havzada yapılan ağaçlandırma, örtü geliş rme, otlandırma, mera ıslahı çalışmaları, taban oyulmasının olmadığı, fazla sediment taşımayan dere yataklarının, yöreye uygun bitki türleriyle ağaçlandırılma-sını gaye edinen çalışmalardır.

Diğer Tedbirler:

a. Yol Planlamasında ve İnşaasında Alınması Gereken Tedbirler: Orman alanlarında tesis edilecek orman yolu, köy yolu, karayolu, yayla yolu, baraj-HES yolu, maden yolu vb. yol yapımlarında yolların dar vadilerden geçiril-memesine özen gösterilmeli, şayet mecbur kalınırsa, hesaplanacak azami su seviyesinin asgari 1 m. üzerinden ve tamamen kazı tara ndan geçirilmelidir. Sanat yapıları ve köprüler maksimum yağış hesabı kullanılarak planlanmalıdır. Bunların menba ve mansap kısmına suyu toplayıp yönlendirecek kanat duvarlarının yapılması şar r. Yan dere ve kuru derelerde sürüntü materyali ile büz ve menfezlerin kanmasını önlemek için içleri zaman zaman temizlenmeli ya da menfez yerine beton kasisler yapılmalıdır. Dere yataklarındaki kurplarda suyun akışını yönlendirecek gerekli mahmuzların yapılması gerekir.

b. Baraj, HES, Maden Ocakları, ENH ve Diğer Tesislerde Alınacak Tedbirler: Toprak-bitki-su arasında insan eliyle bozulan denge sağlanmalı, kazı ve dolgu hususi tahrip edilen araziler bitkilendirilmelidir. Akan yamaçlarda baraj ve HES projeleri için yapılan kazılarda, drenaj işlemleri, fi ziksel yamaç ıslah tedbirleri ve bitkilendirme yapılmalıdır. Barajlara ve HES’lere ait su kanallarının ve bağlan yollarının geçeceği güzergahın arazi yapısı dikkate alınarak proje aşamasında; Yol ve kanal çalışmasından çıkan toprakların depolanacağı alanlar, yaşan-ması muhtemel olumsuzluklar dikkate alınarak en a l alanlar seçilmeli ve güzergah dışına taşınacak şekilde planlanmalıdır. Kanal ve yol yapımı sırasında çıkan fazla malzemenin dere yataklarına akması önlenmeli, dere-lerin bu malzemeler ile dolmasına veya daralmasına rsat verilmemelidir. Kanal ve yol yapım sırasında yamaç boyunca oluşan dolgu materyalinin stabilizayonu için gerekli yerlerde, yeterli miktarda topuk güçlendirme maksatlı is nat duvarları yapılmalıdır. Maden ocakları, rehabilite projeleri mutlaka uygulanmalıdır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012).

7. GÜMÜŞHANE MERKEZ TAŞKIN KORUMA PLANLAMALARI

Gümüşhane Merkez Şehiriçi Dereleri Taşkın Koruma Projesi İs kşaf Raporu ile 2010 yılında DSİ kontrolünde çalışmalar yapılmış, raporun incelenmesi ile aşağıdaki tespitler elde edilmiş r. Gümüşhane Merkez’deki taşkın koruma yapıları olarak britler, tersip bentleri ve kanal düzenleme çalışmaları sayılabilir. Gümüşhane Merkez’de Harşit Çayı’na sağ ve sol sahillerden bağlanan farklı dereler ele alınarak 8 farklı alt havza oluşturulmuştur. Harşit Çayı ve bu alt havzaları ile oluşan alanda, Gümüşhane Merkez’ini taşkına karşı önlemek amacıyla DSİ tara ndan inşa edilen 10 adet tersip ben bulunmaktadır. Tablo 2’de görülen düzenleme şekillerinden taşkın koruma du-varları, özellikle yerleşim yerlerinden geçen akarsularda kullanılan bir taşkın önleme yapısıdır. Gümüşhane Mer-kezin memba tara ndaki arazi DSİ tara ndan incelenmiş ve %36’sının orman, %53’ünün çayır-mera, %11’inin de tarım ve yerleşim yeri vb. gibi açık alanlardan oluştuğu belirlenmiş r. DSİ tara ndan Gümüşhane Merkezinin taşkın koruma planlaması yapılırken, bahsi geçen tersip bentleri ile yan derelerin zararlı etkilerini azaltmayı veya mümkünse önlemeyi amaçlamış r. Bunlara ek olarak ana dere olan Harşit Çayında, yerleşim yeri mansabında brit ve kanal kesitlerinde düzenleme projelerinin yapımına karar verilmiş r. Brit için uygun bir belirlenmeye çalışılırken kanal düzenlemeleri devam etmektedir. DSİ tara ndan yapılan taşkın modelleme ve haritalaması sonucunda Gümüşhane İl Merkezi yerleşim yerinde 50 yıl yinelemeli taşkınlarda 949,60 da, 100 yıl yinelemeli taşkınlarda 980,70 da, 500 yıl yinelemeli taşkınlarda 1.045,0 da alan Harşit çayı ve yan dereler taşkınlarından etkilenmektedir. Gümüşhane Üniversitesi Kampüsü, İl Emniyet Müdürlüğü, Karayolları Şube Şefl iği, Otogar, Kü-çük Sanayi Sitesi vb. Kamu Kurum ve Tesisleri de taşkın alanları içinde yer almaktadır. Gümüşhane İl Merkezinde bu boyu a yaşanacak bir taşkın genel haya etkileyen büyük can ve mal kayıplarına neden olan afet niteliğinde olabileceği belirlenmiş r. Ana dere olan Harşit Çayında 10500 m güzergah uzunluğuna sahip bir alanda kanal düzenlemesi planlanmış r.

Harşit Çayı mansap çıkışında DSİ Sente k Yönteme göre hesaplanan taşkın debileri Q50=294,0 m³/sn , Q100=336,0 m³/sn , Q500=429,0 m³/sn’dir.

Bu proje kapsamında DSİ tara ndan yapılan hidrolik modelleme çalışmasında proje alanına ait 1/1000 ölçekli eş yüksel eğrili harita ve harita bilgileriyle arazi etütlerinde elde edilen bilgiler veri kaynaklarını oluşturmaktadır.

Page 29: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 665

Elde edilen bilgi ve doneler ArcGIS, Hec-geoRAS ve HecRAS yazılımları kullanılmak sure yle, DSİ tara ndan de-ğerlendirilmiş r.

Harşit Çayı yatağının proje alanı içindeki doğal yatak genişliği 10-20 m, eğimi %0,5-%1 arasındadır. Yatakta doğal perelenme oluşmuştur. Yatak tabanı stabildir.Yatakta büyük oranda rüsubat birikmesi gözlenmemektedir. Yan kollarda büyük miktarda rüsubat birikmeleri gözlenmemiş r.

Taşkın korumaya yönelik yapısal ve kültürel önlem seçenekleri DSİ tara ndan;

1. Toprağın su tutma kapasitesini ar rarak yüzeysel akımları, sürüntü malzeme oluşumu ve bunlara bağlı olarak taşkın pik değerlerini azaltmak,

2. Sel kapanı, gölet vs. gibi depolama yapıları ile taşkın hacimlerini depolamak ve taşkın pik değerlerini azaltmak,

3. Dere yatağı kenarlarını Sedde, duvar vs. gibi yapılarla yükselterek yatak kapasitesini ar rmak,

4. Yatak kapasitesinin yeterli olduğu, ancak yargınların olduğu kıyılarda yatak kıyılarını tahkim ederek yargınlara bağlı taşkınların oluşmasını önlemek,

5. Dere yatak genişliği ve mansap koşullarının yetersiz olduğu, yeterli genişliği sağlamanın ekonomik olmadığı durumlarda dere yatağının başka bir havza vs. ye derive edilmesi,

6. Dere yataklarını derinleş rip kenarlarını tahkim ederek yatak kapasitesinin taşkın piklerini geçirebilecek şe-kilde ar rılması

olarak sıralanmış r. DSİ, proje alanlarında taşkın problemleri oluşturan Harşit Çayı ve yan derelerin yataklarının Gümüşhane İl Merkezi içinde dar ve yamaçları dik bir vadiden geç ğini;

yerleşim yeri içinde derelerin yatak kapasitelerinin yetersiz olduğunu; dere yukarı havzalarından problem oluş-turacak boyu a iri rüsup taşınmamakta olduğunu ve proje alanları içinde dere yataklarında taban oyulması olmadığı kararlarına varmış r. Bu belirlemeler göz önüne alınarak çözüm seçeneklerini karşılaş ran DSİ;

1. Ormanlar su tutma kapasitesini ar rarak yüzeysel akımları ve taşkın piklerini azaltmakla birlikte ormanların bu işlevi bölgesel yüksek yağış şiddetleri karşısında sınırlı kalabilmekte olduğuna karar vermiş r. Gerek proje alanlarının içinde yer alan yan derelerin gerekse Gümüşhane İl Merkezine gelen diğer yan derelerin yukarı havzalarında Orman Teşkila nca ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalışmaları yapıldığı tespit edilmiş r. Sosyal ve ekonomik nedenlerle yamaç ıslahı ve ağaçlandırma ıslah seçeneği olarak görülmemiş r. Harşit Çayı yukarı havzasından taşınacak rüsuba n önerilen taşkın tesisleri içinde problem oluşturmayacağı düşünülmüştür. Bu nedenle Harşit Çayı yukarı havzasında yukarı havza ıslahı seçeneği uygun seçenek olarak görülmemiş r.

2. Gümüşhane İl Merkezindeki önemli taşkın probleminin Harşit Çayından kaynaklandığı düşünülmüştür. Harşit

Şekil 4 - Gümüşhane Merkez Şehir uydu görüntüsü ve bazı yan derelerin görünümü (DSİ)

Page 30: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon666

Çayı taşkın hacimlerinin yüksekliği bu havzada taşkın piklerinin depolanmasına yönelik rantabl tesis yapılma-sına izin vermemektedir.

3. Topografi k yapı ve proje alanının yerleşim yeri içinde kalması nedeniyle proje alanlarında derivasyon imkanı yoktur.

4. Proje alanı içinde taşkın zararlarının önlenebilmesi için proje alanlarında Harşit Çayı ve yan derelerin yatak-larının ve bu dere yatakları üzerindeki sanat yapılarının taşkın piklerini karşılayabilecek kapasiteye ulaş rılma-sını, kıyı ve taban oyulmasına karşı yatak kenarlarının ve tabanının tahkimini uygun çözüm olarak seçmiş r.

8. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Türkiye’de DSİ başta olmak üzere Orman ve Su İşleri Bakanlığı tara ndan havza risklerinin azal lması için gerekli planlamalar düzen ve zlilikle yapılmaktadır. Bu sistemin gerekli hassasiyetle sürdürülebilir olması amacıyla görevli personelin belli aralıklarla eği mine önem verilmelidir. Son yıllarda önemle geliş rilmesi gereken diğer önemli kısım ise halkın bilinç düzeyinin ar rılması ve yerel yöne mlerle işbirliği içinde bir program dahilinde eği m faaliyetlerinin yapılmasıdır.

Taşkın zararlarının en aza indirilebilmesi planlanan faaliyetlerin düzenli bir şekilde uygulanması ve kontrolünün yapılması ile uygun olmaktadır. Özellikle fazla eğimli havza bölgelerinin ağaçlandırılması ve gerekli ise teraslama işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Şev bozulmalarına sebep olabilecek faaliyetler sonrasında tekrar güvenli şevlerin oluşturulmasına özen gösterilmelidir.

Çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporlarının daha doğru ve hassas yapılmasına gerekli özen gösterilmeli, yap- rımlar ar rılarak uzmanların süreçte görev alması sağlanmalıdır. Böylece seller sonrasında toprak kayması gibi

zararlı etkilerin önlenmesi de sürdürülebilir bir şekilde sağlanmış olacak r.

Yerel yöne mlerde sel vb. gibi afet konularında uzman idari birimlerin oluşturulması, bilinçli personellerle işler hale ge rilmesi, risk planlamaları doğrultusunda karar vermesi ve gerekli kurumlarla ile şime geçerek etkin bir yöne m gerekmektedir. Böylece direk yarar olarak, taşkın koruma yapılarının bozulmaması ve işlevselliğinin devam etmesi için gerekli önlemlerin etkin bir şekilde yöne mi uygulanmış; dolaylı olarak ise halkın sellere karşı bilinçli kalmasını sağlayacak r. Belirlenen önlemlere uyulmaması durumları için yap rımlar da belirlenmelidir.

Havza planlayıcılar, yerel yöne mleri veya diğer paydaşları düşünmeden karar vermemelidir. Etkin ve her uzman paydaşın fi kirleri toplanmalı ve sonuçta planlamaya karar verilmelidir. Risk analizleri sonucunda en fazla riskli olan tehlikeden başlanarak etkisinin veya sonuçlarının azal labilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu risk değerlendirmelerinde taşkınların ikincil tehlikelerinden olan heyelan riski olabilecek vadilerdeki toprak birikme-lerinin gerekli olan stabilizasyonları da ele alınmalıdır.

Gümüşhane Merkez yerleşimini etkileyen akarsulardaki birikimlerin sebepleri araş rılarak sürdürülebilir çözüm-ler üre lmelidir. İnşaası yapılan taşkın koruma tesislerinin bozulmasına izin verilmemeli ve etkinliğini kaybetmiş kısımların hızlıca restorasyonu yapılmalıdır.

9. KAYNAKLAR

5902 Sayılı Afet ve Acil Durum Yöne mi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2009, T.C. Resmi Gazete, 27261, 29.05.2009.

Cappola, D., P., 2007. Introduc on to Interna onal Disaster Management, Elsevier, USA.

Çe n, N., Ü., Tezer, A., 2013. ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye’de sel risk yöne minin karşılaş rılması, 3.Ulusal Taş-kın Sempozyumu, İstanbul.

Dağdelen, Ş., 2005.Taşkın ve Taşkın Kontrolü Seminer Notları, DSİ 9. Bölge Müd., Elazığ.

Kadıoğlu, M., 2008. Sel Risk Yöne mi, 5. Dünya Su Forumu İSTANBUL 2009 Taşkın Konferansı Bildiri Kitabı, EDİR-NE, 19-20 Haziran, s 71-97.

DSİ, 2010. Gümüşhane Merkez Şehiriçi Dereleri (2.Kısım) Taşkın Koruma Projesi İs kşaf Raporu, Kod num. 270108.

Page 31: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 667

Kadıoğlu, M., 2011. Afet Yöne mi Beklenilmeyeni Beklemek En Kötüsünü Yönetmek, T.C. Marmara Belediyeler Birliği, İstanbul.

Salman, C., 2010. Munzur Projesi Kapsamında Yapılacak Barajların Bölgedeki Taşkın Koruma Yapılarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Ens tüsü, Elazığ.

Sepetçioğlu, M., Y., 2013. Şanlıurfa İli Taşkın Sorunları ve Çözüm Önerileri, e-Journal of New World Sciences Academy, ISSN:1306-3111.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2012. 2013-2017 Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı, Ankara.

Zeybek, İ., 2009. 2-3 Mart 2005 Turhal Sel Afet ve Sonuçları, Doğu Coğrafya Dergisi, Vol.14, No.21.

Page 32: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere
Page 33: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 669

Akarsu Taşkınlarının Kentsel Altyapı Dona larına Etkisinin Konumsal Modellenmesi

Meltem Araz, Yrd. Doç. Dr. Ebru Çolak, Tuğba Memişoğlu, Y. Selçuk ErbaşKTÜ. Mühendislik Fakültesi, Harita Müh. Bölümü,

[email protected]; [email protected]; [email protected]; [email protected]

Özet

Akarsu taşkınları ülkemizde sıklıkla görülen doğal afetlerden biridir. Türkiye’de doğal afetler arasında oluştur-duğu zarar açısından depremlerden sonra gelen su taşkınları, hem can kayıpları hem de ekonomik kayıplara neden olması açısından önem oluşturmaktadır. Taşkınların önceden modellenebilir olması ve etki alanlarının tanımlanması yoluyla taşkın zararlarının önüne geçilmesi planlanmaktadır. Bu kapsamda akarsular için taşkın tehlike modellerinin ve haritalandırma çalışmalarının gerçekleş rilme ih yacı bulunmaktadır. Bu bildiride akar-su taşkınlarının modellenmesi yoluyla olası taşkınların etki alanı içerisinde kentsel altyapı dona larına olacak zararın tahmin edilmesi amaçlanmaktadır. Pilot bölge olarak seçilen Giresun il sınırları içinde kalan Gelevera De-resinde öncelikle taşkına etki eden faktörler belirlenmiş, bu faktörlere ait konumsal veriler toplanarak bir coğrafi veritabanında bütünleş rilmiş r. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojisi aracılığıyla Gelevera Deresi boyunca olabilecek bir taşkının etki alanının konumsal olarak modellenmesi gerçekleş rilerek, olası bir taşkın durumunda kentsel altyapı dona larının nasıl etkileneceği hususunda konumsal analizler gerçekleş rilmiş, tahmini zarar tespit edilmeye çalışılmış r.

Anahtar Kelimeler: Akarsu, Taşkın, Taşkın Modelleme, CBS, Gelevera Deresi.

Abstract:

River fl ooding is one of the natural disaster frequently seen in our country. In Turkey, water fl ooding between natural disasters in terms of damage a er the earthquake is very important in terms of both loss of lives and causing economic losses. It is planned to prevent fl ood damage with can be modeled previously and iden fi -ca on of impact area. In this context, there is need designing of fl ood hazard model and performing mapping studies for streams. In this paper, it is aimed to predict possible damage by modeling of river fl ooding to urban infrastructure reinforcement that is located in possible fl ooding area. Gelevera stream is selected as a pilot area in the province of Giresun, Turkey. It is primarily determined factors aff ec ng the fl ood and spa al data these factors are collected in a geographic database. Spa al modeling of a fl ood of eff ect area was carried out along Gelevera Stream with Geographic Informa on Systems (GIS) technology. Besides, performing spa al analysis on how to aff ected urban infrastructure reinforcement in case a possible fl ood and fi nally it has tried to determine the es mated loss.

Keywords: Flood, River Flooding, Flood Modelling, GIS, Gelevera Stream.

1. Giriş

Doğal afet olarak taşkın, “bir akarsuyun muhtelif nedenlerle yatağından taşarak, çevresindeki arazilere, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve canlılara zarar vermek sure yle, etki bölgesinde normal sosyo-ekonomik faaliye

Page 34: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon670

kesin ye uğratacak ölçüde bir akış büyüklüğü oluşturması olayı” şeklinde ifade edilmektedir. (Uşkay ve Aksu, 2002).

Akarsu taşkınları günümüzde özellikle kış aylarında yağış miktarının son derece artması, bahar aylarında ise kar erimelerinin yoğun bir şekilde meydana gelmesiyle oluşan ve çoğu akarsu vadilerinde sıklıkla karşılaşılan doğal afetlerden birisidir. Taşkın sebeplerine bakıldığında yalnızca doğa olaylarından kaynaklı akarsu taşkınlarının ol-madığı bunun yanında insan kaynaklı faktörlerin de yoğun bir şekilde taşkına sebebiyet verdiği görülmektedir. Özellikle vadiler etra nda kentleşmenin giderek artması, yoğun bir tarım arazisi kullanımın olması, yeni sanayi tesislerinin kurulması, dere yataklarına dere yatağını daraltma, üzerine çöp ve moloz özellikle de hafriyat dökül-mesi gibi yapılan müdahalelerin yanı sıra geçişleri sağlamak için yapılan kanallar ve menfez üzerlerine yapılan yapılar akarsu taşkınlarını te kleyen olası sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır (Özcan vd., 2009).

Günümüzde taşkın felaketlerinin sonucuna bakıldığında geride çok büyük maddi ve manevi kayıplara sebep ol-duğu görülmektedir. Maddi kayıpların bir kısmı telafi edilebilir olsa da manevi kayıpların telafi si mümkün olma-maktadır. Bu sebeple taşkın sorununu en aza indirgemeye çalışmak ve meydana gelebilecek zararların önceden tahmin edilmesi ile önlem almak gerekmektedir. Özellikle de kentler oluşturulurken, kentsel altyapının planlan-ması, ulaş rma, su temini, çevre korunması ve benzeri diğer yapılarda gerekli tedbirler göz önüne alınmalı ve uygulanmalıdır (Ecer ve Yenigün, 2007). Bu noktada Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) akarsu taşkınlarının modellene-bilmesi ve etkilenen kentsel yapıların değerlendirilmesi hususunda etkili bir araç olarak kullanılmaktadır. Taşkın alanlarının önceden tahmin edilmesi konusunda CBS kullanılarak yapılan birçok çalışma günümüzde mevcu ur (Özalp, 2009; Özcan, 2009; Uçar, 2010; Nas ve Nas, 2015; Turan, vd.,2015; Knebl et all,2005; Kulkarni et all, 2014; Baky et all,2012).

Bu çalışmada çalışma alanı olarak belirlenen Giresun Espiye ilçesi Karadona Vadisi Gelivera deresinin 2km.’lik bir kısmında meydana gelebilecek taşkın alanların tespi nde, Coğrafi Bilgi Sistemleri teknolojisi ve buna ek yazılım-lar kullanılarak taşkın modelleme çalışmaları yapılmış r. Ayrıca bu çalışmanın nihai hedefi , olası taşkın durumun-da akarsuyun etki alanı içerisinde risk al nda bulunan kentsel altyapı dona larını belirlemek ve olacak zararın tahmin edilmedir. Böylece alınması gereken önlemler için fi zibilite çalışması yapılmış olup, gelecek çalışmalara etkin bir altyapı oluşturulmuştur.

2. Yöntem

2.1. Çalışma Alanı

Çalışma alanı olarak Giresun İl sınırları içinde kalan Espiye ilçesine bağlı Gelevera Deresi (Özlüce deresi) seçil-miş r. Gelevera Deresi, Doğu Karadeniz Bölgesinde, Balaban dağlarından doğup, Espiye ilçesinin doğusundan Karadenize dökülen bir akarsudur. Akarsuyun toplam uzunluğu 80 km’dir. Uygulamada için belirlenen çalışma alanı Şekil 1’de gösterilmiş r. Bu çalışma Giresun Espiye ilçesi Karadona Vadisi Gelivera deresinin 2 km.’lik kıs-mını kapsamaktadır.

2.2. Veri Toplama ve Coğrafi Veritabanı Oluşturma

Uygulama alanı için belirlenen coğrafi veri katmanları akarsu, topoğrafya, konut yapıları, köprü ve yol katman-larıdır. Kullanılan veri katmanlarından bina, yol ve köprü verileri Giresun iline ait ortofoto görüntüsü üzerinden sayısallaş rma yapılarak elde edilmiş r (Şekil 2). Tüm veriler ArcGIS 10.1 programında 30 GRS_1980_Transver-se_Mercator projeksiyonuna dönüştürülerek bir veritabanında toplanmış r. Coğrafi veritabanında bütünleş -rilen tüm konumsal veriler analize hazır hale ge rilmiş r. Ayrıca eşyüksel eğrilerini içeren yükseklik katmanı kullanılarak sayısal yükseklik modeli elde edilmiş r. Sayısal yükseklik modeli kullanılarak yapılan analizler ile eğim, su toplama, akış yönü gibi konumsal bilgiler elde edilmiş r. Diğer veri katmanları olan dere yatağı, yamaç, akım yönü, su geçirgenliğinin tespi nde kullanılan kesitler HEC-GeoRAS modülü kullanılarak oluşturulmuştur.

2.3. Yöntem

CBS, konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafi k ve grafi k olmayan bilgilerin toplanması, depolanması, sak-lanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlemlerini gerçekleş ren bir sistemdir (Yomralıoglu, 2000). CBS son yıllarda birçok akarsu havzası için taşkın alanların belirlenmesi ve önlenmesine yönelik statejilerin geliş rilmesi

Page 35: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 671

çalışmalarında sıklıkla kullanılmaktadır (Özcan, 2009; Burgan, 2013; Turan, vd.,2015). Gelevera Deresi olası taş-kın alanların CBS ile belirlenmesi yönünde yapılan bu uygulamada 3 farklı yazılım kullanılmış r. Bunlar;

• ArcGIS

• HEC-GeoRAS

• HEC-RAS (Hydrologic Engineering Centers River Analysis System)

yazılımlarıdır. Bu yazılımlar aracılığıyla Gelevera deresinin taşkın alanları belirlenmiş ve risk al nda olan kentsel dona lar tespit edilerek, tedbir senaryoları üre lmeye çalışılmış r. Uygulamada gerçekleş rilen işlem adımları Şekil 3’te gösterilmiş r.

Şekil 1 - Çalışma alanı haritası

Şekil 2 - Uygulamada kullanılan konumsal veriler

Page 36: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon672

ArcGIS yazılımı, grafi k ve sözel verilerin görüntülenmesi, güncellenmesi, sorgulanması, analiz edilmesi, grafi kle-rin oluşturulması ve raporlanması işlemleri ile kullanıcıya kartografi k sunum sağlayan temel bir CBS yazılımıdır (Yomralıoglu, 2000). HEC-GeoRAS yazılımı proje sahasına ait geometrik veri katmanlarının üre lmesi için kulla-nılan ArcGIS programına daha sonra eklenen bir eklen makro yazılımdır. Ayrıca ARCGIS ile HEC-RAS yazılımları arasında köprü görevi yapan yazılım olarak da adlandırılabilmektedir. HEC-GeoRAS modülünde taşkın alanı be-lirlenecek derenin dere yatağı, yamacı, akış yönü ve dereye dik yönde oluşturulacak kesitleri üre lebilmektedir (Nas ve Nas, 2015; DSİ, 2013). HEC-RAS yazılımı ise hidrolik hesaplamaların ve nehir akım modellemelerinin yapıldığı bir yazılımdır. HEC-RAS yazılımında serbest yüzeyli akımlarda kanaldaki ortalama akım hızını ve debiyi bulmak için Manning formülü kullanılmaktadır (Nas ve Nas, 2015; DSİ,2013).

Manning formülü aşağıdaki gibidir:

(1)

Denklemde

V : Hız,m/s

k : 1 m1/3/s

n : Manning pürüzlülük katsayısı, birimsiz

R: Hidrolik yarıçap, m

S : Eğim, m/m dir ( Nas ve Nas 2015; DSİ,2013).

Hız denkleminden hareketle debi bulunmak istenirse aşağıdaki formül kullanılır;

(2)

Burada n, R ve S sırası ile pürüzlülük katsayısı, hidrolik yarıçap (R=A/U) ve akarsu eğimidir. Q’nun artması duru-munda taşkın alanındaki kesit alanı artmakta dolayısıyla su miktarı artarak çevredeki kentsel dona ları olumsuz etkilemektedir.

3. Gelevera Deresi için Taşkın Modelleme ve Riskli Kentsel Altyapıların Analizi

Uygulamanın ilk aşaması için öncelikle ARCGIS 10.1 yazılımı kullanılarak Giresun Gelevera Deresini kapsayacak şekilde sayısal yükseklik modeli oluşturulmuştur. Bir sayısal yükseklik modeli yeryüzünün sürekli bir biçimde değişen topografi k yüzeyini 3 boyutlu gösteren bir yapıdır. ArcGIS 10.1 programının eklen modülü olan diğer bir yazılım HEC-GeoRAS modülü kullanılarak, Gelevera deresinde boyunca dere yatağı, yamaç, akım yönü ve dereye uygulanacak kesitler bu yazılım kullanılarak üre lmiş r. Üre len veri katmanları sayısal yükseklik modeli kullanılarak 3 boyutlu hale ge rilmiş r.

Şekil 3 - İşlem adımları

ArcGIS 3d say sal yükseklik modeli olu turma

HEC-GeoRAS modülünde veri üretimi

HECRAS su yüzey kotunun hesap edilmesi

HEC-GeoRAS ile su yüzey kotunun 3d say sal yükseklik modülüyle çak t r lmas

HEC-GeoRAS ta k n alanlar n belirlenmesi

1

(2)

Page 37: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 673

İkinci aşama olarak HEC-GeoRAS programında üre len veri katmanlarına veri dönüşümü uygulanmış r ve HEC-RAS yazılımına aktarılarak bir kesi n belli bir debiyi hangi seviyede geçireceği yönünde hesaplamalar yapılmış- r. Tüm kesitler için hesaplanan değerlerle birlikte kesit verileri HEC-GeoRAS’a dönüşüm yapılarak aktarılmş r.

Aktarılan veri üzerinde su yüzeyi kotu tespit edilerek ve 3 boyutlu arazi modeliyle çakış rılarak taşkın alanlar belirlenmiş r (Şekil 4).

Bu çalışma kapsamında Gelevera Deresinin taşkın alanları ArcGIS, HEC-GeoRAS ve HEC-RAS gibi üç farklı yazılım kullanılarak üre lmiş r. Üre len taşkın alanları haritasına (Şekil 4) bakıldığında olası bir taşkın anında oldukça yoğun bir bölgenin sular al nda kalacağı görülebilmektedir. Özellikle Gelevera Deresinin denize yakın olan kıs-mının bu anlamda daha yoğun risk teşkil e ği aşikardır. Bu çalışma kapsamında taşkın olması durumunda bina, yol ve köprü gibi kentsel dona ların ne kadarının risk al nda olduğu konumsal sorgulamalarla analiz edilmiş r. Böylece risk al nda bulunan kentsel altyapıların belirlenmesi hedefl enmiş r.

Şekil 4 - Gelevera Deresi taşkın alanlarını gösteren harita

Şekil 5 - Taşkın risk al nda olan konut yapılarını gösteren harita

Page 38: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon674

Taşkın anında en çok etkilenecek olan kentsel dona lar dikkate alındığında konut yapılarının belli bir kısmı sular al nda kalmakta ve risk sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. ArcGIS 10.1 programında yapılan sorgulamalar sonucunda konut yapıları Gelevera deresinin sağ ve sol kısmı olarak iki şekilde incelenmiş r. Çalışma bölgesi civarında dere yatağının sağında ve solunda toplamda 1219 bina yer almaktadır. Bu binalar içerisinde derenin sağ kısmında kalan binaların 139’unun; sol kısmında kalan binalardan ise 266 binaya kadar olası taşkın sularının ulaşabileceği gözükmektedir. Dolayısıyla konut yapılarının %33’ünün olası taşkın sularına karşı risk al nda oldu-ğu belirlenmiş r (Şekil 5).

Bölgede bulunan diğer bir kentsel doku olan yollar ele alındığında, çalışma bölgesi civarındaki yol uzunluğu toplamda 24 km.’dir. Yine CBS’nin konumsal sorgulama yeteneği yardımıyla, olası bir akarsu taşkını durumunda yolların ne kadarlık bir kısmının zarar görebileceği analiz edilmiş r. Böylesi bir durumunda bu yolların toplamda 5330.24 m.’lik (%22) kısmının risk al nda kalabileceği konumsal olarak sorgulanmış r. Diğer bir kentsel doku olan köprülere bakıldığında ise çalışma alanı içinde bulunan iki köprünün de taşkın durumunda risk al nda ol-duğu tespit edilmiş r. Şekil 6’da taşkın durumunda risk al nda olan yol ve köprülerin konumsal olarak gözlem-lenebildiği harita yer almaktadır.

4. Sonuç ve Öneriler

Gelevera Deresi Karadeniz Bölgesinin civarında kentsel gelişmenin, sanayileşmenin oldukça yoğun görüldüğü önemli akarsularından birisidir. Dolayısıyla kentleşmeye paralel olarak insan popülasyonun giderek artması, akarsu etrafl arında oluşan yapılaşma ve sanayileşmeyle birlikte dere yataklarına yapılan daraltma gibi müda-haleler yüzünden akarsu taşkınları daha sık görülmektedir. Bu bağlamda taşkınların meydana gelmeden önce önlenebilir olması oldukça önemlidir.

Bu çalışma kapsamında Gelevera Deresi’nin denize kavuştuğu son 2 km.’lik alanı için olası bir taşkın durumunda hangi alanların taşkına maruz kalacağı yönünde CBS kullanılarak bir taşkın modelleme çalışması gerçekleş ril-miş r. Çalışmanın nihai hedefi nde taşkın durumunda etki al nda kalacak olan bina, yol ve köprü gibi kentsel yapı ve altyapıların konumsal olarak belirlenmesi sağlanmış r. Çalışmanın yöntem kısmında olası bir taşkın anında risk al nda kalan kentsel altyapılar 3 farklı yazılım kullanılarak yapılan hesaplamalar ve sorgulamalar ile birlikte tespit edilmiş r. Sonuç olarak üre len haritalarla birlikte taşkından etkilenebilecek alanların konumsal olarak belirlenmesi ve kentsel dona ların ne boyu a olumsuz etkileneceği hususunda konumsal analizlerle tahmini zarar tespit edilmeye çalışılmış r. Çalışmanın sonucunda olası taşkın anında binaların %33’ünün, yolların %22’si-nin ve köprülerinde ikisinin birden risk al nda olduğu ve zarar görebileceği belirlenmiş r. Binaların %33’ünün konumsal olarak etkilenim alanında olmasının yanısıra, bu yapıların teknik altyapı dona larının da etkileneceği göz önüne alınırsa esasında bu bağlamda altyapı sorunu yaşayacak bina sayısının çok daha fazla olacağı aşikardır.

Şekil 6 - Taşkın durumunda risk al ndaki yollar ve köprüler

Page 39: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 675

Çalışmanın amacı doğrultusunda, risk al nda olan kentsel altyapıların belirlenmesi yoluyla zararın en aza indir-genmesi adına geliş rilecek önlem çalışmalarına yön gösterici altlıklar elde edilmiş r

5. Kaynaklar

Baky, A.A.,Zaman,A.M. and Khan,A.U.,2012. Managing Flood Flows for Crop Produc on Risk Management with Hydraulic and GIS Modeling: Case study of Agricultural Areas in Shariatpur, APCBEE Procedia 1, 318 – 324.

Burgan, H.İ., 2013. Akarçay Havzası Taşkın Modellemesi, Yüksek Lisan Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Ens tüsü, 2013, Afyon.

DSİ, 2013. Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Taşkın Alanlarının Belirlenmesi, T.C.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Teknoloji Dairesi Başkanlığı, h p://www.dsi.gov.tr/docs/yayinlarimiz/cbs-ile-ta%C5%9Fk%C4%B1n-riski-%C3%B6n-de%C4%9Ferlendirmesi.pdf?sfvrsn=4

Ecer, R., Yenigün, K.,2008. GAP Bölgesinde Kentsel Altyapinin Bir Taşkın Örneğinde İrdelenmesi; Nedenler ve Öneriler, TMMOB Afet Sempozyumu, 5-7 Aralık, Ankara.

Knebl, M. R., Yang, Z. L., Hutchison,K. and Maidment D.R.,2005. Regional scale fl ood modeling using NEXRAD rainfall, GIS, and HEC-HMS/RAS: a case study for the San Antonio River Basin Summer 2002 storm event, Journal of Environmental Management 75, 325–336.

Kulkarni, A.T.,Mohanty, J.,Eldho,T.I.,Rao,E.P.,Mohan,B.,K.,2014. A web GIS based integrated fl ood assessment modeling tool for coastal urban watersheds, Computers & Geosciences 64, 7–14.

Nas, S., Nas, E., 2015. Olası taşkınların altyapı tesislerine etkileri: Harşit Çayı-Gümüşhane, Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Ens tüsü Dergisi, 31(1):56-67.

Özalp, D., 2009. Dere Taşkın Risk Haritalarının CBS Kullanılarak Oluşturulması ve CBS ile Taşkın Risk Analizi, Yük-sek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Ens tüsü, Geoma k Mühendisliği, 2009, İstanbul.

Özcan, O., Musaoğlu, N. ve Şeker,D. Z., 2009. Taşkın Alanlarının CBS ve Uzaktan Algılama Yardımıyla Belirlenmesi ve Risk Yöne mi; Sakarya Havzası Örneği, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 12. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı,11-15 Mayıs 2009, Ankara.

Turan, B., Akçalı, E., Turan, B., Şahin,U., Babagiray, S., Orhan Akdeniz ve Kuduban H., 2015. Prepara on of Inun-da on and Flood Hazard Maps At The City Center of Giresun Using 1D/2D Hydraulic Model, European Water Resources Associa on 9th World Congress, 10-13 June, İstanbul.

Uçar, İ, 2010. Trabzon Değirmendere Havzası’nda CBS ve Bir Hidrolojik Model Yardımıyla Taşkın Analizi Yapılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Ens tüsü, 2010, Ankara.

Uşkay, S. ve Aksu, S., 2002, “Ülkemizde Taşkınlar, Nedenleri, Zararları ve Alınması Gereken Önlemler”, TMH - Tür-kiye Mühendislik Haberleri, Sayı:420-421-422/ 2002/ 4-5-6.

Yomralıoğlu, T., 2000. Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Kavramlar ve Uygulamalar; Seçil Ofset: Istanbul, Türkiye.

Page 40: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere
Page 41: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 677

Kentsel Altyapı Tesislerinin Projelendirmelerinde Yağış Şidde Tahmini ve Doğu Karadeniz Bölgesi İçin Uygulama

Prof. Dr. Ömer Yüksek, Farhad Ghiaei Moghaddam, Dr. Tuğçe Anılan, Yrd. Doç. Dr. Murat KankalKaradeniz Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Trabzon

([email protected], [email protected], [email protected], [email protected])

ÖZET

Bu çalışmada, Doğu Karadeniz Havzası (DKH) için L-momentler yöntemleri kullanılarak yağış şidde -süre-te-kerrür analizi yapılmış r. Homojenlik testleri, her bir homojen bölge için uygun dağılım fonksiyonlarının para-metrelerinin belirlenmesi ve yağış şidde değerlerinin tahminini içeren bölgesel analizlerin tüm aşamalarında L-momentler yöntemi uygulanmış r. Analizler, DKH’da 39-70 yıl ölçüm süreli 7 meteoroloji istasyonuna ait farklı süreli (5 dakika- 24 saat) yağış yüksekliği değerleri kullanılarak gerçekleş rilmiş r. Bölgenin homojenliği, L-momentler yöntemine dayalı uyumsuzluk ölçüsü (Di) ve heterojenlik ölçüsü (Hi) ile test edilmiş r. Homojen bölge için yapılan ZDIST ista s ği uygunluk tes nde Genelleş rilmiş Lojis k, Genelleş rilmiş Ekstrem Değer, Ge-nelleş rilmiş Normal, Pearson Tip 3 ve Genelleş rilmiş Pareto dağılımları kullanılmış r. Uygun dağılımlara göre T= 2, 5, 25, 50, 100, 250 ve 500 yıl tekerrür süreli yağış şidde değerleri elde edilmiş r. Çalışmada ayrıca, enlem, boylam, yükseklik, süre ve tekerrür periyotları kullanılarak çoklu doğrusal olmayan regresyon analizi ile modeller geliş rilmiş r.

Anahtar Kelimeler: L-momentler, yağış şidde -süre-tekerrür, regresyon analizi

Regional Intensity-Dura on-Frequency Analysis in the Eastern Black Sea Basin by Using L-Moments and Reg-ression Analysis

In this study, regional intensity-dura on-frequency analysis for Eastern Black Sea Basin (EBSB) was performed by using L-moments method. The L-moments technique was applied at all stages of the regional analysis, including homogeneity tests, fi ng parameters from appropriate distribu on func ons in each homogeneous region and es ma on of rainfall intensity values. We studied annual maximum rainfall height values of various dura ons (5 minutes to 24 hours) from seven rain gauge sta ons located in the EBSB in Turkey, which have gauging periods of 39 to 70 years. Homogeneity of the region was evaluated by discordancy (Di) and heterogeneity measure (Hi) based on L-moments. The goodness-of-fi t criterion for each distribu on was defi ned as the ZDIST sta s cs, depending on various distribu ons, including generalized logis c (GLO), generalized extreme value (GEV), gene-ralized normal (GNO), Pearson type 3 (PE3), and generalized Pareto (GPA). Based on the distribu on func ons, the governing equa ons were extracted for calcula on of intensi es of 2, 5, 25, 50, 100, 250, and 500 year return periods (T). Addi onally, using T values, dura on, al tude, la tude, and longitude values as independent variables, mul ple non linear regression models were developed for the region.

Keywords: L-moments, intensity-dura on-frequency, regression analysis

Page 42: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon678

1. Giriş

Günümüzde can ve mal kayıplarına neden olan taşkınların kontrolü, her çeşit su yapısı (baraj, gölet, sulama ve drenaj kanalları, kanalizasyon vb.) tasarım, taşkın kontrol işlerinin planlama ve projelendirilmesi, mevcut kay-nakların en uygun şekilde kullanımı göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Yerleşim bölgelerinde, yağmur suyu drenaj sistemleri veya birleşik sistem kanalizasyon şebekelerinin tasarımıyla bu sistemler üzerindeki pom-pa istasyonları, su tutma hazneleri ve yan savakların en uygun şekilde tasarımı kentsel altyapı planlamasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Taşkınlardan yerleşim birimlerini korumanın bir parçası da kentsel altyapı tesislerinin korunmasıdır. Bu sebeple, öncelikle yağış şidde nin, yağış süresi ve tekerrür ile değişimin bilinmesi gerekmektedir. (Moghaddam 2014).

Yağış şidde ile süre arasındaki ilişki genellikle yağış şidde nin yinelenme süresiyle değişimini gösteren eğri-lerden elde edilmektedir. Bu eğriler ise genellikle ampirik ve/veya ista s ksel yaklaşımlardan elde edilir. Yağış şidde -süre-tekerrür ilişkisi (i-t-T), yinelenme süresi (T), zaman (t) ve ağırlık parametreleri olarak adlandırılabilen bölgesel parametrelerin bir fonksiyonudur. Ağırlık parametrelerinin belirlenmesi, genellikle matema ksel dö-nüşümler ve/veya ista s k analizler gerek rir ve çoğu zaman hangi dağılımın gözlem verilerine daha iyi uyum gösterdiğinin belirlenmesi çok sayıda denemeyi veya bu amaçla geliş rilen yazılımların kullanımını gerek rir (Karahan vd. 2007; Karahan vd. 2008).

Eldeki akım gözlemleri yardımıyla, ölçümü olmayan noktalarda çeşitli yineleme (tekerrür) süreli verilerin tahmin edilmesi çalışmalarına genel olarak frekans analizi denilmektedir. İsta s ksel bir yöntem olan frekans analizi ve-rilen bir dönüş aralığına gelen tekerrür değerinin bulunması amacı ile kullanılır. Tüm hidrolojik verilere uygulana-bilen frekans analizi sayesinde projelerin maliyetleri önemli ölçüde azalmaktadır. Herhangi bir veri dizisine uydu-ğu varsayılan olasılık dağılımlarının parametre tahminlerinde; momentler, maksimum olabilirlik, olasılık ağırlıklı momentler ve L-momentler gibi birçok parametre tahmin yöntemi kullanılmaktadır. Momentler yöntemi, basit olması nedeniyle hidrolojide sıklıkla kullanılır. Ancak çarpık dağılımlar için özellikle de büyük örneklerde etkin ve tarafsız tahminler vermemektedir. Maksimum olabilirlik yöntemi ise, veri uzunluğunun fazla olduğu örneklerde tarafsız ve etkin tahminler vermektedir. Olasılık ağırlıklı momentler yöntemi ile boyutsuz bölge ortalamaları hesaplanmaktadır. Hosking (1990), olasılık ağırlıklı momentlerin doğrusal kombinasyonları olarak tanımladığı L-momentlerin, dağılım fonksiyonlarının yer, şekil ve ölçek parametreleri olarak ifade edilebileceğini ve bu yön-temin dağılımların tahmin ve tanımlanmasında kapsamlı bir temel oluşturduğunu öne sürmüştür. L-momentler, sıralanmış gözlemlerin doğrusal biçimleridir. Bu nedenle, geleneksel yöntemlerde olduğu gibi gözlemlerin kare-leri ve küpleri hesaplanmaz. Boyutsuz olarak hesaplanan değişim katsayısı ve çarpıklık katsayısı değerleri tarafsız olup normal dağılıma sahip r. Diğer moment yöntemleri ise tarafl ı olup düşük sayıdaki örneklerde bile değişken-dir. Birçok hidrolik uygulamalarında, L-momentler basit ve uygun hidrolojik verilerden ve dağılım parametrele-rinden tahmin yapılmasını sağlar (Anılan 2014)

L-momentler yönteminin, taşkın frekans analizi çalışmalarında (Bayazit ve Önöz 2009; Yang et al. 2010; Male-kinezhad vd. 2011; Seçkin 2013; Aydogan vd. 2014; Anılan 2014; ) oldukça fazla kullanılmasının yanında, i-t-T analizinde kullanımı daha azdır. Eslemian ve Feizi (2007) İran İsfahan’da, Yürekli ve Modaarres (2007) Türki-ye Tokat’ta, Modarres (2008) İran’da, Yang vd. (2010) Çin’de ve Awadallah (2013), Saudi Arabistan’da bulunan Cidde’de yıllık maksimum yağışlara L-momentler yöntemini uygulamışlar ve i-t-T analizleri gerçekleş rmişlerdir.

Bu çalışmanın amacı, L-momentler yöntemi kullanılarak Doğu Karadeniz Havzası’nın bölgesel yağış şiddet-süre-tekerrür analizini gerçekleş rmek r. Çalışmada bölgede bulunan 7 meteoroloji istasyonundan 12 farklı süre için ölçülen yıllık maksimum yağış verileri kullanılarak L-momentler yöntemi ile bölgesel frekans analizi yapılmış r. Bu amaçla, bölgenin homojenliği test edilmiş ve elde edilen homojen bölgelere Genelleş rilmiş Ekstrem Değer (GEV), Genelleş rilmiş Lojis k (GLO), Genelleş rilmiş Normal (GNO), Pearson Tip III (LPE3) ve Genelleş rilmiş Pareto (GPA) dağılımları uygulanarak bölge için en uygun olasılık dağılımları belirlenmiş ve tekerrür değerleri elde edilmiş r. Bu olasılık dağılımlarının bölgesel parametreleri bulunduktan sonra T=2, 5, 15, 25, 50, 100, 250 ve 500 yıl yineleme sürelerine karşılık gelen yağış değerleri hesaplanmış r. Çalışmada ayrıca, L-moment hesap-ları ile belirlenen tekerrür periyotlarına (T) göre, yıllık maksimum yağış şiddetleri tahmini için, çoklu regresyon analizi (RA) ile modeller geliş rilmiş r. Bu amaçla, enlem, boylam, yükseklik, süre ve T değerleri bağımsız değiş-kenler olarak kullanılmış r.

Page 43: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 679

2. Yöntem

2.1. L-Momentler Yöntemi ile Bölgesel Yağış Şiddet Süre Tekerrür Analizi

L-momentler yöntemi olasılık ağırlıklı momentler yönteminin doğrusal bir fonksiyonudur. L-momentler bilinen momentlere benzer olup olasılık ağırlıklı momentleri cinsinden aşağıdaki gibi ifade edilebilirler (Hosking ve Wal-lis 1993):

(1)

L-momentler;

r=0 ise L1= M100

r=1 ise L2= M100 (2M)101=2M110-M100

r=2 ise L3= M100 (6M)101+6M102=6M120-6M110+M100

r=3 ise L4=M100 -12M101+30M102-20M103=20M130-30M120+12M110-M100 (2)

Yüksek mertebeden momentlerde ölçümler birbirinden bağımsızlaş rılırsa L-moment oranları aşağıdaki gibidir (Hosking ve Wallis 1993):

(3)

L-momentler (L1) ve (L2), L-moment oranları L-cv(t), çarpıklık katsayısı (t3), basıklık (kurtosis) katsayısı (t4), olası-lık dağılımını özetlemek için en çok kullanılan parametrelerdir. L1 dağılımı yer parametresini, L2 dağılımı ise ölçek parametresini temsil etmektedir (Hosking ve Wallis 1993).

2.1.1. Homojenlik Analizi

Bölgesel homojenliği test etmek için L-momentler yöntemine dayalı iki ista s k kullanılmaktadır. Bunlar; uyum-suzluk ve heterojenlik ölçüsüdür. Uyumsuzluk ölçüsü (Di) homojen bölge olarak kabul edilen istasyon toplumun-daki istasyonların birbirleri ile olan uyumlarının literatürde verilen aralıklarda kalıp kalmadığının saptanmasıdır. N adet istasyon olan bir grupta L-moment oranlarının vektörel ifadesi aşağıdaki gibidir (Hosking ve Wallis 1993):

(4)

T: Vektör ya da matrisin transpozu,

(5)

ū: Ağılıksız grup ortalaması,

(6)

A: Karelerinin toplamının matrisi ve çapraz çarpımı,

(7)

Heterojenlik ölçüsü üç ayrı ölçüde belirlenebilmektedir (V1, V2, V3). Bunlar; i) L-cv (t)’ ye bağlı t’nin ağırlıklı standart sapması (V1); ii) L-cv-L-cs’ye bağlı; istasyon t ve t3’lerinin grup ağırlıklı ortalamasına olan uzaklığı (V2); iii)

rr r k

r 1 1,0 ,kk 0

r r kL ( 1) ( 1) M

k k

r 2r

2 1

L Lr 3, 4,...., ise t , t

L L

Ti i ii 3 4

2 2u t , t , t a b

N1

ii 1

u N u

NT

i ii 1

A (u u)(u u)

T 1i i i

1D N(u u) A (u u)3

Page 44: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon680

L-çarpıklık ve L-basıklık’ a bağlı; istasyonların t3 ve t4’lerinin grubun ağırlıklı ortalamasına olan uzaklığıdır (V3). Heterojenlik ölçüsünü hesaplamak için bölgeler homojen olarak kabul edilir ve veriler çapraz korelasyona veya dizili korelasyona sahip değildirler. İstasyonların kayıt uzunlukları değiş rilmeden kullanılabilir. Her bir benzeşim yapılmış bölge için, Vi hesaplanır. Benzeşim yapılmış verilerin μV (ortalaması), ve σV (standart sapması) hesapla-nır. Heterojenlik ölçüsü (Hi), aşağıdaki formül ile elde edilir.

(8)

Hi<1 ise bölgenin kabul edilebilir derecede homojen olduğunu, 1≤Hi<2 ise bölgenin muhtemelen heterojen ol-duğunu, Hi≥2 ise bölgenin kesinlikle heterojen olduğunu söylemişlerdir.

2.1.2. Bölgesel Frekans Dağılımının Seçimi

Bu çalışmada kullanılan dağılımlar, Genelleş rilmiş Ekstrem Değer (GEV), Genelleş rilmiş Lojis k (GLO), Genel-leş rilmiş Normal (GNO), Pearson Tip III (LPE3) ve Genelleş rilmiş Pareto (GPA) olup bu dağılımlara ait şekil, ölçek, yer parametresi ve diğer formüllerin detayları Hosking ve Wallis (1993)’ün çalışmasında bulunmaktadır. Bu dağılımların, taşkın frekans analizlerinde en sık uygulanan dağılımlar olduğu yine Hosking ve Wallis (1993) tara ndan belir lmiş r. Dağılım uygunluk tes olan Z tes aşağıdaki gibi hesaplanır:

(9)

tR4’nin tarafl ılığı, aşağıdaki formül ile elde edilir.

(10)

tR4’nin standart sapması;

(11)

Ve her bir dağılım için uygunluk tes ölçüsü aşağıdaki gibi hesaplanır:

(12)

Simülasyon kullanılarak her dağılım için ayrı ayrı hesaplanan dağılımın uygunluğu ölçüsünün mutlak değeri 1.645 den küçük ise ( ǀZǀ<1.645) , o dağılım bölgesel frekans dağılımı olmaya adaydır. Bu değer %90 güvenilirlik sınırına karşılık gelir.

2.1.3. Yağış Şiddetlerinin Tahmini

İsta s ksel yöntemlerdeki ana düşünce yağış verilerinin bir toplum oluşturduğu düşüncesine dayanmaktadır. Yağış verileri P ile gösterildiğinde, bu değişkenin herhangi bir zamandaki büyüklüğünü etkileyen sebep sonuç ilişkisi tam olarak belirlenebilirse, teorik olarak bu ilişkinin olasılık dağılım modeli aşağıdaki gibi olur.

(13)

R GEV4 4

GEV4

t tZ

simN1 m R

4 sim 4 4m 1

B N t t

sim

1N 221 m R 2

4 sim 4 4 sim 4m 1

N 1 t t N B

Dist R4 4 4Dist

4

t BZ

1F(Q(T)) 1

T

i vi

v

(V )H

Page 45: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 681

(14)

Burada; F(P(T)): Yağışın aşılmama olasılığı, : dönüş aralığıdır.

2.2. Regresyon Analizi ve Modellerin Performanslarının Değerlendirilmesi

Havzaya ait fi ziksel ve hidrolojik özellikleri taşkın debileriyle ilişkilendirmek ve bölgede ölçümü olmayan nok-talarda yağış şiddet tahmini yapabilecek en iyi modeli elde edebilmek amacıyla regresyon analizi ile modeller geliş rilmiş r. Girdi takımı olarak yineleme süreleri, süre, enlem, boylam ve yükseklik değerleri kullanılmış r. Ayrıca, L-momentlerle elde edilen ve istasyonlara ait uygun dağılımlara göre hesaplanan her bir yağış şidde ne karşılık gelen T değerleri de bağımsız değişken olarak kullanılmış r. İstasyona ait yıllık maksimum yağış şiddet değerleri bağımlı değişken olarak kullanılmış r.

Veriler; eği m, test ve doğrulama veri takımı olarak üç bölüme ayrılmış r. Test ve doğrulama için verilerin tüm verileri temsil etmesine ve eği m aşamasına olumsuz etki etmemesine dikkat edilmiş r. Çalışmada 7 istasyona ait 4023 adet veri kullanılmış r. Kullanılan 4023 adet verinin 2817’si (%70) ağın eği mi için, 603’ü (%15) test için ve geri kalan 603’ü (%15) doğrulama aşaması için kullanılmış r.

Çoklu regresyon analizinde kullanılan havza karakteris klerinden hangilerinin iyi bir model temsil e ğine karar vermek amacıyla; doğrusal, logaritmik, ters, üs, S ve eksponansiyel fonksiyonlar kullanılarak farklı modeller oluş-turulmuş ve her bir modelin farklı regresyon fonksiyonları için determinasyon katsayıları hesaplanmış r.

Çık değerlerinin gerçek verilerle korelasyonu ve tahmin sonuçlarının doğruluğu ortalama karesel hatanın kare-kökü (OKHK), ortalama röla f hata (ORH) ve saçılım indeksi (SI) kriterlerine göre belirlenmiş r.

(15)

(16)

(17)

3. Çalışma Alanı ve Kullanılan Veriler

Çalışma alanı olan Doğu Karadeniz Havzası (Şekil.1), Türkiye’de en çok yağış alan bölgedir. Türkiye’deki yağış değerlerine bakıldığında ülke genelinde 643 mm olan yıllık yağış ortalaması Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 1019 mm, bu bölgenin en yağışlı ili olan Rize ilinde ise 2264 mm’dir. Bu yüksek yağış değerleri arazi eğiminin dikliği ve havzalardaki suların toplanma süresinin kısa oluşu nedeniyle sık sık taşkınlara sebebiyet vermektedir. Yaşanan bu taşkınlarda ağır maddi zararlar yanında çok sayıda can kayıpları da meydana gelmektedir. (Yüksek vd. 2013a; Yüksek vd. 2013b).

Çalışma alanında 1940-2010 yılları arasında en az 39 yıllık veri ölçümü bulunan meteoroloji istasyonları belirlen-miş r. Analizi gerçekleş recek hidrolojik verilerin uzunluğu ne kadar fazla ise analizden elde edilecek sonuçlar o derece doğru ve gerçeğe yakın olmaktadır (Anılan 2014; Moghaddam 2014). Devlet Meteoroloji Genel Mü-dürlüğü (DMİ)’ye ait 7 adet istasyon belirlenmiş ve bu istasyonlara ait 5, 15, 30 dakika, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 12, 24 saat süreli yıllık maksimum yağış yüksekliği ölçümleri (mm) elde edilmiş r. Çalışmada kullanılan istasyonların yerleri Şekil 1’de gösterilmiş r. Bu bölgenin içerisinde bulunan yağış istasyonlarının karakteris kleri Tablo 1’de gösterilmektedir.

TQ(T)

1P(Q Q(T)) f (Q)dQ 1 F(Q )T

n 2

i ii 1

1OKHK P A

n

n i ii=1

i

ORH = ×100P - A / n

P

OKHKSI =

Page 46: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon682

Tablo 1 - Çalışmada kullanılan yağış istasyonlarının karakteris kleri

İstasyon Adı Gözlem Periyodu Veri uzunluğu Yükseklik Enlem Boylam

Akçaabat 1971-2010 39 8 41.2 40.3

Giresun 1966-2010 45 32 41.24 41.25

Hopa 1965-2010 45 79 41.1 40.53

Ordu 1965-2010 46 40 40.59 39.46

Pazar 1972-2010 39 6 41.01 39.34

Rize 1940-2010 70 38 40.59 38.23

Trabzon 1957-2010 54 4 40.58 37.53

4. Sonuçlar

Olasılık ağırlıklı momentlerin yardımıyla L-momentler L-moment oranları hesaplanmış r. Bölgenin homojenliği L-momentler yöntemine dayalı iki ista s k olan uyumsuzluk (Di) ve heterojenlik ölçüsü (Hi) ile test edilmiş r. Uyumsuzluk ölçüsü, tüm süreli yağışlar için hesaplanmış ve değerlerin n=7 istasyon için verilen kri k (Dkr=1.917) değerden küçük olduğu belirlenmiş r. Tablo 2’de de görüldüğü gibi kullanılan istasyonların hepsi tüm sürelerde bölge bazında birbirleri ile uyumlu çıkmış r.

Xtest programı ile hesaplanan heterojenlik ölçüleri kapa dağılımı yardımı ile simülasyon yapılarak elde edilmiş r. Hesaplanan 5, 15 dakika ve 2, 4, 5, 6 saat süreli H değerlerinin tümüne bakıldığında H1 değerinin 1.00’den büyük ve 2.00’den küçük olduğu görülmektedir. Bundan dolayı bölge muhtemelen heterojendir denebilir. H2 ve H3 değerlerine bakıldığında 1.00’den küçük oldukları görülmektedir. Bundan dolayı bölge homojen kabul edilmiş r. 30 dakika ve 1, 3, 8, 12, 24 saat süreli H değerlerinin tümüne bakıldığında 1.00 değerinden küçük olduğu görül-mektedir. Yani üç H değerine göre de bölge kabul edilebilir derecede homojendir (Tablo 3).

GLO, GEV, GNO, PE3 ve GPA dağılımları için yapılan uygunluk tes sonuçları ise Tablo 4’te verilmiş r. Tabloda gö-rüleceği üzere yıldızla işaretlenen dağılımlar, |ZDIST |≤1.64 şar nı sağlamış r. Bu dağılımlar içerisinde 0 değerine en yakın olan dağılım, bölgesel yağış şidde -süre-tekerrür analizinde, her süre için ayrı ayrı kullanılmış r.

Şekil 1 - Çalışma alanı ve kullanılan istasyonlar

Page 47: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 683

Tablo 2 - Tüm süreli yağışlar için uyumsuzluk ölçüsü

İstasyon AdıDi

5 dakika

15 dakika

30 dakika

1 saat

2 saat

3 saat

4 saat

5 saat

6 saat

8 saat

12 saat

24 saat

Akçaabat 1.90 1.46 1.33 1.23 1.24 1.74 1.63 1.81 1.81 1.46 1.06 1.63Giresun 0.84 0.67 1.14 1.07 1.21 0.76 0.75 0.98 1.23 1.62 0.78 0.46

Hopa 1.74 1.83 1.08 0.27 1.46 0.71 1.20 1.34 1.53 1.35 1.43 0.33Ordu 0.74 1.21 1.48 1.30 0.33 0.73 0.44 0.75 0.90 1.01 1.09 1.43Pazar 1.29 1.24 1.26 0.99 0.49 1.64 1.12 1.50 0.69 0.78 0.62 1.11Rize 0.39 0.31 0.29 0.51 0.61 0.13 0.23 0.00 0.04 0.11 0.75 0.85

Trabzon 0.09 0.28 0.41 1.63 1.66 1.28 1.63 0.61 0.80 0.68 1.27 1.18

Tablo 3 - Tüm süreli yağışlar için heterojenlik ölçüsü

Hi 5 dakika

15 dakika

30 dakika

1 saat 2 saat 3 saat 4 saat 5 saat 6 saat 8 saat 12 saat

24 saat

H1 1.03* 1.36* 0.79 0.56 1.40* 0.87 1.04* 1.46* 1.50* 0.67 0.94 0.83H2 0.65 - 0.23 - 0.17 - 1.44 - 0.62 - 1.25 - 1.16 - 1.42 - 0.93 - 0.87 - 0.29 0.17H3 0.77 0.34 0.26 - 1.26 -1.08 - 1.05 - 0.85 - 1.37 - 1.27 - 1.05 - 0.45 0.30

Tablo 4 - Tüm süreli yağışlar için uygunluk tes sonuçları

Dağı-lım

ZDIST

5 daki-ka

15 dakika

30 dakika

1 saat 2 saat 3 saat 4 saat 5 saat 6 saat 8 saat 12 saat 24 saat

GLO - 0.19* 0.16* 0.34* 0.73* 1.28* 0.92* 1.11* 1.19* 0.94* 1.12* 1.25* 1.62*

GEV - 1.52* -1.20* - 0.84* - 0.40* 0.17* 0.00* 0.15* 0.21* -0.15* -0.07* - 0.14* 0.20*

GNO - 1.84 -1.56* - 1.32* - 0.95* - 0.46* -0.68* -0.53* -0.47* -0.75* -0.64* - 0.61* -0.29*

LPE3 - 2.50 -2.29 - 2.21 - 1.95 -1.56* -1.85 -1.71 -1.66 -1.80 -1.65 - 1.50* -1.23*

GPA - 4.56 -4.34 - 3.71 - 3.20 -2.66 -2.47 -2.41 -2.37 -2.93 -3.02 - 3.43 -3.17

Tablo 5 - Tüm süreli yağışlar için uygun bulunan dağılıma göre bölgesel parametreler

Yağış süresi Uygun DağılımBölgesel Parametreler

Ζ α K5 dakika GLO 0.933 0.192 -0.203

15 dakika GLO 0.927 0.203 - 0.20930 dakika GLO 0.911 0.212 - 0.238

1 saat GEV 0.783 0.301 - 0.1282 saat GEV 0.777 0.300 - 0.1453 saat GEV 0.793 0.261 -0.1824 saat GEV 0.790 0.268 -0.1765 saat GEV 0.808 0.245 -0.1756 saat GEV 0.820 0.245 -0.1408 saat GEV 0.825 0.245 -0.124

12 saat GEV 0.837 0.245 -0.08424 saat GEV 0.852 0.220 -0.087

Page 48: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon684

Tablo 6 - Tüm süreli yağışların uygun bulunan dağılımları için çeşitli yineleme aralıklarına göre karakteris k değerler

SüreYineleme Aralığı (Yıl)

2 5 25 50 100 250 5005 dakika 0.933 1.240 1.790 2.071 2.391 2.886 3.325

15 dakika 0.927 1.253 1.843 2.146 2.493 3.033 3.51430 dakika 0.911 1.259 1.918 2.269 2.679 3.332 3.928

1 saat 0.896 1.281 1.973 2.306 2.669 3.198 3.6412 saat 0.890 1.280 1.998 2.351 2.739 3.314 3.8023 saat 0.892 1.243 1.926 2.276 2.672 3.275 3.8024 saat 0.891 1.250 1.941 2.293 2.689 3.290 3.8135 saat 0.901 1.228 1.858 2.179 2.539 3.086 3.5616 saat 0.912 1.229 1.809 2.092 2.402 2.860 3.2478 saat 0.917 1.229 1.787 2.055 2.344 2.766 3.119

12 saat 0.928 1.229 1.736 1.968 2.213 2.557 2.83624 saat 0.934 1.204 1.663 1.874 2.096 2.411 2.665

Uygun bulunan dağılımların bölgesel parametreleri ve çeşitli yineleme aralıklarına karşılık gelen karakteris k değerleri Xtest programdan hesaplanmış r. Bu değerler Tablo 5 ve Tablo 6’da verilmiş r.

Tüm istasyonların her süre için ortalaması, 2’den 500 yıllık periyotlara karşılık gelen boyutsuz büyüme oranı ile çarpılarak, o bölgenin o dönüş aralığına karşılık gelen tekerrür değerleri hesaplanır. Buna bağlı olarak hesapla-

0

50

100

150

200

250

300

350

0 30 60 90 120 150 180 210 240 270 300 330 360

Dön

ü P

eryo

du (Y

l)

Dakika

T2T5T25T50T100T250T500

Şekil 2 - Kısa süreli yağış şidde -süre-tekerrür grafi ği

0

50

100

150

200

250

300

350

0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 1200 1300 1400 1500

Dönü

Per

yodu

(Yl)

Dakika

T2

T5

T25

T50

T100

T250

T500

Şekil 3 - Tüm süreli yağışlar için şidde -süre-tekerrür grafi ği

Page 49: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 685

nan yağış şidde değerleri Tablo 7’de verilmiş r.

Şekil 2, kısa süreli yağışlar ve Şekil 3, kısa ve uzun süreli yağışlar için i-t-T grafi klerini temsil etmektedir.

Tablo 7 - Çeşitli dönüş periyotları için bölgesel yağış şidde değerleri (mm/saat)

T (Yıl)5

dakika15

dakika30

dakika1 saat 2 saat 3 saat 4 saat 5 saat 6 saat 8 saat 12 saat 24 saat

2 92.72 59.62 42.56 28.64 18.39 13.97 11.53 9.98 8.86 7.23 5.41 3.41

5 123.27 80.62 58.82 40.94 26.44 19.47 16.16 13.61 11.94 9.69 7.16 4.40

25 177.90 118.53 118.53 63.06 41.28 30.16 25.10 20.60 17.58 14.90 10.12 6.07

50 205.84 138.06 138.06 73.73 46.58 35.66 29.66 24.16 20.34 16.20 11.48 6.84

100 237.63 160.37 160.37 85.31 56.6 41.85 34.78 28.15 23.35 18.49 12.91 7.65

250 286.82 195.07 195.07 102.23 68.48 51.30 42.55 34.21 27.80 21.82 14.92 8.80

500 330.48 226.02 226.02 116.39 78.56 59.56 49.31 34.48 31.56 24.59 15.54 9.73

Özellikleri Tablo 1’de verilmiş olan, yağış şidde (i) bağımlı değişken olmak üzere 5 adet bağımsız değişkenin 2 ayrı veri grubu için test ve doğrulama verilerine regresyon analizi uygulanmış r. Analizler ikinci bölümde açıklan-dığı şekilde 6 fonksiyon için yapılmış r. Tablo 8’de bu fonksiyonlara ait OKHK, ORH ve SI değerleri verilmiş olup test ve doğrulama veri se için en düşük hata değerleri üs fonksiyondan elde edilmiş r.

Tablo 8 - Test ve doğrulama veri se için fonksiyonlara ait hata değerleri

FonksiyonTest Doğrulama

ORH OKHK SI ORH OKHK SI

Doğrusal 162.17 25.84 0.94 170.35 25.018 0.96

S 105.49 16.212 0.591 112.60 16.300 0.631

Eksponansiyel 74.03 17.44 0.635 74.02 16.473 0.637

Ters 84.78 15.17 0.553 93.58 15.419 0.596

Üs 36.89 9.231 0.336 38.88 8.99 0.348

Logaritmik 108.92 14.66 0.534 93.82 13.45 0.520

5 bağımsız değişkeni içeren üs fonksiyonu için elde edilen denklem aşağıda verilmiş r:

i = 94×10-9 × T0.283 × t-0.511 × e0.102 × b5.16× y-0.031

Elde edilen denklem ile bölgenin yağış şidde tahminleri yapılabilecek r. Doğu Karadeniz Bölgesi çok yağış olan bir bölge olması nedeniyle sık sık taşkınlarla karşı karşıya kalmaktadır. Taşkınlara neden olan şiddetli yağışların iyi derecede tahmin edilmesi büyük önem arz e ğinden çalışmadan elde edilen sonuçların bölge için çok faydalı olacağı düşünülmektedir. Kıyı şeridinden yukarılara çıkıldıkça yağış şidde nin değişiminin incelenmesi ve havza-ya etkilerinin belirlenebilmesi için havzanın farklı bölgelerinde analizlerin tekrarlanmasının havza yöne mi için faydalı olabileceği düşünülmektedir.

Kaynaklar

Anılan T. 2014. Doğu Karadeniz Havzası’nın L-Momentlere Dayalı Taşkın Frekans Analizinde Yapay Zeka Yöntem-lerinin Uygulanması, Doktora Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Ens tüsü, Trabzon.

Aydoğan D., Kankal M., Önsoy H. 2014. Regional Flood Frequency Analysis for Çoruh Basin of Turkey with L-Moments Approach, Flood Risk Management, DOI: 10.1111/jfr3.12116.

Page 50: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon686

Bayazıt M., Önöz B. 2009. LL-moments for Es ma ng Low Flow Quan les, Hydrological Sciences Journal, 47:5, 707-720.

Hosking J. R. M. 1990. L-Moments: Analysis and Es ma on of Distribu ons Using Linear Combina ons of Order Sta s cs, Journal of the Royal Sta s cal Society Series B, 52, 105-24.

Hosking J. R. M., Wallis J. R. 1993. Some Sta s cs Useful in Regional Frequency Analysis, Water Resources Re-search, 29, 2, 271–281.

Karahan H., Ceylan H., Ayvaz T. 2007. Predic ng Rainfall Intensity Using a Gene c Algorithm Approach, Hydro-logical Processes, 21;470-475.

Karahan H., Ayvaz T., Gürarslan G. 2008. Şiddet-Süre-Frekans Bağın sının Gene k Algoritma ile Belirlenmesi: GAP Örneği, İMO Teknik Dergi, 4393-4470.

Malekinezhad H., Nactnebel H. D., Klik A. 2011. Comparing The Index-Flood and Mul ple-Regression Methods Using L-Moments, Physics and Chemistry of the Earth, Parts A/B/C , 36,1–4, 54–60

Moghaddam, F.G. 2014. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Yağış Şidde –Süre–Tekerrür Analizinin L-Momentleri Ve Yapay Sinir Ağları İle Yapılması, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Ens tüsü, Trabzon.

Seckin N., Cobaner M., Yurtal R., Haktanir T. 2013. Comparison of Ar fi cial Neural Network Methods with L-moments for Es ma ng Flood Flow at Ungauged Sites: The Case of East Mediterranean River Basin, Tur-key, Water Resources Management, 27, 2103–2124.

Yang T., Shao Q., Hao Z. C., Chen X., Zhang Z., Xu C, Y., Sun L. 2010. Regional Frequency Analysis and Spa o Tem-poral Pa ern Characteriza on of Rainfall Extremes in Pearl River Basin, China. Journal of Hydrology, 380, 386–405.

Yüksek Ö., Serencam U., Üçüncü O., Anılan T. 2013a. Afet ve Taşkın Yöne mi ve Değirmendere Örneği, Taşkın ve Heyelan Sempozyumu, Trabzon, 33-44.

Yüksek Ö., Kankal M., Üçüncü O. 2013b. Assessment of Big fl oods in the Eastern Black Sea Basin of Turkey, Envi-ronmental Monitoring and Assessment, 185:797–814.

Page 51: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 687

2000-2013 Yılları Arasında Doğu Karadeniz Havzasında Oluşan Taşkınların Kentsel Altyapıya Etkileri

Banu Yılmaz1, Doç. Dr. Egemen Aras2

1Karadeniz Teknik Üniversitesi Of Teknoloji Fak. İnşaat Müh. Bölümü, [email protected] Teknik Üniversitesi Of Teknoloji Fak. İnşaat Müh. Bölümü, [email protected]

Özet

Doğu Karadeniz sahili boyunca 38 büyük ve yüzlerce küçük havza alanlı vadi bulunmaktadır. Bu vadilerin ortak özelliklerinden biri ve en önemlisi yüksek mecra eğimine sahip olmaları ve akış rejiminin düzensizliğidir. Dik ve derin vadiler boyunca ilerleyen bu akarsular, vadi tabanlarındaki sınırlı düzlük sahalardaki yerleşim alanlarına ve tarım alanlarına önemli zararlar vermektedir. Aşırı yağış alan bölgede, vadiler boyunca zayıf bitki örtüsü ve mevcut jeolojik şartlar nedeniyle sıkça heyelanlar yaşanmaktadır.

Bu çalışmada, Doğu Karadeniz bölgesinde denize dökülen akarsular ve bunların kollarından bu akarsulara dö-külen yan derelerde, 2000-2013 yılları arasında oluşmuş taşkınlardan ve bu taşkınların kentsel altyapıya verdiği zararlardan bahsedilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Taşkın, Doğu Karadeniz Havzası, Kentsel Altyapı, Doğal Afet.

Eff ects of Floods Occurring in the Eastern Black Sea Basin in 2000-2013 on Urban Infrastructure

Abstract

Eastern Black Sea basin area has 38 large and hundreds of small valleys along the coast. One of the common characteris cs of this valley is to have a high slope and the irregularity of the fl ow regime. These rivers, along the steep and deep valleys, are giving signifi cant damage to residen al areas in the fi eld and the limited fl at farmland in the valley fl oor. Landslides are occurring frequently in the region where falling rainfall excessive due to poor vegeta on and exis ng geological condi ons throughout the valley.

In this study, men oned that fl oods have occurred between the years 2000 -2013 and its eff ects on urban inf-rastructure in the Eastern Black Sea region.

1. Giriş

Doğal afet olarak bilinen taşkın veya sel, bir akarsuyun çeşitli nedenlerden dolayı yatağından taşarak çevresinde-ki araziye, yerleşim yerlerine canlılara ve altyapı tesisine zarar vermesiyle sonuçlanan, oluştuğu bölgede sosyal ve ekonomik faaliyetleri kesin ye uğratan bir akış büyüklüğüdür. Aşırı yağışlar ve toplu kar erimeleri taşkınları oluşturan en büyük sebep olarak görülmektedir. Taşkınlar her ne kadar yaşandığı bölgenin iklim koşullarına, topografi k özelliklerine bağlı olarak gerçekleşse de bunun bir felaket haline gelmesi konusunda insan ak viteleri en önemli rolü oynamaktadır. Türkiye gibi ekonomik gelişme sürecinde olan bir ülkede sanayileşme ve çeşitli kentleşme çalışmaları akarsu havzasının belirli yerlerinde yapılan insan faaliye ni de ar rmaktadır. Dolayısıyla bu durum havzadaki ekolojik dengeyi bozarak taşkın afe ne sebebiyet vermekte, can ve mal kayıplarının sayısı-nın artmasına yol açmaktadır[1,2].

Page 52: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon688

Günümüzde dünyanın pek çok yöresinde, uzun yıllar boyunca ortalamasının çok üzerinde yağışlar oluşmuş ve bu yağışların sonucunda da taşkın olayları meydana gelmiş r. Ancak, taşkın olayının bu doğal boyutunu engellemek veya ortadan kaldırmak mümkün değildir. Burada yapılması gereken, taşkın risklerini mühendislik yaklaşımlarıy-la ortaya koymak ve her alanda riske dayalı tasarım ve planlamalara yönelmek r.

1.1. Doğu Karadeniz Havzası Hakkında Genel Bilgiler

Bölge, Samsun-Artvin illeri arasında uzanan dar bir sahil şeridi ile paralelindeki yüksek dağlar ile çevrilidir. Bu dağ silsilesinin arka yüzünde kalan, Gümüşhane ve Bayburt illeri farklı iklim ve topografi k şartlar ile ayrı bir özellik arz etmektedir (Şekil 1).

Doğu Karadeniz Bölgesi kıyı şeridi, akarsu vadileri ile derin biçimde yarılmış dağlık ve engebeli alanlardan oluşur. Doğu Karadeniz sıra dağlarına bağlı kıyı dağlarının yüksek kesimlerinden Karadeniz kıyısına kadar uzanan doğal bitki örtüsü çok zengin ve çeşitlidir. Kıyıdan i baren yer yer duvarı da andırır biçimde yükselen, doğu-ba doğrul-tusunda uzanan bu dağlar, güneye gidildikçe yumuşak bir eğimle daha da yükseldikten sonra, il sınırları başında Çoruh ve Harşit yarma vadilerine doğru oldukça dik yamaçlarla alçalır. Bölge havzalarının engebeli ve yüksek eğimli olması, arazinin önemli bir kısmının teknik gereklilik dışında tarım alanı olarak kullanılması, vadilerdeki yüzey erozyonunu hızlandırmaktadır.

Doğu Karadeniz Bölgesi iklim, topografi k ve jeolojik yapısından ötürü Türkiye’nin en fazla yağış ortalamasına sahip bölgesidir. Küresel iklim değişikliği çerçevesinde bazı bölgelerde yağış azalırken Doğu Karadeniz Bölgesinde yağışın ar ğı görülmüştür. Zaten yağışlı olan bölgede ortalama yağış yüksekliği daha da artacak r. Yağışlar önce-den yer ve zaman içerisinde düzenli olarak dağılırken küresel iklim değişikliğinin baş göstermesinden sonra yer-sel ve zamansal anormalliklerin meydana geldiği görülmekte ve bundan sonra da geleceği beklenmektedir[4].

Doğu Karadeniz Havzasının iklimsel özellikleri ve her bir vadideki akarsuların akış koşullarının farklılığı ve vadiler-deki arazi kullanım koşulları sorunların ortaya çıkış biçimlerinde önemli farklılıklar yaratmaktadır. Bu koşulların yanı sıra bölgenin, Karadeniz sahil şeridi boyunca uzanan kesimleri, ülkemiz metrekareye düşen yağış miktarı ortalamasının çok üzerinde yağış almaktadır. Yağışın fazlalığı, gevşek ve kaygan arazi yapısı ve akarsuların derin biçimde yardığı bazı dik yamaçlardaki cılız bitki örtüsü bölgemizin çeşitli yörelerinde zaman zaman can ve mal kabına yol açan sel ve heyelanlara neden olmuştur.

Topoğrafi k faktörlerin etkisiyle Trabzon’un doğusundan i baren yağışlar artmakta, doğuda Rize, Arhavi ve Hopa’da yağışlar en yüksek seviyeye erişmektedir. Bölgenin yağış dağılımında hakim rüzgar yönü ile yamaçların konumu ve yüksel si en önemli etkenlerdir. Doğu Karadeniz Havzası içinde yer alan illerin ortalama yıllık yağış yüksekliği değerleri, Ordu 780 mm, Giresun 926 mm, Trabzon 900 mm, Rize 1264 mm, Artvin 700 mm, Gümüş-hane ise 465 mm’dir. Havzanın en doğusundaki, Arhavi İlçesi’nin yağış yüksekliği 2593 mm, Hopa İlçesi’nin yağış yüksekliği ise 2500 mm’dir.

Yılın tamamına yayılan ve yer yer 2500 mm.ye ulaşan yıllık ortalamaların yanında, Doğu Karadeniz Bölümü’nde maksimum yağışlar da çok yüksek değerlere ulaşmaktadır. Bu alanda, kısa zaman aralıklarında düşen maksimum

Şekil 1 - Doğu Karadeniz Havzası [3]

Page 53: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 689

yağışlar, bazen bir aylık ortalamalardan daha yüksek değerlere ulaşmakta ve bu tür yağışların sonrasında da çoğu kez taşkınlara sebep olmaktadır. Doğu Karadeniz Bölümü’nde, maksimum yağışlar ya da diğer koşulların etkisiyle oluşan taşkınlar, bölgenin topografi k özelliklerinin de etkisiyle çok büyük zararlara sebep olmakta ve zaman za-man afete dönüşen su baskınları, büyük miktarda can ve mal kayıplarıyla sonuçlanmaktadır.

2. Yöntem

Doğu Karadeniz Bölümü’nün topografi k özelliklerinin de etkisiyle oluşan kısa ve şiddetli yağışlar bölgemizde sık sık ani taşkınlar (fl ashfood) yaşanmasına sebep olmaktadır. Oluşan bu taşkınların zaman zaman afete dönüşmesi büyük miktarda can ve mal kayıplarının yaşanması ile sonuçlanmış r.

Çalışma kapsamında 2000-2013 yılları arası oluşan büyük taşkınlar incelenerek Tablo 1’de özetlenmiş r. Tablo incelendiğinde, taşkınların Rize, Giresun ve Trabzon şehir sınırları içerisinde olduğu görülmektedir. Bu illerde hangi akarsu kollarının hangi ilçelerde taşkınlara yol aç ğı ve ne kadar can kaybına yol aç ğı özetlenmektedir.

Tablo 1 - Doğu Karadeniz Havzasında 2000-2013 yılları arasında oluşan büyük taşkınlar [5]

Taşkın Yılı İl Taşkın Yeri (ilçe-Semt) Taşkına sebep olan akarsu kolu

Can kaybı (kişi)

11-12.11.2001

Rize - Çayeli - Güneysu - Pazar - Ardeşen - Çamlıhemşin - Fındıklı

Fır na, Şairler, Aşıklar, Hemşin, Bodasarı, Dolana, Işıklı, Arılı D.

- 6 kişi haya nı kaybetmiş r.

20.06.2002 Giresun - Dereli - Yağlıdere

Görele deresi, Çömlekçi deresi, Gelivera deresi, Yağlı dere, Aksu deresi,Batlama deresi,Pazarsuyu deresi

-

10.06.2004 Trabzon - Araklı - Arsin

Karabolu,Yanbolu -

02.08.2005 Trabzon Rize

- Sürmene - Çaykara - Of - Hayrat - İyidere

Manahoz, Solaklı İyidere, Baltacı

- 10 kişi haya nı kaybetmiş r.

02.07.2006 Trabzon Giresun

- Sürmene - Of - Yağlıdere - Keşap - Espiye - Giresun Merkez

Of- Solaklı Deresi, Ormanseven Deresi, Manahoz Deresi , Feyizli Deresi , Batlama deresi, Yağlıdere deresi

- 3 kişi haya nı kaybetmiş r.

09.09.2009 Trabzon Sürmene Manahos, Solaklı , Baltacı , İyidere

-

19.08.2013 Trabzon Yomra -Yomra-Taşdelen köyü yan dereleri - Vadion Deresi - Yomra Deresi - Yomra- Şana- İkisu - Ekşili Deresi

- 2 kişi haya nı kaybetmiş r.

11-12.11.2001 tarihlerinde Rize ve dolaylarında yağan şiddetli yağışlar ne cesinde meydana gelen taşkın ve heyelan olayları can ve mal kayıplarına sebebiyet vermiş r (Şekil 2).

Page 54: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon690

• Güneysu ilçe merkezi girişinde bulunan çay fabrikası ve alabalık tesisi taşkınlardan kısmen etkilenmiş r.

• Büyük dere havzasının membaasında kısmi yol tahriba ile Seslidere köyü mevkiinde 1 adet alabalık üre m ve dinlenme tesisi zarara uğramış r. Ayrıca enerji nakil hatlarını taşıyan 5 gerilim direği zarar görmüştür. Yine bu kol üzerinde Ormancık köyünde meydana gelen heyelan sonucu 2 vatandaşımız haya nı kaybet-miş r.

• Ardeşen ilçesinin ba sından geçen Fır na deresi havzası yağışlardan en fazla etkilenen bölge olmuştur. Bu dere yatağında bulunan araziler, yaşanan taşkınlardan etkilenmiş r. Taşkınlardan etkilenen tarımsal arazi-ler, 100 da kadardır. Taşkın ve heyelan sonucu bir vatandaşımız haya nı kaybetmiş r.

20 Haziran 2002 tarihlerinde Giresun ili dolaylarında yağan şiddetli yağışlar ne cesinde meydana gelen taşkın olayları, Giresun’un doğusundan i baren Görele Deresi, Çömlekçi deresi, Gelivera deresi, Yağlı dere, Aksu deresi ile Giresun’un ba sına doğru Batlama deresi ve Pazarsuyu deresinde taşkınlar yaşanmış r.

• Yağlıdere ilçesinden geçen yan dere menfezine sığmayarak şehir içine taşmış r. Ge rdiği rüsubat sokaklara yayılmış r.

• Üçtepe ve Sınır Köyü grup yollarında yer yer tahribatlar meydana gelmiş r. Yağlıdere deresi güzergâhı bo-yunca her iki sahilinde yer alan tarım arazilerinde kıyı oyulması şeklinde zararların meydana gelmiş r.

• Taşkın olayının en etkili hissedildiği Aksu vadisinde zararlar, ulaşım yollarında görülmüştür. Vadi tabanın-dan geçirilen, Giresun Şebinkarahisar devlet karayolunun muhtelif kesimlerin bilhassa yolun iç kurplu oldu-ğu bölümlerde kıyı oyulması şeklinde kopmalar meydana gelmiş, ulaşım aksamış r.

• Giresun şehrine içme suyu temin edilen vadi alüvyonundaki kuyular da bu taşkınlardan etkilenmiş, şehre geçici bir zaman için su verilememiş r. Giresun merkeze bağlı Çaldağ kasabasının önünden geçen TCK köp-rüsünün yol dolgusu tahrip olduğundan burada servis kasaba içinden verilmiş r. Duroğlu beldesinde Aksu deresi üzerinde kurulu bulunan düşük standar aki köprü bu taşkınlarda yıkılmış r.

• Taşkınların etkisinin en çok görüldüğü yerleşim birimlerinden olan Dereli ilçesinde taşan suların ge rdiği rüsubat ilçe merkezine yayılarak etkisini göstermiş r. İlçede iş yeri ve konutlarda ve belediyeye ait alt yapı tesislerinde su basmasından dolayı zararlar görülmüştür. İlçenin Güney tara ndaki (8.km) TCK köprüsü za-rar görmüş ve ulaşım köy yollarından verilmiş r.

• Taşkınların etkili olduğu diğer bir derede Batlama deresidir. Yapılan ilk etütlerde Batlama deresi güzerga-hında Giresun merkez ilçeye bağlı Çaldağ beldesinde iki konut, Çaldağ Madensuyu fabrikasının müştemi-la nda tahribatlar, işyeri, gayrimenkul ve menkul eşya zararları meydana gelmiş r. Karayolu güzergahının muhtelif kesimlerde olmak üzere toplam l’km uzunluğunda yol tahriba na rastlanmış r.

• Pazarsuyu Deresi vadisinde sahilden 2. km mesafeye kadar olan kısımda özellikle sol sahilde bulunan su kuyuları ve iş yerleri kısmen zarar görmüştür.

Trabzon-Arsin ilçesi Yanbolu vadisinde 10 Haziran 2004 günü saat 15.30’da başlayan ve saat 18.00’e kadar süren aşırı sağanak yağışlar bölgede önemli ölçüde taşkın zararlarına neden olmuştur (Şekil 3).

Şekil 2 - Rize-Çayeli - 11.11.2001 tarihinde meydana gelen taşkın zararları

Page 55: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 691

• Yağışlar, vadide sahilden 13 km. uzaklıkta bulunan Fındıklı beldesinde etkili olmuş, belde merkezine ulaşımı sağlayan ve Yanbolu deresi güzergahınca ilerleyen grup köy yolu ulaşıma kapanmış r

• Fındıklı belde merkezinde oluşan taşkın sonrası yapılan ilk tespitlerde, Orta mahallede oturan 6 vatanda-şın konutları yağmur sularının evlere dolması nedeniyle zarar gördüğü belirlenmiş r. 11 bina taşkınlardan zarar görmüştür. Yaşanan bu taşkınlarda can kaybı oluşmamış, sadece bir vatandaşın 2 adet büyükbaş hay-vanı telef olmuştur.

• Arsin ilçesi Oğuz köyünde, birçok konut şev akmaları sonucu zarar görmüştür.

• 14 köyün de yolu bu yaşanan taşkınlar nedeniyle ulaşıma kapanmış r. Belde merkezine ve vadideki diğer yerleşim alanlarına enerji ileten hatların önemli bir bölümünün tahrip olması nedeniyle yerleşim alanlarına elektrik verilememiş r.

• Yanbolu vadisinde bulunan Yeşilköy’de 10, Fındıklı Beldesinde 50, Güneyce Köyünde 8 çi çi olaylardan etkilenmiş ve toplam 40 da. ndık ve bahçe tarımı yapılan saha zarar görmüştür.

• Yaşanan bu taşkınlar aynı zamanda Araklı ilçesi, Değirmencik köyü ve civar köylerde etkili olmuştur. Araklı ilçesi Karadere deresi vadisinin 6 km.sinde Ayvadere mevkiinde bulunan Kaşıkçı deresinin taşıdığı rüsubi malzeme ile yol güzergahındaki menfezin kanması sonucu taşkınlar oluşmuş ve 1.5 km.lik bir güzergahtaki tarım arazileri ve 15 adet evin zemin katlarını su basmiş r. Ayrıca bu bölümde mahalle içi geçiş köprüsü tahrip olmuş, 50 adet arı kovanı taşkınlara maruz kalmış r

• Araklı ilçesi, Yiğitözü köyünde 5, Hasköy2de 5 Ayvadere köyünde 10, Değirmencik Köyünde 10, Pervane Köyünde 30 çi i taşkın ve heyelanlardan zarar görmüş, toplam 35 da. Arazi % 20- 60 oranında etkilenmiş r.

Sürmene-Küçükdere ile İyidere havzaları arasında 02.08.2005 tarihinde gece 03.00 civarında başlayan mevzi sağa-nak yağışlar sonucu sabah 06.00 civarında Sürmene (Manahoz), Solaklı, Baltacı ve İyidere deresi güzergâhlarında su seviyelerinde yükselme başlamış ve saat 09.30’da ise en yüksek seviyeye ulaşmış r (Şekil 4).

• Manahoz deresi vadisinde yaşanan taşkınların genelde yol tahriba na neden olarak ulaşımı etkilediği gö-rülmüştür.

• Of-Çaykara-Uzungöl karayolu güzergâhı boyunca 6 yerde dere tahriba sonucu büyük açıklıkta kopmalar oluşması sonucu yol ulaşıma kapanmış r.

• Taşhanpazarı-Uğurlu beldesine ulaşımı sağlayan köprü taşkınlar sonucu yıkılmış r. Yerleşim yerlerine yöne-lik taşkınlar genelde, Çaykara ilçe merkezi ve Şahinkaya, Koldere köylerinde oluşmuştur.

• Solaklı deresinin memba bölümlerinde oluşan heyelan sonucu 15 adet konut tesir al nda kalmış r.

• Çaykara ilçe merkezinde yaşanan bu taşkınlarda Ulucami köyünde oluşan heyelan sonucu üç vatandaşımız haya nı kaybetmiş r. Çaykara ilçe merkezinde, Yeşilalan deresi güzergâhında yer alan bir adet balık çi liği tahrip olmuştur. Yine bu dere güzergâhında yer alan otobüs garajı ve 6 konut taşkınlardan zarar görmüştür.

• Şahinkaya köyü, Sarmaş mahallesi yerleşim yerleri bu taşkınlardan etkilenmiş ve Solaklı deresi üzerinde bulunan köprü tamamen rüsubat al nda kalmış r.

Şekil 3 - Trabzon-Arsin - 10.06.2004 tarihinde meydana gelen taşkın zararları

Page 56: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon692

• Balaban beldesini Hayrat ilçesine bağlayan ana yol üzerindeki köprü yıkılmış r.

• Baltacı deresi güzergâhınca ilerlemekte olan Hayrat-Of devlet karayolunun bazı kesimleri tahribata uğra-mış r.

• Geçitli köyünde iki adet konut, bir köprü tamamen yıkılmış diğer biride hasar görmüştür.

• Of ilçesi Keler köyünde bir aracın taşkına kapılması sonucu içinde bulunan al kişi haya nı kaybetmiş r.

Trabzon- Of-Solaklı deresi, Sürmene Manahoz deresi havzalarında 01.07.2006 tarihinde saat:17’de, Giresun-Keşap, Espiye ve Yağlıdere ilçeleri ve civarında ise 02.07.2006 günü saat 02:00 sularında oluşan aşırı yağışlar taşkınlara neden olmuştur (Şekil 5).

• Ormanseven deresi güzergahı boyunca ilerlemekte olan yol 5 noktadan kesilmiş r ve elektrik hatları da zarar görmüştür. Ormanseven belde merkezinde, 15 adet işyeri, taşkın koruma tesislerinin bir bölümü ve belediyenin altyapı tesisleri önemli derecede zarar görmüştür.

• Belde merkezinde iki adet köprünün ağaç ve malzemelerle kanması sonucu belde merkezine taşkın suları ve rusubi malzeme dolmuştur. Su ve kanalizasyon şebekeleri tahrip olmuştur.

• Yaşanan bu taşkınlarda 4 adet köprü taşkınlardan zarar görmüştür. 3 adet köprü bütünüyle yıkılmış, bir köprü de zeminde meydana gelen oturmalar nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş r.

• Cumapazarı beldesi mansabında yer alan bir yanderenin ge rdiği rüsubi malzeme karayolunun uzun süre kapalı kalmasına neden olmuştur. Yaşanan bu taşkınlarda 3 adet araç rüsubat al nda kalarak zarar görmüş ve belde merkezinde bulunan bütün konut ve işyerlerinin zemin katları su baskınına uğramış, elektrik ve telefon hatları zarar görmüştür. Belediyeye ait depolanmış haldeki kanalizasyon malzemeleri taşkın suları

Şekil 4 - Trabzon-Sürmene - 02.08.2005 tarihinde meydana gelen taşkın zararları

Şekil 5 - Trabzon-Of-Sürmene - 01.07.2006 tarihinde meydana gelen taşkın zararları

Page 57: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 693

ile tahrip olmuştur. Cumapazarı beldesine içme suyu temin edilmesi amacıyla inşa edilmiş olan arıtma tesi-sinde zarar meydana gelmiş olup, beldeye içme suyu verilememiş r.

• İkidere ve Uluağaç köyü yerleşim alanında 50 dekar arazide ve konutların zemin katlarında su baskını şek-linde taşkın zararları meydana gelmiş r.

• Giresun-Yağlıdere ilçe merkezinde inşa edilmiş olan bütün altyapı tesisleri yaşanan bu taşkınlardan zarar görmüştür. Elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve diğer rekreasyon alanları bütünüyle tahrip olmuştur.

• Giresun-Keşap Değirmendere deresi üzerinde 4 adet köprü yıkılmış, Yolağzı deresi üzerinde en membadaki köprü üzerinde iki vatandaşımız sel suları nedeniyle haya nı kaybetmiş, ikisi de yaralanmış r.

• Espiye şehir merkezinde bazı kamu kuruluşlarının zemin katlarına su basmış r. İlçe merkezi bütünüyle ça-mur ile kaplanmış ve belediye altyapı tesisleri tahrip olmuştur.

Sürmene-Manahoz Deresi Vadisinde yer alan Ormanseven beldesi civarında 22.09.2009 tarihinde başlayan sa-ğanak yağışlar kısa süre içerisinde Sürmene (Manahoz) , Solaklı, Baltacı ve lyidere deresi güzergahlarında etkisini göstermiş, meydana gelen taşkınlar tüm bölgede etkili olmuştur.

• Trabzon -Sürmene, Ormanseven beldesinde oluşan taşkınlarda taşkın koruma tesislerinde kısmi hasarlar meydana gelmiş r.

• Manahoz deresi vadisinde yaşanan taşkınların genelde yol tahriba na neden olarak ulaşımı etkilediği gö-rülmüştür.

19 Ağustos 2013 tarihinde Doğu Karadeniz Bölgesinde oluşan aşın yağışlar sonucu Trabzon -Yomra-Taşdelen Köyü Yan Dereleri ve Vadion Deresi Havzalan, Yomra Deresi Vadisi ve Yomra- Şana- İkisu - Ekşili Deresi Vadisinde taşkın zararları meydana gelmiş r (Şekil 6).

• Yomra Taşdelen Köyü sınırlan içerisinden geçmekte olan Vadion deresi üzerinde ki kulübe ve diğer birçok yan derelerin geç ği yol, ndık bahçeleri ve araziler bu taşkınlardan etkilenmiş r.

• Vadion Vadisinde iki vatandaşımız haya nı kaybetmiş r.

3. Doğu Karadeniz Taşkınlarının Temel Nedenleri

Yörede yaşanan ve yaşanması olası taşkınların temel nedenleri olarak görülen sorunlar, bölgede bundan böyle sürdürülecek faaliyetler kapsamında dikkate alınması halinde, yaşanacak sorunların bir bölümünün önüne geçi-lebileceği düşünülmektedir.

Bölgede yaşanmakta olan taşkın ve heyelanların bütünü incelendiğinde yaşanan sorunların aşağıda sıralanan nedenlerden kaynaklandığı gözlenmiş r.

• Bölgenin topografi k koşulları gereği yol güzergahları genelde vadi tabanlarından geçmektedir. Vadi tabanla-rından geçirilen yol şevlerinin sanat yapıları ile korunması ve özellikle dere yatakları ile kesişen bölümlerde, yeterli ıslah genişliğinin sağlanması önem arz etmektedir. Bazı bölümlerde kesit hidrolik hesapları kağıt

Şekil 6 - Trabzon-Yomra - 19.08.2013 tarihinde meydana gelen taşkın zararları

Page 58: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon694

üzerinde yeterli görülse de yara lan akış şartları gereği olumsuzluklar yaşanabilmektedir. Özellikle bu tür kesit alanlarında ilgili kurumun, DSİ ile koordinasyona girmesinde fayda görülmektedir.

• Dere vadilerinde sürdürülen kadastro çalışmalarında, DSİ teşkila görüşü alınmadan yapılan tapulama iş-lemlerinin, ıslah aşamalarında problem yaratması, inşa edilen tesislere vatandaşların müdahalesi sonucu tamamlanamayan tesislerin fonksiyonlarını yeterince yerine ge rememektedir.

• Bölgede meydana gelen taşkın ve heyelanların geneli ile ilgili bir değerlendirme yapıldığında, sorunun temelde aşırı yağışlar ile hareketlenen, derin toprak tabakasına sahip zeminlerden kaynaklandığı olduğu görülmektedir. Bu tür sorunların çözümü için, bir takım fi ziki tedbirler alınması mümkün olmakla birlikte, temelde arazi stabilitesini ar rıcı canlı iksa (derin kök yapısına sahip bitkiler ye ş rilerek) geliş rilmelidir.

• Havzalarda ormanlık alanların tahrip edilerek, tarım alanlarına dönüştürülmesi sonucu, arazi stabilitesinin bozulması heyelanlara neden olmaktadır.

• Arazi stabilitesinin bozulduğu, topoğra k koşulların ve arazi yapısının uygun olmadığı koşullarda (özellikle imar sahaları dışında) dene msiz konut inşa edilmesi problemlerin yaşanmasında etken olarak göze çarp-maktadır.

• Heyelana uygun topoğra k koşulların olduğu bölgemizde, dağınık yerleşim alanları oluşturulması ve her yerleşim birimine ulaşım için yollar açılması ve yol şevlerinin korunması amacıyla yeterince tesis inşa edil-memesi, yol çalışmalarından çıkan malzemelerin dere yataklarına bırakılması sorunların yaşanmasında en önemli neden olarak tespit edilmiş r.

• Dere yataklarında ruhsatlı, ruhsatsız uygunsuz malzeme alımı sonucu akış şartlarının bozulması ve ocak işletme sahalarının dere akış şartlarına uygunsuz alanlarda oluşturulmasından dolayı sanat yapılarının to-pukları talveg seviyesinin düşmesinden ötürü zarar görmektedir.

• Dere akış koşullarına engel olacak şekilde konut ve sanat yapıları inşa edilmesi, taşkın olaylarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

4. Sonuç ve Öneriler

Meydana gelen taşkınların kentsel altyapıya, kent gelişimine, kent planlamasına ve ken n yaşanılabilirliğine ver-diği zararlar açık olarak görülmektedir. Birçok yerde yol bağlan larının kesin ye uğraması ve ulaşımın farklı yollardan sağlanması, ndık bahçelerinin ve birçok tarım arazisinin önemli ölçüde zarar görmesi, enerji ileten hatların tahrip olması nedeniyle yerleşim alanlarına elektrik verilememesi, havzadan gelen rusubi malzemenin sanat yapılarının kayarak işlevselliğini olumsuz etkilemesi, içme ve kullanma suyunun kentlere ulaş rılamama-sı, köprülerin yıkılması ve daha birçok yapının hasar görmesi taşkınların sebep olduğu başlıca zararların başında gelmektedir.

Doğu Karadeniz Bölgesinin topoğra k özellikleri nedeniyle afetlere maruz kalabilecek onlarca yerleşim yeri bu-lunmaktadır. Yukarıda bahsedilen yıllarda yaşanan örnek olaylar bu durumun göstergesidir. Yaşanan bu olum-suzluklar göstermiş r ki, taşkınlara yönelik alınabilecek tedbirler sadece ilgili kurumların uğraşıları ile sonuçlan-dırılacak bir nitelikte değildir. Yaşanan bu taşkınlarda maddi zararlar yanında sürekli can kaybı meydana gelmesi konu hakkında fi ziki önlemler yanında bir takım idari tedbirler de alınmasını zorunlu kılmaktadır. Son yıllarda bölgede yaşanan taşkınlarda dikka çeken en önemli husus, ana su kaynaklarından ziyade yan dereler üzerinde meydana gelen problemlerin mecralarda oluşturduğu sorundur. Yandere havzalarında oluşan yamaç göçmeleri ve heyelanlar sonucu mansap sahalara in kal eden rüsubi malzemenin hareketlenmesine neden olan uygulama-ların önüne geçilmesi, yaşanması muhtemel sorunların önlenmesi açısından önem arz etmektedir.

Ayrıca, bölgede son yıllarda yaşanan taşkınların nedeni daha çok su yükünden oluşan taşkınlar olmayıp, akışa geçen rüsubi malzemelerin dere yatak kesitlerinde oluşturduğu sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bütün bölge-deki derelerde gözlenen bu durum nedeniyle, yapılacak çalışmalarda yukarı havza çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekli görülmektedir. Örneğin; muhtemel rüsubat zararları, yamaç akmaları ve oyulmaları önlemek için Tersip Bendi, Islah Sekisi ve Taban Kuşağı gibi enine yapıların yapılması, yol geçişlerinde menfez ve köprü seçimi yapılır-ken 500 yıllık debi hesabına göre ve hava payı dikkate alınarak boyutlandırma yapılmalıdır (Şekil 7).

Page 59: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere

7. Kentsel Altyapı Sempozyumu / 13-14 Kasım 2015, Trabzon 695

5. Kaynakça

[1] Özcan E., 2006. Sel Olayı ve Türkiye, GÜ, Gazi Eği m Fakültesi Dergisi, Cilt 26, Sayı 1 (2006) 35-50

[2] Uzun A., 2007. Doğu Karadeniz Kıyı KuşağındaCoğrafi Yapı Ve Sel İlişkisi, TMMOB Afet Sempozyumu, 387-393.

[3] Ö. Yüksek, M. Kankal, H. Önsoy, M. H. Filiz “Doğu Karadeniz Havzası Taşkınları Üzerine Genel Bir Değerlen-dirme “ 5. Dünya Su Forumu Türkiye Bölgesel Hazırlık Toplan ları, 07-08 Ağustos 2008 TRABZON

[4] URL-1 h p://www.zaman.com.tr/gundem_dogu-karadenizin-kaderi-sel-ve-heyelanlar_1020899.html

[5] DSİ 22. Bölge Müdürlüğü

Şekil 7 - DSİ tara ndan yapılan örnek Tersip Bendi Uygulamaları

Page 60: Doğ - İMO · Seller oluşma yerleri açısından, dere ve nehir selleri (taşkınlar), dağlık alan (kuru vadi) selleri, şehir selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olmak üzere