155

A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 2: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLUL A R DÖNEMİ

Page 3: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

A TA TÜ R K K Ü L TÜ R, D İ L V E TARİH YÜ K S EK K U R UMU T Ü R K T A R İ H KU R U M U Y A YIN L A R I

XXIV. DİZİ - Sa. 2

ANADOLU'NUN FETHİ SELÇUKLULAR DÖNEMİ

(BAŞLANGIÇTAN 1086'YA KADAR)

Prof. Dr. ALİ SEVİM

TÜR K TAR İH K U R U M U BASIM E Vİ-A N K ARA

1 9 8 2

Page 4: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

İÇİ N D E K İ L E R

ÖNSÖZ VII-VIII.

GİRİŞ 1-11

ANADOLU'NUN FETHİ SIRASINDA ORT A - DOGU'NUN SİYASİ DURUMU 1 .

ı. SELÇUKLU İMPARATORLUGU 1.

2. BİZANS İMPARATORLUGU 2.

3 . BAGDAD ABBASİ HALİFELİGİ 6.

4 . BÜVEYH OGULLARI DEVLETİ 7.

5. MISIR - FATIMİ H ALİFELİGİ 8.

BÖLÜM

1. ANADOLU'YA GELEN İLK TÜRKLER 13-17.

A. HUN TÜRKLERİ'NİN ANADOLU İSTİLASI 13.

B . SABAR TÜRKLERİ'NİN ANADOLU İSTİLASI 14.

c. İLK MÜSLÜMAN TÜRKLERİN ANADOLU GAZASI 15.

BÖLÜM I 1.

ÇAGRI BEY'İN ANADOLU SEFERİ 19-22.

Page 5: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

iV İÇİNDEKİLER

BÖLÜM III.

İLK TÜRKMEN (OGUZ) AKINLARI 23-24.

BÖLÜM iV.

SULT AN TUGRUL DEVRİNDE YAPILAN AKINLAR VE FETİHLER 25-38.

Selçuklu ordularının harekatı 29. - Bizans'la yapılan barış 32. - Sultan Tuğ­rul'un seferi 33. - Daha sonraki askeri harekat 35.

BÖLÜM v.

SULTAN ALPARSLAN DEVRİNDE YAPILAN AKIN­LAR VE FET İHLER 39-76.

Sultan Alparslan'ın seferi 39. - Selçuklu komutanlarının harekatı 42. -

Bizans'ta durum 45. - Sultan Alparslan'ın ikinci seferi 46. -Bizans'ın karşı harekatı 47. - Selçuklu emirlerinin akınları 48. - Sultan Alparslan'ın Anadolu ve Kuzey - Suriye seferi 51. - Romanos Diogenes'in hareketi 54. - Malazgirt meydan savaşı 58. - Alparslan için okunan hutbe 61. - Alparslan'ın orduya hitabı 64. -Tutsak imparator Sultanın katında 69. - Barış antlaşması 71.

Zaferin akisleri ve sonuçları 7 4.

BÖLÜM V I.

SULTAN MELİKŞAH DEVRİNDE YAPILAN FETİHLER 77-111.

Selçuklu Fetihleri ve Bizans'ta durum 77.

A. TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLE TİNİN KURULUŞU VE FE T­

HİN TAMAMLANMASI 79.

Kutalmışoğulları Anadolu'da 79. - Türkiye Selçuklu Devleti kuruluyor 81. -Anadolu fetihleri süriiyor 82. - Süleyman - Mansur anlaşmazlığı 84. - Dragos Suyu antlaşması 85. - Doğu-Anadolu ve Erran'da fetihler 85.

Page 6: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

İÇİNDEKİLER v

B . SÜLEYMANŞAH'IN KUZEY. SURİYE SEFERİ VE SONU 88.

Antakya'ııın fethi 88. - Süleymaıışah - Müslim çatışması 89. -Yeni bir ittifak teşebbüsü 90. - Ebulkasım'ın yönetimi ve sonu 94.

c. İZMİR VE BÖLGESİNİN FETHİ. ÇAKA VE TANRIBERMİŞ'İN KURDUGU BEYLİKLER 96.

D . GÜNEY· DOGU ANADOLU BÖLGESİNİN SELÇUKLU YÖ­NETİMİNE ALINMASI 99.

Fahrnddevle -Artuk anlaşmazlığı 101. - Türkmen baskını 102. - H arekat sürüyor 103. - Bölgede yeni Türk devletleri 107.

SONUÇ 108.

KRONOLOJİ CETVELİ 113 .

BİBLİYOGRAFYA 1 19.

DİZİN 123.

Page 7: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 8: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

Ö N SÖ Z

Hiç şüphesiz, milli tarihimizin en önemli olaylarından birisi de bugün üzerinde yaşamakta olduğumuz Anadolu'nun Türkler tarafından fetlıedilmesidir. Müslüman Türkler (Sel­çuklular) , Anadolu'yu istila ve fetih hareketlerinin başlangıcın­dan (1038), fetihlerin büyük ölçüde tamamlanmasına (1086) kadar geçen aşağı - yukarı yarım yüzyıla yakın bir dönemde, bu ülkeyi ellerinde bulunduran Bizanslılarla, büyük bir azim ve kararlılıkla devamlı mücadelelerde bulunmuşlardır. Bu mü­cadele, genellikle iki taraf ordularının çarpışması şeklinde cereyan etmiş olmakla beraber, kendine yeni bir yurt, yeni bir vatan bulma amacıyla, Anadolu'ya adeta bir sel gibi akan Türk milletinin mücadelesi olmuştur. Esasen Türkistan ve Horasan'dan sahip oldukları bütün kültür ve medeniyet unsurlarıyla Batı'ya sürekli olarak göç eden kalabalık Türk­men (Oğuz) kitlelerinin iskan edilmesi, Selçuklu sultanlarının önemli tarihi bir sorunu olmuştur. Bu husus gözönünde tutu­lacak olursa, bir millet halinde Batı'ya göç eden bu büyük Türk kitlelerine, üzerinde yaşayacakları bir yurt, bir vatan bulmak gerekiyordu ve hatta zorunlu idi. Bu bakımdan Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilmesinin asıl sebebi, böylece daha iyi anlaşılmış olur. İşte bu milli amacın gerçek­leştirilmesi uğruna yapılmış olan Türk - Bizans mücadelesi, Anadolu'nun bir Türk yurdu haline getirilmesine kadar hiç durmaksızın devam ettirilmiştir. Başarıyla sürdürülen bu mücadeleler sonucunda, bazı kıyı kentleri dışında, Anadolu'­nun hemen tamamı fethedilmiş ve dolayısıyla Türk hakimi­yet, yönetim ve yerleşmesi gerçekleştirilmiştir. Esasen kıyı kentleri de dahil olmak üzere bütün Anadolu'nun fethi, Tür­kiye Selçukluları ve Beylikler dönemlerinde ve nihayet çağ

Page 9: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

VIII ALİ SEVİM

açan büyük Türk Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in lstanbul'u fethi (29 Mayıs 1453) ve Trabzon Rum - Pontüs devletini ortadan kaldırmasıyla (1461) tamamlanmıştır.

Çeşitli dönemlerde vuku bulan yoğun Türk göçleri so­nunda, Anadolu'da Türk nüfüsu, yerli halka oranla hakim duruma geçmiştir. Böylece Anadolu, tam anlamıyla Türk­leşmiş ve bir Türk yurdu haline gelmiştir.

Anadolu'nun niçin ve neden fethedildiği, nasıl bir Türkiye haline getirildiği konularını aydınlatacağım umduğumuz bu küçük eser, ağır bilimsel ifadelerden uzak, halkımızın hemen her düzeydeki fertlerinin kolayca anlayabileceği bir şek.ilde hazırlanmaya çalışılmıştır. Eserin hazırlanması sırasında, seç­me Bibliyografya' da gösterilen konuyla ilgili belli - başlı yerli ve yabancı araştırmalardan faydalanılmış, ancak eksik, karanlık ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız milli bir devlet kurarak yaşamakta olduğumuz bu Yurd'un nasıl fethedildiği olayını içeren hu eseri, geçmişine sıkı sıkıya bağlı olan yüce milletimize sunmakla kendimi sonderecede mutlu hissettiğimi içtenlikle ifade etmeliyim.

Ankara 1987 Prof. Dr. ALİ SEVİM A. Ü . D T C. Fakültesi

Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı, Türk Tarih Kurumu

Asli Üyesi

Page 10: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

G İ R İ Ş

ANADOLU'NUN FETHİ SIRASINDA ORTA - DOGU'NUN SİYASİ

DURUMU

Anadolu'nun Türkler tarafından fethi sırasında, Orta -Doğu'da büyük siyasi kuruluşlar olarak Büyük Selçuklu im­paratorluğu, Bizans imparatorluğu, Bağdad Abbasi ve Mısır -Fatımi halijelikleriyle Büveylıoğulları devleti görülmektedir. Bu büyük devletlerden başka, İsfalıan ve Hemedan'da Ka­kuyeoğulları, Kafkaslar'da Aphaza ve Gürcüler, Cürcan ve Taberistan'da Ziyaroğıılları, Tebriz'de Revvadiler, Erran böl­gesinde Şeddaoğulları, Diyarbakır ve yörelerinde Mervanoğul­ları, Musııl ve çevresinde Ulwyloğulları, Hille'de Mezyedoğul­ları, Halep ve yörelerinde Mirdasoğulları emirlikleri bulunu­yordu. Bunlardan Aphaza ve Gürcüler önceleri Bizans'a, diğerleri ise Büyük Selçuklu devletine tabi idiler.

ı.

SELÇUKLU İMPARATORLUGU

Selçuklular, Gaznelilere yaptıkları uzun süreli mücadele­lerin doruk noktası olan ünlü Dandanakan Meydan Savaşından (23 Mayıs 1040) sonra başkent Nişapur olmak üzere, Hora­san'da bağımsız bir devlet kurmayı başardılar. Türk tarihi bakımından önemli bir dönüm noktasını oluşturan bu zafer­den sonra Selçuklular, Merv kentinde toplanan Büyük Kurul­tay' da tespit edilip kararlaştırılan fetih planları gereğince, başta ilk Selçuklu sultanı Tuğrul B ey olmak üzere, Ç ağrı B ey , M u s a İ n a n ç Yab gu, İb r ahim Yınal ve K ut al­mış gibi Selçuklu başbuğları, devletin gerek doğu ve gerekse

Page 11: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

2 ALİ SEVİM

batı yönlerindeki çeşitli ülkelerde geniş fetih hareketlerinde bulundular. Devletin doğu ve güney bölgelerinde bulunan Karahanlı ve Gazneli devletlerine ait toprakların büyük bir bölümü, kısa zamanda fethedilerek Selçuklu sınırları içine alınmış ve bu devletler, birer küçük prenslik halinde devlete tabi duruma getirilmişlerdir. Özellikle sultan Tu ğrul B ey önderliğinde yürütülen batı yönündeki fetihler, Türk ve dün­ya tarihi bakımından daha büyük bir önem kazanmıştır.

Bu fetihler sonucunda Erran, Kafkasya, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Filistin tamamiyle fethedilmiş, hu küçük eserin konusunu oluşturan Anadolu'nun fethine de süratle başlanmıştır. Böylece Bizans ve Mısır - FatımUerine karşı mücadeleler sürdürülürken, başta Büveyhoğulları olmak üzere, yukarıda adları geçen Müslim ve gayrı Müslim bütün küçük siyasi kuruluşlar, Selçuklu devletinin tabiiyetine alınmıştır. Başta Anadolu olmak üzere, diğer yönlerde yapılan fetihler, sultan Tuğrul, Alp ars lan ve M elik ş ah devirlerinde de aynı hızla devam ettirilmiştir. Bu husustaki ayrıntılı bilgiler, bu el kitabının konusunu oluşturduğu için, burada, kısa da olsa, üzerinde durulmayacaktır.

2 .

BİZANS İMPARATORLUGU

Orta - Doğu'nun büyük devletlerinden birisi olan Bi­zans imparatorluğu, zaman zaman içte ve dışta ciddi tehlikelere düşmesine rağmen yine de ortaçağların kud­retli bir devleti olarak hakimiyetini sürdürmeyi başardı. Bizans'a J ustinuanus'tan sonra en parlak devrini yaşatan Makedonya hanedanına mensup il. B asil ' in ölümü (1025), imparatorluk için bir dönüm noktası oldu. il. B asil'den sonra tahta geçen hükümdarlar zamanında, Bizans imparator­luğunda bir gerileme ve anarşi devri başlamışsa da bu devir,

Page 12: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 3

Komnenler hanedanının kurucusu Aleksio s K o mnennos'un iktidarı elegeçirmesiyle (1081) sona erdi. il. B asil devrindeki Balkanlar'dan Güney - Kafkasya'ya, Adriyatik kıyılarından Güney - ltalya'ya kadar uzanan geniş Bizans sınırları, gerile­me ve anarşi döneminde, güneyde Nornıanlar, kuzeyde Peçe­nekler ve Uzlar ve nihayet doğuda Selçuhlu baskıları sebebiyle oldukça daraldı. Bunun tabii bir sonucu olarak Malazgirt sava­şına kadar Kafkasya, Mezopotamya, Suriye ve ltalya gibi sınır eyaletleri kaybedildiği gibi, Anadolu, Selçuklular tarafın­dan istilaya uğratıldı. 1025 yılından itibaren VIII. K onstan ­t in ve kızları Zoe ve Theodora zamanlarında, Bizans'ta çök­me devri başladı. Askeri aristokrasiye dayanan II I . Argyre, il. B a sil tarafından konan vergileri kaldırmak suretiyle, küçük mülk sahiplerinin zayıflamalarına sebep oldu. Fakat da­ha sonra tahta geçen Miha el Paphlagonien, bütün devlet yönetimini kardeşi J ohannes Orphanotrophe'e bırakmış­tır. J ohannes'in ölümünden (1041) sonra yeğeni V. Mihael im­parator ilan edildi. Bununla birlikte, V. Mi h a el, patrik Alek­s io s'un hazırladığı ayaklanma sonucunda (Nisan 1042), bir manastıra hapsedildi; manastırdan çıkartılan Theodora impa­rator ilan edilerek Z o e ile birlikte devleti yönetmesi sağlandı. Fakat bu yönetim, Zoe'nin, üçüncü kez, bir B i zans asilzadesi olan IX. K onstantin Monomak ile evlenmesiyle sona erdi. Bu devirde, orduya karşı başlatılan mücadele, sivil partinin zaferiyle son buldu. Dolayısıyla, orduda asker sayısı azaltıl­mış, daha ziyade Norman, lskandinav, Rus ve Anglo - Sakson­lardan oluşan ücretli askerler, ordunun esasını oluşturmuş, önemli yönetim görevlerine Psel los, Xiphilin ve M avropous gibi bilginler atanmıştır. Bu sebeple orduda huzursuzluk başgösterdi, 1042'de general G eorgios M aniakes, 1047'de de başta Tornikio s olmak üzere, görevlerinden alınan ku­mandanların çıkardıkları ayaklanmalar güçlükle bastırıldı.

Page 13: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

4 ALİ SEVİM

Dış olaylara gelince, 1043 yılında lstanbul önlerine dek gelen Kiev Rus prensliğine ait bir donanma geri çekilmek zorunda bırakıldığı gibi, il. B a sil zamanında, Tuna boylarına yerleştirilen Peçenekler, kesin bir yenilgiye uğratıldı. İmpara­torluğun ilk gerilemesi, güneyde ltalya'da oldu. XI. yüzyıl ortalarında Güney - İtalya'da yerleşen Normanlar, Bizans top­raklarını işgale haşladılar. Bizans'ın onları durdurma amacıy­la giriştiği bütün çabalar olumlu bir sonuç veremedi. Böylece imparatorluğun güney sınırları ciddi bir tehlike ile haşhaşa kalmış bulunuyordu.

Batıya oranla imparatorluğun doğu sınırları daha den­geli bir durumda idi. Mısır Fatımıleriyle barış halinde bulunur­ken, Anadolu'ya akmakta olan Selçuklu kuvvetletiyle çatış­malar sürüp gidiyordu. IX. K on s t a ntin'in sınır koruma hizmetlerini, vergi karşılığında değiştirmesi, bütün Bizans savunma sistemini sarsmış ve özellikle Selçuklu istilasını kolaylaştırmıştır. K on s t antin Monomak'ın ölümünden son­ra Makedonya hanedanının son üyesi olan Th eodora, saray­daki iktidarı temsil eden gurubun onayı ile Bizans tahtına geçti (1055). The odora, bir yıl gibi kısa süren saltanatı sırasında, bütün devlet işlerini saray mensuplarına bıraktı. Doğuda Selçuklu askeri hareketlerinin önü alınmadığı gibi, Mısır Fatımileriyle de sürdürülen iyi ilişkiler bozuldu. 1056 yılında Theodora, ölüm döşeğinde iken saraydaki iktidar partisi tarafından kendisine halef olarak yaşlı ve zayıf şahsi­yetli VI. Mihael'i seçmek zorunda bıraktırıldı ve çok geçme­den de vefat etti.

Sivil partinin çabalarıyla tahta geçen (1056) VI. Mihael, bu parti yandaşlarını unvan ve armağanlarla ödüllendirdi. Fakat çok geçmeden, ordu kumandanlarının giriştikleri ayak­lanma (özellikle Anadolu'da) sonucunda, Kastamonu kalesi muhafızı İ s a akios K ommenos'un imparator ilan edilmesi, askeri aristokrasinin sivil partiye karşı bir zaferi oldu (1057).

Page 14: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 5

Bu imparator devrinde ordu, yine eski önem ve saygınlığını kazanmıştır. İ s aakios, Balkanlar'a yaptığı bir sefer sıra­sında hastalanmış, tahtı, önce kardeşine vermeyi kararlaştır­mışken, onun kabul etmemesi üzerine, yakın dostu X. K os­t antin Dukas ' a bıraktı (Kasım 1059). Bu devirde 1059 yılında, Peçenek yardımcı kuvvetleriyle Tuna'yı geçen Ma­carlarla barış yapılmak zorunda kalındı; fakat onlar, bir kaç yıl sonra (1064) Belgrad'ı elegeçirdiler. 1065 yılında, Kuman­ların baskısıyla Hazar kıyılarından ayrılan Oğuzlar (Uz), Peçenekleri de önlerine katarak Tuna'yı geçip Makedonya ve Teselya'ya kadar indiler ve bu bölgeleri yağma akınlarına uğrattılar. Bundan başka İtalya'da Nornıanlar, sürekli olarak Bizans topraklarını işgalden geri durmadılar.

X . K ons tantin Dukas'ın ölümünden (Mayıs 1067) sonra vasiyeti gereğince, ikinci karısı E v dokia üç oğlu (Mihael, A n dronikos, K o ns t a ntin) adına Bizans tah­tına geçti. Bununla birlikte iç karışıklıklar sürüp gidiyordu. Buna paralel olarak Bizans sarayında çeşitli gurupların devlet yönetimine yaptıkları gelişigüzel karışmalar sonunda, im­paratorluğa bağlı eyaletler ihmale uğradı, özellikle ordu kendi kaderiyle haşhaşa bırakıldı. Öyleki Anadolu'da bakım­sız ve dağınık bir durumda bulunan birlikler, çoğu zaman yiyecek ve giyecek bulma amacıyla il ve ilçeleri yağmalamak­tan geri kalmıyorlardı. İşte bütün bu sebeplerle imparatorluğun öteki eyaletlerinde olduğu gibi, Anadolu'da da sürdürülmekte olan Selçuklu askeri hareketlerine karşı koyabilecek bir Bizans ordusu görülmemekte idi. E v do ki a tahta geçer geçmez ordunun bütçesi azaltıldı ve dolayısıyla kuvvetlerin sayısı indirildiği gibi silah ve techizatın da takviyesinden vazgeçildi. E v dokia, imparatorluğun, bürokratların yönetiminde, nasıl korkunç bir sona doğru gittiğini anlamakta gecikmedi. Bu sebeple saraydaki askeri kanadın tavsiye ve etkisiyle askeri aristok­rasiye mensup ihtiraslı bir general olan Romanos Diogenes

Page 15: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

6 ALİ SEVİM

ile evlendi (Ocak 1063). Kendisinden, imparatorluğu çöküş­ten kurtarması beklenen Diogenes önceki imparatorlar gibi, pek fazla başarılı olamadı. Çünkü o, bomboş bir hazine, uzun yıllar yüzüstü bırakılmış bir ülke, perişan ve darmadağın bir ordu ile karşı karşıya gelmişti. Bu durum karşısında Diogenes, devlet yönetiminde bir takım yenilikler yapmak istemişse de evlendikten yedi ay geçmesine rağmen, hala yönetimi elinde tutmakta olan karısı Evdokia ile arası açıldı. Bunun üzerine sarayı terk ile Anadolu yakasına geçip, özel­likle Anadolu'daki Selçuklu ilerleyişini durdurmak amacıyla, hazırlıklara girişti. Fakat bilindiği üzere, 26 Ağustos 107l'de Selçuklu sultanı Alparslan'la Malazgirt'te yaptığı savaşta yenilip tutsak alınmasıyla, onun da imparatorluğu sona ermiş oldu. Bundan sonraki devirlerde de Selçuklu istilası sebebiyle Bizans'ın Anadolu'daki hakimiyeti çökmeye devam etmiştir.

3.

BAGDAD ABBASİ HALİFELİGİ

H z. P eygamber'in amcası Abb as'ın soyundan gelen Abbasiler, Emevi hanedanına karşı sürdürdükleri uzun mücadeleler sonucunda, özellikle Büyük Zap Suyu sava­şından (Ocak 750) sonra Emevflere son vererek kendi adlarıyla anılan Abbasi Halifeliğini kurdular. İlk Abbasi halifesi Ebula b b a s S a ffah'tan sonra yerine geçen kar­deşi Ebu C afer Mansur (754-775) hilafet başkentini Bağdad' a naklederek halifeliğin doğuya yönelmesini sağladı. Mansur, halifeliği ciddi şekilde uğraştıran iç sorunları büyük ölçüde çözümledi ve halifelik ülkelerinde huzur ve sükunu sağladı. Bunda, İran asıllı Bermekoğulları ailesinin de büyük rolü olduğunda hiç şüphe yoktur. Fakat daha sonra halife olan Mehdi (775-735) devrinde, Horasan'da birtakım mezhep çatışmaları ortaya çıktı. Bizans'la da başarılı savaşlar yapıldı.

Page 16: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NDN FETHİ 7

H a di'nin kısa halifeliğinden (785-786) sonra H arun Reş id hilafet tahtına geçti. Onun halifeliğinin başlangıcında, Asya'da Arap hakimiyeti yüksek bir düzeye ulaşmış idi. Genellikle

hilafet yönetiminin iyi ve düzenli bir şekilde yürütülme­sinde, H arun Reş id'in yetenekli kişiliği yanında, Bermek­oğulları ailesinin de katkıları büyük oldu. H arun Reş id'in son zamanlarıyla daha sonraki halifeler devirlerinde, IX. yüzyılda, halifeliğin siyasi birliği çözülmeye başladı; bu cüm­leden olarak Emevi sülalerinin bir kolu, Ispanya'da bağımsız bir yönetim kurduğu gibi, Kuzey - Afrika'nın merkezle iliş­kisi kesildi ve dolayısıyla Mısır'da Tulunoğulları tarafından bağımsız bir devlet kuruldu. Jlfaveraünnehr ve Horasan'da Tahiri, Samani ve Saffariler hilafetten ayrılarak bağımsız birer devlet kurdular; böylece Abbasi halifeliğinin hakimiyeti, Irak dışında, adeta tamamen yıkılmış bir duruma geldi. Mısır ve Kuzey - Afrika'da kurulan şii Fatımi halifeliği, Kızıldeniz'den Atlas Okyanusu'na kadar uzanan ülkelere hakim olarak sünni Abbasi halifeliğini tehdit eder bir duruma geldi. Nihayet Iran ve Irak'ta kurulup genişleyen şii Büveyhoğulları, halife Müstekfi zamanında (944-046), Bağdad'ı işgal edip yönetimi ellerine geçirdiler. Fakat 1040 yılından sonra süratle genişleyip imparatorluk haline gelen Selçukluların Islum aleminin maddi kudretini ellerine geçirmeleri sonucunda, Abbasi halifeliği önce Büveyhoğulları, daha sonra da Fatımi halifeliğinin baskı ve tehdidinden kurtarıldı.

4 .

BÜVEYHOGULLARI DEVLETİ

Ebu Ş uc a B üveyh (BU.ye) tarafından kurulan ve daha sonra Ziyaroğullarının hizmetine giren üç oğlu İ madüd­devle Ali, Rüknüddin H as an ve Mui z z ü ddin Ahmed'­in büyük çabalarıyla, süratle gelişen Iran kökenli Büveyh­oğulları devleti, kısa zamanda Isfahan, Cibal, Kirman, Huzis-

Page 17: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

s ALİ SEVİM

tan ve yörelerine hakim oldu, hatta Ahmed, 945 yılında, Bağdad'a girip yönetimi eline geçirdi. Ahmed'in oğlu Adudud­devle f enahusrev, Irak, Güney - lran ve Umman'ı ele­geçirdikten başka, Elcezire' de H amdanoğulları, Taberistan' da Ziyaroğulları, Horasan'da da Samanoğulları devletleri aley­hine, devletin sınırlarını en geniş bir düzeye ulaştırdı. Fakat onun ölümünden sonra aile içinde ayrılık ve çekişmeler haş­gösterdi; Önce Gaznelilerin, daha sonra da Selçuklu sultanı Tuğrul B ey'in İslam dünyasına hakim olma faaliyetleri sonucunda ortadan kaldırıldı (1055) ; ancak bu ailenin bazı fertleri, tabi emirlikler halinde bir süre daha siyasi varlık­larını devam ettirdiler. Büveyhoğullarının ortadan kaldırıl­masından sonra bile Büveyhi valisi olarak Bağdad'da görev yapan Türk asıllı Ebu'l - Haris Ars lan B e s a siri, şu Mısır Fatımileriyle işbirliği yaparak 28 Kasım 1058'dc, Tuğ­ru l B ey'in şehirde bulunmamasından istifade ile Bağdad'ı işgal ve halife K aaim Biemril lah'ı tutsak alıp Fırat üze­ı·indeki Hadise - Ane kalesine hapsettirdi. Fakat çok geçmeden Tuğrul B ey, yeniden Bağdad'a gelerek B e s as iri'yi bertaraf ile halifeyi tutsaklıktan kurtararak makamına iade etti. Böylece son Büveyhi temsilcisi Ars lan B e s a siri'nin şiiliği yayma ve hakim bir mezhep ha]ine getirme faaliyetleri de kesin bir şekilde sona erdirilmiş oldu.

5 .

MISIR - FATIMİ HALİFELİGİ

Orta - Doğu'nun büyük devletlerinden birisi de Fatımi devleti idi. Bu devlet, İsmaili dailerinden Ş i i adıyla tanınan San'alı Ebu Ab dul lah Hüseyin ve Ebu Muhammed Mehdi'nin büyük çabalarıyla Kuzey - Afri­ka'da, Ağlebi, Müdrari, Rüstemi, İdrisi ve İhşidi devlet­lerinin topraklarında kuruldu (M. 909). Fatımi devletinin

Page 18: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 9

sınırlarını genişletme girişimleri, ikinci halife E b ulkas ım Muha m m e d K aaim zamanında (934-946), özellikle E b u Yezid Har i ci'nin başlattığı tehlikeli ayaklanma hareketi sebebiyle, uzun bir süre geri kaldı. Esas itibariyle devletin sınırları, halife M uizz Lidini l lah (953-975) ile oğlu Aziz Bi llah (975/76-996) devirlerinde, Kızıl Deniz'den Atlas Ok­yanusu'na kadar uzanan ülkeleri, yani Hadramut, Yemen, Hicaz, Filistin, Suriye ile bütün Kuzey · Afrika'yı içine al­makta idi. Fakat halife H akim zamanında (996-1021) başla­yan ve halife Zahir devrinde (1021-1036) belirli bir şekilde meydana çıkan Fatımi yönetiminin zaafiyeti sebebiyle, hali­feliğe bağlı birçok eyaletlerde kanlı ayaklanmalar ortaya çıktı ve dolayısıyla hu eyaletlerin J.l!ısır'la idari ilişkileri kesildi.

Halife Zahir'in ölümü üzerine sekizinci Fatımi halifesi olarak tahta geçen oğlu Mustans ır'ın saltanatının ilk yıl­larında, Ş iblüddevle N a sr'ın elinde bulunan Halep ele­geçirildi; böylece Fatımi devletinin sınırları Fırat'a dek ula­şırken, bir yandan da Ali Suleyhi'nin başarılı fetihleri sonucunda, Yemen, Fatımi hakimiyetine alındı. Fakat gerek yetenekli vezir E h ulkasım Cercerai ve gerekse değerli kumandan Anuştekin'in ölümleri üzerine, devletin merke­zi hükümranlığı süratle zayıflamaya başladı; bunun sonucunda Suriye ve Filistin'deki Fatımi hakimiyeti de çöktü. Bununla birlikte Fatımiler, 1048 yılında N asır u d dev 1 e ve ertesi yıl (1049) E bulfa z l R ıf kulh a dim kumandasında, özellilde Kuzey · Suriye'de kaydedilen yerleri geri almak amacıyla, iki ordu gönderdilerse de başarılı olamayarak Mısır'a çe· kilmek zorunda kaldılar. Daha sonraki yıllarda Kuzey - Suri· ye'ye yapılan birkaç askeri harekat da başarıya ulaşamadı . Böylece Kuzey • Suriye'yi kaybeden Fatımi devletinin haki­miyetinde kalan ve Suriye'nin en önemli kenti olan Dımaşk'ta da durum iyi değildi. Kentte yerleşen özellikle Türklerle Berberi unsurlar arasında ortaya çıkan anlaşmazlık ve yetki

Page 19: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

10 ALİ SEVİM

çatışmaları gittikçe artmakta, huzur ve sükunu sağlamak üzere şehre gönderilen valiler başarılı olamamakta ve dolayı­sıyla sık sık değiştirilmekte idiler. Özellikle devlet yönetimin­de, Türklere oldukça geniş yer veren halife Mustans ır'ın saltanatının ortalarına doğru, Mısır'da büyük huzursuzluk­lar başgösterdi. Vezir E bulkas ım C ercerai'den sonra vezaret makamına geçen Ebfı. Sa'd 1047'de, ordudaki Türk ve Berberi kuvvetler arasında patlak veren çatışmalarda öldürüldü, yerine kardeşi H arun geçtiyse de çok geçmeden H a s an Y azfı.ri, Fatımi veziri oldu. Fakat bu sıralarda, Mısır ve eyaletlerde huzursuzluk ve ekonomik sıkıntılar ciddi bir düzeye ulaştı. Halife, devletin mali durumunu düzelt­mek amacıyla, halka para cezası kesmek, mal ve mülklerine elkoymak gibi huzursuzluğu daha da çok arttıran faaliyet­lerde bulundu. Bu arada Delta bölgesinde Arapların tehlikeli ayaklanmaları güçlükle bastırıldı. Ayrıca orduda görevli Türk, Berberiler ve Sudanlılar arasında başgösteren gerginlik sonderecede tehlikeli bir durum aldı. Sivil yönetimin iyice bozul­ması, devlet hazinesinin de boşaltılmasının etkisiyle askeri unsurlar, yetki çatışmalarına giriştiler. Bu cümleden olarak Hamdanoğulların'dan N as ıruddev l e, Türk ve Berberi­lerle işbirliği yaparak 1062-67 yılları arasında Sudanlıları kesin olarak bertaraf etmeyi başardı. Fakat çok geçmeden halife üzerinde de baskı kurmak isteyen N a s ır u d d ev 1 e, bir yandan halife, öbür yandan da rakipleri durumuna geçen İ ldeniz ve halifeliğin diğer ileri gelen emirleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. Böylece sıkışık bir duruma düşen N as ı ruddevle, Selçuklu sultanı Alpars l an'a başvurup, onu Mısır'a davet etti. Fakat bu vezir çok geçmeden 1073 yılında, İ ldeniz tarafından bütün yakınlanyla birlikte öl­dürüldü. Bununla birlikte 1067 yılından beri hüküm sürmekte olan kıtlık sebebiyle Mısır, büyük ve ciddi bir sefalet içinde bulunuyordu. Bu sebeple halkın bir çoğu Suriye ve Irak'a

Page 20: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 11

göçetmek zorunda kaldı. Halife Mustans ır, ülkeyi, içine düştüğü anarşi ve sefaletten kurtarmak amacıyla, hu sıra­larda halifeliğin Akka valisi bulunan B e drül c emali'yi Mı­sır'a çağırarak devlet yönetimini eline almasını istedi. Bir gece gizlice Akk<i'dan Kahire'ye gelen B e drülcem all, halifeyi şiddetle baskı altında bulunduran ve kendisinin Aiısır'a gelme sebebini anlatmakta geç kalmış olan Türk, Berberi ve Sudanlı emirlerin hepsini bir gecede öldürmek suretiyle, duruma hakim oldu ve Fatımi halifeliğini bir süre huzura kavuşturdu.

Page 21: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 22: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

B Ö L Ü M

1.

ANADO LU'YA GELEN İLK TÜRKLER

A.

HUN TÜRKLERİNİN ANADOLU İSTİLASI

Selçuklu Devleti'nin kurularak, özellikle batı yönünde fetihlerin başlatılması ve dolayısıyla Anadolu'nun tamamen fethedilip bir Türk yurdu haline getirilmesinden çok önceki zamanlarda (Miladi iV. yüzyılın sonlarına doğru), Anadolu'ya ilk Türk girişi, Hun Türkleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Şöyleki :

Asya Hunları'nın devamı ve torunları oldukları bilim alemince tespit edilen Batı Hunları (Avrupa Hunları), hare­ket kabiliyetleri fazla olan çevik atlı birliklerinden oluşan kalabalık ordularla Karadeniz'in kuzeyindeki Alan, Ostro­got ve Vizigotları daha ilk saldırıda ağır yenilgilere uğratarak darmadağın etti1er; çok geçmeden miladi 378 yılında, Tuna ırmağını geçerek Batı - Roma ve Bizans imparatorlukları topraklarını istilaya başladılar. Yayılmalarına devam eden Hunlar, Roma imparatoru 1. The od os io s'un ölümünden (395) sonra, bir yandan Balkanlar üzerinden Trakya'ya yürür­lerken, öbür yandan da Kafkas dağlarını aşarak Anadolu'yu istilaya giriştiler. Ancak bu istila harekatı, Batı Hunlarının Doğu Bölümü tarafından yönetilmiştir. Kurs ık ve B as ık adındaki iki başbuğun komutasındaki Hun atlı kuvvetleri, Erzurum üzerinden hareketle Karasu ve Fırat havzalarından Malatya'ya ulaştılar. Daha sonra bu kuvvetler, Çukurova'yı istila ettikten sonra, Orta - Doğu'nun en sağlam surlarına sahip olan Urfa ve Antakya kalelerini başarısız bir kuşatmada

Page 23: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

14 ALİ SEVİM

bulundular. Çok geçmeden Suriye'ye inen Hun atlı birlikleri, Sur ve daha sonra da Kudüs şehir ve yörelerini ağır bir şekilde akınlara uğrattılar. Adeta bir yıldırım hızıyla sürdürülen hu istila hareketleri sebebiyle bölge halkları, büyük bir korku, dehşet ve heyecana kapılmışlardı. Suriye'de pek fazla kalma­yan Hun atlı kuvvetleri, kuzeye yönelerek Orta · Anadolu bölgesinden geçip, Doğu • Anadolu ve Azerbaycan yoluyla yeniden Kafkas dağlannı aşarak Karadeniz'in kuzeyindeki yurtlarına döndüler (396) . Fakat iki yıl sonra, yani 398 yı­lında, Anadolu'ya daha küçük çapta olmak üzere, yeniden bir takım akınlarda bulundular. Böylece Hunlar, hem batı, hem de doğu yönlerinden, yani iki cepheden, Doğu • Roma (Bizans) imparatorluğunu baskı altında tutmuşlardır. Bu Hun baskı­ları karşısında aciz kalan Doğu • Roma imparatorları, herhangi bir ciddi önlem alamadılar. Netice itibariyle 395-98 yılları arasında cereyan eden Hun Tiirklerinin bu Anadolu istila harekatı, tarihte Anadolu'ya llk Türk Girişi'ni temsil etmesi bakımından dikkate şayandır.

B .

SABAR TÜRKLERİNİN ANADOLU İSTİLASI

Hun Türklerinin istilasından sonra Bizans hakimiyetinde bulunan Anadolu'ya ikinci Türk istilası, Sabarlar tarafından gerçekleştirildi. Tanrı Dağları'nın batı bölgeleri ile lli ırmağı dolaylarında, Hunlara tabi olarak yaşayan Sabar (Sabir, Sibir) Türkleri, M. 508 yılında hakimiyet alanlarını Doğu -Avrupa yönünde genişlettiler. Daha sonra onlar, 515/16 yı­lında, ltil, Don ve Kuban ırmakları arasındaki topraklara yerleşerek bağımsız bir devlet kurdular. Bu coğrafi konumları dolayısıyla Sabarlar, Bizans ve Sasani devletleriyle çeşitli ilişkilerde bulundular. Bu cümleden olarak onlar, Sasanilerle

Page 24: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 15

bir ittifak yaparak Bizans'la mücadelelere giriştiler. İşte bu mücadeleler dolayısıyla Sabarlar, Kafkasların güney böl­gelerine kadar olan Bizans memleketlerini istila ettiler. Daha sonra onlar, ileri hareketlerine devam ederek Kayseri, Konya, Ankara şehir ve yörelerine şiddetli akınlar yaparak pek çok ganimet elegeçirdiler. Bu geçici istila harekatından sonra Sabarlar, Kafkas dağlarını aşarak yurtlarına geri döndüler. Böylece Sabar Türkleri tarafından da Bizans'a ağır bir darbe indirilmiş oldu.

c. İLK MÜSLÜMAN TÜRKLERİN ANADOLU GAZASI

Hun ve Sabar Türklerinden sonra Anadolu'ya Üçüncü Türk Girişi'ni, VIII. yüzyıldan itibaren Müslüman Türkler gerçekleştirdiler. Özellikle Abbasiler devrinde, Türkistan ve Horasan'dan Anadolu'ya getirilerek Bizans'a karşı gazalarda bulunan gönüllü gaziler arasında, çok sayıda Müslüman Türkler de vardır. Bu olay şöyle cereyan etmiştir :

Bizans yönetiminde bulunan Suriye, Elcezire ve daha sonraları Doğu - Anadolu ve Azerbeycan'ın lslam orduları tarafından fethinden sonra, lslam - Bizans mücadeleleri, Tar­sus - Malatya - Erzurum hattı boyunca devam ettirilmiştir. Bu askeri mücadele bölgesi [Sugur (=uçlar) ve Avasım], Suriye, Elcezire ve Doğu-Anadolu ucu olmak üzere üçe ayrılır. Bu bölgenin belli - başlı şehir, ilçe ve kaleleri, sırasıyla Tarsus, Misis, Anazarba, Adana, Haruniyye, Bagras, lskenderun, Maraş, Kemah, Samsat, Adıyaman, Harput, Amid (Eski Diyarbakır) , Silvan, Erzen, Malatya, Bitlis, Malazgirt, Ahlat, Erciş ve Kalikala (Eski Erzurum)'dır. Abbasi halifesi Mehdi (775-785), genellikle lslamlar tarafından fethedilmiş olan Türkistan, Harizm ve Horasan'dan, başta Müslüman Türkler olmak üzere, lran, Sogd v.s. milletlerden çok sayıda gönüllü

Page 25: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

16 ALİ SEVİM

kuvvetleri, yukarıda sözkonusu edilen askeri bölgelere yerleştirdi. Esasen eski ticaret ve hac yollarının geçtiği bu askeri bölgelerde, ticari faaliyetler yanında, geniş çapta ziraatın da yapılması sonucunda, buradaki şehirler zengin­leşti ve dolayısıyla halkın refah seviyesi yükseldi. Gaza'nın önemini ortaya koymak amacıyla, bu bölgelerde, pek çok medreseler de kuruldu. Yapılan araştırmalardan anlaşıldığına göre, hu bölgelere yerleştirilen Türklerin sayısı, halife H arun Reşid (786-809), Memun (813-833) ve Mut as ım (833-842) de­virlerinde, oldukça yüksek bir dereceye ulaşmıştı. Özellikle hali­fe M ütevekkil (847-861) zamanında, hilafet ordusunun çoğun­luğunu Türklerin oluşturması sonucunda, adları geçen askeri bölgelerin yönetimi Türk kumandanları tarafından yürütül­mekte idi. Bu kumandanların belli - başlılarının adları şöyle­dir; Va sıf et -Türki , K ar inoğlu Faz l , Ferec e t -Türki, Am açur e t -Türki, Bilge çur , Ferganalı H alef, Togan­o ğlu Ahmet, Ebu S abit e t -Türki , Yazman , Busr Afşinl, K ayıo ğlu Ahmet , Bur duo ğlu Rüstem, Mu­nis v. s. Genellikle Suriye ucunun merkezi olan Tarsus'ta oturan bu Türk kumandanları, biri yazın ( Saif e), diğeri kışın (Şatiye) olmak üzere, yılda iki kez Bizans'a karşı gaza­larda bulunuyorlardı. Bu cümleden olarak Sivas, Niksar, Şarkikarahisar, Amasya, Zamantı Ulukışla, Çankırı, Ankara, Eskişehir ve hatta Bergama'ya kadar uzanan bölgelerdeki Bizans şehir ve kaleleri büyük tahribata uğratıldı, bu arada pek çok ganimet ve tutsaklar da alındı. Halen Türkiye'nin birçok yerlerinde görülen höyük kale v.s. gibi müstahkem yerlerin büyük bir kısmı, bu gazalar sonucunda harabe haline getirildi. Bununla beraber Bizanslılar da aynı şekilde lslfün uç bölgelerinde, lslanılarınkine benzeyen bir askeri teşkilat kurarak lslanı memleketlerine yağma ve tahrip akınlarında bulundular. Bu mücadeleler böylece uzun bir süre devam edip gitti. Özellikle Makedonya sülalesinin Bizans tahtına geç -

Page 26: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 17

mesinden sonraki dönemlerde, lslfinı mücahidleri saldırılan bırakıp, savunmaya geçmek zorunda bırakıldılar. Dolayısıyla çoğunluğunu Türk mücahidlerinin oluşturduğu bu uç böl­gelerindeki lslfinı kuvvetleri, X. yüzyılın ikinci yarısında, buralardan çekilmek zorunda kaldılar. Böylece Müslüman Türk gazilerinin Anadolu'cla Bizans'a karşı sürdürdükleri gazalar sona ermiş oldu. Sonuç olarak ifade edilebilir ki, aşağı -yukarı 300 yıl boyunca, Anadolu'da, küffar Bizans'a karşı girişilen bu gaza hareketleri, hu ülkedeki şehir ve kalelerin geniş çapta harap olmasına sebep olmuş ve dolayısıyla bura­daki Bizans savunmasına ağır darbeler indirilmiştir. Böylece Selçuklu Türklerinin, XI. yüzyılda, Anadolu'nun bir Türk yurdu haline getirilmesini sağlayan büyük istila ve fetih hareketlerinin vukuundan çok önceleri, yine kendi soydaşları tarafından aynı ülkede, aynı düşmana karşı sürekli mücade­leler yapılmış olduğu ve dolayısıyla sözkonusu fetihlere ön­cülük etmiş bulunduğu, önemli bir olay olarak tarih sayfa­larına geçmiştir.

Page 27: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 28: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

BÖL Ü M

il. ÇAGRI BEY'İN ANADOLU SE FERİ

Henüz Selçuklu devletinin kurulmasından önce, Selçuklu ailesi, Maveraünnehr'de, Karahanlı ve Gazneli devletlerinin şiddetli takip ve baskıları altında, çok güç şartların yarattığı ümitsizlik içinde hayatlarını sürdürmekte idiler. İşte bu bakımdan Selçukluların yeni bir yurt arama ve edinme zorun­luluğu duydukları anlaşılıyor. Fakat bu yurt neresi olabilir­di? I. Biilüm'de genel çizelgeleriyle görüldüğü üzere, Türkis­tanlı Müslüman Türk gazilerinin küffar Bizans'a karşı uzun yıllar gazalar yapmış oldukları Anadolu ülkesi , bu vesileyle, Türk ellerinde bilinmekte idi. Bu itibarla Selçukluların da vaktiyle soydaşlarının Bizans'la mücadelelerde bulundukları Anadolu'ya ilerde yurt edinme amacıyla, bir keşif seferi yapılması kararını vermiş oldukları anlaşılıyor. Bu kararın uygulanması, yani keşif seferi görevi Tuğrul B ey'in kardeşi ve sultan Alp arslan'ın babası D avud Ç a ğr ı B e y'e ve­rildi. Tuğrul B ey, Selçuhlu ailesiyle birlikte aşılması çok zor, bu sebeple de savunması kolay olan uzak çöllere çeki­lirken Ç a ğr ı B e y, üç bin Türk atlısıyla M av eraünnehr'den batı yönüne Anadolu'ya hareket etti. O, 1015 yılında, Gazne­lilerin yönetiminde bulunan Horasan'ı, daha önceleri buraya yerleşmiş olan ve kendisine katılan Türkmenlerle, bura valisi Arslan Caz ib' in takibine rağmen, adeta bir yıldırım hızıyla geçip Acem Irakı'na (Zaganos dağlarının doğu bölgesi) girmeyi başardı. Ç a ğrı B ey'in bu harekatını haber alan ve bu sıralarda Hindistan'da fetihler yapmakta olan Gazne sultanı Mahmud, Çağrı B ey'in geçişine engel olamaması sebebiyle, Ars lan Cazib'e sonderecede kızarak onu şiddetle

Page 29: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

20 ALI SEVİM

azarladı. Ç ağrı B ey, burada pek fazla durmayarak Azerbey­can yoluyla Doğu - Anadolu topraklarına girdi. Fakat daha önceki yıllarda, Doğu - Anadolu ve Azerbaycan'da bulunan küçük Ermeni ve Gürcü prenslikleri, birbirleriyle sürekli çatışmalarda bulundukları gibi, bu bölgelerdeki Müslüman beyliklerle de işbirliği ve ittifak yapmaları sebebiyle, vasal statülerine rağmen, Bizans'la ciddi bir anlaşmazlık içinde bulunuyorlardı. Bunu fırsat bilen Bizans imparatoru II. B a sil (B asi le i o s) , büyük bir orduyla harekete geçerek hazan savaş, hazan da anlaşmalar yoluyla, Ermeni ve Gürcü prensliklerini, yönetim bakımından doğrudan doğruya Bi­zans'a bağladı ve hatta Van Gölü havzasında oturan 40 bin Ermeniyi, Bizans'ın geleneksel siyaseti uyarınca Orta - Ana­dolu'ya zorla göç ettirerek özellikle Sivas ve Kayseri, kent ve yörelerine yerleştirdi. İşte bu bakımdan Azerbaycan ve Doğu -Anadolu'da vasal da olsa, artık ne Ermeni, ne de Giircü prens­likleri mevcut değildi ; ancak bunların prensleri, Bizans yöneti­ci ve kumandanları olarak görev yapmakta idiler. Ç a ğrı B ey, kumandasındaki kuvvetlerle artık doğrudan doğruya Bizans yönetiminde bulunan Doğu - Anadolu sınırlarını aşıp Van Gölü havzasına girdi. İlk olarak Anadolu'ya giren, özellikle Ermeni kaynaklarında belirtildiği üzere, "Mızrak, ok ve yaydan oluşan silahları çekili, beli kemerli, uzun ve örülü saçlı, rüzgar gibi uçan Türk atlıları" karşısında Bizans komu­tanı Senekerim'in gönderdiği kuvvetler, "Yağmur gibi atı­lan oklar" karşısında kesin bir yenilgiye uğradılar. Bunun sonucunda, bazı kaleler dışında Van Gölü bölgesinin büyük bir kısmı Türk kuvvetlerinin kontrol ve denetimine girdi. Bu bölgede, kendisine artık hiç bir Bizans kuvvetinin karşı koyamadığı Ç ağrı B e y, kuzeye yönelip Gürcülerin oturduk­ları Nahçıvan taraflarına yürüdü. Bizans'ın Gürcü asıllı ku­mandanı Lip ari t'in savaşa cesaret edememesi sonucunda Ç a ğrı B ey, bütün bölgeyi kolayca hakimiyet ve denetimi altına

Page 30: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 21

almayı başardı. Daha sonra o, Dovin şehrinin güneyindeki Nik bölgesine yürüyerek kendilerine karşı koymaya çalışan Beçni kalesi Bizans kumandanı V a s ak P ahlavuni'nin kuvvetlerini bozguna uğratıp darmadağın etti, hatta bu kumandan bozgun sırasında, kaçarken Türk askerleri tarafın­dan öldürüldü. Böylece Ç a ğrı B ey, güneydeki Van Gölü havzasından başka Nahçıvan ve Nik bölgesini de istila ve akınlara uğrattı. Netice itibariyle Ç ağrı B ey, ilerde yurt edinilmesi amacıyla, başarıyla tamamladığı bu keşif seferi sonucunda, yolu üzerinde aldığı takviyelerle birlikte ancak beş - altı bin atlıyı bulan ve o devir için dahi küçük sayılabi­len bir Türk kuvvetini, Bizans'm Doğu - Anadolu'daki kuv­vetlerinin durduramayacak bir derecede olduğunu, böylece bizzat ve fiilen tespit etmiş oldu. Çok geçmeden Ç a ğr ı B ey, Ars lan C azib'in aldığı emir üzerine kendisini şiddetle takibinden mahirane bir şekilde sıyrılmayı başardı; o, geldiği güzergah olan Azerbaycan ve Horasan üzerinden ilfoveraün­nelır'e dönüp, devlet kurma yolunda mücadeleler yapmakta olan kardeşi T u ğrul B ey'e ulaşarak (1021) yaptığı keşif seferi hakkında ona geniş bilgi verdi ve ""Biz, buradaki güçlü devletlerle yani Karahanlı ve Gazneli devletleriyle mücadele edemeyiz, ancak Horasan, Azerbaycan ve Doğu -Anadolu'ya gidip oralarda hükümran olabiliriz, zira oralarda bize karşı koyabilecek hiç bir kuvvete rastlamadım" diye­rek onu batı yönüne harekete teşvik etti; ve gerçekten Sel­çuklu devleti, olayların Ç a ğrı B ey'in düşündüğü şekilde gelişmesi sonucunda, Horasan'da kurulmuş, fetihler batı yönünde yapılmış ve dolayısıyla Anadolu'nun bir Türk yurdu haline getirilmesi gibi mutlu bir tarihi sonuç hasıl olmuştur.

Bazı Türkmen kitleleri, Karahanlı ve Gazneli Türk dev­letlerinin baskı ve sıkıştırmaları sebebiyle, zaman zaman Anadolu'ya giı-ip akııılarda bulunmuşlar, ancak Bizans'ın karşı koyması sonucunda, yeniden Azerbaycan ve Jran'a geri

Page 31: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

22 ALİ SEVİM

dönmek zorunda kalmışlardır. Bununla birlikte onlar, bu ülkelerde de rahat bir yaşam sürdürememekte, sürekli bir mücadele halinde bulunmakta idiler. Selçuklu devletinin 26 Ağustos 1040 Dandanakan Zaferi'nden hemen sonra, Horasan'da kurulmasına kadar geçen devrede, Anadolu'da girişilen bu Türkmen hareketleri, sadece bir akın ve istila niteliği taşır.

Page 32: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 33: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 34: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 35: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

26 ALİ SEVİM

bu teklifi kabulü dolayısıyla düzenlediği bir şölen sırasında, onu tutuklatıp hapsettirdi. Bunun üzerine Mansur'un buy­ruğu altındaki Türkmenler, oraya buraya dağıldı, önemli bir kısmı da Musul yönüne hareket etti. Bunun üzerine hareke­te geçen Musul emlri Ukayloğlu K arvaş , Mervanlı emiri N a srud devle Ahme d'den de yardım ve destek alarak bu Türkmenlere saldırıya geçti; yapılan savaşta, müttefiklerin ağır bir yenilgi ve bozguna uğramaları (1042) sonucunda Türkmenler, Sincar ve Nusaybin yörelerini yağmaladıktan başka Cizre'yi de başarısız bir kuşatma teşebbüsünde bu­lundular. Daha sonra, onların Diyarbakır ve yörelerine yayıl­maları üzerine, bura emiri N a s ruddevle Ahmed , Cizre'de tutsak bulunan M ansur B ey'i Silvan'a yanına getirttikten başka bölgede bulunan diğer Türkmen beylerine ulaklar gönderip "Mansur B e y'i serbest bırakacağını, topraklardan çekildikleri takdirde kendilerine pek çok mal ve para verece· ğini "bildirdi. Onun bu teklifinin kabulü üzerine, Mansur B ey, tutsaklıktan kurtulup Türkmenlerine kavuştu. Bununla beraber kendilerine gönderilen mal ve paraların azlığı sebe­biyle Türkmenler, yeniden harekete geçerek Nusaybin, Sincar ve Hapur yörelerini yağma akınlarına uğrattılar. Diğer taraf­tan Musul'a yürüyen başka bir Türkmen gurubu, 1043 yılında, şehir hakimi K arvaş'ı yenilgiye uğrattıktan sonra Musul'u işgal ve yörelerine yağma akınlarında bulundular; feodal bağ­ları sebebiyle, işgal ettikleri yerlerde, Bağdad Abbasi halifesi ve Selçuklu sultanı (Tu ğrul B e y) adlarına hutbe okutmaya başlattılar. Özellikle lsUi.m memleketlerine yöneltilen bu Türkmen hareketleri sebebiyle, başta Abbasi halifesi olmak üzere, Irak Büveyhoğulları hükümdarı Ce lal ü ddevle, Mu­sul emlri K arvaş ve Diyarbakır emiri N a s ruddevl e, bu sıralarda başkent Nişabur'da bulunan T u ğru l B ey'e şika­yetlerde bulunarak "Bu akınların durdurulmasını" talep ettiler; T uğrul B ey de onları haklı bulmuş, şikayetlerini

Page 36: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 37: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 38: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

Selçuklu ordularının

harekatı

ANADOLU'NUN FETHİ 29

Sult Tu ğrul devri üi de bi süre devam eden Türk � � � düzenli S� l üi­i Anadohu'nun i R cve fethi igi i ire ­ı n Dandanakan z eri Ymüter ,

Büyük n u devleti Ymkurulmr ğmüiı bi süre �k� ı ic fetih p ShcSguya iöcr bat yönündeki feti ­i8Yyürütme gö iDYöbi l O­imimsult Tuğrul, devletiba Uenti YN şa Rı k� nr c1 (1043). Böylece A a i düz� S� l üi­i ö ısen8­i8Y ve dolryısıyla nOY c1 ba ­i L ır Bi mrYBöll üi kısmen do­lr b olr i gö e­üe'e üz� Emevi ve A ba devi ­i8Yöde, Anadol mimve ö e ­Y c"lstanı0c· r nO"Y r ö cya ğ­iıgiri Y c1Bizans'ın şi üi c"di imY sebebi c"ba prılı olrmr 9 ve dolr 9fe9"­iAnadol mimfethi de gerçek işememi cti Fr i bi yüzyıl sl ku8i­ u iö i Yr imİeski ruh ve kun 1 kr feiüimİs alemi Ymİtr i ve di YkuDDiOYolr r İbl Cı yükl e üz� tr ğ"öı Sü devletida Ön eler b aşar an A adolu'n fet gör

üz� alıp br r 9"­isl dı8iAnadol mimi i­feve nO"Yhr iUfaOğmğbi g yeni br 1ö

Rey'den yö etmeye brşlr öı sulta Tuğrul, r YusufY ına l'ın l ­i İb rr YS Y ına l'ı Hü ı ve Isfah� il ve yö eleri i , di i8r A s lr Yr · i'nun l ulla ı K u t­r ve Resulte i 'i Hazar Dünizi bölgesi i , ö e Yrcr 9M u s r Yr · i'nun (İ n a n n B ey) l ­i H r s r ile k üi YÇ r r ı B ey'i l ­i Y r ut i'" de Azer ayc� fı. c"gö8iD­endi8üY r 8ğri hu Sü pr� sleri i bu"8iU­ir O9mpİ k iTür mü k vvetleride verildi Bu sır�Doğu - Anadolu ve Azer ayc� yönetimleri Bizans Wbrlanan Er eni ve Gür � h� ile Müs uKSh" i'Sh SacSi(Dür end ve Hazar Deny ok yılrındr " mm miğullar (Nah­çivan, Dübeyl ve Gen8 illerinde) ve Cafür ğullar (Tifli ıbeyl kleribu­imi İ br � him Y ın � birk y ı� içindeİ

Page 39: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

30 ALİ SEVİM

Hemedan ve Isfahan bölgesini fethettikten sonra Dicle ırmağı kıyılarına kadar harekatını başarıyla sürdürdü. Öte yandan K u talmış da Ceylan ve Tarim bölgelerini fethettikten sonra, ileri harekatına devamla, Aras ırmağını geçerek Erran ve Gürcistan'a girmeyi başardı. Bu arada K utalm ı ş , Bizans imparatoru IX. K on s t ant in Monomak'ın, Gürcü asıllı kumandanı Lipar it yönetiminde sevkettiği ordunun, Şed­dadoğulları beyliğinin başkenti Dovin'i kuşatıp sıkıştırması sonucunda, onları savunma amacıyla, harekete geçerek L i­p arit ' i Gence önlerinde kesin bir yenilgiye uğratıp çekilmek zorunda bırakmış idi. Öte yandan prens H a s an, Pasin ve Erzurum yörelerini istila ile, daha önce imparator il. B a si l tarafından Ermeni yönetimine son verilip sınırları geniş­letilmek suretiyle Grek Vaspurakan'ı (Grek Vaspurakania) haline getirilen Van Gölü havzasını istilaya haşladı. Sel­çuklu - Bizans antlaşmasına rağmen girişilen bu harekat üzerine, Vaspurakan Bizans valisi Aaron, kalabalık Türk ordusu karşısında, Gürcistan Bizans valisi K ek a v men o s 'tan yardım sağladı. Her iki taraf arasında, 1047 /48 yılında, Büyük Zap suyu yörelerinde yapılan savaşta, pusuya dü­şürülen Selçuklu kuvvetleri yenilgiye uğradı; prens H a s an ve yakın arkadaşları şehit olarak hayatlarını kaybettiler. Selçuklu ordusunun bozgununa, prens H as a n ve arkadaşlarının şehit olmalarına sonderecede üzülen sultan Tuğrul, Azerbay­can Genel Valiliğine atandığı İ brahim Y ına l'ı, Erran böl­gesinde başarılı fetihlerde bulunmakta olan K u t a 1 mı ş ile birlikte, Anadolu'da fetihler yapmak ve bozguna uğratılan Selçuklu ordusunun öcünü almak amacıyla, seferle görev­lendirdi. Derhal harekete geçen İb rahim Yına l , K u t al ­mış'la birlikte Bizans kaynaklarının 100 hin kişi olduğunu ifade ettikleri büyük bir Selçuklu ordusuyla harekete geçerek 1048 yılında, Anadolu topraklarına girdiler. Bir yıldırım hızıyla ilerleyen Selçuklu ordusu� karşısında ne yapacaklarını

Page 40: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 3 1

şaşıran Vaspurakan ve Gürcistan Bizans valileri A aron ve K e k avmeno s, imparator IX. K o nstant in'den acele yar­dım istediler. Bunun üzerine imparatorun emriyle, bütün Gürcü kuvvetlerini toplayan Bizans generali Liparit, derhal Aaron ve Kekavmenos'la birleşti; hu arada K ek avme­no s'un hanş teklifi İbrahim Y ınal tarafından reddedildi. Bunun üzerine, Rum, Ermeni ve Gürcülerden oluşan takriben 35 bin kişilik Bizans ordusu, Hasankale (Kapetru) yörele­rindeki Ü gümi ( Kastro - okomi) köyünde karargah kurdu. Bu sıralarda İb rahim Y ına l ve K uta lmış'ın yönettikleri Selçuklu ordusu Aras ırmağını izleyerek birkaç kale ve müs­tahkem mevkii fethederek eski Erzurum ( Kalikala) yö­nüne doğru ileri hareketlerine devam ediyorlardı. Çok geçmeden Erzurum'a erişen ve şehri bir saldırı ile elegeçi­ren Selçuklu ordusu, buradan, Bizans ordusunun bulunduğu Pasin ovasındaki Hasankale önlerine gelip karargah kurdu. Böylece her iki taraf savaşa hazır duruma gelmiş idi. Bizans ordusunun sağ kanadında K a t a k a l o n , sol kanadında A aron ve merkez hattında da Liparit yer almışlardı. İki büyük bölümden oluşan Selçuklu ordusunun bir bölümüne İb rahim Yınal , öteki bölümüne de K u t almış kumanda ediyordu. 18 Eylül 1048'de her iki taraf arasında şiddetli bir savaş başladı. Bütün bir gün, bir gece devam eden çarpışmalar sonucunda Bizans ordusu ağır ve kesin bir bozguna uğratıldı, başkomutan Liparit de tutsak alındı. Ölüm ve tutsaklıktan kurtulabilen Bizans ordusunun bir kısım Rum, Ermeni ve Gürcü askerleri, Van ve Anı kalelerine güçlükle sığınabildiler. İb rahim Yınal , tutsak Liparit'i, elegeçirilen değerli gani­metlerle, bu sırada başkent Rey'de bulunan sultan T u ğ­rul'a bizzat götürüp, "Bizans'a indirilen bu ağır darbeyi ve zaferi" müjdeledi. Sultan da bu önemli başarısından dolayı kendisini kutlamış, hatta ona 40 bin altın başarı ödülü vermek istemişse de İbrahim Y ına l bunu kabul etmemiştir.

Page 41: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 42: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 43: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

34 ALİ SEVİM

tan, yeniden kuşatmayı şiddetlendirdi, fakat savunucuların karşı hareketleri sebebiyle kuşatmayı kaldırdı.

Bu sıralarda sultan Tuğrul'un üç yönden sevkettiği kuvvetlerden ilki, kuzeyde Kafkaslar'a, batıda Canik orman­larına, güneyde Tercan, Hanzit ve Erzincan'a kadar ilerler­ken, ikinci kol, Oltu yörelerinden geçip Çoruh ırmağı vadisi­nin ötesindeki memleketleri istilaya uğrattı; geri dönüşleri sırasında, Bayburt yörelerinde kendilerine saldıran ücretli bir Frank kuvvetiyle savaştılar; çarpışmalar sırasında Selçuklu kuvvetleri komutanı şehit edildi ise de Türk kuvvetleri başarılı bir şekilde geri çekildiler. Kars yönünde ilerleyen üçüncü Selçuklu birlikleri, buranın Bizans valisi G a gik ile giriştikleri bir savaş sonunda, Bizans kuvvetleri adeta yok edildi. Öte yandan Malazgirt kuşatmasını kaldırdığını gördüğümüz sul­tan T uğrul, ordusuyla Kars'a gelerek şehri bir süre kuşattık­tan sonra Pasin ovasından geçerek Erzurum yörelerine, hatta daha doğuda bulunan Ü gümi'ye değin ileri harekatını sür­dürdü; bu bölgede hiç bir Bizans kuvveti, kendisine karşı çıkıp savaşmaya cesaret edemedi. Kuzey - doğu Anadolu'da­ki harekatını böylece tamamlayan sultan T uğrul, güneye inerek yeniden Malazgirt'e gelip kuşatmaya başladı. Şiddetle yapılan çarpışmalar sırasında, dört yüz kişinin kullandığı büyük Selçuklu mancııııkının attığı iri taş ve kaya parçaları­nııı surlarda açtığı gedikten şehre saldıran Selçuklu askerleri, başarılı olamayarak geri çekilmek zorunda kaldılar. Sultan Tu ğrul , kış mevsiminin yaklaşması sebebiyle, baharda ye­niden gelip fetihlere devam etmek amacıyla, kuşatmayı yeniden kaldırdı. Giriştiği bu sefer sırasında elde etti­ği pek çok ganimetlerle buradan hareketle yolu üzerin­deki Adilcevaz'ı fethettikten sonra Anadolu'dan ayrıldı.

Page 44: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 45: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

36 ALİ SEVİM

sınırlarını aşarak Erzurum yörelerine, daha sonra da Erzincan ve Kemah'a kadar ilerleyip elegeçirdi, bu arada Harput yörelerine de akınlarda bulundu. Bu kuvvetlerden bir kol, Çoruh ve Kelkit vadisi yoluyla ilerleyerek Şebinkarahisar (Şarki Karahisar )'ı elegeçirdi . Üç bin kişilik bir kuvvetin ba­şında bulunan kahraman Türk emiri Din ar, Fırat ırmağı yönünde hareketle Malatya'ya ulaştı. Az sayıda bir Bizans atlı birliğinin savunmaya çalıştığı, fakat yok edildiği şehir kolaylıkla fethedildi, yöreleri akınlara tabi tutuldu. Emir Dinar'ın bu çarpışmalar sırasında şehit olduğu rivayet edi­liyor (1058) . Şehirde on gün kadar kalan ve çeşitli yönlere akınlarda bulunan Selçuklu kuvvetleri, Doğu - Anadolu ve Azerbaycan'a dönüşleri sırasında da Bizans kent ve kalelerini, onlarla giriştikleri bir çok çarpışmalar sırasında, tahribata uğratmaktan geri kalmadılar.

1059 yılında, sultan Tuğrul'un buyruğuyla Anadolu'ya Selçuklu akınları yeniden başladı. Prens Y akuti, beraberinde Horasan Saları, Kapar (Belki E mir-i K e bir), Ermeni kay­naklarındaki imlasıyla K i c a c i ç ve yine Sabuk adlı Selçuk­lu emirleri olduğu halde, sünni Abbasi hilafetine bağlı olmaları sebebiyle kara bayraklar taşıyan Selçuklu ordusuyla Van Gölü'nün kuzeyinden Anadolu topraklarına girdi. H o r a s a n S alar ı , Urfa'yı kuşattıysa da Antakya dükü K h a ç a tor'un müdahalesi üzerine, başarılı olamadı. Bununla birlikte Ana­dolu'nun kuzey bölgelerinde, emir Sabuk'un kumandasında ileri harekatına devam eden Selçuklu birlikleri, Bizans ku­mandanları Atom ve Ebu S ehl'in yönetiminde bulunan Sivas üzerine yürüdüler. Şehrin kilise ve kulelerini Bizans ordu çadırları sanan ve bu sebeple bir süre duraklayan Sel­çuklu kuvvetleri, Temmuz 1059' da her iki kumandanın Develi'ye kaçmaları sebebiyle, şehri ve kalesini hiç bir direnişle karşılaşmaksızın elegeçirdiler; şehri ancak bir hafta süreyle

Page 46: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 37

ellerinde tutan Türk kuvvetleri, pek çok tutsak ve ganimetler elegeçirdiler. Öte yandan İ s a akios K omneno s'dan (1054-1059) sonra Bizans imparatoru olan X . K on s tantin D u k a s (1059-1067), sözkonusu Selçuklu askeri hareketlerini dur· durmak amacıyla, general P ankaras'ı görevlendirdi. Hare· kete geçen Pankara s , Anadolu'dan elde ettikleri tutsak ve ganimetlerle Erran ve Azerbaycan'daki kışlaklarına dönmekte olan Selçuklu kuvvetlerine birtakım saldırılarda bulundu; fakat giriştiği bütün çarpışmalarda ağır darbeler yiyerek perişan ve darmadağın edildi (1061) . Bu sürekli yenilgi ve başarısızlıklar sonucunda imparator K ons tantin D u k a s , başta Sivas ve Malatya olmak üzere, Anadolu'daki belli başlı Bizans kentlerinde bulunan sur ve kalelerin yeniden onarıl­ması hususunda, doğu eyaletleri valilerine emirler gönder­mekten başka hiç bir önlem alamadı.

Sultan Tuğrul, 1062 yılında, Azerbaycan ve Erran'a gelerek buraları yeniden kendisine tabi kıldıktan ve özellikle, sürdürülen Anadolu harekatını inceleyip denetledikten sonra Irak'a gitmek üzere, bu bölgeden ayrıldı. Bununla birlikte Anadolu'da akınlara devam etmek üzere, prens Yakuti'yi yeniden görevlendirdi. Bu Selçuklu prensi, beraberinde, H o· r a s an S a 1 arı, Ermeni kaynaklarındaki imlasıyla C e m c em (Belki Erzurum'da türbesi bulunan C em c em e S ultan) ve İ s uli (Belki Anas ıo ğlu) adlı emirler olduğu halde, Anadolu'­ya girip Ergani'nin kuzeyindeki Bagin, Tulhum ve Ergani'yi istilaya uğrattı; daha sonra, Selçuklu vasalı Diyarbakır emiri N a sr ile birlikte Dicle ve Fırat ırmakları havzala­rına akınlarda bulundu. İmparator D uk a s, bu akın­ları durdurmak amacıyla, Normandiyalı general H erve ile Urfa valisi Tavdan o s 'u görevlendirdi ise de Selçuklu akıncıları tutsak ve ganimetlerle Azerbaycan'daki üslerine döndükleri için herhangi bir çarpışma olmadı. Bununla bir­likte bu iki Bizans generali, emir N a sr'ın Türk kuvvetlerinden

Page 47: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

38 ALİ SEVİM

de yardım alıp savunduğu Amid'i şiddetle kuşatıp sıkıştır­dı. Şehrin Rum Kapısı tarafında yapılan çarpışmalar

sırasında, Türk başbuğlarından H ac ı B a şara şehit olduğu gibi, general Tavdanos da hayatını kaybetti; bu çarpışma­larda her iki taraf da ağır kayıplar vermiştir. Böylece bu Bizans karşı harekatı da pek başarılı olamadan sonra erdi.

İlk Selçuklu sultanı Tuğrul B e y devrinde, Selçuklu devletinin fetih planları uyarınca, Anadolu'da ırmak vadileri boyunca düzenli bir şekilde sürdürülen Selçuklu askeri hare­ketleri, Kızılırmak'a kadar uzatıldı. Bu hareketler, tam an­lamıyla bir fetih niteliği taşımayıp, daha sonraki yıllarda yapılacak olan fetih ve yerleşme hareketlerine uygun bir zemin hazırlaması bakımından önemlidir. Gerçekten bu akın ve istilalar sonucunda, batıda Sivas'a kadar olan Bizans kale ve müstahkem mevkileri, büyük çoğunlukla tahrip edilmiş, böylece, bu bölgelerdeki Bizans savunma gücüne ağır darbeler indirilmiştir. Esasen Selçuklu sultanı Tuğ­rul, gerek devlet içinde ortaya çıkan huzursuzluk (özel­likle İ brahim Y ı ıı al ve K ut almış isyanları), gerekse Bağdad Abbasi halifeliğini ciddi şekilde saran olaylar (Ar s­l a n B es a siri isyanı) sebebiyle, Anadolu'nun fethiyle bizzat ilgilenememiş, ancak görevlendirdiği Selçuklu prens ve emir­lerinin gerçekleştirdikleri askeri hareketler, genellikle bir akın ve istila faaliyetlerinden ibaret kalmıştır.

Page 48: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 49: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

40 ALİ SEVİM

tiği ordusunun ilk koluyla ilerleyerek Selçuklu istilası sebe­biyle, Bizans'ın Anadolu'daki hakimiyetinin çökmesinden fay­dalanarak Lori kentini başkent yapıp yeniden bir prenslik kurmaya çalışan Ermeni prensi D avido ğlu Giorg'un "Yıl­lık vergi verme" karşılığında Selçuklu vasalı olması önerisini kabul etti. Daha sonra sultan, Gürcistan topraklarına girerek Kangarnı, Kartlı ve Javakhet (Tiflis - Çoruh ırmağı arası) bölgesini istila ile Gürcistan'ın kuzey uçlarına kadar ileri harekatını sürdürdü. Bu cümleden olarak o, Kür ırmağı yönündeki dağlık Trialet'i istila ettiği sıralarda, ordusunun öncü kuvvetleri, batı yönündeki Kür ırmağının Cek kolu üzerindeki Kveliskür'e kadar ilerlemişlerdi. Sultan Alp ars lan, Şavşat üzerinden geniş bir yay çizmek suretiyle geçerek güney yönüne inip Panaskert çayı üzerinde bulunan aynı addaki kente ulaştı. Daha sonra o, Kartlı - Kars arasındaki Akşehir (Sepidşehr, Akhalkelek) yörelerini de elegeçirdi (Temmuz 1064). Bundan başka sultan, Gürcü kuvvetlerinin savunduğu Borçala ırmağı kıyısında bulunan Allaverdi kentini de şiddetli çarpışmalardan sonra hücumla elegeçirmeyi başardı; şehirden pek çok ganimet ve tutsak elegeçirildi. Bu arada Selçuklu kuvvetleri, Gürcü prensi iV . B a gr a t (P ak r a t')ı yakalamak üzere idiler; fakat prens, Kafkas dağlarına kaçarak canını güçlükle kurtarabildi. Bununla birlikte B a gr a t, sultana bir elçi heyeti göndererek "İtaat ve tabiiyetini" arz edip "Sel­çuklu devletine yıllık vergi vermek" şartiyle barış isteğinde bulundu. Onun bu teklifini kabul eden Alp ars lan, ileri harekatını durdurarak Aras ırmağı havzasına geldi. Bu hare­kat sırasında sultan, elegeçirilen zengin ganimeti başkent Rey'e göndermiştir. Öte yandan sultanın oğlu Melik ş ah, beraberinde Y akuti, vezir Nizamülmülk ve Horasan amidi M uhamme d b . M a nsur olduğu halde, emrine verilen Selçuklu kuvvetleriyle Aras ırmağı yönünde ilerleyip Bizans kuvvetlerinin savunduğu Anberd (Buirakan)'i şiddetli bir kuşatmadan sonra elegeçir-

Page 50: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 51: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

42 ALİ SEVİM

yasında derin üzüntü yaratmasına karşılık lslam aleminde büyük sevinç gösterilerine vesile teşkil etmiştir.

Sultan Alpars lan, gerçekleştirdiği bu sefer sonucunda, fethettiği Ermeni ve Gürcülerin oturdukları çeşitli Bizans memleketlerinin yönetimlerini beraberinde sefere katılan va­sal emirlere bıraktı. Şöyleki : Van Gölü bölgesi, Nahçıvan emiri S ak a r o ğlu Ebu D ülef'e, Anı ve yöreleri Dübeyl emiri E b ulesvar o ğlu Minuçehr'e, Gürcistan'ın bir kı­sım Gence valisi F a dlun'a, bir kısmını da Tijlis emirliğine. Sultan Alp ars lan, başta Bağdad Abbasi halife K a aim B iemrill ah olmak üzere, bütün lslam hükümdar ve emir­lerine birer Fetihnfime göndererek küffara karşı kazandığı başarılar ve yaptığı fetihler hakkında bilgi verdi. Bu haber üzerine halifelik başkenti Bağdad ve öteki İslam memleket­lerinde büyük sevinç gösterileri yapıldı. Ayrıca halife, sultana Fetihler babası (Ebu'l - feth) ünvanını gönderdi. Sultan Alp­ar s l an, gerçekleştirdiği Doğu - Anadolu ve Gürcistan seferin­den sonra, ülke içinde ortaya çıkan birtakım huzursuzluk­lar ve özellikle ülkenin doğu sınırlarında fetihler yapmak amacıyla, Anadolu'dan ayrıldı. Bununla birlikte çok önem verdiği Anadolu askeri harekatıııa devam edilmesi hususun­da gerekli emirler vermekten geri kalmadı.

Selçuklu Sultan Alpars l an'ın buyruğu gereğince, daha önceleri de Anadolu'da akınlarda bulunan H o-komutanlarının

harekatı r a s an Sa ları, Ergani yörelerindeki Tulhzını ve Siverek kalelerini başarısız bir kuşatmadan sonra Urfa'ya yürüyerek bu yörelerde birtakım yerleri elegeçirdikten başka Antakya dükünü yenilgiye uğrattı, fakat U1Ja'yı kuşatma girişimi başarılı olamadı (1065 /66) . O, aynı yıl içinde yeni­den Urfa yörelerine akınlarda bulunarak Kısas (K'sos = Ak· sos) ve Celeb'i kuşattıktan başka Diphisar'ı elegeçirdi; bunun üzerine karşı harekatta bulunan dört bin kişilik

Page 52: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 53: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 54: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 45

özellikle doğu ve güney - Anadolıı'da tahrip edilen kaleleri onartmak amacıyla, doğu orduları başkomutanlığına atanan N ikephor o s B o t an iate s, Sivas, Malatya, Divriği ve diğer kent ve ilçelerin kalelerini tamir ettirip kuvvetlendirdi, fakat hiç durmaksızın sürüp giden Selçuklu akınlarını önlemeyi başaramadı.

Bizans'ta Esasen Anadolıı'daki Selçuklu istila hareket-durum !erinin başlamasından itibaren Bizans'ta iç -

karışıklıklar ve buhranlar sürüp gitmekte idi. Özellikle im­parator K o nstant in X. Dukas'ın bu sıralarda ölümünden (1067) sonra vasiyeti gereğince karısı E u dokia, üç oğlu adına Bizans tahtına geçmişti. Bununla birlikte Bizans sara­yındaki çeşitli gurupların devlet yönetimine gelişi güzel karış­maları sonucunda, impzratorluk içindeki eyaletler ihmale uğramış, özellikle ordu, kendi kaderiyle haşhaşa bırakılmıştı. Anadolu'da bakımsız ve dağınık bir halde bulunan Bizans kuvvetleri, çoğu zaman yiyecek ve giyecek bulma amacıyla, kent ve ilçeleri yağmalamakta idiler. İşte bütün bu sebeplerle imparatorluğun öteki eyaletlerinde olduğu gibi, Anadolu'da da Selçuklu istila hareketlerini önleyecek bir Bizans ordusu sanki yok gibiydi. İmparatorluk içinde gittikçe artan ve ciddi boyutlara ulaşan tehlikelerin önlenememesi sebebiyle E u dokia'nın niyabeti ancak yedi ay sürdü. Saraydaki askeri kanadın baskısı sonucunda imparatoriçe, askeri aristokrasiye mensup Kayserili bir genernl olan Romanos Diogene s ile evlenmek zorunda kaldı. Böylece, daha önce tahtı ele­geçirmek amacıyla, başarısız bir teşebbüste de bulunmuş olan Romanos Dio genes, Ocak 1068'de Bizans imparatoru oldu, bu suretle amacına ulaşabildi. Bununla birlikte o, daha önceki imparatorlar gibi, devleti, içine düştüğü bu ciddi durumdan kurtarma yolunda pek fazla bir varlık gösteremedi. Çünkü o, bomboş bir hazine, yılJardan beri yüzüstü bırakıl-

Page 55: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 56: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 47

gibi, Fad lun'u da tutsaklıktan kurtardı ; ayrıca sultan, Derbend yönetimine emir Y a ğm a'yı bir menşurla atadı. Esas amacı, bütün Gürcü ve Aphaza memleketlerini fethile Selçuklu smırları içine aldıktan sonra Anadolu'da bizzat fetihler yap­mak ve dolayısıyla Bizans'a ağır darbeler vurmak olan sultan Alpars lan, Karahanlı lıükiimdarmm ölümü üzerine, impara­torluğun doğu sınırlarında ortaya çıkan karışıklıklar sebebiy­le, fetih planlarmı tam anlamıyla gerçekleştiremeden geri dönmek zorunda kaldı. Bununla beraber ordusunun bir kısmını Anadolu sınırlarında bırakarak, Kut almı ş o ğlu Mansur ve SÜ ey m a ıı ile, kardeşi Azerbaycan Genel Valisi Yakuti, eniştesi Erbasgan (E rb a s aıı) ve Anadolu'da giriştiği akınlarla ü ıı salan emir Su ıı d u k 'u fetih hareketlerini devam ettirmekle görevlendirdi. Derhal askeri hareketlerine yeniden haşlayan hu Selçuklu prens, emir ve Türkmen heyleri, Bizans'a siirekli akınlarda bulundular.

Bizaus'ııı karşı

harekatı

Yeni Bizans imparatoru R o m a n o s Diogene s, gittikçe artan Selçuklu akınlarını durdurmak amacıyla, büyük hir çaba göstererek Anado­

lıı' dan, özellikle memleketi olan Kayseri yörelerinden çok sayıda asker topladığı gibi, Rumeli'deki Uz (Hıristiyan Oğuzlar) ve Peçenek Türklerinden de kuvvetler sağladı. Ayrıca, Frank, Alman, lskandinav ve ltalya Normanla­nndan ücretli askerler tuttu. Çeşitli milletlerden çabucak oluşturulan bu Bizans ordusu gerçek bir bir1ikten yok­sun idi. R o m a n o s D io genes, Mart 1068'de Suriye yö­nüne hareket etti. Kayseri'ye gelmeden önce, Selçuklu kuvvetlerinin Niksar'ı alarak yağma ettiklerini haber alın­ca yolunu değiştirip Sivas'a, oradan da Divriği yönüne yiiriiyiişüne devamla bu bölgelerde kendisine saldıran Selçuklu kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktı. Kazandığı hu ilk başarıdan sonra imparator, Maraş'a gelip buradan, Fırat

Page 57: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

48 ALİ SEVİM

boylarına gönderdiği birliklerle sol-ard yanını güven altına almak istediyse de bu yörelerde harekatta bulunan Selçuklu emiri H a s İ n al, bu kuvvetleri yenilgiye uğratıp, imparatorun bu harekat planını uygulamasına engel oldu. Çok geçme­den Kuzey - Suriye'ye gelen imparator, Halep ve yörelerine ağır bir şekilde yağma ve tahrip akınlarına uğrattı. Daha sonra o , Kuzey - Suriye'nin en önemli kalelerinden birine sahip olan ve Umurtekin adlı bir Selçuklu emirinin savun­duğu Menbic'i elegeçirdi . Bu sıralarda H an o ğlu H arun ve Selçuklu vasalı Halep Mirdasoğulları emiri Mahmud, Tiirk­men ve Arap kuvvetleriyle Halep yörelerindeki Bizans asker­lerine saldırıp onları yenilgiye uğrattılar. Bunun üzerine derhal Halep yörelerine gelen imparator, Türkmen ve Arap kuvvetleriyle şiddetli bir savaşa girişti; çarpışmalarda her iki taraf da ağır kayıplar verdi (Kasım 1068) . Bu savaştan sonra imparator, daha önce H a n o ğlu H arun tarafından fethedi­len Artah ve 1 mm kalelerini yeniden elegeçirdi, sonra da Çukurova'ya indi. Bu sıralarda emir Afş in, Ahmet ş a h'la birlikte Orta - Anadolu yönünde akınlara başlayarak Sakarya ırmağı vadisine kadar ileri harekatını sürdürdü; lstanbul -Çukurova yolu üzerinde önemli bir konuma sahip olan Emir­dağ yörelerindeki ünlü Amuriyye kentini elegeçirerek yerle bir etti. Bunu haber alan ve sonderecede üzülen imparator, Afş in'in yolunu kesmek amacıyla, derhal harekete geçtiyse de Af ş in'in bir yıldırım hızıyla sürdürdüğü harekat sebebiyle, buna muvaffak olamadı ve kış mevsiminin gelmesi sonucunda da lstanbul'a dönmek zorunda kaldı.

Selçuklu emirlerinin akınları

Romanos Diogene s'in lstanbul'a dönmesin­den bir süre sonra 1069 yılında Afş in, Sunduk, Ahmet şah, Türkman, Demleço ğlu Mehmet,

D u du o ğlu , Serhenko ğlu ve Ars lant a ş komutasındaki Selçuklu kuvvetleri, doğu, güney - doğu ve güney bölgelerinden

Page 58: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 49

Anadolu'ya akınlara başladılar. Bu akınları önlemek üzere impa­ratorun gönderdiği kuvvetler, Türk atlı birlikleri tarafından ta­mamen bozguna uğratıldılar. Bunun üzerine imparator, M anuel K o mnenos komutasında Sivas'a, Phil ar et o s B ra ch a­mio s kumandasında da Malatya'ya iki ordu sevkettikten başka, üçüncü bir orduyla da bizzat harekete geçerek Kayseri yörelerine geldi; buralarda harekatta bulunan bir Selçuklu birliğini geri püskürttü ve Fırat ırmağına kadar harekatını sürdürdü. Onun esas amacı, Anadolıı'ya yapılan akınlarda, Selçuklu harekat üssü olan Ahlat'ı almak, doğu ve güney -

Anadolu'daki Selçuklular tarafından fethedilen belli - başlı kaleleri yeniden elegeçirmek ve dolayısıyla Selçuklu kuvvet­lerini Anadolu'dan çıkarmak idi. Bu planını gerçekleştirmek üzere imparator, Harput yörelerine geldiği zaman Selçuklu kuvvetleri de Malatya'ya saldırarak kenti savunan P hila­r e to s'u yenilgiye uğratıp perişan ettiler; çok az bir askeri birlikle kaçmayı başaran bu Bizans generali binbir güçlükle imparatora katılabildi. Buna rağmen Romanos D i o genes, �Murat suyu boyunca ilerleyerek Palu'ya geldi. Fakat öte yandan ardı arkası kesilmeyen akınlarla Anadolu içlerine akmakta olan Selçuklu kuvvetleri, başta Karaman ve Konya olmak üzere, birçok il ve ilçeleri istila ile elegeçirmeyi başar­makta idiler. Özellikle Orta - Anadolu'nun önemli kenti olan Konya'nın fethini haber alan imparator, daha ileri gitmekten vazgeçerek Selçuklu kuvvetlerinin dönüş yollarını kesmek amacıyla, Sivas üzerinden Kayseri'ye geldi. İmparatorun bu planını tespit eden Selçuklu kumandanları, onun bütün çaba ve önlemlerine rağmen Toros dağları geçitlerinden güneye inerek Kuzey - Suriye'deki hareket üsleri olan Haleb'e ulaşmayı başardılar. Böylece R o m an o s Diogenes, giriş­tiği bu ikinci seferde de başarılı olamayarak İstanbul'a döndü. Bununla birlikte o, bitip tükenmeyen bu Selçuklu akınlarını durdurmak amacıyla 1070 yılında, yeniden Anado!u'ya bir sefer

Page 59: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

50 ALI SEVİM

düzenlemek istediyse de kendisine yakın olan birtakım saray er­kanı buna engel oldu. Bunun üzerine imparator, Doğu - Anado­lu orduları komutanlığına atadığı M anuel K omneno s'u ka­labalık bir orduyla Anadolu'ya gönderdi. Bu sıralarda, sultan A 1par s 1 a n' a isyan sebebiyle arası açılan eniştesi ( sultanm kızkardeşi Gevher H atun'un kocası) E rb a s gan, Navekiyye ( Yabgulu) adlı kalabalık bir Türkmen kitlesinin başında olarak sultanın emriyle kendisini takip ve yakalamakla gö­revlendirilen Afşin ve diğer Selçuklu emirlerinin önünden batı yönüne kaçarak Kızılırmak kıyılarına kadar ulaşmış idi. E rL a sgan, yolunu kesme harekatına girişen Manuel'i Si­vas yörelerinde bozguna uğrattı, hatta onu, Nike p h o r o s Me li s s e n o s ve daha bazı Bizans generalleriyle birlikte tut­sak aldı. Bununla birlikte E rb a s ga n'ın Selçuklu emirleri tarafından izlenmekte olduğunu öğrenen tutsak M a n u e 1, onu, Bizans'a sığıııması hususunda ikna etti. Bunun üzerine E r­b a s gen, M an ue l ve diğer Bizans generallerini serbest bıraktı ve sultanın gazabından korkup endişe etmesi sebebiy­le, ailesi ve bazı yakmlarıyla birlikte lstanbul'a gitti. İmparator R o m a n o s Diogene s, onu sanki bir müttefik devlet başkam imiş gibi, çok parlak bir törenle karşılayıp kabul etti; böy­lece tarihte, ilk Selçuklu prensi Bizans'a sığmmış oluyordu. Öte yandan E r b a s gan'ı izlemekte olan emir Afş in, batı yönünde ileri harekatma devamla Kayseri - Sivas bölgesin­deki kent, kale ve ilçeleri bir yıldırım hızıyla çiğneyip istila ettikten sonra Afyon - Uşak - Denizli bölgesine girip Honas ve Laodicea kentlerini yakıp yıkarak Nlarmara denizi kıyılarına kadar ileri harekatmı sürdürdü. Çok geçmeden Kadıköy'e kadar gelen Afş in, lstanbul'a imparatora bir elçi göndererek "Selçuklu - Bizans devletleri arasmda barış olduğunu ve bu sebeple, Sultana isyan halinde olan E r b a s g aıı'ı, heraberin­dekilerle birlikte kendisine teslim etmesini" sultan adına

Page 60: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANAJJULU'NUN .FETHi 51

bildirdi ise de kabul edilmedi. Bunun üzerine Afşin, 1070 yılı sonbaharında, gidişinde olduğu gibi, dönüşünde de Bizans kent ve kalelerini adeta yerle bir etti. o, giriştiği bütün bu harekatı sırasında elegeçirdiği sayısız ganimetlerle kışı Ana­dolu' da geçirdikten sonra Ahlat'a döndü ve sultan Alp ars­l a n'a ''E r b a s g a n ve Bizans" hakkında bilgi verdi.

XI . yüzyıl Orta - Doğusu'nun büyük deYletle­Sultaıı Alparslaıı

'ııı rinden birisini oluşturan şii JV!ısır - Fatımi ha-Auadolu ve Kuzey- l' c 1. - · .. ll'l l k' · · h l' c M d Suriye seferi ııe ıgı, oze ı \: e se ızıncı a ııe u s tan s ı r ev-

rinde (1036-1094), mülki yönetimin bozulması ve devlet hazinesinin boşalması, askeri unsurların yetki ça­tışmalarına girişmelerine sahne olmuştur. Halifelik veziri N a s ı ruddevl e H a s an, şii halifeliğin yerine sünni bir devlet kurulması amacıyla, bu sıralarda Horasan'da bulu­nan sultan Alpar s l an'a Buharalı fakih E b fı C a fer Mu­hamnıed'i elçi olarak gönderdi ve "ordusuyla lVIısır'a gel­mesini, ülkeyi kendisine teslim edeceğini ve şii hutbesini kaldırıp yerine sünni hutbesi okutacağını" bildirdi. Bu çağ­rı üzerine sultan, esasen fethedilmesi, Selçuklu fetih plan­ları içinde bulunan lVf ısır ülkesini, Büyük Selçuklu devleti­ne katmak amacıyla, kuvvetli bir orduyla Azerbaycan üze­rinden Doğu - Anadolu'ya girdi (1070 yılı ortaları) . Bu böl­gede üslenen Selçuklu akıncı kuvvetleriyle de ordusunu güçlendiren Alpar s lan, Van Gölü'niin kuzeyinden lVIalaz­girt önlerine geldi. Daha önce görüldüğü üzere, amcası sultan Tuğrul'un iki kez kuşattığı halde alamadığı sağlam surlara sahip Malazgirt'i, daha sonra da Erciş'i güçlük çekmeden fethetti. Henüz Selçuklu kuvvetleı·i tarafından alınmamıs olan Murat, yukarı Dicle ve kolları arasıııdaki biı·takım kale­leri birer birer fetheden sultan, Diyarbakır topraklarına gele­rek Dicle ırmağı kıyısındaki lforşefiyye yörelerinde konakladı. Diyarbakır'ın muhteşem surlarını hayranlıkla seyreden sul-

Page 61: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

52 ALİ SEVİM

tan, hala yürürlükte olan Türk adeti uyarınca, ellerini sur taşlarına, daha sonra da göğsüne sürdü. Sultan Diyar­bakır ve yörelerinin yönetimini ellerinde tutan ve anlaşmazlık halinde bulunan Selçuklıı vasalı Mervanoğulları ailesinden

iki kardeş N asr ve S ai d arasında, uzlaştırıcı bir barış yaptık­tan sonra Tulhum ve Siverek kent ve kalelerini fethetti; o zamana kadar Selçuklu kuvvetleri tarafından birkaç kez kuşa­tılmasına rağmen fethedilememiş olan, fevkalede sağlam surlara sahip bulunan dük Vas i l'in savunduğu Urfa'yı kuşatıp sıkıştırmaya başladı (Mart 1071) . Sultan, 50 gün süren bir kuşatmadan sonra, gereksiz yere zaman kaybetme­mek ve Mısır'ın fethini biran önce gerçekleştirmek amacıyla kuşatmayı kaldırdı. O, hareketinden önce, yanında bulunan elçi Ebu C afer Muhammed'i, Selçuklu vasalı Halep Jı;fir­dasoğulları emiri M ahmud'a gönderip "kendisine itaat arz­eden bütün vasal hükümdar ve emirler gibi, onun da katına gelip itaatını arzederek yenilemesini" bildirdi . Buna rağmen M ahmud, H a n o ğlu H arun'un telkini ve sultandan çekin­mesi sebebiyle, onun bu çağrısına uymayıp Haleb'den süratle topladığı para ve armağanları ona göndermekle yetindi. Bunun üzerine sultan, Mahmud'a gönderdiği cevapta "Adı­ma hutbe okutup benimle böyle mektuplaşmayı sürdürdüğün halde, niçin katıma gelip itaat arzetmekten çekindiğini an­layamıyorum. Halbuki sen, katıma gelen bütün tabilerinıize gösterdiğimiz lütuf ve yaptığımız ihsanları çok iyi bilirsin" dedi. Emir Ma hmud'un, huzuruna gelmemekte direnmesi üzerine Alpars lan, U1fa'dan ayrılıp Ocak 1071 sonlarında, Birecik yakınlarındaki Nehrülcevz yöresinden Fırat'ı geçerek burada bulunan çok hoşlandığı bir çayırda dinlenmek üzere konakladı. Bu sırada fakih Ebu C afer, sultan'a "Ey Efendi­miz, ulu T anrı'nın sana ihsan ettiği bu nimete şükret" deyince, sultan "Bu nimet nedir ?" diye sordu. Bunun üzerine fakih "Bu ırmağı şimdiye kadar Türk olarak yalnız köle asıllı hü-

Page 62: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 53

kümdarlar geçmişlerdir; halbuki, bu gün, Hazret-i alileri, ilk kez bir Türk sultanı olarak geçiyorlar" dedi. Sultan, çok geçmeden yoluna devam ederek eriştiği Haleb'e bağlı yöre­lerde karargah kurdu. İtaat arzı için katına gelmesi hususunda, emir Mahmud'a yeniden ulak gönderdi ise de o, bir türlü gelip sultanın huzuruna çıkmadı. Buna sonderecede kızan sultan Alp ars l an, Nisan 1071 başlarında, Haleb'i kuşat­maya başladı. İki ay kadar süren bir kuşatma sonucunda Halep burclarının en sağlamı olan Ganem burcu delindi ; kent, buradan yapılacak bir saldırıyla alınabilecek bir duruma geldiği halde, sultan "Savunmasız kalıp Bizans'ın eline düş­memesi için, bu uç kentini kılıç kuvvetiyle almaktan endişe ederim" diyerek kuşatma harekatını durdurdu ve böylece ciddi bir savaş yapılmadı. Bununla birlikte çok sıkışık ve ciddi bir duruma düşen emir Mahmu d, Oğuzlara mahsus giysiler giyerek annesiyle birlikte sultanın katına çıkıp, yer öperek arzı ubudiyette bulundu; sultan da onu affedip, bir ferman ve hil'atlerle Halep emirliğini yeniden kendisine verdi. Sultan Alp ars l an, Mısır'a gitmek üzere, Dımaşk yönünde bir günlük yol aldığı sıralarda, Bizans imparatoru Romanos Diogene s'ten kendisine gelen bir elçi "Men­bic, Ahlat ve Malazgirt'in Bizans'a geri verilmesini" istedi; ayrıca bu isteğin yerine getirilmemesi halinde imparatorun kuvvetli bir orduyla harekete geçeceğini de bildirdi. Bununla birlikte imparatorun, Doğu - Anadolu (Erzurum) yönünde ilerlemekte olduğunu haber alan sultan, elçiyi sert bir cevapla geri yolladıktan sonra ordusunun bir kısmını, burada bıra­karak emir Aytekin ve Malım u d' u Mısır'ın fethiyle görevlen­dirdi; kendisi de ordusunun büyük bir kısmıyla Bizans im­paratorunu karşılamak üzere, derhal vakit kaybetmeden Doğu - Anadolu yönüne hareket etti. Fırat ırmağını süratle geçişleri sırasında, ordusunda bulunan at, deve, mal ve yiyecek maddelerinin çoğunun telef olmasına hiç aldırmayan sultan,

Page 63: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

54 ALİ SEVİM

ileri yürüyüşüne devam etti. Fakat bir süre soııra yiyecek sıkıntısı sebebiyle ordudaki Irak askerlerini terhis etmek zorunda kaldı, böylece orduda, Horasan, Erran ve Azerbaycan kuvvetleri kalmıştı. İleri yürüyüşüne devam eden Alp ar s lan, Urfa üzerinden Diyarbakır yörelerine ulaştı. Silvan'da, Malaz­girt' e kadar ilerleyip kaleyi elegeçiren Bizans ordusunun kıyımından kurtularak kaçan Malazgirt kadısıyla birçok Müslümanlar, durumun ciddiyeti sebebiyle kendisinden acele yardım istediler. Böylece Bizans ordusunun nerede bulunduğunu öğrenen sultan, süratle Erzen ve Bitlis boğazından 7 ,cçerek Selçuklu hareket üssü Ahlat'a geldi.

Romanos Diogenes 'in

hareketi

Yukarıda gfüiildüğü üzere, Anadolu'd.a başarı� sız iki sefer girişiminden sonra yıllardır sür­dürülen Selçuklu istila hareketlerine bir son

vermek ve onları kesin olarak bu ülkeden çıkarmak amacıyla, uzun süreden beri Anadolu ve Azerbaycan'a büyük bir sefer hazırlığına başlamış olan R o m a n o s Dio genes, Balkanlar'da­ki Peçenek, Uz (Hıristiyan Oğuz), Kıpçak ve Hazar Tiirkle­riyle Islav (Rus), Alman (Gotlar), Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcülerden oluşan büyük bir ordu hazırladı. Çeşitli .Müslim ve gayri Müslim kaynaklardaki kayıtlarda, hu ordunun sayı­sının 600 bine kadar çıktığı abartmalı olarak ifade edilmekte ise de bunun, büyük ve küçük rütbeli 30 bin kumandanın yönettiği atlı ve yaya olmak üzere, 200 bin kişi civarında olması düşünülebilir. Bu orduda, kale delicileri, lağımcılar, çarlıçılar, arabacılar ve mancınıkcılarla birlikte çok sayıda ustalar, 800 mandanın çektiği nal ve çivileı·i taşıyan 400 araba ile içleı·inde silah, mancınık ve diğer savaş aletlerinin bulunduğu 1000 araba mevcuttu. Bunlar arasında, 1200 kişi tarafından çekilen ve on kantar ağırlığında taşlar fırlatabilen çok büyük hir mancınıkın da yer aldığı, çeşitli kaynaklarda kaydedilmiştir. Bütün hunlardan başka, imparatorun bera-

Page 64: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 55

berinde getirdiği hazinesinde, bir milyon altın, 100 hin ipekli giysi, altın eğerler, kemerler, pek çok altın ve gümüş eşya da bulunuyordu. İmparator, sayı ve donatım bakımından ger­çekten muazzam sayılabilen bu orduya güvenerek güya Ana­dolu'yu Türklerden kurtaracağına inandıktan başka, bü­tün lslum ülkelerini de elegeçireceğini ümit ediyor, hatta hu düşüncesinin etkisiyle beraberindeki kumandanları ls­ltun kentlerine vali olarak atamayı planlıyor, "bütün camileri kiliseye çevireceğini" bildiriyordu. R o m a n o s D i o ge n e s, lstanbul'dan hareket etmeden önce, Ayasojya kilisesinde düzenlediği büyük bir dini törene katıldı ve buradaki hüyük haç'ı ziyaret etti . Tarihi bir değer taşımamakla bir­likte, bu ziyaretle ilgili olarak, o devirde yaşamış olan bir Müslüman tarihçi (Garsunni'me M uhammed S abii), ye­nilgiden sonra tutsak alınan imparatorun ağzından şu hikayeyi nakletmiştir :

''Herhangi bir sefer dolayısıyla lstanbul'dan çıkan impa­ratorların törelerinden birisi de Ayasojya'ya gidip yakut­larla bezenmiş olan altın haç'tan yardım ve şefaat dileme­sidir. Ben bu geleneğe uyarak Ayasofya'ya gidip burada­ki altın haç'tan başarı için şefaat diledim. Bu sırada haç, bulunduğu durumdan Müslümanların kıblesine doğru çev­rildi. Buna sonderecede hayret edip şaşakaldım ve onu, ye­niden doğuya çevirip eski haline getirdim. Ertesi günkü ziyaretimde, haç'ın yine kıbleye dönmüş olduğunu gördüm. Bunun üzerine onun, zincirlerle bağlanmasını emrettim. Fa­kat bununla birlikte üçüncü günkü ziyaretimde haç, yine kıbleye yönelmişti ; hayretler içincle kalıp bunu, çıkacağım seferde yenilgiye uğrayacağıma yormuştum. Bununla birlik­te arzu ve ihtiraslarımın etkisiyle, lslftm ülkelerine yürü­düm ve işte biitün hunlar başıma geldi". Ayrıca Bizansfr bir tarihçi (Ke d r e n o s), eskiden heri Roma ve Bizans hüküm­dar]arının başlarına gelecek iyi ve kötü olaylarm, daha önce

Page 65: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

56 ALİ SEVİM

Halep "Ahlat, Erciş, Malazgirt

Sakarya Kayseri - Sivas

Savaş Meclisi "Azerbaycan'a Sel­

çuklu (Rey) N

ve Tiirk J

Sivas Erzurum'da

Türk

Selçuklu Anadolu'ya Erzurum Pasin

Azer­baycan'a Sivas Erzurum'a

Iran Bizans

Norman e 30 Franklardan

Page 66: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 57

Ahlat Selçuklular Selçuklu Gürcistan'ı

20 Gürcistan'a

Malazgirt Bizans Türk

Bizans

Uzlar Selçuklulara, Türk

1 s tan b u l' Malazgirt'e Ermeni Elcezire

Bizans lrak'a lslam Bizans

Fırat Musul Silvan Erzen

Bitlis boğazı Ahlat'a Malazgirt Selçuklu

aman Müslüman

Ahlat'a Ahlat Bizans

Selçuklu Ahlat'a

Selçuklu

Page 67: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

58 ALİ SEVİM

Selçuklu Ahlat Selçuklu

Selçuklu Bağdad'a

Hemedan'da Malazgirt Meydan Savaşın­

dan Selçuklu - Bizans Selçuklu

Malazgirt meydan savaşı

Doğu - Anadolu'ya Bizans Diyarbakır Ah-

lat'a

Hemedan'a

Hassa Anadolu'ya Selçuklu Türk­men 40

Büyü.k Selçuklu devletine 10

200 Bizans

50 Selçuklu

Türklük ve cihat

Page 68: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 59

Ana­olu' Selçuklu

Kutalmışoğullarından

Selçuklu

Ahlat - Malazgirt Rahve

(24 1071) . Süphan Malazgirt Sul­

tan Ziyaret Tepeler'e, Genel Kararga­hını

Bizans J\rlalazgirt'ten Selçuklu

Bizans J\rialazgirtliler, Selçuklu

Bizans Selçuklu

Bizans Abbasi

· Selçuklu

Page 69: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

60 ALİ SEVİM

Bağdad

O, Selçuklu

Selçuklu İslam

"İsfahan Hemedan

"İsfahan" "Hemedan'ın

lsjahan'da kışlayacağız, hayvanlarımız ise Henıedan'da -

Hemedan'da

Selçukluları Anadoluİ slfım

Iran, Irak, Suriye Bağdad'ı

şeyh'e hcılifeye) Selçuklu

Hıristiyan C

Page 70: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 61

Buharalı

İslam lslam Müslüman

Bağdad Abbasi İslam Malaz­

girt

lslam lslam

Tanrım! İslim sancağını yükselt ve İslama Alparslan için yardım et! Şirki, başını ezmek ve kökünü kazı­okuııaıı hutbe

mak suretiyle yok et! Sana itaat için, canlarını feda edip kanlarını, sana tabi olma hususunda akıtan senin yolunun mücahitlerini, onları kuvvetlendirerek yurtlarını, gü· venlik ve zaferle dolduran yardımlarından yoksun kılma! Mü'minlerin emirinin burhanı olan Şehinşahü'I - azam (yani Sultan Alparslan)'ın senden dilediği yardımı esirgeme ki o, hu sayede hükmünü yürütür, şanıııı yayılır kılsııı ve zamanın giiçlükleri karşısında kolayca yerinde tutunabilsin. Senin di· nini şerefli ve yüce tutabilmek için onu, lütufkar ve her za­man etkili olan desteğinden yoksun kılma! Onun, kafirlerin karşısmdaki bugünkü günü, yarınına da yetsin. Ordusunu meleklerinle destekle, niyet ve azmini hayır ve başarıyla so­nuçlandır ! Çünkü o, senin ulu rızan için rahatını terketti; malı ve canıyla buyruklarına uymak amacıyla, senin yoluna

Page 71: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

62 ALİ SEVİM

düştü. Çünkü sen "Ey iman edenler, can yakıcı bir azaptan kurtaracak bir yolu size göstereyim mi? Tanrı'ya ve onun Peygamberine inanıyorsanız, onun yolunda, can ve malmızla­savaşırsınız" diyorsun. Senin sözün gerçektir. Tanrım! o, nasıl senin sözüne uyup şeriatının korunmasında, gevşeklik göstermeden buyruğuna uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak dinine hizmet için gecesini gündüzüne katmışsa sen de ona zafer kısmet eyle, dileklerinde ona yardımcı ol, kaza ve kaderini, onun için iyi ve hayırlı bir şekilde tecelli ettir! Onu öyle bir koruyucu ile kuşat ki, düşmanların her türlü hilelerini defetsin ve lütfunla, hu koruyucu onu, güzel sıfatların içinde, en emin ve sağlam ellerle korusun! Yapmak istediği her işi, ona kolay kıl! Böylece onun, düşmana karşı giriştiği hu "Kutsal Hareket", zaferden ışık alsın ve şirk zümresinin, hak yollarını göremeyip sapıklıkta gözleri yumul­sun. Ey Müslümanlar, doğru bir niyet, içten bir azim ve Tan­rı'dan korkan temiz kalplerle ve birlik bahçesinden kısmet alan inançlarla Sultan Alparslan için Tanrı'ya yalvarıp yakarı­nız ! Çünkü eksiklerden yoksun olan Yüce Tanrı şöyle buyuru­yor : "Ey Muhammed, 'onlara dualarınız olmazsa Rabhim size niçin değer versin' de". Ey Müslümanlar, Alparslan'ın şerefli olarak düşmanlarını yoketmesi, sancağım yükseltip zaferlerin en son derecesine ve amacına erişmesi hususunda, Tanrı'ya dua ve niyazda bulununuz!. Tanrım! onun bütün güçlüklerini kolaylaştır ve şirki, onun önünde boyun eğdir!

Bağdad lslum

Türk

1\1alazgirt'in

Page 72: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 63

aldı. Böylece, uygulanacak takdik ger eğince, Bizans or dusu, önce yar ım bir çenher , daha sonra da tam bir kuşatma altına alınacaktı. Öte yandan Bizans or dusunun sol kanadında Rumeli kuvvetler iyle Nikephoros Br yennios, sağ kana­dında Uz askerleriyle Ali attes, merkez hattında kır mızı atlastan bir giysi giymiş olan impar ator Rom an os D io ge­nes, ger ideki ihtiyat kuvvetler inin başında da imparatorun üvey oğlu (eski impar ator Ioannes D uk a s'ın oğlu) Andro­n ikos D uk a s yer almışlar dı. XI. yüzyıl Bizans vekayiname müellif ler inden ve Rom anos D iogenes'in Harp Divanı başkanı olar ak onun sefer ler ine katılmış olan M ih a e l Atta­le ia t es'in (Ölümü 1079'dan sonr a), bugün elimizde bulunan eser indeki (lslam kaynaklar ında yer almayan) kayıtlar a gö-r e,

"Mehtapsız kar anlık bir gecede, baskın düzenleyen Sel­çuklu atlı bir likler i, Bizans or dugahının dışındaki ır ktaşlar ı Türk asker ler ini kuşatıp har eketsiz hale getir dikten sonr a -belki de işbirliği yapar ak- Bizans erzak muhafızlar ını yok ettiler . Onlar ın at üstündeki çevik har eketler i, yağdırdıklar ı oklar , insanı şaşırtan savaş çığlıklar ı, Bizans or dugahında ölüm ve dehşet saçtı. Bu ar ada Bizans asker ler i or dugah içler ine ve kaleye sığınmaya çalışıyor lar dı, hatta baskın yapan 'Selçuklu atlılar ının da Bizanslılarla bir likte kaleye gir dikleri ve or dugahın bütün ağır lıklar ıyla eller ine geçtiği' haber ler i bile yayılmıştı. Kimin kaçtığı, kimin kovaladığı, kimin düşman, kimin dost olduğu anlaşılamıyor du; özellikle Bizans or dugahındaki Uzlar, hu kar gaşalığı bir kat daha artır ıyor lar dı". Ayr ıca, bir Norman şair inin kaleme aldığı Gesta Roberti Wiscardi destanında :

"Bu gece baskını sır asında impar ator , kendiler ini kuşa­tan Selçuklu kuvvetler inin dikkatler ini çekmek ve böylece kendiler ini bitaz olsun topar layabilmek amacıyla, hazinede bulunan par a, değer li giysiler , çeşitli altın, gümüş kaplar ı

Page 73: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

64 ALİ SEVİM

ordugahın ıçıne serptirdi. Böylece ganimete dalan Selçuklu kuvvetleri, kendilerini izleme ve yok etmeyi bırakacaklardı. Fakat hu plan gerçekleşemedi; çünkü hu değerli eşya, Bizans ücretli askerleri tarafından kapışıldıktan sonra hunların ara­sındaki Türk asıllı olanları, elegeçirdikleri ganimetlerle bir­likte ırktaşları Selçuklu birliklerine katıldılar".

Böylece, daha esas savaş haşlamadan, hu gece baskım sonucunda, Bizans ordusuna maddi ve manevi bir darbe vurulmuş oldu. Bununla birlikte Bizans ordusunun yeniden toparlanmada büyük bir çaba gösterdiği anlaşılıyor. Gerçekten birkaç gün sonra, karşılıklı olarak savaş düzeni alan Sel­çuklu ve Bizans ordu birlikleri, 25 Ağustos 1071 gününü böy­lece geçirdiler. Bu arada Selçuklu atlı birlikleri, devamlı olarak tekbir sesleriyle horu ve davullar çalıp hay kırarak ve oraya buraya oklar atarak karşılarındaki Bizans asker­lerini moral bakımından. çökertmeye çalıştılar. Buna karşılık Bizans askerleri arasında da çanlar çalınmaya başladı. Bütün savaş hazırlıklarını tamamlayan ve ak giysileri giyerek '"Ölür­sem kefenim hu olsun" diyen sultan Alpars lan, Cuma sabahı, ordugahtaki bütün kumandanları toplayarak onların önünde, anr ı'ya şöyle bir yakarıda bulundu :

"Ey Tanrım! sana müvekkil oldum ve hu cihatta sana yaklaştım; şu an senin huzurunda secdeye kapanıyor ve yalva­rıyorum. Bu sözlerim, benim gerçek duygularımı yansıtmı­yorsa heni, beraberimdeki yardımcılarımı kalır et! . Eğer içten­liğimi kabul edersen hu cihatta düşmanlara karşı hana yar­dımcı ol ve heni muzaffer bir sultan kıl!". Bu duadan sonra sultan kumandanlarına şu hitabede bulundu :

"Ben. Tanrı'ya kendini veren muhtesipler gibi Alparslan'ın sabırlıyım ve hayatını tehlikelere atan kimse­orduya hitabı

!erin yaptıkları gibi, gazilerin başında savaşa-cağım. Eğer Tanrı, kendisinden beklediğim üzere, heni başarıya

Page 74: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 65

ulaştırırsa bu güzel bir sonuç olacaktır; eğer durum bunun tersi olursa oğlum Melikşah'ı yerime geçirip ona itaat etmenizi

sizlere vasiyet ediyorum". Büyük bir heyecan ve inançla sultanı dinleyen kumandanlar, hiç duraksamadan lıep bir ağızdan "Baş üstüne" dediler. Sultan, 26 Ağustos 1071 Cuma günü, bütün kumandan ve askerleriyle birlikte Cuma namazı kıldı ve onlara son olarak şu hitabede bulundu :

"Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana

kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olarak böyle bekle­

yeceğiz ? Ben, Müslümanların camilerde bizler için dua et­

mekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak isti­

yorum. Galip gelirsek arzu ettiğinıiz sonuç gerçekleşecektir,

aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek iste­

yenler gelsinler, istemeyenler ise serbestçe geri dönebilirler.

Bugün burada, ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir

asker vardır. Bugün ben de sizlerden biri olarak sizinle birlikte

savaşacağım. Biz, Müslümanların eskiden beri yapageldikleri bir gaza yapıyoruz".

Sultanı tam bir dikkat ve heyecanla dinleyen asker ve kumandanlar hep bir ağızdan :

"Ey sultan, biz, senin kulların olarak sen ne yaparsan biz de aynı şeyi yapar ve sana yardımcı oluruz, istediğin biçimde hareket et" dediler. Sultan Alp ars lan, vakit kaybet­meden Türk töresi gereğince, bizzat atının kolanını sıktı ve kuyruğunu bağladıktan sonra ok ve yayını atarak kılıç ve topuzunu aldı; kumandan ve askerler de kendisi gibi yaptılar, fakat onlar, ok ve yaylarmı yanlarında alıkoydular. Artık büyük tarihi savaş başlamak üzere idi. Öte yandan Bizans imparatorunun son olarak topladığı savaş meclisinde yapı­lan müzakerelerden sonra "Taarruz" fikri benimsendi. İm­parator, eskiden Romalıların uyguladıkları savaş taktiklerin­den dikdörtgen düzenini uygulamak istedi. Esasen hu düzen,

Page 75: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

66 ALİ SEVİM

çok uzun bir alanı kapsaması ve kolayca yarılma tehlikesine düşülebileceği sebebiyle, tecrübeli kumandanlar tarafından pek kullanılmamakta idi. Yine Roma savaş yöntemine göre hareket eden Romanos Dio genes, ordugahının çevıesini bir hendekle çevirterek kazıdan çıkan toprakları ordugah tarafına yığdırdı. Böylece imparator, ordugahını, sağlam Malazgirt kalesinde değil, ancak dışında bir yerde kurmuş oldu. Bu sıralarda Bizans ordusunda, bir yandan saldırı hazırlıklarının son safhaları tamamlanırken, bir yandan da dini törenler yapılıyor, ellerinde renkli bayraklar tutan ku­mandan ve papazlar, askerler arasında dolaşarak onları moral bakımından kuvvetlendirmeye çalışıyorlardı. Öte yan­dan Selçuklu ordusunun merkez hattında yer alan sultan Alp a rs lan'ın komutasındaki atlı birlikler, tekbir sesleri, horu ve köslerden çıkan etkili gürültüler yanında, insan ru­hunda heyecan yaratan devamlı haykırışlarla hareket ha­linde idiler. Çok geçmeden hu kuvvetler, okçuların savunma desteğiyle Bizans ordusunun merkez hattına, onları taarruza kışkırtan düzme bir saldırıya geçtiler. Pusulardakine oranla daha az sayıda olan hu kuvvetleri yok etmek amacıyla derhal saldırıya geçen Bizans imparatoru, Türklerin eskiden heri uyguladıkları bozkır savaş taktiği gereğince, savunma sa­vaşı yapa yapa yavaş yavaş, sanki kaçar gibi, çekilmekte olan Selçuklu atlı kuvvetlerini izlemeye haşladı ve hu sıra­larda da oldukça ağır kayıplar verdi. Bizzat sultan Alp ars-a n tarafından büyük bir ustalık ve maharetle uygulamakta

olan hu düzme geri çekilme harekatı tam hir haşarıya ulaşmış­tı. Şöy1eki : Selçuklu pusularının bulunduğu hatlara kadar ilerlemiş olan imparator, artık genel karargahından epeyce uzaklaşmıştı. Büyük Sultan'ın, ordusu.na, kesin sonuçlu bir meydan savaşı için genel bir taarruz emri verme zamanı artık gelmiş bulunuyordu. Çok geçmeden hu emir verildiği zaman Bizans ordusu, pusulardaki Selçuklu atlı kuvvetleri

Page 76: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 67

tarafından ciddi bir şekilde tehdide başlandı. İmparator, hatasını anlamakta artık çok geç kalmıştı. Pusulardaki Selçuklu atlı kuvvetleri, saldırıya geçtikleri sırada, Alp a rs-1 a n da komutasındaki merkez hattı kuvvetlerinin taktik gereği, çekilmesini durdurmuş ve onları karşı saldırıya geçir­mişti. İşte bu anlardan itibaren şaşkınlığa düşen Bizans ordusunun savaş düzeni bozulmaya başladı. İlk Selçuklu darbesini yiyen Bizans merkez hattı, süratle çenber içine alınmakta idi. Bu hatta bulunan imparator, ikephoros B ryennios kumandasındaki sol kanattan yardım istemişse de artık pusulardan çıkmış bulunan Selçuklu atlı birlikleri, buna imkan vermediler. Öte yandan Alia t t es'in kumanda­sındaki sağ kanat kuvvetleri de yine Selçuklu atlı birlikleri tarafından bozguna uğratıldılar. Bu arada, bu kanatta yer alan Uz ve Peçenek atlı kuvvetleri, başlarında T a mı ş adlı heyleri oldukları halde, kendi öz soydaşlarına karşı savaş­mayarak Bizans saflarından ayrılıp Selçuklu kardeşlerinin tarafına geçtiler. İşte hu olay, ünlü Bizans komutanı Nike p­horos komutasındaki sol kanadın tamamen çöküp dağıl­masına sebep oldu. Bu durum karşısında imparator, ordusunu geriye çekip karargahın arka tarafında toplamak için büyük çaba göstermişse de ardı arkası kesilmeyen Türk saldırıları ve dolayısıyla ok yağmuru sebebiyle, uygulamak istediği bu harekatı da başaramadı. Çok geçmeden Bizans ordusu tam bir çenber içine alınmış bir duruma getirildi. Esasen geride takviye kuvvetlerinin başında bulunan ve üvey bahası R o m a­n o s Di ogenes'e adeta bir düşman gözüyle hakan An d ­r onikos D uk as, Bizans ordusunun bozulup tam bir çenber içine düştüğünü ve hatta imparatorun öldüğünü ilan etmiş ve çarpışmalara katılmaksızın daha da gerilere çekilmişti. Aynı şekilde Bizans'ın özellikle mezhep ayrılığı ve baskıları sebebiy­le hoşlanmadıkları Ermeni birlikleri de savaş alanından çekilmişlerdi. Bunlardan başka, kendi başına buyruk

Page 77: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

68 ALİ SEVİM

olan ücretli Frank askerleri komutanı Ur s e 1, kendisinin sabırsızlıkla yardıma gelmesini bekleyen imparatora git­meyip, Ahlat yörelerinden derhal uzaklaşarak batı yönüne, kendisini güvencede gördüğü bir yere çekildi. Sultan Alp· ar s lan, kuşatılan Bizans ordusunun yok edilmesi harekatını yönettikten başka, bizzat at üstünde, bir asker gibi, oraya buraya koşuyor, zaman zaman kılıç ve süngüsü ile düşman askerlerine saldırıyordu. Bu sırada değerli Selçuklu emirlerin­den Aytekin, atından inip yer öperek ona : "Bir sultanııı JVliislümanlara merhamet etmesi gerekir; bir eşi daha bulun­mayan o değerli varlığını savaşa sokup ölüm tehlikesine atmamalı, rahatı, savaşa tercih etmelidir" dedi. Sultan, çok sevdiği bu emirin bu sözlerine karşılık olaıak : "Bu zalim milleti yok edersem o zaman rahata kavuşurum. Benim hu rahatsızlığım sonunda, Müslümanlar esenliğe kavuşacağından ben, hu rahatsızlığı, bir rahatlık sayarım" dedikten sonra Aytekin ' i savaşa teşvik ettiği gibi, kendisi de aynı şekilde hiç durmadan savaşmıştır. Öğle vaktinden akşama, hatta geceye kadar devam eden bir meydan savaşında, koskoca Bizans ordusu yenilgiden kurtulamadı. Kuşatılan ordunun büyük hir kısmı kılıçtan geçirilmiş, çok sayıda general tutsak alınmış, askerlerden ancak bir bölümü, kaçarak canlarını kurtarabilmişti. Bozgun sırasında imparatorun özel çadırı, tahtı, hazinesi, imparatorluk tacı'nın bazı değer1i taşları, çok değerli bir inci, çeşitli silah ve savaş aletleri ganimet ola­rak Selçuklu askerlerinin eline geçti. Artık hiç bir çıkış ve kaçış imkam bulamayan imparator Roman.o s Diogenes, at üstünde kılıcıyla çarpışmalara katılmış, elinden yaralan· dıktan başka atı da bir okla vurulup yere yıkılmış, bir kargaşa halini alan savaş alanında yaya kalmıştı. Yaralı bir halde, akşam karanlığıııdan faydalanarak emin bir yere çekilip akıbetini beklemekte olan imparator, kaçan atını aramaya çıkan emir S ad uddevle Gevherayin'in bir askeri tarafın-

Page 78: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 69

dan bir rastlantı sonucu görülmüştür. Bu asker, altın tolgalı ve yine altınla örülmüş bir zırhı bulunan hu adamın, değerli bir kimse olduğu kanısına varınca, ödül alırım düşüncesiyle, onu öldürmekten vazgeçti, ellerini bağlayarak çadırına geti­rip bütün gece burada yanında alıkoydu. Ertesi gün emir Gevherayin'e gösterilen ve daha sonra da onun tarafından sultan Alp ars lan'ın karargahına götürülen hu tutsağın, Bizans imparatoru olabileceği düşünülmüşse de hu hususta bazı şüpheler uyanmıştı. Fakat çok geçmeden, savaştan önce, imparatora elçi heyetiyle birlikte gönderilen hadim Ş a di'nin onu tanıması, ayrıca öncü savaşları sırasında tutsak alınan general B a s i l akis ve diğer ilerigelen Bizans tutsaklarının onu görür görmez ağlayarak ayaklarına kapanmaları, hu tutsağın "Bizans imparatoru Romanos D i o genes" olduğu hususunda hiç bir şüphe bırakmamıştır. lslunı, Bizans, Er­meni ve Süryani kaynaklarının özellikle belirttiklerine göre, sultan Alp a rs lan, imparatora, bir savaş tutsağı değil, bir konuk hükümdar muamelesi yapmıştır. Gerçekten sultan,

onun imparator olduğunu tespit ettirip anlayınca derhal onun için "özel bir çadır kurulmasını ve emrine hizmetkarlar tahsisini, ayrıca kendisine, özel masrafları için her gün, yeterli miktarda para verilmesini" emretti. Sultan, bir süre sonra huzuruna getirtip süslü ve güzel bir yere oturttuğu imparatora şunları söyledi :

Tutsak "Sana, barış konusunda, halifenin elçisini gön-

imparator sultanın derdiğiın halde, sen bunu niçin reddettin ?. Sana, katında düşmanlarımın (Erbasgan ve ailesi) bize teslimi

için emir Afşin ile haber gönderdiğim halde, bundan niçin

kaçındın ?. Daha önce, anlaştığımız halde, bunu bozup, be­

nimle savaşmak suretiyle, bana neden zulmettin ?. Savaştan vazgeçip memleketine dönmen hususunda, sana, daha dün

haber gönderip teklifte bulunmama, 'Buraya gelebilmek ve

Page 79: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

70 ALİ S EVİM

amacıma ulaşmak için pek çok para sarfettim ve dolayısıyla

çok asker topladım. İslam ülkelerini, kendi ülkeme katmadan nasıl geri dönebilirim ve ülkeme karşı girişilen bu istilaların sonuçlarını nasıl mazur görebilirim' diye cevap verdin ?".

Bunun üzerine imparator : "Ey sultan, ülkeni almak amacıyla para sarfedip çeşitli

milletlerden asker topladım, buna rağmen zaferi sen kazandın. Ülkem böyle perişan, ben de tutsak olarak senin huzurundayım.

Bu durumda beni lütfen azarlama ve bana sert sözler söyleme, ama istediğini yap" deyince sultan ona :

"Eğer zaferi sen kazansaydın ve beni böyle tutsak alsay­

dın ne yapardın ?" diye sorunca imparator : "Fena şeyler" diye karşılık verdi. Bunun üzerine sultan : "Gerçekten doğru söyledin, eğer bunun aksini söyleseydin, o zaman yalan söy­

lemiş olurdun". Daha sonra sultan huzurundakilere : "Bu, akıllı ve baba yiğit bir adamdır, hu bakından onun öldürül­mesi doğru değildir" dedikten sonra imparatora : "Şimdi sana

ne yapacağımı sanıyorsun?" diye sorunca imparatoı "Bana şu üç şeyden birini yapabilirsin : Birincisi, öldürmek, ikincisi, elegeçirmek istediğim ülkende heni halka ibret olsun diye, teşhir etmek, üçüncüsü ise yapmayacağın bir şey olduğu için söylenmesi gerekmez" dedi. Sultan : "Bu nedir?" diye sorunca imparator : "Affetmek, takdir ettiğin para ve armağanlar ile iyi niyetimin kabulü ve Bizans ülkesinde senin bir ku­mandanın ve bir naibin olarak beni memleketime geri göndermendir. Eğer beni öldürtürsen bu, sana bir fayda

sağlamaz, çünkü başka birisini benim yerime imparator ya­parlar" dedi. Onun hu sözlerine kaışılık sultan : "Seni affet­mek niyetindeyim, ancak sen, ümitsizliği giderilmiş ve hakkın­daki kararımı öğrenmiş bir kimse olarak, seni serbest bıraka­cak para, yani kurtuluş akçası'nın miktarını söyle" dedi. İmparator : "Sultan, istediği miktarı söylemelidir" dedi. Sultan'ın "10 milyon altın" demesi üzerine imparator : "Benim

Page 80: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 71

hayatımı bağışladığın için Bizans ülkesine sahip olmak senin hakkındır. Tahta çıktığımdan heri ordu hazırlayıp savaş yap­

mak amacıyla Bizans'ın mal ve paralarını tükettim, bu sebeple

halk yoksullaştı. Eğer durum böyle olmasaydı istediğinden çok daha fazlasını verirdim" dedi. Böylece Alpars lan ile Romanos Diogenes arasında yapılan müzakereler sonun­da, aşağıdaki maddeleri kapsayan bir barış antlaşması ya­pıldı :

Barış 1 - İmparator kurtuluş akçası olarak bir buçuk antlaşması

2

3

milyon altın verecek, Bizans devleti, her yıl, Selçuklu devletine 360 bin altın vergi ödeyecek, Bizans'ın elinde bulunan bütün İslam tut-sakları serbest bırakılacak,

4 - Bizanslılar, gerektiğinde Selçuklulara as­keri yardımda bulunacak,

5 - İmparator, kızlarından birini sultanın oğ­luna verecek,

6 - İmparator, yeniden tahta oturduğu tak­dirde Antakya, Urfa, Menbic, Malazgirt kent ve kalelerini Selçuklulara bırakılacak.

Barış antlaşması yapıldıktan sonra imparator, sultana : "Yerime başka birisi geçirilmeden önce heni süratle İstanbul'a

yollayınız. Aksi takdirde amaca ulaşılamaz ve hen de imparator olarak Bizans tahtına geçemem, hu durumda da barış şart­larından hiç birisi yerine getirilemeyecektir" dedi. Bu müza­kerelerden sonra kendisine tahsis edilmiş olan özel çadırı­na çekilen imparatora 10 bin altın borç verildi. O da bu altın­ların bir kısmını yakııılarına dağıttı, bir kısmıyla da tutsak generallerden birkaçının serbest bırakılmasını sağladı. Bununla birlikte sultan Alp ars lan'ın emriyle geri kalan tutsak Bizans generalleri kurtuluş akçası alınmaksızın serbest bırakıldılar.

Page 81: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

72 ALİ SEVİM

Ertesi gün, sultanın huzuruna yeniden getirilen imparatora, özel bir giysi ve elegeçirilen kendi tacı giydirildi. Bu sırada sultan ona : "Sana güveniyor ve sözlerine inanıyorum, bu sebeple seni ülkene yollayarak hükümdarlığına iade ede­ceğim" dedi. Daha soma sultan, üzerinde kelimei şehadet (Tanrı'dan başka ilah yoktur, Muhammed onun elçisidir=La ilahe illallah Muhammedun Resulullah) yazılı bir bayrak hazırlatarak ona verdi. Sultan, atına binip imparatorla bir­likte 1 - 2 km. giderek onu uğurladı. Vedalaşma sırasında imparator, atından inerek sultana tazimde bulunmak iste­mişse de sultan, huna engel olmuş ve "kendisiyle daima dost kalacağı" hususunda ant içtikten sonra onu kucaklayıp veda­laşmıştır. Daha sonra sultan lsjahan'a ve kendisine iki hacip ve 100 Hassa askeri eşlik edilen imparator da lstanbul'a doğru hareket etmişlerdir.

Malazgirt yenilgi ve bozgundan bir fırsat bulup kaçarak lstanbul'a gelebilen bazı askerlerin duıumu bildirmeleri üze­rıne, toplanan Bizans senatosu, Romanos D i o g enes'i tahttan indirip yerine V I I. Mih a e l D ukas'ı (1071-1078) impa­rator ilan etti. Öte yandan Erzurum ve Şebinkarahisar üzerin­den Amasya (veya Tokat) 'ya geldiği zaman durumu haber alan Romanos Dio gen es, yeni imparatora bir mektupla şunları hildiıdi :

"Ben, para sarfedip asker toplamak, ordu kurup savaşa girişmek suretiyle, Hıristiyan dinini yüceltmek için elimden geleni yaptım. Bununla birlikte zaferi, Müslümanlar kazandı. Bu sonucu, hiç kimst:- değiştiremezdi. Sultan Alpars lan'ın eline tutsak düşünce o, bana, hiç ummadığım bir şekilde iyi davranışlarda bulundu ve beni, barış için ödeyeceğim para miktarım tespit ve kararlaştırdıktan sonra lütuf ve ihsan­larda bulunarak serbest bıraktı . Hükümdarlıktan ayrılarak sof giyip bu kaleye yerleştim ve senin, başkalarından daha çok hakkın olan Bizans tahtına çıkmandan dolayı T a nrı'ya şük-

Page 82: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 73

rettim. Şimdi sultanın durumu ve hana yaptığı iyilik ve in­sanlığı sana bildiriyorum. Onunla yaptığım barışı sakın bozma. Bu teklifimi kabul edip uygularsan Hıristiyanlığın korunması hususunda, sultanla senin aranda aracılık yaparım, yok eğer kabul etmezsen sen bilirsin. O zaman benim için kararlaştırıl­mış olan parayı, yani kurtuluş akçasını ver ve heni bu yük­ten kurtar". R o m a n o s D i o genes'in hu önerisini oluın1u karşılayan yeni imparator Mihael D ukas, "sürekli savaşlar sebebiyle, Bizans hazinesinde çok az para kaldığını" bildi­rerek geri kalanını sonra ödemek üzere, ona, kurtuluş akça­sının ancak bir kısmını yolladı. Dio genes, hu paralarla birlikte Amasya'dan topladığı 200 hin altın ve içinde, değerli taşlarla bezenmiş altın bir leğen, ibrik ve tabak bulunan 70 hin altın değerindeki mücevheratı, sultana verilmek üzeıe, kendisiyle birlikte gelen iki Selçuklu hlicibine teslim etti ve onlara, "Bunlardan daha fazlasını göndermesinin mümkün olmadığını, sultana bildirmelerini" söyledi. Ayrıca kendisine eşlik eden iki hacih ve askerlere de para ve çeşitli armağanlar verip onları geri yolladı. Romanos D i o g enes, hir süre sonra, Bizans tahtına yeniden çıkmak amacıyla, harekete geçmişse de kendisine karşı gönderilen K o ns tantin D u k a s ile Tokat yörelerinde tutuştuğu savaşta yenilgiye uğradı. Daha sonra o, 1072 yılında imparator Mihael D u k a s'ın kendisine karşı sevkettiği oğulluğu Andronikos D u k a s ile Tarsus ovasında giriştiği savaşı d a kaybetti. Çok geçmeden "hayatının bağışlanması" şartıyla teslim olan R o m a n o s Diogenes, getirildiği Kütahya'da gözlerine mil çekilerek hapse atıldı; o, hu acıklı durumunu, hu sıralarda lsjohan'da bulunan sultan Alp ars lan'a gönderdiği bir mektupla bil­dirmiş , çok geçmeden sevkedildiği Kınalı adada, ıztıraplar içinde, feci bir şekilde hayata gözlerini yummuştur (Ağustos 1072).

Page 83: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

74 ALİ SEVİM

Özellikle bütün islam dünyası'nın çok yakın-Zaferin akisleri d 1 M ll tf" d an iz ediği alazgirt JHeydan Savaşı sonun a

ve sonuçlan sultan Alp ars lan, başta Bağdat Abbasi halifesi

olmak üzere, diğer bütün fslam memleketleri hükümdarlarına birer Fetihname göndererek kazandığı zaferi müjdeledi. Bu zafer haberi, bütün lslam ülkelerindeki insanlar üzerinde derin bir etki meydana getirdi. Zafer mektubu (Fetihname) Bağdad'a halifeye getirilip, halifelik ilerigelenleri ile sara­yın önünde toplanan halka, törenle okundu, hu vesileyle büyük coşku ve şenlik gösterileri yapılmış, davullar çalınıp borular öttürülmüş, ayrıca zafer tankları da kurulmuştur. Öte yandan halife K a aim B i e mri l lah, sultan Alpars lan'a değerli armağanlarla birlikte özel bir mektup göndererek kazandığı bu eşsiz zaferden dolayı kendisini kutladı. Mektup­ta ona Tanrı'nın desteğine mazhar, galip ve muzaffer evlad,

en büyük sultan, Arap ve Acem hükümdarı, dünya hükümdarla­

rının efendisi, Müslümanların yardımcısı, insanların sığınağı, deyfetin kahredici bileği, dinin parlak tacı ve İslam ülkelerinin sultanı gibi ünvanlarla hitap etmiştir. Halifedf,n başka diğeı lslam memleketleri hükümdarları da bu '!liralarda lsjahan'da bulunan sultan Alp ars lan'a ayrı ayrı özel heyetlerle değerli armağanlar ve tebrik.nameler gönderip kendisini kutlamış­lardır. Ayrıca devrin şair ve edipleri sultan hakkında kaside ve çeşitli övgüler kaleme almışlardır. Birçok özel ve genel vekayiname yazan tarihçilerin bu büyük zaferi, Hz. Ö m e r devrinde, Bizans'a karşı kazanılan ve islam hakimiyetinin Asya ve Akdeniz' de kesin olarak yerleşmesini sağlayan Kadi­siyle ve Yermuk zaferlerine benzetmişlerdir. Bu büyük zafer, yalnız lslam dünyasında değil, Bizans ve Avrupa ülkelerinde de dikkat ve ilgiyle izlenmiştir. Zaferden birkaç yıl gibi çok kısa süre sonra Anadolu ve Suriye'de hakimiyetin Türklerin eline geçmesi sonucunda, bütün Avrupa, Bizans'ı kurtarmak

Page 84: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 75

amacıyla harekete geçecek ve Haçlı Seferleri'nin hazırlık­larına başlayacaklardır.

Malazgirt Zaferi, Türk ve dünya tarihinin dönüm nokta­larından birisini oluşturan önemli bir olaydır. Bu zafer sonunda, Bizans'ın bütün maddi imkanları kullanılarak hazırlanmış olan büyük ordu, darmadağın edildiğinden zaferi izleyen yıllarda, Türk akıncı kuvvetleri kendilerine karşı belirli hiçbir direnişle karşılaşmadan Anadolu içlerine akarak kısa zamanda, Adalar Denizi ve Marmara kıyılarına kadar kolayca ilerlediler. Artık bir millet halinde, sel gibi akmakta olan Türkler, hu kez bir istila ve yağma amacıyla değil, artık feth­ettikleri bölge ve yörelerde yerleşmeye başlamışlardır. Esasen zaferden sonra, yukarı Fırat'ta Erzurum merkez olmak üzere, Saltuklular (1072-1202) , aşağı Fırat'ta Erzincan -Şebinkarahisar şehirleri arasında Mengücükler (1080-1228), Sivas başkent olmak üzere, Orta - Anadolu'da Danişmendliler (1080-1178), Bitlis ve Erzen'de .Demleçoğulları {1084-1393), Van Gölü havzasında Sökmenliler ( Ahlatşahlar) (1110-1207), Diyarbakır'da Yınaloğulları (1098-1183) , Harput'ta Çubuk­oğulları (1085-1113) ve Hasankeyf, Mardin ve Harput merkez olmak üzere Güneydoğu - Anadolu'da Artuklular (1102-1409) adlarında Türk devletleri kurulmuş ve hu devletler, Anadolu -nun bir Türk yurdu haline gelmesinde önemli tarihi rollerini oynamışlardır. Genel bir sonuç olarak ifade edilebilir ki, Malazgirt zaferi ve hu zaferin eşsiz kahramanı Ulu Sultan Alp ars lan'ın Türk ulusuna en büyük armağanı, bugün üzerinde yaşamakta olduğumuz hu yurdun baştan haşa feth­edilerek hu ülkede bağımsız bir devlet haline gelip, dünya siyasetinde önemli roller oynamamızı sağlamış olmasıdır.

Malazgirt Zaferi'nden sonra lsjahan'a dönen sultan Alp­ars lan, Maveraünnehr'e büyük bir sefer hazırlıklarına haş­ladı. Bununla beraber o, Anadolu'yu ihmal etmemiş, özellikle

Page 85: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

76 ALİ SEVİM

Romanos D iogenes'in bertaraf edilmesi sonucunda, onun­la yaptığı barış antlaşmasının geçerliliğini yitirmesi üzerine, "Selçuklu prens, emir ve Türkmen beylerinin Anadolu'da istila ve fetih hareketlerini sürdürmeleri" emrini vermiştir. Bu emir üzerine, özellikle emir K a p ar ( K eb ir) , Murat suyu yörelerinde fetihlere girişti. Malazgirt Zaferi'nden , sultan Alp arslan'ın ölümü (24 Kasım 1072) arasında geçen aşağı -yukarı bir yıllık bir sürede, Anadolu'da yapılan Selçuklu fetihleri hakkında, daha fazla bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu'nun etnik durumu sü­ratle değişti. Esasen Horasan'da Büyük Selçuklu Devleti'nin kurulmasından (1040 Dandanakan Zaferinden) sonra ve tabii olarak 1\!Ialazgirt Zaferini izleyen yıllarda, Türkistan. Mavera­ünnehr ve Horasan'dan bütün lslam ülkelerine ve özellikle küffar diyarı sayılan Anadolu'ya dalgalar halinde Türk göçleri yapıldı. lszam kaynaklarından başka, çeşitli Bizans Gürcü ve Ermeni vekayinameleri, bu Türk göçlerinin nasıl sürekli ve çok büyük ölçüde yapılmış olduğunu özellikle ifade etmişlerdir. Artık Anadolu'ya yapılan bu göçler, Nfalaz­girt Zaf eri'nden önceki devirlerde olduğu gibi, istila ve yağma hareketleri şeklinde değil, bir yeşleşme ve yurt tutma ama­cıyla yapılmıştır. Böylece Anadolu'nun başta Rumlar olmak üzere, Ermeni ve Gürcü nüfusu, Türk nüfus yoğunluğu karşı­sında çok azınlıkta kalmıştır. İşte Anadolu'nun Türkleşmesi gibi Tiirk ve dünya tarihinin çok önemli dönüm noktasından birini oluşturan bu sonucu, Ulu S ult an Alp arslan'ın kazandığı Büyük Malazgirt Zaferi'ne borçluyuz.

Page 86: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

BÖLÜM VI .

SULTAN MELİKŞAH DEVRİNDE YAPILAN FETİHLER

Sultan Alp ars lan'ın ölümü ve oğlu Melik-S�Içu�Iu ş ah'ın Büyük Selçuklu Devleti tahtına geçtiği

fetilılerı ve • .

Bizans'ın durumu 1072 yılında, esasen Malazgırt Zaferı'nden son-ra yapılan Selçuklu - Bizans barış antlaşmasının

R omanos D i o g enes'in ölümü sebebiyle, bozulması üze­

rine, sultan Alp ars lan ' ın emriyle Selçuklu prens ve emir­leri Anadolu'da fetihlere devam etmekte idiler. Bu cümleden olarak başta Kutalmışoğulları Süleymanş a h, M ansur, Alp­i lek ve D ev l e t olmak üzere, Art uk, Tutak ve diğer Selçuklu emirleri , Kızılırmak'ı geçip Orta - Anadolu yönünde fetihlere devam ettiler. Bunun üzerine yeni Bizans imparatoru VII . M i h a e l D u k a s , bu Selçuklu fetih hareketlerini durdur­mak amacıyla I s a a kios K omnenos ve kardeşi Aleksios'u Frank başbuğlarından Urs e l ile birlikte Anadolu'ya gönderdi. Bizans kuvvetleri Kayseri'ye gelince Urs e l, aralarının açıl­dığı başkumandan durum.unda bulunan I s aakios'a isyan etti ve daha sonra da 400 atlısıyla Bizans ordusundan ayrılıp Sivas yönüne hareket etti. Onu yakalamak ve cezalandırmak amacıyla harekete geçen I s a a ki o s, Kayseri yörelerinde, Selçuklu kuvvetleriyle giriştiği savaşta, yenilgiye uğrayıp tutsak alındı . Kardeşi Aleks ios ise gizlice ve tek başına Ankara'ya ulaşabildi. Öte yandan I s a akios da Bizans kent­lerinden toplattırdığı paralarla kurtuluş akçasını (fidye-i necat) ödedikten sonra Ankara'ya gelip kardeşiyle birlikte 1 stanbul' a gitti. Bu sıralarda kuvvetleri gittikçe çoğalan U rs el, Sivas'ın batı yönüne hareket ederek yolu üzerindeki bütün Bizans, kent, ilçe ve köylerini tahrip ve yağma akın-

Page 87: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

78 ALİ SEVİM

lanna uğratmakta idi. Öte yandan yukarıda sözkonusu edilen Kutalmışoğullarından başka Artuk, Tut ak, Afşin, D em­leçoğlu Mehmet, T a r a nko ğlu ve Duduc ğlu adla­rındaki Selçuklu emirleri de özellikle Orta - Anadolu yö­nünde fetih hareketlerini aralıksız sürdürmekte idiler. Bu durum karşısında ciddi bir endişeye düşen imparator D uk a s, büyük bir ordunun başında eski nazın I onnes D ukas'ı N ikephoros B o t aniates'le birlikte asi Urs el'i yakalamak ve Selçuklu fetihlerini önlemekle görevlendirdi. Önce U rs el üzerine yürüyen D ukas, onunla Sakarya ırmağı yöre1erinde yaptığı savaşta yenilgiye uğradıktan başka tutsak ta alın-dı (1073). Bu haşan üzerine U r s el, tutsak Dukas'ı imparator ilan ile Sapanca Dağı'na çekilip lstanbul'u elegeçirme ha­zırlıklarına haşladı. Bu nazik ve tehlikeli durum karşısın­da Nikephoros, hu sıralarda büyük bir Selçuklu kuvve­tiyle lzmit yönünde fetihler yapmakta olan Artuk B e y'-le bir antlaşma yaparak onu U r s e l üzerine saldırıya ra-zı etti. Derhal harekete geçen Artuk B ey, Sapanca Dağı'n­

daki karargahında bulunan U r s el'e öncü kuvvetleriyle bir baskın yaptı. Daha sonra da asıl ana kuvvetleriyle yapılan şiddetli çarpışmalarda Frank kuvvetleri yenilgiye uğradığı gibi, bütün çıkış yollan kesilen Ursd, beraberindeki l onnes D ukas ile birlikte tutsak alındı. Çok geçmeden Artuk B ey, tutsakları kurtuluş akçası karşılığında serbest bıraktı. I onnes D ukas lstanbul'a dönerken, Ursel Amasya yörelerinden topladığı kuvvetlerle yeniden isyana haşlayıp, kendisine -karşı gönderilen hir Bizans kuvvetini yenilgiye uğrattı. Böy­lece hir yandan Selçuklu fetihleri, öbür yandan U r se l'in isyan harekatı karşısında Bizans'ın tehlikeli durumlara düş­mekte olduğunu gören imparator, daha sonra Bizans tahtına oturacak olan Aleksios K omnenos'u Doğu Ordusu başko­mutanlığına atayarak Anadolu'ya gönderdi. Bunu haber alan Urs el, kuvvetleriyle birlikte Amasya yörelerinde hare-

Page 88: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 79

katta huhuıan emir Tutak'ın yanına gelip, Bizans'a karşı onunla bir ittifak yaptı. Öte yandan Amasya yakınlarına kadar gelip Tutak - Ursel ittifakını haber alan Aleksios, derhal harekete geçip Tut a k'la ilişki kurarak Bizans ve Selçuklu memleketlerini tahrip ve yağma eden U rse l'i büyük bir fidye ve değerli armağanlar karşılığında yakalatıp kendi­sine göndermesini sağladı; böylece Bizans için ciddi bir duruma gelen Urse l tehlikesi de emir Tut a k'ın yardımı sayesinde ortadan kaldırılmış oldu. Öte yandan Selçuklu kuvvetleri, bir yandan lzmit yakınlarına kadar ilerlerken öbür yandan da özellikle, Kutalmışoğulları'nın harekatta bulunduğu Güney - doğu Anadolu bölgesinde fetihlerini sür· dürmekte idiler.

A.

TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİNİN KURULUŞU VE FETHİN TAMAMLANMASI

Sultan Melikş a h devrinin en önemli taıihi Kutalmışoğullan

Anadolu'da olayı, hiç şüphesiz, üzerinde yaşam.akta oldu-ğumuz hu yurtta ilk Türk devletinin kurul­

masıdır. Sultan Melikşah'ın Büyük Selçuklu Devleti tahtına çıkmasından biraz sonra, ülke içinde başgösteren birtakım karışıklıklar sırasında, Türkiye Selçuklu Devleti'nin ilk hüküm­darı olacak olan Kutalmı ş o ğlu Süleyman, kardeşleri

__ M ansur, Alpilek ve D evlet ile birlikte diğer muhtelif Selçuklu emir ve kumandanlarının fetihlere devam ettikleri Anadolu'ya gelip Fırat ırmağı boylarında ve Urfa yörelerinde fetihlerde bulunmakta idi, tarih sahnesinde de ilk kez bu­rada göründü. Bu sıralarda emir Atsız, Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olarak Filistin'de bir Türkmen Beyliği ku­rup, hu ülkede ve Suriye'de fetihler yapmakta idi. Atsız'ın maiyyeti emirlerinden Ş ö ki ü, Mısır Fatımileri'nden Ak-

Page 89: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

80 ALİ SEVİM

ka'yı alarak burada ayrı bir beylik kurma faaliyetlerin­de bulunuyordu. Bu cümleden olarak Ş ö klü, Süleym an'­ın kardeşlerinden hangisi olduğu belirlenemeyen biri­sine bir mektup yazarak "Sen Selçuklu sultanları ailesine mensupsun, sana tabi olup, hizmetinde bulunursak bunun.la şeref duyarız. Halbuki biz, sultan sülalesinden olmayan Ats ı z'a tabi olmak istemiyoruz; onu bertaraf ile Suriye'ye hakim olmak güç bir iş değildir. Eğer At s ı z'ı hu ülkeden uzaklaştıracak. olursak Mısır Fatımi Devleti de bizi yardımla destekleyecektir" diyerek ona Filistin'e gelip birlikte fetihler yapmasını önerdi. Emir Ş öklü'nün bu önerisini olumlu bulan Kut almış oğlu, bir kardeşi ve amcasıoğlu ile birlikte derhal Tabariye'ye gelerek Ş ö kl ü ile birleştiler ve "Şii - Mısır Fatımi Devleti'ni resmen tanıdıklarını" ilan ettiler. Böylece, Suriye ve Filistin' de emir A t s ız'ın tabi olduğu Büyük Sel­çuklu Devleti'ne karşı, Mısır Fatımi Devleti'ni tamyan ve içinde, Selçuklu hanedanına mensup kimselerin (Prens )de yer aldığı bir ittifak kurulmuş oldu. Bütün hu gelişmeleri yakından izlediği anlaşılan Ats ız, Ş ö kl Ü ve müttefiklerine karşı harekete geçerek onları, Taberiye' de 107 4 /7 5 yılında, yenilgiye uğrattı. Tutsak aldığı Ş öklü ve oğlunu derhal öldürttü, fakat yine tutsaklar arasında bulunan Kutalmış­oğullarını koruması altına alıp, durumu, derhal özel bir elçi aracılığıyla tabi olduğu sultan Melik ş a h'a arzetti. Öte yan­dan kardeşleri ve amcaoğlunun tutsak olduklarım haber alan Süleyman, süratle Kuzey - Suriye'ye inip Selçuklu vasalı Niirdasoğlu N a sr'ın yönetimindeki Haleb'i kuşatarak bir miktar vergi aldıktan sonra kuşatmayı kaldırdı; daha güneye inip emir A t s ı z'a bir ulak göndererek "tutsak kardeşlerinin ve amcaoğlunun kendisine teslimini" istedi. Fakat isteğinin yerine getirilmemesi üzerine Süleyman, buradan ayrılarak Bizans yönetiminde bulunan Antakya'ya yürüyüp kuşattı. Şehir valisi I s a akios K omne n os, Süleyman ile giriştiği

Page 90: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 81

savaşta yenilgiye uğradı ve "yıllık 20 hin altın vergi ödeme" karşılığında yapılan antlaşma sonucunda, kuşatma kaldırıldı. Daha sonra Süleym an yeniden Halep yörelerine gelerek sultan Melik ş a h'ın emriyle emir At s ı z'ı takviye için gön­derilen üç bin Türkmen atlısına saldırarak yağmaladı ve yeniden Antakya yörelerine döndü (1074) .

Türkiye Süleym anşah giriştiği hu Kuzey - Suriye se-Selçuklu Devleti ferinden sonra tekrar Anadolu'ya dönerek fe-

kuruluyor tihlere haşladı. Kısa zamanda, Orta - Anadolu üzerinden daha önceleri Selçuklu akıncılarının harekatta bu­lundukları Marmara Denizi'ne kadar ilerledi. O, 1075 yılında Bizans başkenti lstanbul'un hemen yanıhaşında, büyük "\ e tarihi bir Bizans kenti olup sağlam surlara sahip bulunan lznik'i fethetti ve burasını, temellerini atmakta olduğu Türkiye Selçuklu Devleti'nin başkenti yapmak suretiyle, dev­letini kurdu. Böylece Süleymanşah'ın Selçuklu akıncılarının Marmara Denizi kapılarına kadar harekata bulundukları bütün Anadolu'yu fethetme planlarını uygulama safhasına koymaya haşladığını görüyoruz. Hatta onun, Hz. Peygamb er'­in "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kuman­dan, ne iyi bir kumandan, onu fetheden ordu, ne iyi bir ordu­

dur" dediği Bizans başkenti 1stanbul'u da fethedip Rumeli yakasına geçerek fetihlerini orada da sürdürmeyi planlamış olması mümkündür. Bu sıralarda Bizans ülkesinde isyanlar haşladı. Şöyleki; Rumeli ve Anadolu orduları komutanları olan Nikephoros B ryennios ve N ike phoros B ot ani­at es, imparator Mihael Dukas'a karşı isyan ile impara­torluklarını ilan ettiler. Kütahya'dan lstanbul'a yürüyen B ot ania tes, yanında tuttuğu, daha önceleri Bizans'a sığındığı­nı gördüğümüz Erbasgan'ı lznik'te bulunan Süleym anşah'­a gönderip ittifak önerisinde bulundu. Devletinin sınırlarını genişletmek isteyen Süleym a n ş a h hu öneriyi kabul ile ona

Page 91: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

82 ALİ SEVlM

iki bin kişilik bit kuvvet gönderdi. Böylece Türk kuvvetleriyle daha da güçlenen B otania t e s, 1078 yılında, Bizans tahtını elegeçirip imparator oldu. Onun hu başarısında büyük rol oynayan Türk askerleri Üsküdar'da kurdukları çadırlarda konaklamakta idiler. Çok geçmeden yeni imparator bu Türk kuvvetlerini Rumeli'de hala taht iddiasında bulunan B ryenni­o s'a karşı da gönderdi. Öte yandan Bizans'ın hu karışık durum­dan faydalanan S üleymanş a h, devletinin sınırlarını Mar­mara - Karadeniz ve Akdeniz yönlerinde genişleterek kısa za­manda, Bursa ve yörelerinden başka, Kocaeli Yarımadasını ele­geçirerek Üsküdar ve Kadıköy'e doğru ilerledi; hatta Anadolu kıyılarında gümrük daireleri kurup boğazdan gelip geçen gemilerden vergi almaya haşladı. Sül eymanş a h'ın Türkiye Selçuklu Devleti'ni kurması ve başarılı fetihler yapması sonu­cunda, özellikle 1080 yılında, Azerbaycan'dan kalabalık Türk kitleleri, Anadolu'ya adeta akmaya haşladı ve dolayısıyla hu ülkede, Türk nüfusu süratle çoğaldı. Ayrıca Bizans'ta bitip tükenmeyen buhranların yarattığı huzursuzluklar sebe­biyle, çeşitli ırklardan oluşan yerli halklar (Ermeni, Siiryani, Gürcü vh. gibi) Süleyma n ş a h'ın yönetimini benimsedik­leri gibi, büyük arazi sahiplerinin hizmetinde çalışan ve tutsak muamelesi gören köylü sınıfı da uyguladığı miri toprak rejimi dolayısıyla, Selçuklu yönetiminde hürriyetlerini elde ettiler ve toprak sahihi oldular.

Bizans'ın buhranlar içinde çalkanmakta ol­Anad���. fetilıleri duğu bu sıralarda, takriben 1074 yılından haş-sumyor

!ayarak Artuk B ey, Kelkit ve Yeşilırmak havzalarını, Mengücek B ey, Divriği, Erzincan ve Şebin­karahisar taraflarını, emir E b ulkas ım S altuk da Er­zurum ve Çoruh ırmağı yörelerini fethetmekte idiler. Bun­lardan başka S üleyman ş a h'ın dayısı emir D ani şme n d­o ğlu Gümüşt ekin Ahmed G azi, Kızılırmak ve Yeşil-

Page 92: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 83

ırmak havzalarınııı fethini tamamlayarak Sivas, Amas· ya, Niksar, Tokat, Çorum, Kayseri, Elbistan ve Malatya kent ve yörelerinde hakimiyet kurmayı başardı. Ayrıca sultan Melikşah'ın kumandanlarından Gümüşt ekin Can· d a r olması mümkün olan Gümüş tekin a dl ı bir Selçuklu emiri, Diyarbakır, Nizip ve Urfa taraflarında fetihlerde bulu­narak buralardaki Bizans kuvvetlerini darmadağın etmişti (1077). Bundan başka Süleym a n ş a h'ın valisi olan ve mezarı bugün hala Çankırı'da bulunan emir K aratekin de Sinop, Kastamonu ve Çankırı'yı fethedip Selçuklu sınıdarına almayı başardı. Fakat Karadeniz kıyıları, buradaki Türklerin, devle­tin kurulduğu bölge olması bakımından l\farmara bölgesine göç etmeleri sebebiyle, yeniden Bizans'ın eline geçti. Bununla beraber çok geçmeden, buralara hakim olan T h e o d o r G a b­r a s, Trabzon'da bağımsız bir devlet kurarak Türklerin yardı­mıyla Bizans'a karşı hakimiyetini sürdürmeyi başardı. Fırat ırmağı boylarında ise birtakım küçük Ermeni prenslikleri bulunuyordu. Bizanslılar, XI. yüzyılın başlarından itibaren (imparator il. B a sil'den başlayarak) mezhep ayrılıklarından başka, birçok kanlı isyanlara kalkışan Doğu · Anadolu'daki Ermeni siyasi teşekküllerini ortadan kaldırdıktan sonra halkını da Orta · Anadolu ve Çukurova bölgelerine sürdüler. Böylece siyasi birlik ve yönetimden yoksun bir durumda yaşa· yan Ermeniler, bir millet halinde Anadolu'ya gelip yurt tutan ve kendilerinin dini inanç ve faaliyetlerine herhangi bir müdahalede bulunmayan Selçuklu Türklerini bir kurtarıcı olarak karşılamakta idiler. Özellikle Malazgirt savaşından sonra genişleyen Türk istila ve fetihleri karşısında, Anado­lu' daki Bizans hakimiyetinin süratle çökmesinden istifade eden Ermeni asıllı Bizans generali Phil a r e t os B r a ch ami­os, Bizans'a tabi olmayarak, önce Maraş'ta, daha sonra da Malatya, Harput, Palu, Elbistan, Tarsus ve Urfa'ya hakim oldu; böylece o, sınırları Çukurova'dan Güney - doğu Anadolu

Page 93: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

84 ALİ SEVİM

bölgesine kadar uzanan bir Ermeni prensliği kurdu. Bununla birlikte Philaret os, bir taraftan Bizans'a tabi görünmekte, öte yandan da Büyük Selçuklu Devletine yıllık vergi ödemek ve dolayısıyla tahiyet arzetmek suretiyle, prensliğinin devamını sağlamakta idi. Böylece hu Ermeni prensliği, Doğu ve Güney -doğu Anadolu bölgelerinde, Türkiye Selçuklu Devleti'nin diğer Türk ülkeleriyle olan ilişkilerini keser bir durum yaratmakta idi.

Büyük Selçuklu imparatorluğuna tabi olarak Süleyman-Mansur d 1 • · k 1 S "" l h ı ı . ev etını urmuş o an u eymansa , aş·

an aşmaz ıgı , langıçta, devlet yönetimini ağabeyi M an.sur

ile birlikte yürütmekte idi. Fakat devlete tek başına hakim olmak isteyen Mansur'un, bu sıradaki Bizans imparatoru Nikep horos B o t ani ate s'le kardeşi aleyhine işbirliği ve ittifak yapması üzerine, Süleymanş ah, durumu tabi olduğu sultan Melikş ah'a bildirdi. Bunun üzerine Melik ş a h, im­paratorluğun değerli ve işhilir emirlerinden, adı bugünkü Porsuk Çayı ile hala devam etmekte olan Porsuk'u bir Sel­çuklu kuvvetiyle İznik'e sevketti. Neticede Mansur bertaraf edilmek suretiyle, Türkiye Selçuklu Devleti'nin yönetiminin Süleym an ş ah'ın üzerinde kalması sağlanmış oldu. Böylece emir Porsuk'un bu seferinden sonra daha da güçlenen Sü­leymanş ah, Bizans'taki taht mücadelelerinden faydalanarak devletinin sınırlarını sürekli olarak genişletme fırsatları bu­luyordu. Bu cümleden olarak N ikep horos Meliss enos, imparator B ot aniates'e karşı S üleymanş ah'la anlaşarak Denizli ve Ankara taraflarındaki kent ve kaleleri, Türkiye Sel­çuklu Devletine verdi. Öte yandan müttefiki Süleym a n ş a h'ın kendisine karşı bu tutum ve davranışı üzerine B otaniates , gönderdiği kuvvetlerle Selçuklu başkenti İznik'i kuşattı ise de Eskişehir taraflarında Mel i ssenos'la birlikte olan Süley­ın a n ş a h'ın derhal harekete geçmesi sonucun.da, kuşatmayı

Page 94: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 85

kaldırmak zorunda kaldı. Çok geçmeden Nike p h o r o s Melis­s enos, beraberinde Selçuklu kuvvetleri de olduğu halde, Kadz.köy'e kadar ilerlediyse de kendisinden daha önce ve süratle harekete geçmiş bulunan Aleks ios K o nınenos, Bizans tahtını elegeçirerek imparatorluğunu ilan etti (1081).

Yeni imparator, Süleymanş a h'ın başarılar ka­Dragos Suyu zanıp devletinin sınırlarını Bizans aleyhine ge­

antlaşması nişletmesi sonucunda, çaresiz kalarak çok mik-

tarda vergi vermek suretiyle, Süleym a n ş a h'la bir antlaşma yaptı. Böylece Selçukluların lstanbul Boğazını terk ile Dragos Suyu'na kadar çekilmelerini sağlamış oldu (1081). Esasen hu antlaşma sonucunda Süleym a n ş a h, Marmara Denizi kıyı­larına kadar hemen hemen bütün Anadolu'ya fiilen hakim olduğunu, Bizanslılarla kabul ve tasdik ettirmek sııretiyle, büyük bir haşarı elde etti. Bununla birlikte Bizans imparatoru, Anadolu'daki Selçuklu fetihlerinin sultan M el ik ş ah'ın buy­ruğuyla yürütüldüğünü biliyordu. Bu itibarla bu fetihleri durdurmak veya hiç olmazsa hafifletmek amacıyla, Kuzey -Çin hükümdarına bir elçi heyeti göndererek "doğudan Sel· çuldulara karşı askeri harekata girişmesini" bildirmişse de (1081) olumlu bir sonuç alamamıştır.

Doğu • Anadolu ve Erran'da

fettihler

Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurulması ve dola­yısıyla Batı - Anadolu'da Türk fetihlerin.in sür­atle sürdürülmesi sırasında, Doğu - Anadolu ve

Erran bölgelerinde de Selçuklu fetihleri yapılmakta idi. Şöy­leki : Büyük Selçuklu Devleti'nin vasalı durumunda olan Gürcü kralı II . Giorgi devrinde (1072-1089) Lip a rit'in oğlu Iuvane (Yuv a n e) isyan ile Gag kalesini alıp Şeddad­oğulları emirlerinden Gence hakimi F a dl un 'a satmış idi; ç9k geçmeden kendisi ve oğlu Lipar it, sultan Melik ş a h'ın huzuruna çıkıp hizmet ve tabiiyetlerini arzettiler. Daha sonra sultan, beraberinde 1 uvane ve oğlu olduğu halde, Gürcistan'a

Page 95: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

86 ALİ SEVİM

yürüyüp burada birtakım fetihler yaptıktan (K'art'li, Gence vs. yerleri) sonra Şirvan ve Erran yörelerinin yönetimini serhenk S avt ekin'e verdi; o hu bölgelere çok sayıda Türkmen yerleştirdi (1076 başlan). Bununla birlikte S avtekin, Giorgi ile yaptığı savaşta yenilgiye uğradı ve bazı yerleri (Kars, Anapa, Vanand v.s.) terketmek zorunda kaldı. Bu yenilgi üzerine sultan M elik ş a h, yeniden Gürcistan'a bir sefer düzen­ledi (1078-79) ; I uvane'yi yenilgiye uğratıp tutsak aldıktan sonra tekrar buradan ayrıldı. Fakat çok geçmeden S avtekin, Giorgi karşısında ikinci kez yenilgiye uğradı; bunun sonucun­da, Erzurum, Oltu, Kars ve yöreleri Bizans sınır komutam Griogor B akuryan'ın eline geçti. Bunun üzerine sultan M elikş a h, değerli Selçuklu kumandanlarından emir Ah med'i Gürcistan seferine gönderdi (1080). Emir Ahm e d, Gürcüleri ağır bir bozguna uğratarak kısa zamanda, kaybedilen kent ve kaleleri yeniden elegeçirdi. Fetihlerine devam eden emir Ahmed, Gürcüleri ikinci kez yenilgiye uğrattıktan sonra Erran'a döndü. O, sıralarda, hu yörelerde fetihler yapan İ s a ve Y a k u p adlarındaki iki Selçuklu emirini, Gürcistan'a sefere teşvik etti. Harekete geçen Selçuklu emirleri, Şavşat, K'art'li, Acara, Ardanuc, Kiltayis v.s. kent ve yörelerini fethedip Karadeniz'de Trabzon'a kadar ileri hareketlerini sürdürdüler; böylece Türkmenler hu bölgede yurt edindiler (1080). Bu iki Selçuklu emiri, daha sonraları yeniden Gürcis­tan'a seferler düzenlediler. Nihayet sultan Melikş ah, 1084 yılında, Erran bölgesinin yönetimini Azerbaycan Selçuklu Genel Valisi amcası Yakuti'nin oğlu K uth eddin İ smail'e verdi. Sultan, 1086 yılı başlarında, Gürcistan'a yeni bir se­fer daha yaparak bütün hu bölgeleri, kesin bir şekilde Selçuklu hakimiyeti altına aldı. Girişilen bu askeri hareketler sırasında, adlarıgeçen bölgeler, direniş dolayısıyla tahribata uğratıldı, ayrıca bölge halkına ağır vergiler yüklendi. Bu sebeple Anı Ermeni başpiskoposu B ars e ğ, haZl prens ve din adamlarından

Page 96: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 87

oluşan bir heyetle birlikte "vergileri azaltmak, Philare t o s B r a chamious'un çabalarıyla sayıları dörde çıkarılan Ermeni Patrikliğinin durumunu arzetmek üzere" lsfahan'a sultan Melik ş ah'a gitti. Sultan, huzuruna kabul ettiği hu Ermeni heyetini çok iyi bir şekilde karşıladı ve "Ermeni Katolikos­luğunun tek bir makamda temsil edilmesi, bütün kilise, ma­nastır ve ruhanllerin vergi dışı bırakılması" hususunda bir ferman hazırlatıp B arse ğ'e verdi. Sultan, içinde ilerigelen Selçuklu askeri ve mülki erkanın da yer aldığı bir askeri birliğin korunması altında onları, memleketlerine uğurladı ve ayrıca Azerbaycan Genel Valisi K u t h e ddin İ s m ail'e "ferman hükümlerinin aynen yerine getirilmesi" hususunda talimat gönderdi.

Türkiye Selçuklu hükümdarı S ü l e y m a n ş ah, Bizans'la Dragos Suyu antlaşmasını yaptıktan sonra, özellikle Güney -doğu Anadolu bölgesinde, vasal durumunda da olsa, bir Er­meni pıensliğinin kurulmasını nazarı dikkate alarak 1083 /84 yılında, bu bölgeye bir sefer düzenledi. Ordusuyla Çukurova'ya inen Süleymanş ah, Tarsus, Adana, Misis, Anazarba ve yörelerini fethetti, hatta Malatya'yı da yıllık vergiye bağladı. S ü l e y m a n ş ah, hu sıralarda Mısır - Fatımi devletine isyan ile Trablusşam'da bağımsız bir yönetim kuran şii inançlı E b u T alip İ b n A m m ar'a bir elçiyle başvurup, "fethetmiş olduğu memleketler için kadı ve hatipler göndermesini" istedi; çok geçmeden adıgeçen kent ve kalelere Selçuklu vali ve kumandanları atadıktan sonra başkent lznik'e döndü. Böylece Ermeni prensliği kontrol altına alındıktan başka, bu bölge de Türkiye Selçuklu Devleti'nin sınırları içine alınmış oldu.

Page 97: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

88 ALİ SEVİM

B.

SÜLEYMANŞAH'IN KUZEY - SURİYE SEFERİ VE SONU

Yukarıda faaliyetlerden bahsettiğimiz Selçuklu vasalı Er­meni Phil aretos Br achamios, başta Antakya olmak üzeıe, yönetimi altında tuttuğu şehirlerdeki halka ve askerlere çok kötü davranmakta ve onlara şiddetli baskı ve zulümler yap­makta idi, hatta oğlu B arsama'yı bile hapse atmaktan geri kalmamıştı . Ph i l ar e tos 'un Urfa 'ya gitmesinden faydalanan Antakya askeri valisi (Şıhne) Türk asıllı olması muhtemel olan İsmail, derhal harekete geçerek B arsama'yı hapisten çıkartıp, onunla bahası aleyhine işbirliği yaparak şehri, Süleymanşah'a teslim etmek üzere, onu özel bir mektupla Antakya'ya davet ettiler.

Bunun üzerine Süley m a nş a h, yerine emir Antakya'nın E h ulkasım'ı bırakıp 300 atlı ile derhal

fethi lznik'ten Antakya yönüne hareket etti. O, şehre

hakim olmak isteyen Suriye Selçuklu hükümdarı Tacü d devle Tutuş ile, kentten her yıl Büyük Selçuklu devleti adına vergi almakta olan vasal Musul emfri Ş erefüddevle Müs­l im'in, kendisinin gelmekte olduğu haberini alabilecekle­ri ve şehre karşı herhangi bir askeri harekata girişebilecek­leri ihtimalini düşünerek, geceleri sürekli hareket, gündüz­leri de vadilerde konaklamak suretiyle, kuzey - batıdan gü­ney - doğuya bütün Anadolu'yu oniki gecede geçip An­takya yörelerine geldi. Çok geçmeden Antakya önlerine eri­şen Süleymanş ah, vali İ s mai l ve B ar s a m a ile işbirliği sonucunda, hu sırada atlı kuvvetleriyle kendisine katılan Mencekoğlu adlı bir Türkmen heyi ile birlikte Faris Ka­pısı'ndan girmek suretiyle, 12 Aralık 1084'de şehri, 12 Ocak 1085'de de bir süre direnen kaleyi elegeçirdi. Böylece şehre ve kaleye hakim olan S üleymanş ah, halka hiç dokunmayarak

Page 98: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 89

aman verdi ve alınan bütün tutsakları karşılıksız salıverdi. O, Türk askerlerine "Hıristiyan halka iyi davranmaları, onlar­dan hiç bir şey almamaları, evlerine giı·memeleri ve kızlarıy­la evlenmemeleri" hususlarında bir emirname çıkardı ve halka sonderecede iyi muamelelerde bulundu. Daha sonra Süleymanş ah, şehirde Kawasyana kilisesini camiye çevirtti; 17 Aralık 1084 Cuma günü, hu camide, 110 müezzin tara­fından okunan ezandan sonra çok kalabalık bir ce,maatla Cuma namazı kılındı. Sü leym a n ş a h, elegeçirilen bütün . ganimetleri dışarı çıkartmayıp, ucuz fiyatla da olsa, şehir. içinde satılmasını emretti. Ayrıca Hıristiyan halkın dileği iizerine şehirde, M eryenwna ve Azizcercis adlarında iki kilise inşasına izin verdi. Şehir içinde birtakım imar faaliyetlerinde de bulunan Süleymanşah, ortaçağlar Hıristiyan aleminin en kutsal kentlerinden sayılan Antakya'nın fethini, özel. bir elçi heyetiyle tabi olduğu sultan Mel ik ş ah'a arzetti. Buna sonderecede sevinen sultan, başkent lsjahan'da fethi kutlama tiireni yaptırdı ve miijde davulları vurdurdu. Ayrıca devrin ünlü şairi Ehul -Muz affer Muh ammed Ebive r d i (Ölü- · mü 1 113), hu fetih dolayısıyla bir kaside kaleme aldı. S ü­leymanş ah, Antakya'nın fethinden sonra buraya bağlı Bagras, Süveydiye, lskenderun, Derbesak, Artah, Harim, Tellbiişir, Gaziantep v .s. kent ve kaleleri hireı- birer feth­etti. Yine 1085 yılı içinde, kendisine bağlı em1rleı·den B ul­dac ı, Elbistan, Göksun, Maraş, Behisni, Ruban v.s . . gibi. şehir ve kaleleri fethile, Tii.rkiye Selçuklu devleti sınırlan içine aldı. Böylece devletin sınırlan, Fırat ırmağı ve Halep yörelerine kadaı- uzatılmış oldu.

Süleynıanşalı· Süleym a n ş ah'ın Antakya'yı fethile Halep ka-Müslim pılarına dayanması, özellikle, bütün Mezopo-

çatışması tamya'dan başka Haleb'i de yönetimi altına almak suretiyle, Kuzey - Irak ve Kuzey - Suriye' de tek başına

Page 99: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

90 ALİ SEVİM

hakimiyet kurma plan ve uygulama çabaları içinde bulunan ve şehre sahip olma emelleri besleyen Selçuklu vasalı Musul emiri Müsl im'i harekete geçirdi. Süleym a n ş ah, ""Daha ön­ceki şehir hakimi Phi lare t o s'tan almakta olduğu yıllık vergi­yi, bu kez, şehre hakim olduğu için kendisinden talep ile, aksi takdirde sultana isyan etmiş olacağını bildiren Müsl im'e '"Sultana itaat etmek ve dolayısıyla hakim olduğum memle­ketlerde adına hutbe okutup para bastırmak, benim biricik şiarnndır. Ben, Antakya ve diğer küffar memleketlerini, an­cak onun varlığı yüzünden, Tanrı'nın benim elimle fethet­tirmiş olduğunu, kendisine bildirdim. Benden istediğin vergi­ye gelince, daha önceki Antakya hakimi kafir idi, bu sebeple kendisi ve adamları için başı1ergisi (cizye) veriyor ve böylece kendilerini İslam cihadından koruyorlardı. Halbuki şimdi şehir hakimi olan hen, çok şükür Müslümanım ve T a nr ı'nın cihad buyruğunu yerine getirmekteyim. Antakya artık Müs­lümanların eline geçmiştir. Ben, bir Müslüman olarak sana nasıl başvergisi öderim" şeklinde bir cevap gön.derdi. Böylece

Süleymaıı ş a h ile Müsl im arasında şiddetli bir gerginlik havası esmeye başladı. Esasen M üsl im'in sert tutumu ve davranışları sebebiyle, ona ait bir kısım askerler, bazı K il ap­o ğul lar ı kabilesi kuvvetleri ve eski Halep Mird as o ğul ları emir Ş eb i b ve M ansur, Süleymanş a h'a katılmışlardı. Böylece Müsl im, askeri bakımdan oldukça zayıf bir duruma düştü .

Bu sebeple o, Anadolu ve S ııriye'yi birbirine bağlayan önemli bir ticaret yolu üzerinde hu­iuifak teşebbüsü lunan ve her yıl 30 hin altın vergi almakta

Yeni bir

olduğu Antakya'yı sessiz sedasız fethediveren, dolayısıyla yönetimi altına geçen Halep Kapılarına dayanmak suretiyle, hükümranlık alanlarını tehdit eder duruma gelen Süleymaıı­ş a h ile tek başına mücadeleye girişemeyeceğini anlayan

Page 100: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

AN AD OL U' NUN FETHİ 91

Müs lim, hu snalarcla, sultan M e l ikş a h ve Süleym anşah ile arasının açılması sebebiyle, Suriye Selçuklu hükümdarı Tutu ş'un hizmetine giren (1085 başları) ünlü Selçuklu emiri Artuk B ey'e başvurdu. Aralarında yapılan antlaşmaya göre,

1 - Müs lim, Artuk B ey gibi, sultan Mel ik ş a h'ın hizmetinden ayrılacak,

2 - Suriye Selçuklu lı iikiimdarı Tutuş, Büyük Sultan olarak tanınacak,

3 - Manen bağlı bulundukları Bağdad Abbasi halifeli­ğinden ilişki kesilip şii ]}[ı,sır - Fatımi halifeliğine bağlanı­lacak.

Böylece Büyük Selçuklu Devleti'ııe karşı bir ittifak teşebbü­süne geçilmiş olunuyordu. Bu arada durum T u t u ş'a açıkla· nırken, Mısır Fatımi halifeliği ile de bir elçi aracılığıyla, müza· kereler başlatıldı. Müslim, bir yandan, böyle büyük bir siyasal teşebbüste bulunurken, öbür yandan da Süleymanşah'a karşı Haleb'i savunma amacıyla, süratle hazırlıklara girişti. O, Antakya'yı kuşatmak üzere, beraberinde Türkmen atlı­larıyla birlikte kendisine katılan Çubuk B ey olduğu halde, altı hin kişilik ordusuyla Haleb'den çıkıp Antakya yönüne hareket etti. Öte yandan M üsl im'in bütün bu hareket ve teşebbüslerini yakından izleyen Süleymanş a h, derhal dört bin kişilik ordusuyla onu karşılamaya çıktı. Çok geçmeden her iki taraf arasında, Amik ovasındaki Kurzahil yörelerinde yapılan savaşta (20 Haziran 1085), özellikle Çubuk B ey'in kuvvetleriyle birlikte Süleymanş a h tarafına geçmesi sonu­cunda Müslim, yenilgiye uğradı ve hatta çarpışmalar sıra­sında hayatını da kaybetti. Bu zafer sonunda Süleymau­ş a h, Selçuklu vasalı olmasına rağmen Mezopotamya ve Ku­zey - Sur�ye'yi içine alıp bütün Irak, Suriye ve Filistin'c kadar yayılma plaıılanyla genişlemekte olan M üslim'in

Page 101: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

92 ALİ SEVİM

Arap hakimiyetine son verdi ve özellikle Antakya ve yörele­rinde Türk hakimiyetinin sağlanmasında önemli bir haşarı kazandı. Fakat Bwıwıla birlikte Selçuklu vasalı Müsl im'in bertaraf edilmesi, Süleyma n ş a h - sultan Mel ik ş a h ilişkile­rını nazik bir safhaya sokmuş oldu.

Süleymanş ah, Ş erefü d d e vle Müslim'in ölümüyle sona eren Kurzfılıil savaşından sonra hu sıralarda ş er i f H a s an İ b nülhut eyt i'nin elinde bulunan Haleb'i ku­şattı (Haziran 1085) . Ayrıca gönderdiği kuvvetlerle böl­gedeki Maarretünnuman, Kefertab, Kınnesrin, Latmin kent ve kalelerini fethile buralara vali ve kumandanlar ata­dı. Fakat Süleymanş a h, İ b nülhu teyt i ile yaptığı an­laşmada "şehrin sultan Meli k ş a h'ııı onayını aldıktan sonra kendisine teslimi" hususu kararlaştırılınca kuşatmayı kaldırdı. Tutu ş'un yönetim bölgesine girmemek amacıyla, daha güneye inmeyen Süleyınanş ah, Antakya gibi Ku­ZB)' - Suriye'nin en önemli kenti olan ve kuzeyden güneye uzanan ticaret yolu üzerinde bulunan Haleb'e de kesinlikle hakim olma emelinden. asla vazgeçmemişti. Bu amaçla o, Mel ik ş a h'ın onayını beklemeden şehre karşı harekete geçe­rek kuşatmaya başladı (Nisan/Mayıs 1086) ve ş e rif H as an İbnülhut cyti'den Haleb'in derhal teslimini istedi. Esasen kenti Sülcymanş ah'a vermek istemeyen İ bnülhute yti, şehrin teslimi konusunda daha önce başvurduğu sultan M e­l ik ş a h'tan herhangi bir cevap alamamıştı. Bu sebeple o, bu sıralarda Dımaşk'ta bulunan Suriye Selçuklu hükümdarı Tutuş'a haber gönderip "Haleb'i gelip teslim almasını" bildirdi. Esasen eskiden heri şehre hakim olmak için birçok başarısız teşebbüslerde bulunmuş olan Tutuş , beraberinde Süleyrn anş ah'la arası açık olan Artuk B ey olduğu halde, ordusuyla Haleb'e hareket etti. Öte yandan İ b nülhut e yti'­nin şehri teslim etmek üzere Tu tu ş'u davet ettiğini haber

Page 102: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 93

alan Süleymanş ah, onu karşılamak üzere, kuvvetleriyle birlikte süratle harekete geçti. Savaşın kaçınılmaz bir duruma geldiğini gören Tutuş , Süle ymanşah'ın beraberinde bulu­nan bazı Türkmen beyierinin kendisine katılmaları hususunda büyük çaba gösterdi. Nihayet birbirlerine karşı hareket ha­linde bulunan iki Türk ordusu, Halep yakınlarındaki Aynu Seylem yöresinde karşılaştı . İlgili kaynaklarda belirtildiği üzere, "Her iki tarafın Türk askerleri, birbirlerini amansızca kırıp yok ettikleri" çarpışmalar sırasında, bazı Türkmen beyle­

rinin Süle ymanş ah'ın saflarını terkedip Tutu ş'un saf­larına geçmeleri yüzünden ve özelJikle, savaş tekniğini son­derecede iyi hilen Artuk B e y'in Tutuş 'un ordusunu ma­hirane yönetmesi, cesurane çarpışması sebebiyle Süle y m a n­ş ah, hayatında ilk kez olarak yenilgiye uğradı. Bir Bizans kaynağına göre (Anna Komnena : Alexiade) , "Süle y m a n­ş ah, dağılan ordusunu toparlamak için büyük çaba gösterdi ise de başarılı olamadı ve savaş meydanından ayrılıp ıssız bir yere çekildi. Çok geçmeden Tutuş, adamlarını göndererek 'Onu yanına getirmelerini, ken disiyle öpüşüp barışacağını ve kendisinin yanında, şerefine yakışır bir muamele göreceğini' bildirdi. Fakat Süleymanşah, Tutuş'un bu jçten önerisi karşısında, içine düştüğü bu elim son 'un yarattığı ruh haleti· nin etkisiyle, yanında taşıdığı bıçağı kalbine saplamak sure­tiyle, ha yatma son verdi" (Haziran 1086). Halep bölgesi olaylan hakkında güvenilir bilgiler veren bir İslam kaynağında ise (İbnü'l - Adim : Bugyetii't-taleb) "Süle y nıan şah'ııı, ken­disine rastlayan Tutuş'un atlılarıııdan birisinin attığı okla öldürüldüğü" belirtilmekle birlikte aynı kaynakta bu konuda şöyle ilginç bir rivayet daha yer almıştır :

"Tutu ş'un askerleri, savaş sona erdikten sonra, savaş ala­nında dolaşırlarken , ölüler arnsıııda, üzerinde yakut ve zarif som altınlarla işlenmiş zırhlı bir giysi bulunan bir ceset gördüler ve onu, derhal T u t u ş a haber verdiler. Tutuş bu

Page 103: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

94 ALİ SEVİM

işlemeli gıysıyı yanına getirtti ve 'Bu hükümdarların giysi· sine benziyor' dedi. Daha sonra Tutuş , bizzat maiyyeti erkanıyla cesedin bulunduğu yere gitti ve onlara 'Ölüler arasında, ben, onu size göstermeden siz bana göstermeyiniz' dedi ; çok geçmeden Tutuş, orada kanlara bulamış bir ce· sedi göstererek 'Bu, Süley m a n ş ah'a benziyor' dedi. Bunun üzerine onlar 'Bunu nasıl tanıdınız ?' diye sorunca T u t u ş : 'Onun ayağı benim ayağıma, yani Selçukoğullarının ayak· larına benziyor' dedi. Daha sonra hu cesedin Süleym a n ş a h'a ait olduğu kesin olarak tespit edildi . T u tuş , cesedin başında üzgün bir şekilde Türkçe olarak : 'Biz, sizlere zuJmettik, sizleri bizden uzaklaştırıp, işte böylece de öldürüyoruz' diyerek kendisinin ve Süleymanş a h'ın ait oldukları Mik ail ve İ s r ai l (Arsl an Y a b g u) oğulları aileleri arasındaki eski kırgınlığı belirtmiştir. Süleyın a n ş ah'ın ölümüne sondereccde üzülen Tutu ş, onu en iyi kefenlerle kef enlettikten sonra Haleb'e gönderip Mü sl i ın'in mezarının bulunduğu Halep Kapısı'nda bir yere defnettirdi".

Bu olaydan çok geçmeden sultan M el ikş ah, Kuzey -Suriye hakimiyeti için, imparatorluğun vasalları arasında ottaya çıkan hu kanlı lmhran sebebiyle, 1086 yılı sonbaharmda, Kuzey - Suriye'ye bir sefer düzenleyerek hnhrana sebep olan Kuzey - Suriye bölgesinin yönetimini, buradaki Antakya, Ha­lep ve Urfa'ya valiler atamak suretiyle, doğrudan doğruya imparatorluğa bağladı.

Süley m an ş a h'ın ölümünden sonra, Kuzey -

.�h�lk�eım'ın Suriye seferine çıkarken yerine, İznik'te vekil yonetımı ve sonu

olarak bıraktığı emir E b u 1 k a s ı ın, devlet işlerini tekelinde topladı. Çok geçmeden o, kardeşi E hul -g a z i ' H as a n'ı Kayseri, ve yörelerine vali atadığı gibi, daha önce, Bizans'la yapılan Dragon suyu antlaşmasını bozarak ]Marmara denizi kıyıları ile lsuınbul Boğazı'ııa kuvvetler

Page 104: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN .FETHİ 95

gönderip akınlarda bulundu; fethettiği Kios kıyı kentindeki limanda, Bizans'la denizlerde de mücadele etmek amacıyla, gemi yapımına başlattı. Bunlardan başka onun Bizans'a karşı, lzmir Türh beyi Ç ak a ve Balkanlardaki Peçenek Türk­leriyle de ilişkiler kurduğu kaynaklarda rivayet edilmştir. Ebulkas ım'ın bu teşebbüsleri üzerine Bizans imparatoru Ale ksi o s K om n e n os, Türlr asıllı T a d i k ile B utumit es kumandasında, iki ayrı kuvvet göndererek Türkiye Selçuklu devleti başkenti lznik'i kuşattlJ"dı. Fakat çok geçmeden Selçuklu devleti sultanı M e l i k ş a h 'ın e mir P orsuk'u kala­balık bir Selçuklu atlı kuvvetiyle lznik'e yardıma gönder­diği haberi üzerine, Bizans kuvvetleri kuşatmayı bırakıp geri çekilmek zorunda kaldı. E b u l k a s ı m, çekilmekte olan bu Bizans kuvvetlerine yetişip onlarla savaşmış, hatta bu arada, lzmit'i de fethetmiştir. Fakat bununla birlikte E b ulka­s ı m, P o rsuk'uıı lznik'e yaklaşmasından korku ve endişeye kapılarak bu kez, Bizans'Ja anlaştı ve hatta davet edildiği lstanbul'a gitti. Bir süre sonra gelip iznik'i kuşatan P o r s u k, Bizans'ın müdahalesi üzerine çekilmek zorunda kaldı (l 086 / 87). Öte yandan sultan Meli k ş a h, P o rs u k'tan sonra, yine ilerigelcn Selçuklu t.mirlerinden B o z a n'ı da lznik seferine gönderdi. B o 7 a n Bizans'tan yardım alan E bulkas ım'ı İznik'te şiddetle kuşattı ise de şehri e1egeçiremedi ve Ulıt­bat gölii taraflarına çekildi. Bütün bu olaylardan sonra E b u,l -kas ım , İznik yönetiminin kendisine verilmesini sağlamak amacıyla, değerli armağanlarla l�falıan'a kadar giderek sultan M cl ik ş a h'ın huzuruna çıkmak istemişse de kabul edilmedi ve lznik yönetimi hususundaki istediği de reddedildi. Böy­lece İsjahan'dan geri dönmek zorunda kalan Eh ulka­s ı ın , yolda, e m ir B o z a n tarafından yakalanıp öldürüldü. Bu sıralarda İznik'tc kardeşi E bulgaz i H a s a n bulunu­yordu.

Page 105: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

96 ALİ SEYİl\I

Aşağı - yukarı yarım yüzyıl süren bir mücadele devresi sonucunda, Anadolu'daki ilk Türk devletini, yani Türkiye Selçuklu Devletini kurma şerefine sahip olan K u t almış o ğl u N asırüddevle E hulfev aris Rükneddin Süleym a n­ş ah , ilgili bütün kaynakların belirttikleri üzere, Anadolu Ffıtihi ve Gazi unvanlarını almıştır. Onun, Doğu - Roma ve dolayısıyla Bizans imparatorlarının Pers ve lslllm istilalarına karşı yaptırıp takviye ettikleri çok sayıdaki kale ve müstah­kem yerlerin savundukları Anadolu'nun fethedilip bir Türk yurdu haline getirilmesinde, çok şerefli ve eşsiz bir yeri vardır. Ayrıca onun hu fetihleri, Adalar Denizi ve Akdeniz'e ulaşan Türklere, Avrupa milletleriyle ilişki kurma im.kanı verdiği gibi, daha sonraki yıllarda Avrupa ortalarına kadar fetih­lerini sürdürecek olan Osmanlı 1 mparatorluğunıın fetih plan­larına da öncülük yapmış olması bakımından da önemli sa­yılmalıdır.

c . İZMİR VE BÖLGESİNİN FETHİ

ÇAKA VE T ANRIBERMİŞ'İN KURDUGU BEYLİKLER

Bundan önceki bölümlerde görüldüğü üzere, Anadolıı'da Türk fetih ve yerleşmesi devam ettiği ve ayrıca Bizans'ın Balkanlardaki Peçenek Türkleriyle uğraşmak zorunda kaldığı sıralarda, lzmir ve çevresinde, Ç ak a ve T a nrıhermiş b e y­l e r tarafından Selçuklu devletine tabi olmayarak bağımsız iki Türk beyliği kurulmuştur. Selçuklu - Bizans mücadeleleri sı­rasında (Takriben 1078-1081), Bizanslılar tarafından tutsak alınan ve yeteneği sayesinde, asalet unvanı kazanan Ç a k a B ey, Bizans imparatoru Aleks ios K o mneıı os'un tahta geçmesi (1081) üzerine, lstanbul'dan ayrılarak lzmir'e gelip, Batı - Anadolu içlerinden topladığı Tiirk kuvvetleriyle şehri Bizanslılardan almayı başardı. Aşağı - yukarı hu sıralarda,

Page 106: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 97

T a nr ıbermiş adlı başka bir Türk beyi de Hıristiyan ale­mince kutsal bir şehir sayılan Efes (Epheos)'i elegeçirip burada Ç ak a'dan ayn bağımsız bir Türk beyliği kurmuş idi. Ç ak a B ey, Adalar Denizi kıyılarında ve lç Ege'de bulunan Türk­leri bir araya getirdikten başka Bizans'ta kazandığı tecrü­beleri sayesinde, kuvvetli bir donanma meydana getirdi. Çok geçmeden o, harekete geçerek Urla ve Foça kıyı kent­lerini elegeçirdikten başka ')}[idilli, Sakız, Sisam, lstanköy, Rodos ve diğer adaları fethedip hakimiyeti altına aldı. Ayrıca o, Bizans imparatoru Aleks ios K o mnenos'un Niketas K a s­tamoniate s kumandasında gönderdiği donanmayı ağır bir yenilgiye uğratarak bir kısmını batırdı, bir kısmını da ele­geçirdi. Bu başarı üzerine Ç ak a B ey, bir yandan, İstanbul yakınlarına kadar gelen Balkanlardaki Peçenekler, öbür yan­dan da bu sıralarda, Süleym a n ş a h'ın ölümünden sonra lznik Selçuklu yönetimini eline olan E hulkas ım ile ilişkiler kurmak suretiyle, Bizans'a karşı bir ittifak cephesi oluşturma girişimlerinde bulunmakta idi. Onun bütün bu teşebbüslerini gözden uzak tutmayan imparator Aleks i o s K o mnenos, D al a s s e n o s ve O p os komutasında, yeni bir donanma sevkedip Ç ak a B e y'in lzmir'de bulunduğu sıra­larda, Sakız adasına bir çıkarma yaptırdı. Bunun üzerine Sakız'a gelip donarunasının başına geçen Ç ak a ile Bizans kuvvetleri arasında şiddetli çarpışmalar başladı. Neticede D al a s s en o s ile Ç aka arasında yapılan anlaşmadan çok geçmeden sonra Ç aka'nın adadan ayrılmasını firsat bilen D al a s senos, Sakız'ı kolayca elegeçirdi, fakat diğer adala­rı alma teşebbüsü başarılı olamadı. Bununla birlikte donan­masını gittikçe çoğaltıp kuvvetlendiren Ç ak a B e y, Çanak­kale Boğazı ve Gelibolu yarımadasını ele geçirmek suretiyle, lstanbul üzerin.e yürüme ve Bizans'a hakim olma planla­rı yapmakta idi. Böylece Bizans, Trakya'da Peçenekler, Marmara. yönünde Tiirkiye Selçukluları, İzmir ve çevresinde

Page 107: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

98 ALİ SEVİM

de Ç aka B e y'in baskı ve tehdidi altına girmiş bulunuyordu. Bu ciddi durumdan kurtu1mak isteyen Aleks io s K omne­n o s, Volga ırmağı yörelerinden Balkanlara sarkmış olan Kumanlarla işbirliği yaparak Peçenekleri ağır ve kanlı bir şekilde yenilgiye uğrattı (29 Nisan 1091), böylece Peçenek tehlikesini ortadan kaldırdı. Müttefiki Peçeneklerin kalabalık Bizans - Kuman orduları tarafından adeta imha edilmelerine rağmen Ç a k a B e y, İzmir'de devamlı olarak donanmasını kuvvetlendirme faaliyetlerinde bulunmakta idi. Öte yandan, lzmir'i elegeçirerek ikinci düşmanı Ç a k a'yı bertaraf etmek isteyen Bizans imparatoru, I o annes D uk a s'ı karadan, D al a s s en os'u da denizden lzmir'c Ç a k a üzerine sevkctti. Ç ak a , kardeşi Yalv aç'la birlikte JYiidilli adasına çıkarma yapan Bizans kuvvetleriyle başarılı savaşlar yaptı ise de hu sırada, ortaya çıkan şiddetli bir fırtına sebebiyle, D al as­s enos'la barış yapıp İzmir'e çekilmek zorunda kaldı. Bununla birlikte Girit ve Kıbrıs adalarında Bizans'a karşı çıkan isyan­lardan faydalanan Ç ak a B ey, hu kez, karadan harekete geçerek Çanahkale Boğazına kadar ilerledi; Edremit'i fethet­tikten başka Boğazın Asya tarafında bulunan gümrük kenti Abidos'u kuşatmış idi; o, ayrıca İzmir'den bir donanmayı da Çanakkale Boğazına sevk.etme hazırlıklarına başlamıştı. Ç ak a'nııı Bizans'a yönettiği hu geniş askeri harekatı, Çanak­kale ve yörelerini kendi yönetim sahasında gören Türkiye Selçuklu sultanı olan damadı I . K ı lı ç ars lan ile Bizans imparatoru Aleks io s K om n e n o s'un dikkatlerinden uzak kalmıyordu. İmparator, bir yandan, D a l a s s e nos'u yeni bir donanmayla İzmir'e sevk.ederken, öbür yandan da sultan K ıl ı ç ar s l an'a bir elçi göndererek onu, Ç ak a'ya karşı kış­kırtmak suretiy1e, ittifakını sağlamayı başardı. Bu antlaşma ve ittifakın böylece gerçekleşmesinden hemen sonra, bir yan ­dan K ı h ç a r s l a n'm karadan, öbür yandan (]a Bizans'm deniz<leıı tehdit ve saldırıları karşısmda ciddi bir tehlikeye

Page 108: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 99

düşen Ç a k a B ey, rivayete göre, Abidos yakınlarında bulu­nan sultam ziyarete gittiği zaman, bir şölen sırasında öldürül­dü (1093) . Öte yandan Aleks ios K omncnos, I o annes D uk a s kumandasında yeniden sevkettiği bir donanma, başta lzmir ve Efes olmak üzere, Ç a k a ve T a nr ıbermiş Beylerin yönetiminde bulunan bütün bölge ve adaları, birer birer ve kolayca elegeçirdi; bu bölgedeki Türkler de uç Türkmenleri­nin Bizans'la devamlı mücadele halinde bulundukları Ege içlerine çekilmek zorunda kaldılar. Böylece aşağı - yukarı 15 yıl Türk yönetim ve hakimiyetinde kalan Adalar Denizi kıyıları, yeniden Bizanslıların eline geçmiş oldu.

D .

GÜNEY - DOGU ANADOLU BÖLGESİNİN SELÇUKLU YÖNETİMİNE ALINMASI

Büyük Selçuklu devleti sultanı M e likş a h devrinin Tür­kiye tarihiyle ilgili önemli olaylardan birisi de Güney - doğu Anadolu bölgesinin Selçuklu yönetimine alınması olayıdır. Tarihte Mervanoğullan adıyla anılan ve sultan Tuğrul dev­rinden beri Selçuklu devletine tabi olan Müsliiman bir emirli­ğin yönetimi altında bulunan bu bölge, XI. yüzyılda, Diyar­bekir ve Ahlat olmak iizere, iki bölüme ayrılmış illi. Diyar­bekir bölümü, Amid (Eski Diyarbakır), Silvan (Meyyfıfari­kin) , Erzen ve Mardin kentleriyle Siirt, Dıuıeysir (Koçhi­sar = Koçar köyii = Kızıltepe) , Hasankeyf (H1snı Keyja), �Maden, Gölciik, Atak, Ergani, Çermik, Cizre, Savur, H1snı Ziilkarneyn, Behmııt v.s. gibi ilçe ve ka1eleri içine alıyordu. Ahlat bölümü ise Ahlat ve Bitlis kentleriyle hunlara bağlı ilçe ve kaleleri kapsamakta idi.

ftfervanlı emiri N i zamü d din N a s r'm ölümünden ( 1080) sonra, emirliğin yönetimini üzerine alan N a sruddevl e M a n­su r'un A1üsliimmı veziri E h u T a lı i r E nb ari'yi azledip

Page 109: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

100 ALİ SEVİM

Hıristiyan Selçuklu

Kuzey - Irak Arap Musul

Mervanlı Müslüman

l\1erv<ınlı

Büyük Selçuklu Bağ a

Selçuklu İsfalıan'a Ciilıeyroğlu

verdi ve bölgenin Selçuklu

Türkiye, Suriye Selçuklu

Diyarbekir

1083 hil'at, kus

sancak

Diyarbekir

Türkmen Ifolv<ırı

Page 110: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 101

Malazgirt Mıış Hille

Selçuklıı

Selçuklu Diyarbekir Ahlat

l\Iervanlı Musul, Elcezire Halep

Amid, Cizre

Selçuklıı Diyarbekir

Amid

Selçuklu Fahruddevle-�rtuk

anlıışmazlıgı

Musullu Arap­ların

Page 111: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

102 ALİ SEVİM

geregınce, Selçuklu ordusu biraz geri çekilecek ve kuşatılmış olan Müsl im ve kuvvetleri herhangi bir kayba uğramadan sağ - salim memleketine geri dönebileceklerdi. Fakat Müsl im'­in askerlerinin önemli bir kısmını kuşatan Artuk B ey, Selçuklu ordusunun geri çekilmesine razı olmadı ve "Sultanın sancağını asla geri çekemeyeceğini" ifade ile haşkumandan F ahrudde vle'ye karşı geldi.

Öte yandan barış görüşmelerinin vapılmakta Türkmen haskıııı ld v .. v T. k k l · • "B · k o ugunu ogrenen ur men as er erı, ız uza ülkelerden buraya ganimet elde etmek için geldik, halbuki görüyoruz ki, şimdi barış yapılıyor; biz buradan böyle elleri boş mu döneceğiz ?" diyerek 31 Temmuz gece yarısı, atlanıp Amid surları dışında konaklayan Müsl im'in askerlerine ani bir baskııı yaptılar. Arap kuvvetleri at, deve, koyun ve silah­lardan oluşan ağırlıklarım bırakıp oraya buraya dağıldılar, kumandanları Müsl im ise sonderecede hızlı koşan atı sayesinde Amid surları içine güçlükle sığıııabildi. Arap ordugahını ta­mamen yağma eden Türkmenler, elegeçirdikleri çeşitli ganimet­leri Amid surları önünde sattılar. Kaynakların anlattıklarına göre, Türkmenler ellerine geçen 1 O bin kadar mızrağın tahta kısımlarını kazananlarının altına atarak yemeklerini pişir­mişlerdir. Yine ilgili kaynaklardaki bilgilerden anlaşıldığına göre, Türkmenlerin bu baskını Artuk B ey' in izniyle emir Çuhuk'un yönetiminde yapılmıştır. Sabah olunca durumu öğrenen F a hru d d evle, bu Türkmen baskınının Artuk B e y'in gizli bir emri veya göz yumması sonunda yapıldığını anlamış, onu sultan katında güç bir duruma düşürmek amacıy­la, "Türkmenlerin elegeçirdikleri bütün gaııimetlerin toplatı­lıp sultana lsfahan'a gönderilmesini" Artuk B ey'den iste­miştir. Türkmen törelerine aykırı olan F ahrud d cvle'nin hu teklifinin nasıl bir kurnazlıkla yapıldığını anlayan Artuk B e y, "'Biz savaş adamıyız, tutsakları hapsetmek ve elegcçir-

Page 112: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 103

diğimiz ganimetleri geri vermek, bizim törelerimize uymaz, biz onları ya satar, ya da azad ederiz" diyerek onun bu öneri­siiııi reddetti. Fahtudd evle, Artuk B e y'e yaptığı bu öneriden başka, Müsl im ile kararlaştırdığı batış antlaşmasını örtbas etmek ve ileride sultan katnıda herhangi bir sorum­luluk altına düşmemek amacıyla, bu kez, Artuk B ey'e, "Amid surları içinde kuşatmakta olduğu Müsl im'i yakalayıp getirmesini ve böylece sultanın takdirine mazhar olacağını" bildirmişse de onun hu siyasal oyununu da anlamakta güçlük çekmeyen Artuk B ey, tam bu sıralarda kendisine bir ulakla başvurarak "para ve mal karşılığında, sağ - salim memleketine dönme" teklifinde bulunan M üslim'in hu isteğini yerine getirmekten çekinmedi (Ağustos 1084), bundan hemen sonra da savaş alanını terk etti. Selçuklu ordu komutanları arasın­daki hu anlaşmazlığı haber alan sultan Mel ikş ah, imparator­luğun vasalları arasında bulunan, ayrıca şii 1Yf1,sır Fatımi halifeleriyle birtakım ilişkiler kuran Müslim'in Musul, Halep ve Elcezire'deki bütün topraklarının yönetimini elinden aldığı gibi, Fahruddevl e'nin aleyhdeki şikayeti üzerine, Artuk B e y'e de şüpheli nazarlarla bakmaya başladı. Esasen A:rtuk B e y, gerek sultan Alp ars lan, gerekse kendi zamanında imparatorluğa büyük yararlılıkları dokunmuş olan çok de­ğerli bir kumandan idi. Gerçekten lslam kaynaklarında onun "katıldığı hiç bir savaşta yenilmediği" açık ve kesin bir şekilde ifade edilmiştir.

Artuk B ey'in kuşatma savaşını terk et-Harekat sürüyor . .. · F h d d �l z • . . l mesı uzerıne a ru e v e, og u a ımuc -dev l e'yi hir kısım emirlerle birlikte Amid kuşatma hare­katını sürdürmekle göı-evlendirdikten sonra kendisi de ha­dp Altuıı t a k, emir Ayaz, Türşek ve Humart a ş'ı ya­nına alarak bölgenin ikinci önemli kenti ve kalesi olan Silvan'a (Meyyafarikin) gidip kuşatmaya başladı. Hatta

Page 113: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

104 Al,İ SEVİM

bu sırada, M e r v a n o ğl u M a n s u r da Amid'den buraya gelip savunma işleriyle bizzat ilgileniyordu. Bizans kalelerinin en dayanıklısı olan ünlü Amid ve Silvan kalelerinin alınması, gerçekten çok güç idi ve uzun süre­li bir kuşatma savaşına ihtiyaç gösteriyordu. Bu iki kaledeki çarpışmalar devam ederken başkumandan F a h ru d d e v l e'ııin bölgenin öteki kent ve kalelerine yolladığı kuvvetler, Mardin, Siirt, Erzen ve Hasankeyj'deki savunmayı kolaylıkla kırmayı başardılar. Memleketinin :İstilası ve kaybı karşısında ümit­sizliğe düşen M e r v a n o ğ lu, veziri E b {ı S a li m'i Silvan'da kendi yerine vekil bırakıp h alka ve asker]ere, "Ona, kesin olarak itaat etmelerini" bildirdikten ve özellikle ülkesjnin savunmasııu yakınlarına bıraktıktanı sonra, şehir ilerigelen­leri, emlrler, kabile reisleri ve birçok değerli armağanlarla birlikte bizzat lsfahan'da sultan M el i k ş a h'ın katına çıkıp, "ülkesine karşı girişilen Selçuklu askeri harekatını duı durınası" hususunda rica ve istirhamda bulunmak üzere, Silvan'dan gizlice ayrıldı. lsfahan'da birçok Selçuklu emirleri, h atta vezir N i z a mü l m ü l k ile de görüşüp aı-acı olmaları için, getir­diği armağanların bir kısmını onlara vermesine rağmen sultan tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerine son bir girişimde bulunarak sultanın karısı T e r k e n H a tu n'u da ziyaret edip, "huzura çıkabilmesi için onun aracılık etmesi" husu­sunda büyük çaba gösterdi, fakat başarı sağlayamadı. So· ııunda sultanın "yalnız Silvan'ın kendisine bırakılabileceği, . ülkesinin öteki bütün kent ve kalelerinin doğrudan doğruya Selçuklu yönetimine geçmesi gerektiği ve bu takdirde hareka· tııı derhal durdurulacağı" hususundaki teklif ve kararı, ken­disine bildirildi. Bunun üzerine M e r v a n o ğ l u sultanın hu teklifini, kalelerin sağlam, savunmalarının iyi y apılmakta olması ve ayrıca yaklaşmakta olan kış yüzünden harekatın gevşeyeceği sebepleı·iyle, diişmeyeceğine inanan veziri E h u S a l i m ile mektuplaştıktan sonra, kabule yanaşmadı.

Page 114: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 105

Öte yandan Amid kuşatması şiddetle sür dür ülüyor du. Şehir içinde, Hıristiyan halkın yiyecek maddeler ini depo edip saklamalar ı ve Müslüman halka satmamalar ı sebebiyle kar ışıklıklar çıkıyor , yiyecek elde etmek için Müslümanlar, Hıristiyanlar mahallelerine baskınlar yapıyor lar dı. Amid )\fer­vanlı asker i valisinin ser t tutumu, özellikle Müslüman halka kar şı gir iştiği zulme var an har eket1er i sonunda, kar ışıklıklar yatıştırıldı, fakat şimdiye kadar Mer v a n oğlu'na bağlı kalmış olan Amid Müslüman halkı, ger ek valinin sert hare­ketler i, ger ekse açlık tehlikesi sebebiyle savunmadan vazgeçip teslim olmaya kar ar ver diler. Çok geçmeden E b ulha s an adlı bir Müslüman köylünün yönettiği kalabalık bir halk kitlesi, sur lar a çıkıp F ahr ud devle lehine göster iler de bu­lunduktan sonr a derhal sur kapılar ından bir isini açıp, Sel­çuklu kuvvetler inin kolayca şehre gir melerini sağladılar (Ma­yıs 1085) . Öte yandan Amid'in düştüğünü haber alan F ah­r ud d ev le, Silvan'dan sür atle geler ek şehir de genel af ilan etti, onların eski veziri olması dolayısıyla Amid1ilere çok iyi muameleler de hulwıdu; uzun bir sür e yiyecek sıkıntısı çeken halka dışar dan yiyecek maddeler i getir tip dağır ttır dı. Şehir yönetiınini oğlu Z a imüd dev l e'ye, askeri valiliğini de emir Çubuk'a ver dikten sonr a yeniden Silvan kuşatmasını yakından yönetmek üzer e, or aya gitti.

Hala lsfahan'da bulunan ve ü1kesinin yönetimini elinde tutma ümidini kaybetmeyen Mer vano ğlu M ansur , Ho­rasan'da isyan eden kar deşi T ek i ş'in teslim olma haıekatını bizzat yöneten sultan Melikş a h'ın kar ar gahına kadar gide­r ek "huzur a kabulünü" istemişse de haşan sağlayamamış, sultanın eski teklif i, yani "sadece Silvan'a r azı olması" yeniden kendisine bildirilmiştir. İşte tam hu sır ada, başkumandan F ahr u dd evle, sultana bir ulak gönder er ek "Amid, Siirt, Erzen, Bitlis, Ahlat ve Hasankeyf kentler iyle bir likte bir çok kaleler in düştüğünü" bildir di. Bu haber in kar ar gahta yayıl-

Page 115: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

106 ALİ SEVİM

ması üzerine, tam bir ümitsizliğe düşen Mervano ğlu, hu kez "sultanın teklifini kabul ettiğini" bildirdi ise de "artık vaktin geçmiş olduğu" söylenerek kabul edilmedi. Fakat kendi aleyhine cereyan eden bütün bu olumsuz durum ve sonuçlara rağmen o, ülkesine yeniden hakim olma yolundaki ümidini hala yitirmeyerek, karargahtan ayrılmadı ve sultanla birlikte lsjahan'a döndü.

Öte yandan Silvan kuşatması bir yıldan beri sürüp gidi­yor, kale bir türlü alınamıyordu. Harekatı yöneten ha cip Altuntak'ın aniden ölümü üzerine, F a hrudd evle'nin is­teği üzerine, Hasankeyj'de bulunan G e vher ayin büyük bir kuvvetle gelip kuşatmayı şiddetlendirdi. Şehrin dışarı ile ilişkisi tamamen kesildi ve özellikle büyük mancılıklarla surlar dövülmeye haşlandı, suru savunan askerler de şiddetli ok yağmuru karşısında aciz kaldılar. Harekat böylece bir süre devam ettirildikten sonra bütün kuşatma aletlerinin kullanılması sonucunda, surlardan bir kısmı yıkıldı ; Sel­çuklu kuvvetleri, bu yıkılan yerlerden saldırıya geçerek şehre girdiler (Ağustos 1085). Üç gün süren bir çarpışma sonunda, şehrin bütün burçları elegeçirildi. Savunmasız halkın aman dilemesi üzerine Gevher ayin, çarpışmaların derhal durdurulmasını emretti. Başkumandan F ahruddevle, daha sonra şehre gelip A"mid'de olduğu gibi, burada da genel af ilan etti ve iç - kaleye çıkarak burasını da teslim aldı (Eylül 1085). Daha sonra Mervanoğlu'nun hapisten çıkarılan eski Müslüman veziri E b u T a hir'in yardımlarıyla, Mer­vanlı ailesinin değerli hazinesi elegeçirildi. Bu hazine ve değerli eşya, bizzat Za inıüd d e vl e tarafından başkent ls­fahan'a götürülerek Sultan'a takdim edildi.

Merv a nl ı b eyl iği'nin başkenti Silvan'm düşmesinden sonra, Selçuklu kuvvetlerine karşı hala direnmeye devam eden öteki kaleler de birer birer teslim olmak zorunda bırakıldı-

Page 116: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 107

Mardin

izre'

Diyarbekir Alat Büyük Selçuklu İ mpara­torluğu

Türkmen

Diyarbekir Arap Hapnr Suyu'

JWervanlı

T�öklgeddc 1Ye1ııi . Diyarbekir Ahlat uı· ev et erı

Sifoan Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na

Bağdad'a İsfahan'a

Türk Eyfılet Genel Valiliği Menşuru­

mı Silvan'a 1092

Suriye Selçuklu Diyarbekir

uzey � Suriye'ye Doğu - Anadolu

Page 117: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

108 ALİ SEVİM

Diyarbekir

Diyarbekir Ahlat Türk

1 - Mardin, Silvan Hasankeyj'de Artukoğulları.

2 - Amid' e Yınaloğulları.

3 - Bitlis'te Demleçoğulları .

4 - Siirt Erzen'de Toganarslan ailesi.

5 - Ahlat - Van Sundukoğulları, Ahlatşahlar.

Türk Türkleşmesi Haçlılarla

Türk XII.

Türk XIII . Anadolu Türkiye Selçuklu Devleti'­

Müslüman Türk­lerin, IX.

Anadolu 1015-1086 Selçuklu Başbuğ ve Sultanları'nın

Türklük

Türk 1071 Malazgirt

Page 118: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 109

Zaferi'ne kadar yapı1an mücadelelerde Bizans'ın doğu sınır­larındaki öncü kuvvetlerini oluşturan Gürcü, Ermeni ve Aphaz'ların direnişleri süratle kırıldıktan sonra, batı yönün­deki yollar üzerinde yer alan Erzurum, Erzincan, Malatya, Sivas, Kayseri, Konya v.s. gibi belli · başlı Bizans savunma merkezleri etkisiz hale getirilmiş , özdlikle bütün Bizans direnişini kıran Malazgirt Zaferi'nden sonra da Türkler Bo­ğazlara ve Adalar Denizi kıyılarına kadar dayanmışlardır. XI . yüzyıldan itibaren başladığını gördüğümüz ve özellikle sultan Mel ik ş ah d evrinde, ünlü vezir N i z a mülmülk'ün büyük icraatı arasında yer alan 24 Oğuz boyuna mensup kala­balık göçebe Türkmen kitleleri, Türkistan, Horasan ve Azer­baycan'dan Anadolu'ya sevk edilerek onlara burada yurtlar verilmek suretiyle yerleştirilmeleri olayı, Anadolu'da Türk nüfusunun yerli halka oranla süratle çoğalmasını ve do­layısıyla hakim duruma geçmesini sağlamıştır. Bu hu­sus, bugün bir kısmı elimizde bulunan arazi sayım defter­lerinde de açık ve seçik olarak görülmektedir. Bunun sonu­cunda, Anadolu'daki pek çok bölge, yöre, ilçe, bucak, köy, ova, dağ, tepe, ırmak, çay ve derelerin Türkçe adları (Coğ­rafi adlar), bugün hala o zamanki şekillerini korumakta­dır. Böylece Anadolu'ya sevk edilen Türkmenler, hu ül­kede, Orta - Asya'da yaşadıkları bölgelere uygun yörelere yerleşmek suretiyle eski yaşamlarım sürdürmüşlerdir. B u cümleden o1arak bütün kültür varlıklarıyla, eşyasıyla "bir evden bir eve taşınır gibi" bir millet halinde Anadolu'ya gelen Türkler, bir yandan, Orta - Anadolu ve Adalar Denizi kıyı­larına kadar uzanan geniş ve otlağı bol ovalara yerleşirlerken, bir yandan, Canik ve Ilgaz dağlarını aşarak Karadeniz'e, öbür yandan da Toros Dağlarını geçerek Çukurova ve Akdeniz kıyılarına değru yayılıp yurt tutmuşlardır. Özdliklt bu Tiirk­men kitleleri, aile başbuğlarının veya yurt tuttuklaı ı bölge, yöre ve oymak adlarına göre, İnallı. Danişmendli, Dulkadırlı,

Page 119: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

110 ALİ SEVİM

Bayburtlu, Maraşlı, Germiyanlı, Bozdağlz , Akçalwyunlu, Ka­rakeçili, Tekelü, Dündarlu, Karalıisarlı, Ramazanlu, Tecirli, Özerlü, Ceridlü, Osmanlı v.s. �bi adlar altında, yeni yeni boy ve oymaklar meydana getirmişlerdir. Daha sonraki devir­lerde bu Türkmen zümreleri, zaman zaman birleşmek suretiy­le, çeşitli adlar altında, büyüklü - küçüklü birçok devletler kurup, o devir siyasi tarihinde önemli roller oynamışlardır. Bu Türkmen kitlelerinden başka, Orta - Asya'nın Karaçuk, Karnak, Sağnak, Sitgün, Barçınlığkent vs. gibi çeşitli kent­lerindeki yurtlarından, daha iyi yurt bulma amacıyla, sahip oldukları bütün kültür unsurlarıyla birlikte göç eden Tiirl.� kitleleri de artık göçebeliği bırakan Türkmenler gibi, Ana­dolu'daki mevcut yerleşim merkezlerine veya yeniden kuru­lan il , ilçe ve köylere yerleştiler, eski yurtlarındaki sanat ve ticaret işlerini, burada da devam ettirdiler. Türkiye Selçuklu Devleti başta olmak üzere, Anadolu'nun çeşitli bölgeleriude kurulan ve adları yukarıda belirtilen Türk devletlerinin yö­netimleri altında tutulan, Karadeniz ve Akdeniz kıyı kentleri dışındaki bütün Anadolu, artık Tür!� hakimiyetine geçmiştir. Bununla beraber XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Haçlı seferlerinin başlaması ve bundan faydalanan ve Anadolu'yu artık kaybeden Bizans'ın yeniden saldırıya geçmesi sebep­leriyle Türkler Orta - Anadolu'ya çekilmek zorunda kalmış­lardı. Fakat Türkiye Selçuklu Dcvleti'nin büyük çabalarıyla ve özellikle Orta - Asya ve Azerbaycan'dan yapılan sürekli Türkmen göçleri sayesinde, Anadolu'da kısa zamanda, Türk hakimiyet ve yönetimi yeniden ve tam anlamıyla kurul­muştur. Böylece, miladi iV. yüzyılın sonlarından itibaren başlayan Türk giriş, istila ve fetihleri, 1085 /1086 yılına kadar hiç durmaksızın devam etmiş, Büyük Selçuklu Devleti sultanı Mel ik ş a h zamanında kurulan Tiirkiye Selçuklu Devleti'nin ilk hükümdarı K u t a l mı ş o ğlu Sü leym an'ın büyük azını,

Page 120: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 1 1 1

Tiirk

Tiirk yurdu, Tiirkiye Anadolu Fatihi Ulu

Tiirk Hiikiimdarı'nı

Tiirkler

Page 121: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 122: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

378

395

398

516

1015

1021

1028

1037

1038

1041

·1042

K R O N O L O J İ C E T V E L İ

Batı (Avrupa) Hunlarının Tuna ır­mağını geçip Roma imparatorluğu topraklarını istilaları .

Hunların ilk Anadolu istilası.

Hunların ikinci Anadolu istilası.

Sabarların Anadolu'ya akınları.

Ç a ğr ı B ey'in Doğu - Anadolıı'ya ke­şif seferine çıkması.

Ç a ğrı B ey'in Doğu - Anadolu keşif seferini sona erdirmesi.

Gazneli sultan M ahmu d'un Nave­kiyye Türkmenlerini yenilgiye uğrat­ması.

Navekiyye Türkmenlerinden bazı züm­relerin Doğu - Anadolu'ya akınlarda bulunmaları.

Navekiyye Türkmenlerinin, Bizans ku­mandanı il . B a gr a t'ı yenilgiye uğ­ratmaları.

Navekiyye Türkmenlerinin Azerbaycan hakimi Vehsudan'la yaptıkları sa­vaşta yenilgiye uğramaları.

Nôvekiyye Türkmenlerinin A'lusul emi­ri K ar v a ş ve müttefiklerini bozguna uğratılmaları.

Page 123: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

114

1043

1044

1045

1047/48

18 Eylül 1048

1049/50

1054

1055/56

1057/58

1058

ALİ SEYİM

Navekiyye Türkmenlerinin Musul'u iş­galleri.

Musul emiri K arvaş ve müttefik­lerinin Nfıvekiyye Türkmenlerini boz­guna uğratıp Musul'u geri almaları.

Nfıvekiyye Türkmenlerinin Van Gölii bölgesi Bizans valisi S t e p han o s 'u yenilgiye uğratmaları ve tutsak al­maları.

Bizanslıların Büyük Zap Suyu sava­şında Selçuklu kuvvetlerini yenil­giye uğratmaları ve prens H a s a n'm şehit olması.

Selçuklu ordusunun Hasankale yöre­lerinde Bizans ordusunu yenilgiye uğratması ve Lip a rit'in tutsak alın­ması.

Selçuklu - Bizans barış antlaşmasınııı imzalanması.

Sultan T u ğrul'un Anadolu seferine başlaması.

Erran Selçuklu valisi Ebuss evar'ın Türkmen kuvvetleriyle Anadolu'da akınlara girişmesi.

Selçuklu prens ve emirlerinin Anado­lıı'da akınlara girişmeleri; Kars ve Anı kalelerini kuşatmaları.

Emir D inar'ııı şehit olması.

Page 124: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

1059

1061

1062

Şubat l OM,

Temmuz 1064

Ağustos 1064

1064

1064/1065

Ağustos 1067

1067 /68

1068

Mart, Kasım 1068

ANADOLU'NUN FETHİ l l5

Sultan Tuğrul'un buyruğuyla Ana­dolu'ya Selçuklu akmlarının yeniden başlaması ; Sivas'ın elegeçirilmesi.

P a nk a r a s komutasındaki Bizans or­dusunun Selçuklu kuvvetleri tarafın­dan yenilgiye uğratılması.

Sultan Tu ğrul'un Azerbaycan ve Er­ran'a yeni bir seferi.

Sultan Alp ars lan'ın ilk Anadolu ha­rekatına başlaması.

Sultan Alpars lan'ın Akşehir (Se­fidşehr J'i fethi.

Sultan A 1 p ar s 1 a n 'ın Anı kalesini fethi.

A lpars lan'ın oğlu M el ikş a h'ın An­berd ve ]\iferyemnişin kalelerini fethi.

H o r a s a n S a l arı'nın Urfa'yı başa· rısız kuşatması.

Emir Afşin'in Antakya yörelerine akınları ve Haleb'e gelişi.

Sultan Alp ars l an'ın ikinci Anadolu '3eferi.

H a n o ğlu H arun ve Halep cnıiri M ah nı u d 'un Bizanslılarla başarılı mücadeleleri; Artalı ve İmm kalele­rini fetihleri.

R o nı a n o s D i o genes'in Anadolıı ve Kuzey - Suriye seferi ; Menbiç, Artalı ve İ mm kalelerini elegeçirmesi.

Page 125: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

116

Temmuz 1068

Nisan 1069

1070 Ortaları

Mart 1071

Nisan 1071

25 Ağustos 1071

26 Ağustos 1071

1071

1072

Ağustos 1072

24 Kasım 1072

1073

1073/74

ALİ SEVİM

Gürcülerin Tiflis'i elegeçirmeleri.

Emir S avtekin'in Gürcistan seferi.

Sultan Alp ars lan'ın Anadolu ve Kuzey - Suriye seferi.

Sultan Alp ars lan'ın Urfa kuşatması.

Sultan Alpars lan'ın Halep kuşat­ması.

Selçuklu ve Bizans ordularının Ma­lazgirt Savaşı ıçın savaş düzenine geçmeleri.

Sultan Alpars lan'ın Malazgirt za­feri, Bizans imparatoru R o m a n o s D i o g e nes'in tutsak alınması.

Mihae l Dukas'ın Bizans impara­toru olması.

R o m a n o s D i o g enes'in, Androni­k o s D uk a s tarafından Tarsus ova­sında yenilgiye uğratılması ve tes­lim olması.

R o m a n o s D i o genes'in ölümü.

Sultan Alp ars lan'ın ölümü.

Asi Frank başbuğu Urse l'in I o ıı­n e s D u k a s'ı yenilgiye uğratıp tut­sak alması.

Suriye Selçuklu meliki Ats ı z'ın emir Ş öklü ve K ut almış o ğullarını Ta­beriyye'de yenilgiye uğratması ve cn­ları tutsak alması.

Page 126: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

1074

1075

1076

1077

1078/79

1080

1080

ANADOLU'NUN FETHİ 1 1 7

K u t a lmı ş o ğlu S üleymanş a h'ın Antakya yörelerine akınları.

Süley m anş ah'ın İznik'i fethi ve Türkiye Selçuklu Devletini kurması.

Sultan M e likş a h'ın emir S av t e kin'i Şirvan ve Erran bölgesine ataması.

Emir Gümü ş t ekin'in Bizans kuv­vetlerini yenilgiye uğratması.

Sultan M e 1 i k ş a h'ın Gürcistan seferi.

Azerbaycan'dan kalabalık Türkmen kitlelerinin Anadolu'ya gelmesi.

Sultan M elikş a h'ın emir A h m e d'i Gürcistan seferine göndermesi.

1081 S üleym a n ş ah-Al e ks i o s K omne­n o s arasında Dragos Suyu antlaşması­nın yapılması ; Aleks ios K o mne­n o s'un Kuzey - Çin hükümdarına bir elçi göndererek, doğudan Selçuklu­lara saldırmasını önermesi.

1083 Süle y m a n ş a h'ın Çukurova seferi.

Haziran/Temmuz 1083 F a h r u d d e vle'nin Diyarbekir bölge­sinin Selçuklu yönetimine ahnması harekatına atanması ; Türkmenlerin, Müsl im'in kuvvetlerine baskını.

1084 Sultan M elik ş ah'ın Erran bölgesinin yönetimini K ut b e t t i n İ s m ail'e vermesı.

12 Aı·alık 1084 Süleyman ş a h'ın Antakya'yı fethi.

Page 127: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

1 1 8

Ocak

Mayıs

Haziran

Haziran

Ağustos

Nisan/Mayıs

Haziran

Ekim/Kasım

Nisan

ALİ SEVİM

Elbistan - Behisni Su­

riye Selçuklu

Antakya

Amid'in Selçuklu

- Musul Kurzfihil sa­

vaşı.

Haleb'i

Silvan Selçukln

Giir­cistan

Halep

Aynu Seylem

Kuzey - Suriye

iznik'i

Peçeneklerin, Bizans - Kuman bir

B e y'in

Page 128: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 129: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 130: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 131: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 132: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

G E N E L D İ Z İ N

A

Aaron, 30, 31. Abbasi ve Abbasiler, 6, 7, 15,

26, 29, 32, 35, 36, 59, 61, 74, 91.

Abidos, 98, 99. Acara, 86. Adalar Denizi, 75, 97, 99, 109. Adana, 15, 87. Adilcevaz, 34. Adududdevle Fenahusrev, 8. Adriyatik, 3. Afşin, 43, 48, 44, 50, 51, 58,

69, 78. Afyon, 50. Ağlebi Devleti, 8 . Ahlat, 15, 44, 49, 51 , 53 , 54,

56, 57, 58, 59, 68, 99, 101, 105, 107, 108.

Ahmed, Kayıoğlu, 16. Ahmed, Muizüddin, 7. Ahmed, Nasruddevle, 26, 28, 32 . Ahmed, Toganoğlu, 16. Ahmetşah, 43, 48, 59. Akka, 80. Akçakoyunlu, 110. Akdeniz, 74, 82, 109, 1 10. Akhastan (Agarsatan), 46. Akşehir, (Sepidşehr, Akhalke-

lek), 40. Aleksios Komnenos, 3, 77, 78,

79, 85, 95, 97, 98, 99. Ali Süleyhi, 9 .

Aliattes, 63, 67. Allaverdi, 40. Alman, 47, 54. Alparslan, 2, 6, 10, 19, 22, 39,

40, 41, 42, 43, 44, 46, 47, 50, 51, 52, 53, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 64, 66, 67, 68, 69, 71, 73, 75 77.

Alpilek, 59, 77, 79. Altuntak, 100, 103, 106 . Amaçur et - Türki, 16. Amasya, 16, 72, 73, 78, 79, 83. Amanos, 44. Amid (Eski Diyarbakır), 15,

28, 38, 99, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 108.

Amik Ovası, 91. Amdriyye, 48. Anadolu, I, V, 2, 3, 4, 5, 6,

13, 14, 15, 17, 19, 21, 22, 23, 25, 27, 29, 30, 33, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 49, 50, 51, 54, 55, 59, 60, 75, 76, 77, 79, 81, 83, 85, 88, 90, 96, 108, 109, 1 10, 111 .

Anasıoğlu, 23, 25 , 27 , 28. Anazarba, 15, 87. Anberd (Buirakan), 40. Andronikos Dukas, 5, 63, 67,

73. Anı, 24, 31, 35, 41, 42, 86. Ankara, 15, 16, 77, 84.

Page 133: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 134: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 125

Boğa, 23, 25, 27, 28. Bozan, 95. Bozdağlı, 1 10. Bozkır savaş taktiği, 66. Buhara, 51 . Buhtan, 25. Bulgar, 54. Bursa, 82. Busr Afşin!, 16. Büveyh (Bı1ye ), Ebı1 Şuca, 7. Büveyhoğulları, 1 , 2, 6, 7,

8, 28. Büyük Zap Suyu, 30.

c Cercerai, Ebulkasım, 9, 10. Ceridlü, 1 10. Cibfıl, 7. Cizre, 25, 26, 99, 100, 101, 107. Cürcan, 1.

ç Çağrı Bey, 1 , 13, 20, 2 1, 29, 35. Çaka Bey, 95, 97, 98, 99. Çanakkale Boğazı, 97, 98. Çankırı, 16, 83. Çavlı, 59. Çavuldur, 59. Çermik, 99. Çoruh, 34, 36, 82, Çorum, 83 . Çökürmüş, 101, 107. Çubuk Bey, 91, 101, 105. Çubukoğulları, 75. Çukurova, 13, 48, 83, 87, 109.

D Dalassenos, 98. Dana, 23.

Dandanakan, 1 , 22, 29, 76. Danişmendliler, 59, 75, 82, 109. Demleçoğulları, 75, 108. Denizli, 60, 84. Derbend, 46, 47. Derbesak, 89. Develi, 36. Devlet, 59, 77, 79. Dımaşk, 9, 53, 92. Dicle, 24, 30, 37, 43, 51 . Dinar Bey, 36. Diphisar, 42. Divriği, 45, 47, 82. Diyarbakır, 1, 25, 26, 27, 28,

32, 37, 43, 51, 52, 54, 58, 75, 83, 99, 100, 101, 107, 108.

Doğu - Anadolu, 14, 15, 20, 21 , 24, 29, 33, 35, 36, 41, 42, 50, 51, 53, 58, 83, 85,

Don, 14. Dovin, 21, 30. Dragos Suyu, 85, 87, 94. Duduoğlu, 48, 54, 78, 1 . Dulkadırlı, 109. Duneysir (Koçhisar = Koçar kö-

yü = Kızıltepe), 99. Düheyl, 35, 42. Dülük, 44. Dündarlı, 110.

E

Ebiverdi, Ebul - Muzzaffer Mu-hammed, 89.

Ebı1 Abdullah, Şeyhülislam, 32. Ebı1 Sabit et-Türk!, 16. Ebı1 Salim, 100, 104. Ebı1 Sehl, 36.

Page 135: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

126 ALİ SEVİM

Ebu Tahir, 106. Ebu Talip İbn Ammar, 87. Ehulganaim İhnülmahlehan, 59. Ehulhasan, 105. Ehulheyca Hezbani, 24. Ehulkasım, 88, 94, 95, 97. Ebu Yezid Harici, 9. Edremit, 98. Efes (Ephesos), 97, 99. Elbistan, 83, 89. Elcezire, 8, 15, 24, 43, 57,

100, 101, 103. Emevi, Emeviler, 6, 7, 29, 32 . Emirdağ, 48. Enbari, Ebu Tahir, 99. Erbasgan (Erhasan), 47, 50,

51, 57, 69, 81 . Erciş, 15, 28, 33, 51 , 56. Ergani, 37, 42, 43, 99. Ermeni ve Ermeniler, 20, 24,

29, 30, 31, 36, 37, 40, 42, 54, 57, 67, 69, 76, 82, 83, 84, 86, 109.

Ermeni katolikosluğu, 87. Ermeni patrikliği, 37. Erran, 1, 2, 24, 30, 35, 37, 54,

85, 86. Erzen, 15, 25, 54, 57, 75, 99,

104, 105, 108. Erzincan, 34, 36, 75, 82, 109. Erzurum, 13, 15, 30, 31, 34,

36, 56, 92, 75, 82, 86, 109. Eskişehir, 16, 84. Evdokia, 5, 6, 45, 46.

F Fadlun, 24, 42, 46, 47, 85. Fahruddevle, 101, 102, 103,

104, 105, 106, 107.

Fatııni, Fatııni halifeliği, 11 , 7 , 8 , 9, 10 .

Fatih Mehmet, 6. Fazl, Karinoğlu, 16.

Ferec et - Tiirki, 16. Ferihurz, 46. Fetihname, 42, 74.

Fırat, 8, 9, 13, 36, 37, 43, 4� 49, 52, 53, 57, 75, 79, 89.

Filistin, 2, 9, 79, 80, 91 . Foça, 97. Frank, Franklar, 34, 27, 54,

56, 68, 77, 78.

G

Gag, 85. Gagik, 24, 34. Ganem hurcu, 53. Gaziantep, 44, 89. Gazne, Gazneliler, 2, 8, 19, 21 ,

22, 23 . Gelibolu Yarımadası, 97. Gence, 30, 35, 42, 85, 86. Georgios Maniakes, 3. Germiyanlı, 1 10. Gesta Robert Wiscardi, 63. Giorgi, Davidoğlu, 40. Girit, 98. Göktaş, 23, 28. Gölcük, 99. Gümüştekin, 43, 44, 82. Güney doğu - Anadolu, 75, 79,

87, 99. Gürcistan, 30, 40, 42, 46, 57,

85, 86.

Page 136: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 137: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

128 ALİ SEVİM

Kahire, 1 1 . Kakuyeoğulları, ı . Kalikala (Eski Erzurum), 15. Kalincar, 23. Kangarnı, 40. Kapar (Kebir), 36, 76. Karaçuk, 1 10. Karadağ, 44. Karadeniz, 13, 14, 83, 86, 109,

1 10. Karahanlı Devleti, 2, 19, 21,

22, 23, 43, 47. Karahisarh, 1 10. Karakeçili, 1 10. Karaman, 44, 49. Karasu, 13 . Karatekin, 83. Karnak, 1 10. Kars, 34, 35, 86. Karvaş (Ukayloğlu), 26, 27. Kastamonu, 4, 83. Katakalon, 31. Kawasyana, 89. Kayseri, 15, 20, 44, 47, 49, 50,

56, 77, 83, 94, 109. Kedrenos, 55. Kefertab, 92. Kekavmenos, 30, 31, Kelkit, 82. Kemah, 15, 36. Khaçator, 36. Khartli, 46. Kıbrıs, 96. Kılıçarslan I., 98. Kınalı Ada, 73. Kınnesrin, 92. Kıpçak, 54. Kısas (Kisos = Aksos), 42.

Kızıldeniz, 7, 9. Kızılırmak, 38, 50, 77, 82. Kicaçiç, 36. Kiev Rus Prensliği, 4. Kilaboğulları, 90. Kios, 95. Kirman, 7. Kocaeli Yarımadası, 82. Koınnenler hanedanı, 3. Konstantin VIII., 3. Konstantin IX., 4, 31. Konstantin Dukas X., 5, 45,

73. Konya, 15, 49, 109. Kuban, 14. Kudüs, 14. Kumanlar, 5, 98. Kursık, 13. Kurtuluş AkçaH (Fidye-i ne-

cat), 32, 71, 77, 78. Kurzahil, 91, 92. Kutalmış, 1 , 29, 30, 31, 38, 39. Kutalmışoğulları, 78, 79. Kutbeddin İsmail, 86, 87. Kuzey - Afrika, 7, 8, 9. Kuzey - Çin, 85. Kuzey - Irak, 89, 100. Kuzey - Suriye, 9, 44, 48, 4.9,

80, 81, 89, 91, 94. Kündüri, 39. Kür ırmağı, 40. Kütahya, 73, 81 . Kutayis, 86.

Laodicea, 50. Latmin, 92.

L

Page 138: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 129

Lebeau, C . H., 60. Leon Dehatenes, 57. Liparit, 20, 31, 85. Lori, 40.

M Maden, 99. Mahmud (Gazneli), 23, 48, 52,

53. Makedonya, 5, 16, 35. Makedonya hanedanı, 2, 4. Malatya, 13, 15, 36, 37, 44,

49, 83, 87, 109. Malazgirt, 3, 6, 16, 33, 34, 35,

51, 53, 54, 56, 57, 58, 59, 61, 62, 66, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 83, 101, 108, 109.

Mansur, Ebu Cafer, 6. Mansur, Kutalmışoğlu, 47, 59,

77, 79, 89, 101. Mansur, Nasruddevle, l\'lervan­

oğlu, 99, 105, 105. Mansur, Oğuzoğlu, 23, 25, 26,

28. Manuel Komnenos, 49. Maraş, 15, 47, 83, 89, 1 10. Mardin, 25, 75, 99, 104, 107,

108. Marmara Denizi, 50, 75, 81,

83, 85, 97, 99. Maveraünnehr, 7, 19, 21, 75,

76. Mavropous, 3. Mehdi, 6, 15. Mehmet, Deınleçoğlu, 48, 59,

78 101. Melikşah, 2, 22, 40, 65, 77, 79,

80, 81, 83, 84·, 85, 86, 87'

89, 92, 94, 95, 99, 100, 107, 109, 101, 103, 104, 105, 110.

Memun, 16. Mencekoğlu, 88. Menhic, 48, 53, 71, 75. Mengücük Bey, 82. Merend, 39. Merv, 1 . Mervanoğulları, 1 , 27, 28, 52,

99, 100, 101, 104, 106, 107.

Meryemana Kilisesi, 89. Meryemnişin, 41. Mesud, 23. Mezopotamya, 3. Mısır - Fatımi Halifeliği 1, 2, 4,

7' 8, 9, 10, 11 , 51, 52, 53, 60, 79, 80, 87, 91, 103.

Midilli, 97, 98. Mihael V., 3 . Mihael VI., 4 . Mihael, Attaleiates, 63. Mihael Dukas VII., 72, 73,

77, 81. Mihael Pophlogonien, 3. Mikail, 94. Minuçehr, Ebussevaroğlu, 42. Mirdasoğulları, 43, 48, 52, 90. Misis, 15, 87. Moncuk (Boncuk), Böri, 107. Monomak, 3, 4, 30. Muhammed, Ebu Nasr, 61. Muhammed b . Mansur, 40, 41. Muhammed Sabi'!, Garsunni'me,

55. Muizz Lidinillah, 9 . Muradiye (Bergiri), 33. Murat Suyu, 76.

Page 139: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

130 ALİ SEVİM

Musa İnanç Yabgu, 1, 29. Mustansır, 9, 10, 11, 51 . Musul, 1, 24, 26, 27, 57, 88,

100, 101, 103. Muş, 35, 101. Müdrari devleti, 8. Müslim, 54, 88, 90, 91,

100, 101, 102, 103. Müstekfi, 7. Mütevekkil, 16.

N

Nahçıvan, 21, 39, 42. Nasr, 37, 52, 80. Nasır, Ebulfazl, 32.

92,

Nasr, Şiblüddevle, 9. Navekkiye (Yabgulu), 23, 50. Nelırülcevz, 52 . Nikephoros Botaniates, 45, 78,

83 84. Nikephoros Bryennios, 56, 58,

63, 67, 81 . Nikephoros Melissenos, 50, 84,

85. Niketas Kastamoniates, 97. Niksar, 16, 47, 83. Nişapur, 1, 26, 29, 99. Nizamülmülk, 41, 46, 78, 104,

109. Nizip, 43, 83. Norman, Normanlar, 3, 4, 5,

33, 37, 45, 47. Nusaybin, 26, 43.

o Oğuzlar, VI, 5, 22, 34, 53. Oltu, 34, 86. Opos, 97.

Orta - Asya, 109, Osmanlı, 1 10. Ostrogot, 13.

ö

Ömer (Hz.), 74. Özerlü, 1 10.

p

Palu, 49, 83 . Panaskert, 40. Pankaras, 37.

1 10.

Pasin, 30, 3 1 , 34, 35, 56. Peçenek, Peçenekler, 3, 4, 5,

32, 49, 54, 67, 95. Philaretos Brachanios, 49, 83,

84, 87. 90. Porsuk, 59. Porsuk Çayı, 84, 95. Psellos, 3 .

R

Raban, 89. Rahve, 59. Ramazanlu, 110. Resultekin, 29. Revvadiler, 1 . Rey, 23, 25, 27, 29, 31, 39, 40,

56, 60. Rıfkulhadim, Ebulfazl, 9. Rodos, 97. Roma, Romalılar, 13, 55, 66,

65. Romanos Diogenes, 5, 6, 23,

43, 45, 47, 48, 49, 50, 54, 55, 56, 63, 66, 67, 68, 69, 71, 72, 73, 76, 77.

Page 140: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

ANADOLU'NUN FETHİ 131

Rum, 31, 38, 76. Rumc1i, 35, 47, 63, 81, 82. Rus, 3. Rustov, 46. Rüstem, Burduoğlu, 16. Rüstem! devleti, 8.

Sabarlar, 14. Sahuk, 36. Sadaka, 101.

s

Saduddevle Gevherayin, 58, 68, 69, 106, 107.

Saffah, Ebulabbas, 6. Sağnak, 1 10. Sakaroğlu Ebu Dülef, 42. Sakarya, 48, 56, 78. Sakız, 28, 97. Saltuk, Ebulkasım, 82. Saltuklar, 59, 75. Samanoğulları, 23, 8. Samsat, 15. San'a, 8. Sapanca, 78. Sasani, l·ı. Savtekin, 46, 58, 59, 86. Selçuklu ve Selçuklular, V, 1,

2, 3, 4, 5, 6, 8, 10, 13, 17, 19, 22, 24, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51 , 52, 54, 56, 57, 58, 59, 60, 63, 64, 66, 67, 68, 71, 73, 76, 77, 78, 79, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87' 88, 90, 92, 94, 96, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 106, 107.

Senekerim, 20. Serhenkoğlu, 48. Siirt, 104, 105, 108. Silvan, 15, 25, 26, 28, 54, 57,

99, 103, 104, 105, 106, 107, 108.

Sincar, 26. Sinop, 83. Sisam, 97. Sivas, 16, 20, 36, 37, 38, 49, 50,

54, 75, 77, 83, 109. Siverek, 42, 52. Sökmenliler (Ahlatşahlar), 75. Sugıir ( = Uçlar) ve Avasım, 15. Sunduk, 47, 48, 59, 58, 101. Suriye, 2, 3, 9, 10, 14, 15, 16,

25, 27, 47, 60, 74, 79, 80, 88.

Süleyman, Mervanlı, 25. Süleymanşah, 25, 39, 47, 59,

77, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 87, 99, 89, 90, 92, 93, 94, 97, 110.

Süveydiye, 89.

Şavşat, 40. Şebib, 90.

ş

Şebinkarahisar (Şarkikarahisar), 16, 36, 72, 75, 82.

Şeddadoğulları, l, 29, 30, 46, 85.

Şeki, 46. Şems, 41.

Şirvanşahlar, 29, 46, 86, Şöklü, 79, 80.

Page 141: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 142: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 143: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 144: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 145: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 146: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 147: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 148: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

5 - Malazgirt Kalesi'nden bir kule (Türk Ansik.)

Page 149: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 150: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 151: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 152: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız

s u R y

" ' ") HA,!- EP

5 E l ç u K

ıedilen B .. l o geler ve Beylik! er.

E

u

Tr

a bz o n /"" -- · --· .,,, · - · - · .... ..

c;;!-5

A R 1

., \ .

ı

C i z r.e

Page 153: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 154: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız
Page 155: A N A D O L U' N U N F E T H İ SELÇUKLULAR DÖNEMİ...ve kronolojik hoşlukların tamamlanıp açıklık kazanmaları için zaman zaman kaynaklara da başvurulmuştur. İçinde bağımsız